YEREL HABERLER - 19 Ocak 2017 Perşembe 18:35

Van Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Yaşar;

A
A
A
Van Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Yaşar;

Van Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Mehmet Yaşar, genel sekreterlik görevine getirildikten sonra bir taraftan belediyeye bağlı kurumları ziyaret ederken, bir taraftan da sorunların giderilmesi konusunda çalışmalarını yürütüyor.
Van Büyükşehir Belediye Genel Sekreterliği’ne getirildikten sonra belediyeye bağlı kurum ziyaretlerini aralıksız sürdüren Mehmet Yaşar, bir taraftan da kendisi ile bir araya gelen basın mensuplarını çalışmaları hakkında bilgilendiriyor. Van’ın imar ve kentsel geri dönüşüm sorununun olduğunun altını çizen Yaşar, “Bizim Akköprü deresinde biliyorsunuz asfalt tesislerimiz var. Halen asfalt üretiyoruz orada. 20-30 yıllık bir asfalt üretme makinemiz var. Onu da zaten vali beyin talimatları var. Allah nasip ederse orayı da toprak kale ile bütünleştirip mevcut olan ve yıpranmış olan makineleri sökmek suretiyle kentin ayrıca farklı bir alanında dahi olsa park ihtiyaçlarını gidermiş olacağız. Van’ın imar sorunu var. Kentsel geri dönüşüm sorunu var. En çok imar sorunu yaşandığı ilçelerden birisi İpekyolu ilçesidir. İpekyolu belediyesi şuanda tadilattan dolayı yüzlerce bekleyen dosya var. Kentsel dönüşümden dolayı parası hesapta bekleyen ama inşaatını tamamlayamamış insanlar var. Sarım 57-60 civarında dosyadır. Bir de bir o kadar tadilat dosyaları var. Bununla ilgili de biz Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile beraber bir çalışma başlattık. Valilik toplantı salonunda Vali beyin başkanlığında 3-4 saat bu konu tartışıldı. Bütün belediyeler bir araya gelelim, Edremit, Tuşba, İpekyolu Büyükşehir Belediyesi ile beraber. Biliyorsunuz çevre yolunun yetkisi tamamen Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde. Birde mahkemelik olan dosyalar var. Yani şuanda yürütme durdurma kararı iptal çıktığı halde bitmiş 6-7 katlı binalar var, ama ruhsat yok. Mahkeme aşamasında o binaların durdurulması ile ilgili kararlar çıkmış yan tarafta da bitirilmiş farklı binalar var. Bununla da ilgili çok ciddi tartışıyoruz, istişareler yapıyoruz buralara bir çözüm bulunması için ki yüzlerce insan bundan olumsuz etkileniyor. Özellikle Tuşba bölgesinde 600-700 civarında insan imardaki bu sıkıntıdan dolayı ciddi problem yaşıyor. Van’ı bekleyen farklı ciddi bir sorun daha var. Kentsel dönüşümden eğer biz çok kısa vade de bu sorunlara bir çözüm bulamazsak Mart 2017’den itibaren mevcut olan paralardan faydalana bilme şansları da yok. Bu aynı zamanda Van’daki inşaat sektöründe canlanması anlamına geliyor. Bu çok ciddi bir rakamdır. Yani bunun için bekleyen 300-400’ün üzerinde insan ve kooperatifler vardır. İmar planındaki en büyük sıkıntılardan bir tanesini daha sizlere söyleyeyim. 115-120 tane yıkılan daire var. Rakamlar şimdi birbirini tutmuyor. Yapılmasına izin verilen oradaki önceden ikamet eden insanların sayısı kadar daire imkanı düşmüyor, bir de öyle bir problemimiz var. Alt kattaki bodrum katlarla ilgili ciddi sıkıntılar var kentsel geri dönüşümde. Bununla da ilgili sanırım bir ayı geçmemek üzere çok acil karar alınması gerekiyor. İpkeyolu Belediyesine şuan yeni kaymakam bey atandı, onlarla sürekli istişare var. Edremit ile var. Tuşba ile henüz bir görüşmemiz olmadı. Bunlarla son bir kez daha bir araya gelip bu sorunların çözüleceğine inanıyorum” dedi.
“Cumhuriyet Caddesi’nde zemin katlar ile bir ve ikinci katlardan sonrası çok fazla değer tutmuyor”
Proje ekibi ve daire başkanları ile bir araya geldiklerini ifade eden Yaşar, “Bizim merkez bankasının hemen yanındaki park, birde müzenin yanındaki parkla ilgili daha önceden vali beyle görüşmüştük biz. Ama nihayi bir karar değil. Oradaki terkinle ilgili dedik ki milli emlak ile görüşelim o var olan arsayı da bir önceki parkla birleştirelim ve orada bir park çalışması yapalım. Sizin söylediğiniz ana bina ile ilgili bu var olan esnaflarında sıkıntısını alt katın tamamını yan taraftaki AVM ile birleştirelim bir bütünü ile orayı da ekonomiye çevirelim. Bir üst katında mevcut olan insanların sorunlarını çözebilmek için onlara da alanlar oluşturalım. Bunu yaparken de o insanlarla görüşüp en azından belli bir para ekonomi elde edebilmek için yapacaklarına inanıyorum. Ondan sonrada bir kültür merkezi oluşturalım ve üst katta da belediyeye ait binalar olsun. Cumhuriyet Caddesi’nde zemin katlar ile bir ve ikinci katlardan sonrası çok fazla değer tutmuyor. Oradan elde edilecek gelirle yapılabilirmi yapılır. Teknik elemanlar ile hemen hemen hepsi ile istişare ile vardığı sonuç budur. Bunu henüz vali beyle paylaşmadım. Yan taraftaki parkla ilgili bir de şuanda mevcut olan AVM’nin oto parkında da çıkış sorunu var, bir yol problemi var. Bizim bu çalışmamızla oto parka girişin daha da rahat olacağına yönelik bir görüş var. Bu onlara da bir kolaylık sağlar. Şu an orayla ilgili aklımızda netleştirdiğimiz ve henüz vali beyle paylaşmadığımız yapılış şekli bu. Ama parkla ilgili vali beyle görüşmüşüz ki yazıda gitti. Milli emlaktan o arsa inşallah bize tahsis edilirse orada güzel bir park alanı oluşturacağız” dedi.
“Konya Büyükşehir Belediyesi kardeş belediye oldu”
Kayyum atanmasından sonra birde kardeş belediyecilikle ilgili bir çalışma yapıldığını ifade eden yaşar, “Van’a da Konya Büyükşehir Belediyesi düştü. Konya Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ile bir görüşme yapıldı. Genel sekreterle kendim görüştüm. Merkezi hükümetten de bunlar aranmış bir an evvel diyaloğun sağlanması için. Oradaki yatırım daire başkanlıkları yakın bir tarihte bize bir ziyaret gerçekleştirecekler. Aslında gecikmeleri bizim için bir avantaj. Bizde bu işle ilgilenen arkadaşlarımız Van ile ilgili yapılabilecek projeler ile ilgili şuan ciddi çalışmalar var. Bizde o arkadaşlarımız hem onların tecrübelerinden yararlanacaklar, hem de gelip yerinde bir çalışma yapacaklar. İmarla ilgili, siyasiler inşallah yanlış anmaz beni. 3 yılda 5 yılda yapılmayanın 1 yılda yapılacağına inanıyorum. Belediyede şuanda meclisin görevini biz yapıyoruz, devletin memurları yapıyor. Encümeninde görevini aynı grup yapıyor, komisyonun görevini de aynı insanlar yapıyor. Bizim süreye bağlı bir toplanma süremiz yok. Yani her ayın ilk haftası olarak bir kural yok. Haftanın her hangi gününde istediğiniz zaman imarla, encümenle istediğiniz anda toplantı yapabiliyorsunuz. Bu bir avantaj” dedi.
“Vali beyin atanmasından sonra bazı insanların dilekçeleri alınmadan da isimlerinin gönderildiğini tespit ettik”
Bir basın mensubunun, “Belediyedeki bazı önemli noktalardaki personelin adına dilekçeler yazıp başka yerlere gönderilip belediyelerde bundan dolayı personel bulmakta sıkıntının yaşandığı iddia ediliyor” sorusuna ise Yaşar, “Büyükşehir belediyesi geçiş aşamasında. Belediyenin bir mahkeme başvurusu vardı. Belediye başkanının da bu komisyona dahil edilmesi gerektiği yönünde. Danıştay mahkemesi belediyenin bu başvurusunu haklı gördü. “Dedik ki belediye başkanının da bu komisyonda yer alması gerekiyor”. Kayyumdan bir iki ay öncesine denk geldi bu. Tekrar yeniden başka kurumlara geçmek isteyen insanların müracaatı istendi. O dönemde benden de istendi ama ben imzalamamıştım. Gitmek isteyenler müracaat etsinler işte Başbakanlık Daire Başkanlığına isimleri gitsin orda ihtiyaç duyulan kurumlara göndersinler. Bunların 3 tanede il tercih etme hakkı vardı. Üç tane il yazıyorsunuz devlet nereye isterse sizi orya gönderiyor. Vali beyin atanmasından sonra bazı insanların dilekçeleri alınmadan da isimlerinin gönderildiğini tespit ettik. Bu anlaşıldıktan sonra Personel Daire Başkanlığı yapılan bütün müracaatların tamamını iptal etti. O yüzden geçişler yapılmadı, olduğu gibi bitti. Bu süreçte bir daha açılmamak üzere kapanmış oldu. Öyle bir durum vardı. İnsanlar dilekçe vermedikleri halde kurum, yönetim yada kim varsa başka belediyelerde de oldu sadece büyükşehir belediyesinde değil. Başka belediyelerde de böyle söylenti vardı o yüzden Personel Daire Başkanlığı Ankara’da bu işlemi iptal etti” dedi.
“Burada spor üzerinden hiç kimse siyaset yapmasın”
Van Büyükşehir Belediyespor’a değinen Yaşar, “Geçenlerde malumunuz bir açıklama yapıldı. Belediyenin kaynakları ile yürütülen bir çalışma var, bütün parayı biz veriyoruz, orada gazeteciler aracılığı ile haberleşmeler oldu. Allah’a şükür biz onu kestik. Şuanda bütün kaynağı da yine belediye sağlamaya başladı. Bu günde ciddi bir para aktardık, yardımcı olduk bir şekilde. Transfer dönemi idi çok kısa da bir süre kalmış oradaki yöneticiler ile görüşmemizde ‘siz bir kere 2. lige hazırlanın. Eğer yapacaksanız bu işi sağlıklı bir şekilde çalışmanızı yapın. Transferlerinizi buna göre oluşturun. Asla siyaseti karıştırmasın. Tek şart o’. Burada spor üzerinden hiç kimse siyaset yapmasın. Madem bütün imkanları biz sağlıyoruz o zaman ona göre hazırlıklar yapılsın, transfer buna göre yapılsın, ulu orta her tarafta konuşulmasın bu doğru bir olay değil. Diyalogla çözülmeyecek hiçbir şey yokki” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
İstanbul Öğrencisini zorbalık yaptığı gerekçesiyle uyaran öğretmene veliden şiddet: O anlar kamerada Sarıyer’de bir okulda iddiaya göre, yaşıtlarına zorbalık yaptığı gerekçesiyle öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin babası tarafından okulda şiddete uğradı. Şiddet uygulayan veli polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, şahsın öğretmene yumruk attığı anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, okulda görev alan öğretmen Necla Ö. akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyardı. Uyarı üzerine öğrencinin "Bana nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz" diyerek öğretmeni tehdit ettiği öğretmenin ise, "Evladım ben senin öğretmeninim. Bu nasıl bir üslup?" diyerek uyardığı ileri sürüldü. Öğretmen Necla Ö., daha sonra öğrencinin babası Ali Ç.’yi okula çağırdı. Daha önce de okul öğretmenleri ve yöneticileri ile de tartışarak sorun çıkardığı ileri sürülen Ali Ç., okul koridorunda gördüğü öğretmen Nazlı Ö.’yü yumruk atarak yaraladı. Öğretmen aldığı darbe sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılırken iş göremezlik raporu verildiği öğrenildi. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken veli Ali Ç.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan öğrencinin de benzer nedenlerden dolayı ara dönemde bulunduğu okula nakli yapıldığı ileri sürülürken öğretmenin darp edildiği anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.