YEREL HABERLER - 27 Temmuz 2015 Pazartesi 15:50

Van'da “Madde Bağımlılığı Ve Sosyal Politikalar” Konferansı

A
A
A
Van'da “Madde Bağımlılığı Ve Sosyal Politikalar” Konferansı

Van Büyükşehir Belediyesi, İstihdam İçin Koordinasyon ve Eğitim Projesi (İSKEP) kapsamında “Madde Bağımlılığı ve Sosyal Politikalar” konferansı düzenledi.
Elite World Otel’de düzenlenen konferansa Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban, Portekiz Devlet Kamu Yönetiminden Sorumlu Eski Bakanı ve Portekiz Madde Bağımlılığı ve Uyuşturucuyla Mücadele Ulusal Stratejisi Sorumlusu Alexander Rosa, İSKEP Projesi Teknik Destek Ekibi Takım Lideri Paulo Pedroso, Başkale Belediyesi Eş Başkanı İhsan Güler, akademisyenler, kentin STK temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı.Konferansın açılış konuşmasını yapan Eş Başkan Çoban, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti ortak finansmanıyla başlatılan İstihdam İçin Koordinasyon ve Eğitim Projesi’nin Van Büyükşehir Belediyesi’nin de aralarında bulunduğu 12 belediyede 9 aydır yürütüldüğünü söyledi. Bu proje ile yerel düzeyde istihdam ve sosyal destek hizmetlerinin daha bütüncül bir yaklaşımla sunulmasına yönelik bir model oluşturulduğunu aktaran Çoban, proje ile yerel yönetimlerde hizmet kalitesinin iyileştirilmesi ve dezavantajlı bireylerin istihdam edilebilirliklerinin artırılmasının hedeflendiğini söyledi.
İSKEP Projesi’nin 2011 yılında Türkiye Belediyeler Birliği’nin, Türkiye’deki tüm belediyelere göndermiş olduğu ’sosyal içerme’ başlığındaki bir anketle başladığını, değerlendirilen anket çalışmasının sonucunda Van Belediyesi’nin davet edilen 12 belediyeden biri olduğunu belirten Çoban, "Van Büyükşehir Belediyesi olarak ‘Engelliler, Kadınlar ve Madde Bağımlıları’ olmak üzere 3 hedef grup ile pilot çalışmamızı ve yol haritamızı belirleyerek, Proje kapsamında il genelindeki mahalle meclisleri, sivil toplum örgütleri, mahalle muhtarları ve mahalle sakinlerinin bir araya geldiği bilinçlendirme ve farkındalık eğitimleri vererek, araştırmalar yapıyoruz. Van’da 9 aydır başarıyla devam eden ve 23 ayda tamamlanacak olan dezavantajlı bireyleri eğitim ve istihdama yönlendirmek amacıyla gerçekleştirilen proje kapsamında; dezavantajlı bireylere sunulan hizmetin kalitesinin artırılması ve bu bireylerin eğitim ve istihdama yönlendirilebilmesini takip amacıyla bir veri tabanı oluşturulmuş ve Van Büyükşehir Belediyesi olarak 200’e yakın dezavantajlı vatandaşımıza bu veri tabanı aracılığı ile hizmet sunmaktayız. Proje kapsamında 9 ay içerisinde 3 farklı hedef gruba mensup farklı sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruluşun ve vatandaşların katılımı ile 250’nin üzerinde vatandaşımıza belediyemizde kurulacak olan yeni birimin hizmetlerini anlatan bilgilendirme ve farkındalık toplantıları gerçekleştirilmiştir" dedi.
Büyükşehir Belediyesi olarak, 2015 Ocak ayında Van’da madde kullanımına ilişkin çok önemli bir araştırma yaptıklarını aktaran Çoban, yaptıkları araştırmada çok önemli ve çarpıcı veriler elde ettiklerini belirtti. Yaşları 5 ile 17 arasında değişen 243 çocukla yüzyüze görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade eden Çoban, "Bu çalışma sonuçlarına göre; Van’da sokakta çalışan çocukların yüzde 49.4’ü madde kullanılan ortamlarda bulunduğu, bunların da yüzde 76.7’sinin madde kullanımına eşlik ettiği saptanmıştır. Yine en az haftada bir olmak üzere bu çocukların yüzde 50’sinden fazlası her gün madde kullandıklarını dile getirmişlerdir.Bu rakamlardan da görüldüğü üzere, madde bağımlılığı konusunda kentimizin çocukları büyük bir tehlike altındadır. Kentimizin bugün en büyük sorun bu çocuklarımızın böylesi bir tehlike altında olmasıdır. Yerel yönetimler ve kent dinamikleri olarak bu sorunun çözümünü mutlaka bulmamız ve buna ilişkin politikalar geliştirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
İSKEP Projesi Teknik Destek Ekibi Takım Lideri Paulo Pedroso ise, bu büyük çalışmanın parçası olmaktan mutlu olduklarını belirterek, amaçlarının istihdam ve uyuşturucu madde kullanımına karşı işbirliği oluşturmak olduğunu söyledi. Uyuşturucu madde kullanımına karşı en büyük eksikliklerinin anlayış sorunu olduğunu belirten Pedroso, bu sorununun halen polis ve mahkeme ile birlikte anılan bir durum olduğunu ve bunun çok yanlış sonuçlar doğurduğunu söyledi. Pedroso, "Ama aslında madde bağımlılığı her geçen gün bir sağlık sorunu olarak görülmektedir. Çok az sayıda ülke bu sorunu; güvenlik, sağlık ve sosyal haklar bağlamında ele almaktadır. Madde bağımlılığının daha çok bir sosyal sorun olarak ele alınması gerektiği kanısındayım. Madde bağımlılarının da sosyal hakları olduğunu görmek önemli bir adımdır. Yabancı olarak söyleyebilirim, bu yaklaşımı benimseyen belediyelerde toplum hayatında önemli bir değişim oluşturuyorlar. Hiç bir ülkenin ‘benim yaklaşımım en doğrusudur’ deme hakkına sahip değil. Burada önemli olan Türkiye’de dahil madde bağımlılığına yaklaşımın değişimidir" dedi.
Pedroso’nun ardından Van Büyükşehir Belediyesi Psikologlarından Zin Adıyan, belediyenin çalışmaları ile ilgili bir sunum yaptı.
Portekiz Devlet Kamu Yönetiminden Sorumlu Eski Bakanı, Portekiz Madde Bağımlılığı ve Uyuşturucuyla Mücadele Ulusal Stratejisi Sorumlusu Alexander Rosa da, Portekiz’de 25 yıldır devam eden bir deneyim olduğunu ve bu deneyiminde her geçen gün biraz daha geliştirildiğini söyledi. Rosa, bu modelin en büyük ve önemli temel amacının sorunu bir ’halk sağlığı’ olarak görmeleri olduğunu belirtti. 1970’lerde bu sorunu önemli bir sorun olarak ele aldıklarını aktaran Rosa, 90’lı yıllarda ise bu soruna ilişkin çok önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi. O dönem Portekiz’de yaklaşık 100 bin madde bağımlısı olduğunu hatırlatan Rosa, toplumu en fazla endişelendiren madde bağımlılığı ve madde kullanımı olduğunu söyledi. Rosa, "En fazla kullanılan madde kenevirdi ve en önemli madde ise eroindi. Bizim açımızdan üzerinde durulması gereken konu eroindi. Çünkü eroin kullananlar toplumdan çok daha hızlı uzaklaşıyorlardı. Önümüzde iki alternatif vardı. Ya gerekli önemi gösterecektik ya da bu sorun daha da büyüyecekti. 1990’ların sonunda kamuda tedavi ağları oluştu. Bu noktada bazı yenilikçi yöntemler denedik. Mesela kullanıcılara yeni şırıngalar verdik. Yine madde kullanımı bir suç olmaktan çıkardık. 2000 yılı itibari ile hiçbir madde kullanıcısı ceza almıyor ve cezaevine gönderilmiyordu. Biz bireyi birey olarak ele alıyoruz. ’Bu birey için uygundur’ demiyoruz, aksine birey için gerekli uygun çözümü bulmaya çalışıyoruz. Herhangi bir sorunla karşılaştığımızda bu kişiyi cezaevine göndermek yerine bu birey için neler yapabilirizi araştırıyoruz, kişide bu zararı nasıl en aza indirebiliriz diye konuşuyoruz. Bu kişilerin temiz olabilecekleri, duş alabilecekleri, kıyafet alabilecekleri bir yöntem uyguluyoruz. Kontrollü olarak bu kişilere metedom programları uyguluyoruz. Bütün dünyada kullanılan iki yaklaşım var. Birincisi suç olarak görülmesi. Bu yaklaşım dünyada kabul gören yaklaşımdır. İkinci yaklaşım ise Portekiz’de benimsenen yöntem. Bizim yöntemimiz bunu davranışsal hastalık olarak görüyor. İnsanlar eğer bağımlı ise bu kişilere sosyal destek sağlayarak tedavi için uğraşıyoruz" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Kız çocuğuna cinsel istismar iddiasında kuaföre 47 yıl 15 aya kadar hapis talebi Zonguldak’ta 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan kadın kuaförü H.E. hakkında 47 yıl 15 aya kadar hapis cezası talep edildi. İddialara göre, kadın kuaföründe stajyer olarak çalışan 14 yaşındaki kız çocuğu, işletme sahibi olan H.E. tarafından cinsel istismara uğradığını öne sürdü, ayrıca mesajlar da gönderdiğini belirterek ailesine durumu bildirdi. Aile durumu polise anlatarak şüpheli H.E.’den şikayetçi oldu. Pedagog eşliğinde kız çocuğunun da ifadesine başvuruldu. H.E. ekiplerce yakalanarak gözaltına alındı. 47 yıl 15 aya kadar ceza talep ediliyor Zonguldak Adliyesi’ne sevk edilen H.E. nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. H.E.’nin işyerinde beceri eğitim aldığı öğrenilen diğer iki çıraklık öğrencisinin de tek taraflı olarak işyeriyle sözleşmesini feshetti. Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Tutuklu sanık H.E. hakkında, çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğa karşı cinsel taciz suçlarından toplamda 47 yıl 15 aya kadar hapis cezası talep edildi. Kendisinden uzak durması için bıçak çekmiş İddianamede H.E.’nin mağdur kız çocuğuna “Seni istiyorum, çok güzelsin” dediği, mesajlar gönderdiği ve zamanla dokunmaya başladığı yer aldı. Herkesi dükkândan çıkartan H.E.’nin kendisini çıkartmadığını, kıyafetlerini çıkartmaya çalıştığını ancak buna izin vermediğini anlatan mağdur Ö.T., kendisinden uzak durması için bıçak çektiğini anlattı. Mağdur çocuk; H.E.’nin bir süre önce de kendisini işyerine kilitlediğini kapıyı ise yedek anahtarla açıp kurtulduğunu ve yaşananları öğretmenine anlattığını aktardı. Suçlamaları reddedip "iftira" dedi Suçlamaları kabul etmeyen H.E. ise Ö.T.’nin işyerinde çıkardığı huzursuzluklardan dolayı uyardığını ve böyle devam ederse işten çıkartacağını söylemesi üzerine kendisine bu şekilde iftira attığını öne sürdü. Tanıklardan B.S., mağdur Ö.T.’nin yaşadıklarını anlatması üzerine polise giderek şikayetçi olması gerektiği iddianamede yer aldı. Öte yandan işyerinin güvenlik kamerasının olay tarihinde tadilat sebebiyle olmadığı, işyerinin çevresinde işyerini gösteren güvenlik kamera sistemine rastlanılmadığı da iddianamede yer aldı. H.E.’nin telefon incelemesinde suç veya suç unsuruna rastlanılmadığı, WhatsApp uygulamasının daha önce kullanıldığı ancak inceleme sırasında telefonda yüklü olmadığı da kaydedildi. Sanık önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.
İstanbul Taste Of The World Dünya Lezzetleri CarrefourSA’da buluştu Dünya’nın farklı ülkelerinden lezzetler, Chamber Corner iş birliğinde CarrefourSA’da buluştu. CarrefourSA ev sahipliğinde gerçekleşen Taste Of The World etkinliğinde, Türkiye’de faaliyet gösteren 11 ikili Ticaret Odası ve İstanbul Ticaret Ofisleri geleneksel lezzetleri ile yer aldı. Sabancı Topluluğu ve Carrefour Grup iştiraki, Türkiye perakende sektörünün öncü markalarından CarrefourSA, Türk ve Dünya mutfağının farklı lezzetlerini Fulya CarrefourSA Hiper mağazasında bir araya getirdi. Markanın ev sahipliğinde bu yıl ilk kez gerçekleştirilen ‘Taste of the World’ etkinliğine Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avusturya, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İtalya, İsveç, İsviçre, Yeni Zelanda Ticaret Ofisleri ve ikili Ticaret Odaları katıldı. Türkiye ile birlikte 12 ülkenin geleneksel lezzetlerinin tadıldığı etkinlikte misafirler ülkelerin şefleri tarafından hazırlanan özel lezzetleri deneyimledi. “Ülkeler arası ticari ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlıyoruz” Türkiye’nin bir gastronomi ülkesi olduğunu ve ilk kez böyle bir etkinliğin gerçekleştirildiğini ifade eden Kartallıoğlu, “Bu buluşmaya ev sahipliği yapmak bizler için de oldukça değerli. 59 ilde 11 bine yakın çalışanımızla birlikte hizmet verdiğimiz 1000’den fazla mağazamızda "Yeni Nesil Market" vizyonumuz doğrultusunda 40 binden fazla yerli ve global markaların ürünlerini müşterilerimizle buluşturuyoruz. Bugün burada yer alan 11 ülkenin de farklı kategorilerindeki ürünleri mağazalarımızda, raflardaki yerini alıyor. Bu buluşmayla ülkelerin yemek kültürünü paylaşmalarını ve öğrenmelerini amaçlarken, aynı zamanda ülkeler arası ticari ilişkileri de güçlendiriyoruz. Uluslararası ilişkilerde gastrodiplomasinin önemi çok büyük. Bu etkinlikte yemek kültürümüzü ve lezzetlerimizi paylaşırken; ülkelerin ulusal ürünlerini CarrefourSA çatısı altında sunmalarına da destek veriyoruz” dedi. Açılışta ikili ticaret odaları ve ofisleri adına konuşan Türk-Fransız Ticaret Derneği Başkanı Franck Mereyde, etkinlikteki her standın eşsiz bir kültürü ve nesilden nesile aktarılan bir geleneği temsil ettiğine dikkat çekti. Değerli ev sahipliği için markaya ve katkılarından dolayı ülke şeflerine teşekkür eden Mereyde, “Değişik kültürlerden zengin lezzetlerin konuklarla buluştuğu bu gece, üye firmalarımıza uluslararası iş ve pazar geliştirme fırsatlarını da beraberinde sunmaktadır. Kültürel zenginliklerimizi beraber kutlayalım, ticari iş birliklerimizi güçlendirelim” şeklinde konuştu. Lezzet Arası şefleri Türk lezzetlerini tanıttı Yapılan açıklamaya göre, Türkiye dahil 12 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen bu etkinlikte, ülkeler kendi mutfaklarının öne çıkan lezzetlerini sergilemek için hazırladıkları stantlarda kruvasan, sosisli sandviç, cacık, peynir çeşitleri, çikolatalar, cipsler, makaronlar ve daha birçok seçenek ile davetlilere güzel bir gastronomi deneyimi yaşattılar. Türkiye ise Lezzet Arası şeflerinin özel olarak hazırladıkları yaprak sarma, içli köfte ve perde pilavı yemekleriyle Türk lezzetlerini tanıttı.