GENEL - 22 Ekim 2017 Pazar 15:15

Van’daki depremler Batı bölgesini tetikliyor

A
A
A
Van’daki depremler Batı bölgesini tetikliyor

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Onur Köse, Van’da her zaman deprem riski bulunduğunu belirterek, “Van’daki depremler Batı bölgesini tetikliyor” dedi.


Türkiye’nin bütünüyle Alp-Himalaya Dağ kuşağında yer aldığını ve Van’ın ise çarpışmanın olduğu noktanın eşiğinde olduğunu söyleyen Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Onur Köse, iki plağın çarpışma noktası olan Van’da deprem olmadıkça Batı’da deprem beklemediklerini belirtti. Yrd. Doç. Dr. Onur Köse, 2011 yılında Van’da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremi anımsatarak, sadece Van’da değil, Türkiye’nin birçok yerinde deprem olmasının her zaman söz konusu olabileceğine dikkat çekti. Yrd. Doç. Dr. Köse, “Vatandaşlarımızın bu konuda bilinçlenmesinde fayda vardır. Yarın Van’da, Erzincan’da, Elazığ’da ve Batı Anadolu’da da deprem olabilir. Ülkemiz Avrupa’nın en yüksek kodlarına gelen bir zeminin üzerinde yer almaktadır. Burada iki plağın çarpışması sebebiyle yükselmenin hala devam ettiği bir bölgedir. Van böyle bir bölge içerisinde yer aldığı için her zaman deprem riski vardır. Şunu da unutmamak gerekir ki cumhuriyet tarihinde, son yüzyıl içerisinde 35 yıl aralıkla iki deprem yaşayan tek ildir Van. 1976 yılında 7.3 büyüklüğünde Çaldıran depreminde 3 bin 845 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 2011 yılında meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremde ise yaklaşık 700 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Van’ın depremsellik açısından risk taşıdığı göz ardı edilemez” dedi.



“Vatandaşlarımızın kaygıya kapılmaması gerekir”


Yüzyıllardır üzerinde gerilim birikimi olan fay hatların birbirini tetiklemesi ve beklemedik bir noktada depremlerin yaşanmasının söz konusu olabileceğini belirten Köse, vatandaşların ise bu durumu sürekli düşünerek kaygıya düşmemesi konusunda uyardı. Köse, “Vatandaşlarımızın bu konuda bilinçlenerek, yaşadıkları yeri düzenlerken, kentsel planlamaları yaparken bu gerçeği göz önünde bulundurması gerekir. Evlerini mümkün olabildiğince kaya zeminlerin üzerinde yapmalarında fayda var. Kaya zeminlerin üzerinde ev yapmanın artı bir özelliği, tarım arazilerini de böylelikle öldürmemiş oluruz. Gelecek nesillere tarım arazilerini sağlıklı bir şekilde bırakmış oluruz. Dolayısıyla bizler hangi şehirde olursak olalım, evlerimizi yaparken mutlaka kaya zeminlerin üzerine yapmayı tercih etmeliyiz” diye konuştu.



“Van, depremi artı yönde kullanabilmiş bir şehir değildir”


Van’ın deprem sonrasında depremi pozitif değerlerle çıkabilen bir şehir olamadığını ifade eden Köse, “Türkiye’de büyük depremler sonrasında depremden pozitif değerlerle çıkabilen çok az sayıda yer vardır. Türkiye bu konuda yeni bilinçlenmiş bir ülkedir. Bununla birlikte biz Van’ın depremden pozitif değerlerle çıkmasını beklerdik. Van depremi artı yönde kullanabilmiş bir şehir değildir. Van birçok caddedeki sorunlarını deprem fırsatıyla imarlaşmaya giderek kullanabilirdi. Ancak Van bunu kullanamadı. TOKİ’nin seçmiş olduğu zeminler daha doğru zeminlerdir” şeklinde konuştu.



“Van, çarpışmanın olduğu noktanın eşiğindedir”


Van Gölü’nün güneyindeki dağların Arap plakası ile Avrasya plakasının çarpışma noktasında yükselen dağlar olduğunu söyleyen Köse, bu yükselmenin aktif olarak devam ettiğini belirterek, “Türkiye bütünüyle Alp-Himalaya Dağ kuşağında yer alır. Bu iki plağın çarpıştığı yer olan Van ve Van’a paralel diğer iller de deprem olmadıkça Batı’da da deprem olmasını bekleyemeyiz. Van, depremlerin kaynak noktasıdır. Doğu Anadolu’da deprem olabilmesi için iki plakanın birbirini ittiriyor ve sıkıştırıyor olması zorunluluk arz etmektedir. Buradaki hareketlerden dolayı diğer plakalar Batı’ya doğru hareket ederken, Doğu Anadolu fayında deprem meydana gelir” ifadelerini kullandı.


Van Gölü’nün hem içerisinde hem de dışında depremlerin olduğunu kaydeden Köse, şunları söyledi:


“Van Gölü eski bir okyanus kalıntısının jeomorfolojik çökelme havzasıdır. Van Gölü’nün içerisinde de faylar var. Bu çukurluğun oluşmasında Van Gölü’nün tektonik kontrollü olduğunu biliyoruz. Bugün lokasyonları verilebilmektedir. Van ili çevresinde olan fayların uzantıları zaten gölün içerisinde geçmektedir. Bunlarda birbirlerini tetikleyebilir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Niğ-Bor Kültür Sanat Festivali’nin 4’üncüsü düzenlenecek Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Kemerhisar ve Bahçeli beldelerinde Uluslararası Sanat Festivali gerçekleştirilecek. Niğde’yi tanıtmak için Halibas Art tarafından geleneksel hale getirilen Uluslararası Niğ-Bor Kültür Sanat Festivali’nin bu yıl 4.’sü gerçekleştirilecek. Niğde Valiliği, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Kemerhisar ve Bahçeli Beldesi katkılarıyla 22 -28 Nisan tarihleri arasında yapılacak olan festivale 15 ülkeden 50’yi aşkın sanatçı katılacak. Amaçlarının sanatın, tüm engelleri yıkacağını ve insanların hayatının bir parçası olduğunu göstermek olduğunu söyleyen etkinliğin organizatörü Serkan Haliloğulları , hayatın bir parçası olan sanatı kitlelere ulaştırmak, toplumdaki sanat bilincini yükseltmek ve kentimizi tanıtmak istediklerini ifade etti. Haliloğulları, "Bor Rum Kilisesi’nde 22 Nisan’da bir açılışımız olacak. O açılışımızdan sonra 23 Nisan’da Kemerhisar’da çocuklarla ve sanatçılarımızla beraber 23 Nisan kutlamaları gerçekleşecek. Aynı gün Roma Havuzu’nda bir etkinliğimiz olacak. 24 Nisan’da engelli çocuklarla beraber engelsiz sanatı tanıtma amaçlı programımız olacak. 25 Nisan günü ise Perşembe Güzel Sanatlar Lisesi ile etkinliğimiz olacak. 26-27 Nisan’da Kemerhisar’da ve Bahçeli’de etkinliğimize edeceğiz, 28 Nisan günü ise Niğde İl Kültür Merkezi’nde kapanış programı yapacağız. Amacımız burada farklı kültürleri bir araya getirmek, kaynaşmayı sağlamak. 15 ülkeden yaklaşık yüz civarı bir sanatçı topluluğuyla beraber sanatın her dalında etkinlikler yapacağız" şeklinde konuştu.
Kayseri Tokat depreminde Kayseri’deki evde hasar iddiası Kayseri’de yaşayan 5 çocuk babası Ferdi Yakupoğlu, Tokat’ta meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem sonrası evinin hasar gördüğünü iddia ederek, yetkililerden yardım istedi. AFAD’dan alınan bilgiye göre, saat 18.11’de merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde 5.6 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Yerin 5.9 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem Kayseri’den de hissedildi. İddiaya göre, Kayseri’nin Kocasinan ilçesine bağlı Mevlana Mahallesi Havuzbaşı Sokak’ta bulunan 3 katlı bir ikamette de hasra meydana geldi. Tokat Sulusaray merkezli depremde evinin duvarlarında ve kolonlarında çatlak meydana geldiğini söyleyen Yakupoğlu, “Bugünkü depremde benim evim bu hale geldi. Yetkililerden gelip, evimize bakmalarını istiyoruz. En azından riskli olup, olmadığımızı bilmek istiyoruz. Çocuklarımla birlikte korku içerisindeyiz. Ben maddi olarak bir yardım da talep etmiyorum. Sadece risk altında olup, olmadığımızın cevabını bize versinler. Rahatlık içerisinde evimizde oturalım. Ben marketteydim. Eşim ve çocuklarım beni aradılar. ‘Baba deprem oldu’ dediler. Benim büyük kızım, telefonunu almak için eve girdiğinde evin bu hale geldiğini söyleyerek, fotoğraf attılar. Biz evimizde korku içerisinde oturuyoruz. Yetkililerden biz herhangi bir maddi yardım talep etmiyoruz. Sadece gelip, evimize bakarak riskli olup, olmadığına bakmalarını istiyoruz. Başka herhangi bir isteğimiz yok” ifadelerini kullandı.
Samsun Vezirköprü’de gece yarısı kırmızı karınca operasyonu: Zararlı böcekleri yiyecek Samsun’un Vezirköprü ilçesinde gece vakti doğaya kırmızı karınca salındı. Karıncalar orman zararlısı böcekleri yiyerek ekolojik dengenin bozulmamasını sağlayacak. Vezirköprü Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri, gece saat 02.00’de Orman İşletme Müdürlüğünden hareket ederek Çorakdere mevkisinde daha önce tespit edilen karınca yuvalarına ulaştı. Özel kıyafetli görevliler tarafından teknik kurallara uygun bir şekilde karınca yuvasındaki karıncalar daha önce oluşturulan 3 adet özel sandıklara yerleştirildi. Araçlarla daha önceden hazırlanmış olan yeni yuvaların olduğu Narlısaray İşletme Şefliği Kızılcapelit mevkine götürülen kırmızı orman karıncaları belirlenmiş olan yeni yuvaya kraliçe karıncalarla birlikte tekniğine uygun olarak yerleştirildi. Yuvalara karıncaların beslenmesi için toz şeker döküldü. Ekolojik dengenin bozulmaması için doğal yollarla zararlı böceklere karşı yapılan biyolojik mücadele amacıyla orman zararlısı böceklerin olduğu bölgeye kırmızı orman karıncalarının nakili yaklaşık 3 saat sürdü. Vezirköprü Orman İşletme Müdürü Mecit Koçak, transferin gece yapılması gerektiğini belirterek, “Kırmızı karıncaları yaklaşık 80-100 metre çapında bir alanda ormanlara zarar veren böcekleri yiyerek biyolojik mücadeleye katkıda bulunurlar. Amacımız mevcut karınca yuvasının bir kısmını taşıyıp, karınca yuvasının bulunmadığı yeni bir bölgeye naklederek orada bulunan zararlı böceklere karşı biyolojik mücadeleye katkıda bulunmaktır. Nakledilen ana kırmızı karınca yuvasının geride kalan kısmında bulunan karıncaların da oradaki faaliyetlerine devam etmesi için eski haline benzer bir yapıda olacak şekilde düzenlendi ve geride kalan karıncaların beslenmeleri için bu yuvaya da toz şeker döküldü. Ayrıca orman hayvanlarının yuvaya zarar vermemesi içinde yuva tel örgü içine alınarak korunmaya bırakıldı” dedi. Gece yarısı yapılan operasyonuna Vezirköprü Orman İşletme Müdür Yardımcısı Tuncay Patan, Narlısaray İşletme Şefi Dilek Aksoy, Orman Muhafaza Memurları ve özel kıyafetleri ile donatılmış ekipler katıldı.