GENEL - 18 Ağustos 2017 Cuma 11:38

Vatani görevini yaparken vefat eden askerin hikayesi yürekleri dağlıyor

A
A
A
Vatani görevini yaparken vefat eden askerin hikayesi yürekleri dağlıyor

Bingöl’ün Yayladere ilçesinde 2004 yılında askerlik yaptığı sırada yakalandığı hastalık sonucu hayatını kaybeden İmdat Sönmez’in ailesi, devletin kendilerine sahip çıkmasını ve şehitlik belgesi verilmesini istiyor.

Bingöl’ün Yayladere ilçesinde 2004 yılında askerlik yaptığı sırada yakalandığı hastalık sonucu hayatını kaybeden İmdat Sönmez’in ailesi, devletin kendilerine sahip çıkmasını ve şehitlik belgesi verilmesini istiyor.


Van’ın Gürpınar ilçesi Üçgen Mahallesi’nde oturan İmdat Sönmez, askerlik vazifesini yapmak üzere gittiği Isparta’da acemi birliğini tamamlayarak, usta birliği için Bingöl’ün Yayladere ilçesindeki 2. İç Güvenlik Taburu 6. İç Güvenlik Bölük Komutanlığına gönderildi. Burada askerlik vazifesinin sonlarına doğru rahatsızlanan İmdat Sönmez, önce Bingöl Asker Hastanesi ardından da Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı. Burada teskeresine 5 gün kala vefat eden Sönmez, ardında acılı bir eş, bir kız çocuğu ve yürek yakan bir hikaye bıraktı.


13 yıl aradan sonra İHA muhabirine ulaşan askerin eşi, kızı ve kardeşi, ciddi sıkıntılar yaşadıklarını ifade ederek, geç de olsa devletin şefkat elinin kendilerine uzatmasını istediler. Babasının askerlik görevini yaparken şehit olduğunu söyleyen ve o dönemde anne babasının resmi nikahı olmadığından dedesinin kaydında bulunduğunu belirten İmdat Sönmez’in kızı Güneş Sam, “Ben daha bir yaşındayken, babam askerde şehit oldu. Babamı doğru düzgün görmedim. Hatırlamıyorum. Yaşarken göremediğim babamın en azından doğru düzgün mezarını görmek istiyorum. Bazen köyde mezara gidiyorum. Bir Yasin okuyayım diye, doğru düzgün babamın mezarını dahi tanıyamıyorum. Babam sonuçta askerde vatani görevini yaparken şehit oldu ya da vefat etti. En azından bir şehitlik yapılmasını ya da bir bayrak asılmasını istiyoruz. Devletten bunu bekliyoruz” dedi.



“Çok mağduruz, devletin bize sahip çıkmasını istiyoruz”


Babasının vefatından sonra annesinin amcasıyla evlendirildiğini ve üvey kardeşleri olduğunu söyleyen Güneş Sam, “Çok ciddi zorluklar yaşıyoruz. Çok mağduruz, devletin bize el atmasını ve sahip çıkmasını istiyoruz. Neticede şehit çocuğu sayılıyorum. Amcalarım ve üvey babam, babam şehit olduğunda küçük yaşta oldukları için bir şey yapamamışlar, dedem bayağı girişimde bulunmuş, fakat bir sonuç alamamış. Bizler çok mağdur durumdayız. Benim için bir şey yapmıyorlarsa en azından annem için bir şeyler yapsınlar” diye konuştu.



“Ağabeyime bir mezarlık yapılmadı ve bir bayrak dahi asılmadı”


Ağabeyinin 2004 yılında Bingöl’de askerlik görevini yaptığı sırada yakalandığı hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Cihan Sönmez de, henüz 13 yaşındayken ağabeyinin eşiyle evlendirildiğini ve bu evlilikten 6 çocukları olduğunu ifade etti. Sönmez, “Ağabeyim için şehitlik belgesi verilmedi. Resmi kayıtlarda vefat görünüyor. Ağabeyime bir mezarlık yapılmadı ve bir bayrak dahi asılmadı. Bu bizi incitiyor. Doğru düzgün ağabeyimin mezarını dahi tanıyamıyoruz. Sonuçta ağabeyim vatani görevini yaptığı sırada hayatını kaybettiği için şehittir. Devlet bize sahip çıksın. Ben çok zor durumdayım. 13 yaşındayken ağabeyimin eşi ile evlendirildim ve çocuklarım var” ifadelerini kullandı.



“Ağabeyime şehitlik belgesi verilmesini istiyoruz”


Acemi birliğini yaptıktan sonra gittiği usta birliğinden kendisine ‘ağabeyin şehit olduğu için askerlik yapma zorunluluğun kaldırılmış’ denilerek terhis edildiğini kaydeden Sönmez, ağabeyinin vefatından sonra çalmadık kapı bırakmadıklarını, ancak hiçbir bir netice alamadıklarını kaydetti. Sönmez, “Babam her tarafa başvurdu. Ama sonuç alamadık. Ağabeyime şehitlik belgesi verilmesini ve ailesi olarak bizlerin de şehit yakınlarına tanınan haklardan faydalandırılmasını istiyoruz” dedi.



“Teskere almasına 5 gün kala cenazesi bize geldi”


Şehidin eşi Nazan Sönmez ise, eşinin 2004 yılında vatani görevini yapmak için askere gittiğini ve acemi birliğini yaptığı Isparta’da herhangi bir sağlık sorunu olmadan dağıtım iznine geldiğini belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı:


“Eşim usta birliğini yaptığı Bingöl’de ayaklarında morluk oluşunca hava değişimine geldi. Yaklaşık 2 ay burada kaldıktan sonra tekrar askere gitti. 4 ay kadar askerde kaldı. Ayaklarında kangren oluştuğu gerekçesiyle tekrar hava değişimine geldi. 2 ay daha kaldı, durumu normalleşince tekrar askere çağırdılar. Ancak teskere almasına 5 gün kala cenazesi bize geldi.”



“Devletin geç de olsa bize yardım etmesini istiyoruz”


Daha sonra 13 yaşındaki kaynı ile evlendirildiğini anlatan acılı eş, “Biri şehidin olmak üzere 7 çocuğum var. Devletin geç de olsa bize yardım etmesini istiyoruz. Çok zor günler yaşadık. Halen de çok zor durumdayım. Köyde yaşıyoruz. Çocuklarımı doğru düzgün okutamıyorum” ifadelerini kullandı.


Cihan Sönmez, ayrıca yaşadıkları mağduriyetleri anlatan dilekçeleri kargo yoluyla İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderdiğini söyledi.


Van Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Abdurrahman Çohaz ise, müdürlük olarak şehitlik belgesi olmadığı için herhangi bir şey yapamadıklarını belirterek, “Söz konusu vatandaşa şehitlik belgesi verilmemiş, bu yüzden de müdürlük olarak maalesef yapabileceğimiz bir şey yok. Ailenin maddi durumu çok kötü ise ilgili ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına başvurabilir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu: “Bugünün önemine uygun olarak bir görüşme oldu ve bayramlaşıldı” AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in TBMM’de görüşmesi hakkında “Bugünün önemine uygun olarak bir görüşme oldu ve bayramlaşıldı” dedi. AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özel’in görüşmesi hakkında gazetecilerin sorularını cevapladı. Akbaşoğlu görüşme ile ilgili, “Bu konuyla ilgi tabi ki daha önceden de kamuoyuna yansıyan bir talep söz konusuydu. Bu sene inşallah yerine gelmiş olacak. Karşılıklı olarak görüşüp netleştirilecek. Bugüne ilişkin bir resepsiyon. Milli egemenliğin tecelligahı olan meclisimizin 104’üncü yaşında hep beraber burada güzel bir ambiyans oluşturduk. Bütün milletimizin temsilcileri bu birlikteliği ortaya koydu. Cumhurbaşkanımızın resepsiyona teşrifleri ile hep beraber, bütün milletvekilleri ve davetliler ile Cumhurbaşkanımız bir araya geldiler. Daha sonra da içerideki odada değerli siyasi partilerimizin genel başkanları ve temsilcileri ile görüştü. İçeride milletvekillerimiz, CHP Genel Başkanı, Hüda-Par Genel Başkanı, DSP Genel Başkanı AK Parti Grup Başkanı, Meclis Başkanvekillerimiz ve Meclis Başkanımız tabi ki, MHP Grup Başkanvekili vardı. Bugünün önemine uygun olarak bir görüşme oldu ve bayramlaşıldı” şeklinde konuştu.
Çorum Trafik kazası, 4 yaşındaki Zeynep’i ailesinden ayırdı Çorum’un Alaca ilçesinde iki otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 1 çocuk hayatını kaybederken, 4 kişi de yaralandı. Kaza, Çorum-Yozgat karayolunda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Yozgat istikametinden Çorum’a seyir halinde olan Mustafa Fansa (51) yönetimindeki 31 U 3003 plakalı otomobil ile Muhammed Y. idaresindeki 19 ACH 630 plakalı otomobil Boğaziçi köyü kavşağında çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle Fansa yönetimindeki otomobil yol kenarında bulunan tarlaya uçtu. Yoldan geçen sürücülerin ihbarı üzerine olay yerine polis ekiplerinin yanı sıra 112 ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kazada sürücü Mustafa Fansa ve araçta bulunan Muhammed Emin Fansa (17), Emine Fansa (42), Yunus Emre Fansa (10) ve Zeynep Fansa (4) yaralandı. Yaralılardan 4 yaşındaki Zeynep, sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olay yerinde ilk müdahalesi yapılan yaralılar Alaca Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralılardan Emine Fansa, Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Kazanın ardından Muhammed Y., araçla olay yerinden kaçtı. Bölgedeki kameraları inceleyen polis ekipleri kaçan sürücüyü Yıldızhan Mahallesi Edebali Sokak’ta terk edilmiş halde buldu. Yaptıkları çalışmalar sonucu Muhammed Y.’ye ulaşan polis ekipleri sürücüyü gözaltına aldı. Depremzede olduğu öğrenilen Fansa ailesinin Çorum’da görev yaptığı öğrenildi. Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Ankara Emre Belözoğlu: “Sosyal medya lağım çukuru” MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, “Sosyal medyanın benim için hiçbir anlamı yok. Gerçek olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir karşılığı olmadan bir lağım çukuru olduğunu düşünüyorum” dedi. Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final ilk maçında MKE Ankaragücü, konuk ettiği Beşiktaş ile golsüz berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın mensuplarına açıklamalarda bulunan MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, bütün futbolcuları ile gurur duyduğunu belirterek, “Bugün Beşiktaş’a net bir üstünlük kuran oyuncu grubum vardı. İnşallah finale çıkan takım oluruz. Bu takımın çok daha iyi yerleri hak ettiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Üzgün olduğu tarafları açıklayan Belözoğlu, sezon genelini değerlendirerek, “Skorlar gelmedi. Çok fazla beraberlik var. Ama yine de oyuncu arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” diye konuştu. "Bu takımın ligde sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum" Sarı-lacivertlilerin teknik patronu, skor üretemediklerinden dolayı üzgün olduklarını kaydederek, şunları söyledi: “Lige hemen döneceğiz. Ligde de kendimizi sağlam pozisyona alacak skorlara ihtiyacımız var. Bu takımın sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. Taraftarlarımıza, oyuncularıma teşekkür ederim. Skor gelmedi ama oyun anlamında çok yüksek bir dominasyon vardı.” "İnşallah Morutan’ın büyük bir sakatlığı yoktur" Maçta sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kalan Morutan ile ilgili konuşan Belözoğlu, "İnşallah Morutan’ın büyük bir sakatlığı yoktur. Tendonda bir kopma varsa o zaman altı ayı bulur. Ümit ediyorum öyle bir haber almayız. Böyle bir şey inşallah yaşamaz. Ama yaşarsa da çok iyi dönebilecek karaktere sahip bir oyuncu" dedi. “Sosyal medya lağım çukuru” Bir basın mensubunun, ‘MKE Ankaragücü futbolcularının sosyal medyada eleştirildiğini’ söylemesi üzerine, Belözoğlu, şu ifadelere yer verdi: “Sosyal medyanın benim için hiçbir anlamı yok. Gerçek olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir karşılığı olmadan bir lağım çukuru olduğunu düşünüyorum sosyal medyanın. Alex bugün elinden geleni yapmaya çalıştı. Ben bir oyuncu transfer ederken, ondan bir performans bekleyerek ediyorum. Bugün performansında eleştirilecek bir şey bulamıyorum. Benim adıma sosyal medyanın hiçbir karşılığı yok. Bizim ailemize küfür edecekler, biz şikayetçi olduğumuzda bize yalvaracaklar yok öyle bir dünya. Bu ülkede, bu düzelmedikten sonra benim oyuncum ve ben mücadele etmek zorundayız. Sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”