GENEL - 28 Aralık 2011 Çarşamba 14:56

BAKAN EROĞLU, 179 TESİSİN AÇILIŞ VE TEMEL ATMA TÖRENİNE KATILDI

A
A
A
BAKAN EROĞLU, 179 TESİSİN AÇILIŞ VE TEMEL ATMA TÖRENİNE KATILDI

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Müteahhitlere sesleniyorum, paramız var. Sizler aldığınız işi 3 vardiya çalışarak kısa zamanda bitireceksiniz" dedi.
DSİ tarafından yapımı gerçekleştirilen 179 tesisin açılış ve temel atma töreni DSİ Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Törene Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, milletvekilleri, Bakanlık bürokratları ve davetliler katıldı. Eroğlu törende yaptığı konuşmada Orman Bakanlığı’nın geçmiş yıllarda ilk kez 10 yerden açılışı canlı olarak gerçekleştirdiğini ifade ederek, teknolojide büyük mesafe katettiklerini söyledi. Bugüne kadar bin 39 tesisi açarak milletin hizmetine sunduklarını söyleyen Bakan Eroğlu,
"Bugüne kadar 165 dev baraj açtık. Bunun 60 tanesi gölet. Türkiye’nin en yüksek barajını, 218 metre uzunluğundaki Ermenek barajını biz yaptık. Başbakan Erdoğan temel atma törenlerine artık gelmiyor, açılışlara geliyor. 10 Ekim 2010 tarihinde 110 tesisin açılışı hedefi koyduk. Aydın Çine barajında 110 tesisin açılışını bizzat ben yaptım. Bu sene 11 Kasım 2011’de 111 tesisin açılması hedefi koyduk" dedi.
Bu tesisleri Başbakan Erdoğan’ın açtığını hatırlatan Eroğlu, geçmişte küçük bir gölet açılışına tüm kabinenin gittiğini bugün ise böyle olmadığını söyledi. Bakan Eroğlu, kendilerinin kaybedecek zamanı olmadığını ifade ederek Orman ve Su İşleri Bakanlığının zamanla yarıştığını belirtti. Türkiye’nin ekonomisinden bahseden Bakan Eroğlu, 2002 yılında Türkiye’de büyük bir kriz olduğunu ancak dünyadaki krizlere rağmen Türkiye’nin dimdik ayakta olduğunu ifade etti. Merkez Bankasının kasasında 100 milyar dolar
para bulunduğunu hatırlatan Eroğlu, "Türkiye’nin IMF’ye geçmişte 23.5 milyar dolar borcu vardı. Bugün itibariyle 3.5 milyar dolar borcumuz var" dedi.
Bakan Eroğlu, DSİ personelinin cüzi maaşlar aldığını, bu sorunu Başbakan Erdoğan’a ilettiğini ve Erdoğan’ın bu sorunu çözdüğünü belirterek, şu an DSİ personelinin özlük haklarında bir iyileşme yapıldığını söyledi. "Benim işçim ve elemanlarım her şeyin en iyisine layıktır" diyen Eroğlu, artık AK Parti iktidarında eşit işe eşit prensipler ilkesinin geçerli olduğunu ifade etti. Bakanlık olarak 2012 yılında büyük hedefler koyduklarını anlatan Eroğlu şunları kaydetti:
"Bakanlık olarak hidroelektrik üretiminde büyük mesafe katettik. 26 milyar KWS olan elektrik üretimini 61 KWS’e çıkardık. Geçmişte hidroelektrik potansiyeli ihmal edildi. Temiz yenilebilir enerji kullanmak zorundayız. Hidroelektrik enerji olmazsa olmazımızdır. Türkiye’nin her noktasında şantiyemiz var. Mesela bin günde bin gölet çalışması başlattık. 400 tane yatırım gölet programımız var. Proje paraya yetişemiyor. Para sıkıntımız yok. Müteahhitlere sesleniyorum, paramız var. Sizler aldığınız işi 3
vardiya çalışarak kısa zamanda bitireceksiniz."
Daha sonra Eroğlu 179 tesisten 91 tanesinin açılışı, 88 tanesinin ise temel atma töreni gerçekleşti. Bu proje kapsamında açılış ve temel atma merasimi yapılan 179 adet tesis ile yılda 22 milyon 600 bin KWh hidroelektrik enerji üretilmesi, 745 bin 245 dekar alanın sulanması ve 100,7 milyon metreküp içme suyu temin edilmesinin hedeflendiği bildirildi. Ayrıca 179 tesis ile birlikte 132 bin 908 dekar arazi, 5 il, 34 ilçe, 172 köy, 110 yerleşim yerinin taşkından korunacağı ve 1 milyon 317 bin fidan dikimi
gerçekleştirileceği belirtildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.