GENEL - 06 Ocak 2012 Cuma 12:06

"ANTAKYA MEDENİYETLER KOROSU" NOBEL`E ADAY GÖSTERİLDİ

A
A
A
"ANTAKYA MEDENİYETLER KOROSU" NOBEL`E ADAY GÖSTERİLDİ

Antakya’da yaşayan 3 semavi din, 6 mezhebin temsilcilerinden oluşan 120 kişilik Antakya Medeniyetler Korosu, Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Koroda imam, papaz, rahibe, öğrenci, öğretmen, ev hanımı gibi farklı meslek gruplarından kişiler bulunuyor.
Avrupa Birliği Parlamentosu başta olmak üzere yurt içi ve yurt dışında 80’in üzerinde konser veren Antakya Medeniyetler Korosu, 6. yılında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Antakya Medeniyetler Korosu Başkanı Yılmaz Özfırat ile koronun Müslüman, Hıristiyan, Musevi ve Ermeni üyeleri, Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildikleri için oldukça mutlu olduklarını dile getirdiler.
2012 yılında Gazze Şeridi’nin bir yanında İsraillilerin, diğer yanda ise Filistinlilerin olduğu bir konser vererek dünyaya barış mesajı vermek istediklerini dile getiren Antakya Medeniyetler Korosu Başkanı Yılmaz Özfırat, "2012 de ABD’de temsilciler meclisinde konser verip, sürekli önümüze getirilen Ermeni yasa tasarısına tepki göstermek ve birlikte yaşadığımızı göstermek istiyoruz. 2012’de Nobel Barış Ödülü’ne adaylığımız resmi olarak başladı. Dünyada bugüne kadar olumlu pozitif katkı veren aday olan
ilk grup olduk. Ama bu yolda yalnız kaldığımızı düşünüyoruz. Biz insanlığın barışı için uğraşıyor, tüm insanlığa barışı götürmek istiyoruz" dedi.
FRANSA MECLİSİ ÖNÜNDE PROTESTO KONSERİ VERECEKLER
Fransa’nın Ermeni olayları üzerinden Türkiye’ye saldırdığını belirten Özfırat, "Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiş olmamıza rağmen Fransa Meclisi önünde konser vereceğiz. Yasayı inkar edeceğiz; bakalım dünya barışı için uğraşan ve Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen bir koroyu tutuklayacaklar mı?" diye konuştu.
Antakya Medeniyetler Korosu’nun 3 semavi din ve 6 mezhepten oluşan üyeleri de, dünya barışı için her yerde konser verebileceklerini, Nobel Barış Ödülü’ne aday olmanın kendilerini gururlandırdığını belirterek, Fransa Meclisi önündeki protesto konseri için hazırlandıklarını söylediler. Koronun Müslüman üyelerinden olan imam Ahmet Gürbüz, binlerce yıldır Antakya’da var olan kardeşlik ve hoşgörü duygusunun Antakya Medeniyetler Korosu’nda da mevcut olduğunu belirtti. Gürbüz, "Koromuzda imam, hamam, rahip,
papaz, Ermeni ve Alevi vatandaşlarımızla birlikte şarkılar, ilahiler söylüyoruz. Bir Müslüman’ın ilahisini hamam, rahip, papaz, Ermeni veya Alevi vatandaşımız rahatlıkla söyleyebiliyor. Her din, her inanç diğer grubun ilahisini söyleyebiliyor. Bunu bir çıkar için değil, Antakya’da böyle olduğu için yapıyoruz. Asırlardır yaşanan kardeşliği yaşatmak istiyoruz. Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildik, inşallah bu ödülü alacağız" dedi.
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLDUĞUM İÇİN GURURLUYUM"
Koronun Hıristiyan üyelerinden Maria Silvana Altuneğ de, koroda olduğu için mutlu, Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildikleri için de gururlu olduklarını belirterek, "Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildik, bu ödülü alacağız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğum için gururluyum. Koro olarak dünyaya en büyük eksiği olan mesajları vermek istiyoruz. Bunlar; barış, kardeşlik, birliktelik ve sevgi. Bütün dünyaya bu mesajların ulaşabilmesi için çalışıyoruz. Koromuz dünyaya bir umut, bir ışık olsun" diye
konuştu.
Koronun Musevi üyelerinden İbrahim Cemal ise, doğma büyüme Antakyalı olduğunu anlatarak, "Ben Musevi’yim, burada doğdum, atalarımız da burada doğdu yaşadı. Medeniyetler Korosu’nda bulunmaktan gurur duyuyorum. Musevi, Hıristiyan, Müslüman, Ermeni fark etmez hepimiz biriz, hepimiz kardeşiz. Çok mutluyuz, inşallah Nobel Barış Ödülü’nü alacağız" dedi.
ERMENİ RENİTA SOYKIRIM İDDİALARINDAN RAHATSIZ
Koronun Ermeni üyelerinden Renita Horoz da, Ermeni kökenli Türk vatandaşı olduğunu söyledi. "Soykırım" iddialarını ise ’safsata’ olarak değerlendiren Horoz, "Türk vatandaşıyım ve Ermeni’yim. Soykırım meselesi beni çok üzüyor. Bu iş tarihçilere bırakılmalı. Antakya’da kimse kimseyi ’sen Arapsın, Ermenisin, Alevisin veya Hıristiyansın’ diye ayırmıyor, sorgulamıyor. Umarım dünya da böyle bir yer olacaktır. Nobel Barış Ödülü’nü almamız, bu açıdan son derece önemli olacaktır" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.