Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, tarihle yüzleşmeye dikkat çekerek, ’’Esas tarihle yüzleşmek budur. Biz yüzleşmeye hazırız ama eğer yüzleşme imkanı verilmez ve bir dogma oluşturulursa, gittiğimiz her ülkede Fransız kolonizmi üzerine konuşmaya başlarız" dedi
24. Reform İzleme Grubu toplantısı Konya Dedeman Otel’de gerçekleştirildi. Davutoğlu, fasıllarla ilgili olarak açılıp konuşmasının önemli olmadığını belirterek, önemli olan stratejik hedefleri olan Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefi olduğunu söyledi. Davutoğlu, ’’Avrupa Birliği de aynı güçlü iradeyi göstermek zorundadır. Bu güçlü iradenin bir tarafı da Kıbrıs müzakerelerine verilecek destektir. Son konsey kararlarında, Türkiye’nin Haziran ayı sonuna kadar Kıbrıs’ta bir müzakere barışa ulaşılması
yönündeki teşvik eden tutumunu bir tehdit gibi algılayan yaklaşımını da kabul etmemiz mümkün değil. Türkiye hiç bir zaman tehdit dili kullanmaz. Ancak kendisine dönük her hangi bir taktik, manevra, gözü kapalı davranmaz. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin müzakerelerde tüm amacı bu müzakereleri geciktirerek gelecek sene Temmuz ayında tek taraflı olarak Avrupa Birliği dönem başkanlığını almaktır. Hak etmedikleri gibi, bütün Kıbrıs’ı temsil ediyormuş gibi Avrupa Birliği’ne girdiler. Bütün taraflar Avrupa
Birliği, NATO ve ilgili bütün taraflar garantör ülkeler olarak Türkiye, Yunanistan, İngiltere bütün çabalarını göstermeli ve 30 Haziran2012’e kadar birleşik bir Kıbrıs oluşmalı. Esas itibariyle hedefimiz bunun temin edilmesi. Hiç kimse bizi Kıbrıs Rum Yönetimi’ni Birliğin dönem başkanı olarak muhattap almamızı beklemesinler. Bu bir tehdit değil, tarafları bir çözüme teşvik yönünde attığımız bir adımdır’’ dedi.
Bir gazetecinin ’ifade özgürlüğü ve tutukluluk süreleri konusunda ne yapacaksınız’ sorusuna Adalet Bakanı Ergin, ’’Yargılama süreleri makul süre sayılabilecek sürelerdir. Yargılamada uzun sürelerin gerçek nedeni yüksek yargıdan kaynaklanmaktadır. Bunu kısaltmak için geçtiğimiz yasma döneminde çalışmalarla Yargıtay ve Danıştay’da önemli kapasite artışı sağladık. İlk defa Yargıtay’a gelen dosya sayısından fazla karar çıkmaya başladı. Dosyalar azalma trendine gelmiştir. Hukuk davalarında 2, ceza davalarında
3 yıl içerisinde tasfiye edilecektir. Bu şekil yargılamanın 1 yılda sınırlandırılması, hem yargılama hem de temyiz aşamasının tamamlanması öngörülmektedir’’ ifadelerini kullandı.
Uzun tutukluluk süreleri konusunda Ergin, Türkiye’de ceza mevzuatının 2004 yılında değiştiğini hatırlatarak, ’’2009’a kadar dikkat ederseniz uzun tutukluluğa ilişkin, 2009 kadar ciddi şikayetler oluşmadı. 2009’dan sonra bu şikayetlerin yükselmesini spesifik bazı davalarla açıklamak mümkün. 2009’a kadar bu kadar görülmeyen bu problemin 2009’dan sonra bu kadar görülmesine altını çizmek istiyorum’’ şeklinde konuştu.
Uzun yargılamalardan kaynaklı, tutukluluğun uzun bulunmasına ilişkin olarak bir takım çalışmalarının olduğunu belirten Ergin, ’’Yargının hızlandırılmasına yönelik 3. paketimiz parlamentoya sunulmak üzere, detaylarıyla ilgili Bakanlar kurulunda görüşme yapılmadan önce açıklama yapmayı uygun görmüyorum. Ama hem yargılamaları süre itibariyle çok daha fazla indirecek hem de tutukluluk sürelerini en aza indirecek formüller bu paketin içerisinde yer alacaktır’’ ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ise, vatandaşa karşı kötü tutum ve davranışlarla ilgili soruya, bu tür konuların olabileceğini kaydederek, ’’Bunun sayısına baktığımızda son derece düşük. Tabii ki hedef hiç olmaması işkence ve kötü muamele 0 olmalı ve sıfırlanmıştır. Ama zaman zaman olaylar çıkıyor. Olayları kendi sınır ve içeriğiyle değerlendirmek gerek. Bir onayı 100 olay olarak değerlendirmek haksızlıktır. Bu kapsamda, güvenlik birimlerinin izlenmesine yönelik bir yasal düzenleme yakın zamanda
önümüzdeki aylarda hükümetimizin gündemine gelecektir’’ diye konuştu. Davutoğlu, Alain Juppe’nin Tarihçiler komisyonu önerisi ile ilgili olarak, 2005 yılında yaptığımız tarihçiler komisyonu önerisini tekrar gündeme getirdiklerini belirterek, ’’Buyurun kim ne istiyorsa adil bir hafıza çerçevesinde ortak tarih komisyonu çerçevesinde bütün arşivleri açarak, tartışmaya hazırız dedim. O da bunu Fransa’da ilgili taraflara iletebilir miyim diye sordu. Ben de memnuniyetle dedim. Ancak 1 ay geçmeden
yaşananlar, Fransız Dışişleri Bakanı Juppe’nin benimsediği ifade özgürlüğü ve tarihin araştırılarak çözüme ulaştırılacağı görüşüne karşın Fransa’da dogmatik bir zihniyetin devreye girdiğini gösterir. Şu an değerli dostumdan beklentim, ifade özgürlüğüne sahip çıkmasıdır. Ve Ankara’da benimsediği fikre sahip çıkmasını ve Fransa meclisinde de bu fikri, savunmasını bekliyorum’’ dedi. Davutoğlu, şöyle devam etti:
’’Esas tarihle yüzleşmek budur. Biz yüzleşmeye hazırız ama eğer yüzleşme imkanı verilmez ve bir dogma oluşturulursa, gittiğimiz her ülkede Fransız kolonizmi üzerine konuşmaya başlarız. Afrika’da gittiğimiz her ülkede konuşmaya başlarız. Bunun da bilinmesi lazım. Şayet açılacaksa bütün dosyalar, bunun sonuçları hiçbir açıdan doğru olmaz. Fransa’da konuşamadığımız gerçekleri dünyanın her yanında konuşmaya başlarız.’’