YEREL HABERLER - 06 Ocak 2012 Cuma 11:48

GÜZELOĞLU: “2011 ÇOK VERİMLİ GEÇTİ”

A
A
A
GÜZELOĞLU: “2011 ÇOK VERİMLİ GEÇTİ”

Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, 2011 yılının Mersin için çok verimli geçtiğini, eğitim alanında Türkiye için örnek projelerin de Mersin’den çıktığını söyledi.
Mersin İl Koordinasyon Kurulu toplantısı, Vali Hasan Basri Güzeloğlu başkanlığında İl Özel İdaresi’nde yapıldı. Kurumların bölge müdürleri, ilçe ve belde belediye başkanları ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı toplantıda konuşan Vali Güzeloğlu, Mersin açısından 2011 yılını değerlendirdi. 2011 yılının Mersin için çok verimli geçtiğini vurgulayan Güzeloğlu, kentin geçen yıl Türkiye’nin gelişimine en büyük katkıyı koyan illerin başında geldiğini belirtti. Mersin’in, ekonomik anlamdaki büyümesini ihracat alanında da sürdürdüğüne işaret eden Güzeloğlu, “İlimizin ihracatı 2011 yılı içerisinde yapılan çalışmalarla birlikte yüzde 19 artarak 1 milyar küsur dolaylarında gerçekleşmiştir. Geçtiğimiz yıl içerisinde 1 milyar 800 milyon civarında ihracat yapan ve Türkiye genelinde ihracat noktasında ilk 7 arasına giren Mersin, ihracat liginin ilk 5 sırasına yükselmesi gereken büyüklüğün adıdır. Hedefimiz daha yükseğe çıkarmaktır” dedi.
Eğitim ve sağlık alanlarında Mersin’in çok önemli kazanımlar elde ettiğini kaydeden Güzeloğlu, görevi devraldığında okul öncesi eğitimde 51’nci sırada bulunan Mersin’in, şu anda ülke genelinde 9’ncu sıraya yükseldiği bilgisini verdi. Okuma-yazma alanında ise 33’ncü sırada olan kentin, gerçekleştirilen çalışmalarla birlikte 6’ncı sıraya yükseldiğine dikkat çeken Güzeloğlu, “Mesleki eğitimdeki oran da yüzde 37 iken bugün yüzde 45’e yükselmiştir. En önemlisi de Türkiye için örnek projeler Mersin mahreçli geliyor. Milli Eğitim Bakanımız Ömer Dinçer’in açıkladığı çok önemli projeler var. Okulları aktif hale getirmek, sosyal ve toplumsal yaşamın içinde çocukların ve toplumun gelişmesine sunabilmek. Bu projenin temeli Valiliğimizce ortaya konulan ‘Açık Okul’ projesidir. İl merkezinin dışında Tarsus ilçemizi de bu projeye dahil ettik ve önümüzdeki yıl diğer ilçelerimizi de dahil edeceğiz. Rakamsal olarak değerlendirildiğinde oranlar yüzde 70’i göstermektedir. MTOSB içerisine kurduğumuz MTOSB Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından model alınarak, gelecek yıl içerisinde Türkiye genelinde uygulanması konuşulmaktadır” diye konuştu.
Mersin’de lojistiğin de eğitim anlamında ön plana çıkması gerektiğine dikkat çeken Güzeloğlu, bu kapsamda Çağ Üniversitesi’nde 4 yıllık eğitim veren lojistik bölümünü açtıklarını, önümüzdeki dönemlerde de lojistik meslek liselerini açmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Mersin’de kısa ve orta vadeli olmak üzere 2 hedefin baz alındığını kaydeden Güzeloğlu, yakın hedefin, 2013 Akdeniz Oyunları’nı gerçekleştirmek, orta ölçekli hedefin ise Cumhuriyetin 100’ncü kuruluş yıldönümü olan 2023 yılı olduğunun altını çizdi. Mersin’de 2012 yılı içerisinde ihracat oranlarının artmasını beklediklerini ifade eden Güzeloğlu, turizm alanında da kurvaziyer turizmine büyük önem verdiklerini, bu bağlamda kurvaziyer limanı altyapısıyla ilgili çalışmaları başlattıklarını aktardı.
Yakın dönemde Mersin’in uluslararası fuarlarla buluşturulacağını ve bölgesel turizm politikasında öne çıkacağını anlatan Güzeloğlu, kentin tüm sorunları aşacak bir yapıya sahip olduğuna vurgu yaptı. Güzeloğlu, devam eden Mersin-Antalya Akdeniz Sahil Yolu ile Mersin-Karaman bağlantı yolunun, kenti ticaret ve lojistik anlamında rahatlatacak yatırımlar olduğunun altını çizdi. Güzeloğlu, şöyle devam etti: “Ortadaki sorun istihdam ve istihdama katılabilir aktif nüfusu kullanabilmekse, istihdam politikalarını iyileştirmek gerekir. Bunun için 2011 anlamlı bir yıl olmuştur. Ortak çabalarla oluşan tablo 2012’de de beklentilerin elde edilmesini sağlayacak bir yıl olacaktır. Yapılan ve yapılacak olan çalışmalarda her zaman yanımızda olan başta Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan’a ve Mersin milletvekillerimize teşekkür ediyorum.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Doç. Dr. Savaş Eğilmez; “Türk Devleti birçok bölgede barışı tesis ediyor” Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Türk devletinin bir çok bölgede barışı tesis ettiğini söyledi. Türklerin tarihleri boyunca coğrafi olarak çok geniş, ekonomik olarak zengin, nüfus olarak kalabalık ve çok uluslu, askeri olarak da çok güçlü devletler kurduğunu ifade eden Doç. Dr. Savaş Eğilmez, “Türk kültürünün ve Türk iktidarının en önemli unsurları adalet ve hoşgörüdür. Dolayısıyla kurdukları devletlerle hakim oldukları coğrafyalarda ve yönettikleri kavimler üzerinde adaleti, hoşgörüyü ve dolayısıyla da barışı tesis etmeyi başarmışlardır. Son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti, coğrafi olarak Türk tarihinin küçük diyebileceğimiz devletlerinden biridir. Türk Devleti yüz ölçümü olarak seleflerine nazaran küçük olsa da kültürel mirasının ortaya çıkardığı etki oldukça büyüktür. Türk ordusunun varlığı, Cumhuriyet döneminin en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Nitekim son yıllarda Türk Devleti’nin çeşitli alanlarda mesafe kat edip oldukça güçlenmesi, bahsettiğimiz güçlü mirastan gelen sorumlulukla birleşince, bulunduğu her bölgede barışı tesis eden Türk ordusunun varlığı, Cumhuriyet döneminin en geniş sınırlarına ulaşmıştır” diye konuştu. Türk Devletinin; KKTC, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Kosova, Arnavutluk, Libya, Suriye, Irak, Katar, Somali’de barışı koruma adına askeri varlığını sürdürmeye devam ettiğini anlatan Doç. Dr. Savaş Eğilmez, “Aynı zamanda Türk donanması, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum kesimi ile artan gerginliklerin tam da merkezinde, enerji ve bölgesel çıkarlar üzerinde çok önemli bir güç odağı olarak Akdeniz ve Ege denizlerinde devriye gezip, bölgenin tamamına güçlü varlığını hissettirmeye devam ediyor” diye konuştu. Libya Doç. Dr. Savaş Eğilmez, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter, ülke içinde daha fazla bölgeyi silah zoruyla kontrolü altına alırken, darbeci lidere bazı Avrupa ve bölge ülkeleri de destek veriyor. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, ve Fransa gibi ülkelerin desteğini alan Hafter’in, Nisan 2019’da milislerine Trablus’u ele geçirmek için saldırı emri vermesiyle, zaten uzun süredir istikrarsızlıkla boğuşan Libya yeni bir şiddet sarmalına sürüklendi. Hafter, bölgesel destekçilerinden tedarik ettiği mali kaynak, ağır silah, paralı asker, silahlı insansız hava araçları (SİHA), savaş uçakları ve bunları kullanacak askeri danışmanlık desteğiyle Trablus’un kapılarına kadar dayandı. Başından beri Hafter ve bölgesel destekçilerinin, başkenti ve ülkeyi silah zoruyla kontrol altına alma niyetindeki bu darbe girişimine karşı çıkan Türkiye, uluslararası meşruiyete sahip Libya hükümetine desteğini açıkladı. Türkiye, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan hükümeti desteklemek için Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı askeri uzmanlar Libya’ya gelerek, Libyalı muhataplarına danışmanlık hizmeti vermeye başladı. Türkiye’nin destekleri neticesinde Libya’da Başbakan Fayez al-Sarraj hükümeti Hafter’e karşı üstünlüğü ele geçirdi. Suriye Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesi, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra gerçekleştirilen en büyük dış operasyonlardan biri. Türk devleti, 2016 yılında hem DEAŞ hem de ABD destekli PKK/PYD terör örgütüne karşı Suriye’nin kuzeyine yönelik barış harekâtları düzenlemeye başladı. Türk Devleti, Mart 2017 tarihinde Fırat Kalkanı, bir yıl sonra Zeytin Dalı ve Ekim 2019 tarihinde düzenlediği Barış Pınarı harekâtları ile Suriye’deki yerleşim yerlerine barış ve huzur getirdi. Türk birlikleri ayrıca, Suriye’deki savaştan Türkiye’ye kaçan 3 milyondan fazla Suriyeliyi evlerine dönmeye teşvik etmek ve yeni bir mülteci dalgasını önlemek ayrıca bölgede bir terör koridoru oluşmasını engellemek amacıyla Kuzey Suriye’nin önemli bir kısmını kontrol altında tutmaya devam ediyor. Irak Kuzey Irak bölgesi PKK terör örgütünün yapılanması nedeniyle hayati öneme sahiptir. Uzun yıllardır bölgeye yerleşen ve yayılan terör örgütü Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmektedir. İrili ufaklı birçok kamp bölgeye yayılmış durumdadır. Terör örgütü Türkiye, İran ve Suriye sınırlarının sağladığı avantajları kullanmaktadır. Her üç sınıra yakın olmak örgüte uygun coğrafya, maddi imkân ve silah temini açısından güvenli bir ortam sağlamaktadır. Uyuşturucu ticaretinden silah ve insan kaçakçılığına kadar birçok alanda önemli gelirler elde edilmektedir. Suriye ve Lübnan’dan Kandil bölgesine geçişle beraber Türkiye’yi hedef alan birçok terör eylemi bu bölgeden yönetilmiştir. Türkiye içine rahatlıkla geçilerek terör faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Kandil bölgesi sahip olduğu zorlu coğrafi şartlar ve İran-Irak sınırlarını kapsayan konumuyla PKK terör örgütünün rahatlıkla hareket edebildiği bir bölge konumundadır. Türkiye’nin bu bölge üzerinde direkt bir kontrolünün olmaması terör örgütünün kendini güvende hissetmesine yol açmaktadır. 1980’lerden itibaren TSK gerçekleştirdiği başarılı sınır ötesi operasyonlarla PKK’yı birçok kez dağılma noktasına getirdiyse de bu bölgenin sahip olduğu konum sayesinde örgüt yeniden toparlanabilme imkânı yakalamıştır. Bu durum karşısında terörle mücadeleyi daha etkin kılabilmek için Türkiye bölgede askeri üsler kurma yoluna gitmiştir. Katar Türkiye ile Katar arasında varılan anlaşma gereği Türk askerinin başkent Doha’da bulunan El Rayyan Üssü’nde bulunması kararlaştırıldı. Katar’da açılan askeri üsse izin veren ilk adım olan “Türkiye-Katar Askeri İş Birliği Anlaşması” 2015’in Mart ayında Meclis Genel Kurulu’ndan ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın onayından geçmişti. Resmi kaynaklara göre Katar’da bulunacak Türk birliğinin asli görevi; “Gerçekleştirilecek müşterek/birleşik tatbikatların ve eğitimlerin vasıtasıyla Katar’ın savunma imkânının ve kabiliyetlerinin geliştirilmesinin desteklenmesi, her iki tarafın da diğer ülkelerin silahlı kuvvetleri ile eğitim/tatbikatlar icra edebilmesi, terörizmle mücadele ile uluslararası barışa katkı sağlamak” şeklinde belirlenmiştir. Somali Türkiye, 2017 yılında en büyük denizaşırı üssünü Mogadişu’da açtı; burada Türk askerleri, onlarca yıldır süren iç çatışmalarla harap olmuş bir ülkenin yeniden inşasına yardımcı olmak amacıyla Somalili askerlere eğitim veriyor. Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Erdoğan’ın 2011’deki ziyaretinden bu yana Afrika Boynuzu’ndaki yerini güçlendirerek eğitim, sağlık ve güvenlik gibi hizmetlerin canlandırılmasına yardımcı oluyor. Türkiye 2015 yılında Somali ile savunma ve sanayi anlaşmaları da imzalandı. Azerbaycan Türkiye silahlı kuvvetlerinin ayrıca Kardeş ülke Azerbaycan’da faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiye, işgalci Ermenistan ile mücadelesinde ortak askeri eğitim ve tatbikatların yanı sıra başta Türk yapımı insansız hava araçları, füzeler ve elektronik savaş cihazlarının da bulunduğu yeni savunma sistemleri sağlama noktasında Azerbaycan’ı bir çok alanda desteklemektedir.”