YEREL HABERLER - 09 Ocak 2012 Pazartesi 09:54

2011 KRİZİ ESNAFI VURDU

A
A
A
2011 KRİZİ ESNAFI VURDU

Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Talat Dinçer, 2011 yılının esnaf ve orta boy işletmeler açısından çok yorucu ve sıkıntılı geçtiğini, enerji ve hammadde desteği verilmez, sosyal güvenlik yükü azaltılmazsa 2012’de de esnafı zorlu bir yıl beklediğini söyledi.
Mersin ESOB Başkanı Dinçer, İHA muhabirine 2011 yılını değerlendirerek, 2012 yılı beklentilerini açıkladı. 2011 yılında makro düzeyde büyüme ve ihracat rekorları kırılmasına, işsizlik büyük ölçüde azalmasına karşın, mikro düzeyde esnaf ve orta boy işletmeler açısından beklentilerin gerçekleşmediğini ifade eden Dinçer, esnaf daha 2001 krizinin etkilerini bile üzerinden atamadan 2008 krizinin çok şiddetli geldiğini ve çok derin yaralar açtığını kaydetti. “Dünyayı etkisi altına alan kriz Türkiye’de ‘çok yüzeysel geçti’ dense de 2011, küçük işletmeler yönünden çok yorucu ve sıkıntılı bir yıl oldu” diyen Dinçer, bunun nedenlerini hem Mersin hem Türkiye açısından değerlendirdi. Mersin’in, yerel dinamiklerin çok fazla olmadığı, göçle gelenlerle beraber ortaya çıkan bir kent olduğunu vurgulayan Dinçer, hem göçün getirdiği etkilerin hem de ekonomik sıkıntıların, geçtiğimiz yıllarda Mersin’i sıkıntıya soktuğuna işaret etti. Kentte yaşamanın ve kentleşmenin bir bedeli olduğunun altını çizen Dinçer, bu çerçevede Mersin’de hala uyum sorununun aşılamadığını dile getirerek, “Kültürlerin paylaşımında bile biraz zorluk çektik ama bunu yıkmaya, birlikte yaşamayı öğrenmeye çalışıyoruz. Kentte yaşamanın sosyal boyutunu insanlara anlatmaya çalışıyoruz. Bir de işin ekonomik boyutları var. Göçle gelen insanlar burada aç kalacak değil, mecburen bir iş yapmak zorunda. En kolay yapacakları iş esnaflık. Tabi ortada bir pasta var, bu pasta göç geldikçe sürekli küçülüyor. Bu da yerel ölçekteki firmalara çok büyük darbeler vuruyor. Haksız rekabet ortamı doğuyor ve kazanç iyice düşüyor. Hal böyleyken 2008 küresel krizinin etkileriyle de birçok olay zaten negatif yönde işledi ve ekonomik boyutta büyük sıkıntılar yaşandı” dedi.
Mersin’e göçle gelen insanların büyük bölümünde mesleki bilgi ve beceri yönünden de bir sıkıntı olduğuna dikkat çekerek, hem ESOB’un verdiği eğitimler hem de UMEM gibi projelerle bu sorunu aşmaya çalıştıklarını dile getiren Dinçer, “Ama hala istediğimiz noktada değiliz. Çünkü bu bir devlet politikası olmalı. Bu sadece yerel dinamiklerin çalışmalarıyla çok ağır işliyor. Ama iyi bir devlet politikası olduğu ve desteklendiği takdirde vasıfsız insanları vasıflı hale getirmek biraz daha hızlı işler. Devlet politikası olmadığı takdirde bir yerde tıkanır kalırsın” diye konuştu.
“HALK FAKİRLEŞTİ, ESNAF İŞ YAPAMIYOR”
Bir taraftan bu olumsuzluklar, bir taraftan küresel krizin getirdiği etkiler, bir taraftan büyük alışveriş merkezleri furyasının önünün alınamamasının esnafı 2011’de sıkıntılı bir noktaya getirdiğini belirten Dinçer, şöyle devam etti: “Bugün esnafımız iş yapamaz durumda, siftah yapmadan işyerini kapatan esnafımız var. Bunlar bizim gerçeklerimiz. Makro düzeyde ihracat rakamları artıyor, işsizlik rakamları düşüyor, büyümede rekor kırıyoruz ama halkımız fakirleşti. İnsanlar artık elindekiyle geçinemez duruma geldi. Emekli maaşlarının hali ortada, memurlarımız ve işçilerimizin aldığı maaşlar ortada. Artık yılda yüzde 2’lik-3’lük artışlarla da bu iş dönmüyor. Ama bunun yanında doğalgaza, akaryakıta, enerjiye yapılan zamların haddi hesabı yok. Bir taraftan enflasyon düşük diye memurlara, emeklilere yüzde 2 zam ver ama bir taraftan senin temel giderlerindeki artışlar tavan yapmış. Bu bir dengesizlik. Benim Bağ-Kur’lu emeklim 500-600 lira maaş alıyor. Bugün bir ev kirası 500 lira zaten. Temel seviyede yaşayan halkımız ve küçük işletmelerimiz gerçekten zor durumda. Bizim işimizin iyi olabilmesi için işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin durumlarının düzeltilmesi gerekiyor. Çünkü bizim müşterimiz bunlar. Çok üst düzey işadamları, ihracatçılar küçük esnaftan alışveriş yapmaz. Bu açılardan 2011 yılı bizim için sıkıntılı bir yıl oldu.”
“MERSİN’İN ARTIK KABUĞUNU YIRTMASI GEREKİYOR”
Mersin’in bugüne kadar sahipsiz ve yerel idareler yönünden şanssız bir kent olduğunu öne süren Dinçer, bazı yatırımların derhal önünün açılması gerektiğini kaydetti. Buna karşın, Mersin’de bazı güzel çalışmalar da yapıldığını, bunları inkar edemeyeceklerini aktaran Dinçer, havaalanı, Kazanlı Turizm Projesi, lojistik köyü ve Akdeniz Oyunları’nın kent için büyük bir şans ve esnafın ivmesini artıracak gelişmeler olduğunu vurguladı. Bu gelişmelerde Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun hakkını vermek gerektiğinin altını çizen Dinçer, “Hükümet bugüne kadar Mersin’e önem vermemişti ama bu yıl Mersin’e büyük bir önem verildiğini düşünüyorum. Bu kadar mozaik bir kentte yerel idarelerin farklı siyasi partilerde olması, hükümetten belki gelebilecek büyük desteklerin alınamaması bugüne kadar bizi hep sıkıntılı bir köy konumunda bıraktı. Ama Mersin’in artık kabuğunu yırtması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“ESNAF DENGE UNSURUDUR”
Mersin’de işsizlik rakamının yüzde 20’lerden yüzde 9’lara kadar düştüğüne ama yeterli olmadığına vurgu yapan Talat Dinçer, “Hala iş sahalarımız yok. İşsizliği önlemenin tek şartı, küçük işletmelerin kepenginin havada tutulmasıdır. Ben her yıl 5 bin esnaf kaybediyorum Mersin’de. Beş bin esnafın sadece kendisi çalışsa 5 bin kişi, yanında 3 kişi çalıştırıyor olsa 15 bin kişi, geçimini sağladıkları ailelerini de eklediğimizde 40-50 bin kişiye ulaşıyor bu rakam ve yılda bizim bu kadar kaybımız var. Her yıl, bir-iki eleman da çalıştırdığında 3-4 bin işyeri açılmışsa basit bir mantıkla 10 bin kişi iş sahibi oluyor ve bundan da en az 30 bin kişi nemalanıyor. Bugün bir fabrika açsanız en fazla bin kişi alır. Dolayısıyla küçük işletmelerimizin kepenginin havada tutulması gerekiyor. Eğer havada tutabilirsek bizim burada işsizlik gibi bir sorunumuz olmaz ama yılda 5 bin esnaf kaybedersem kartopu misali yuvarlana yuvarlana gelir, bir gün önümüzde çok büyük bir yığın olur ve büyük bir sosyal patlamaya neden olabilir. Biz, Türkiye’de ve Mersin’de terör dahil her türlü olayda denge unsuruyuz. Onun için özellikle tepedekilerin ve kentteki yerel idarelerin başında oturan insanların hep bu gözle bakmaları lazım. Aksi takdirde yine büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya kalırız” şeklinde konuştu.
2012 BEKLENTİLERİ
Esnaf ve sanatkarın 2012 yılı beklentilerini de anlatan ESOB Başkanı Dinçer, bu yıl da ekonomik dengelerdeki dalgalanmaların sıkıntılı bir yıl geçirileceğinin sinyallerini verdiğini söyledi. Borçlanmamaya özen gösterdiklerini ve ayaklarını yorganlarına göre uzatmaya çalıştıklarını kaydeden Dinçer, şunları söyledi: “Ama özellikle küçük esnaf borçlanmadan da hiçbir şey yapamıyor. Çünkü biz borcu borçla ödediğimiz bir dönemdeyiz. Çünkü kazandığımızla geçinmenin imkanı çok zor şu an için. Genelde krediyle çalışıyoruz, bundan dolayı biraz temkinliyiz, ancak Mersin’e yapılacak yatırımlarla biraz umutlanıyoruz.”
Hükümetten para değil, sadece esnafın önünü açmasını istediklerini belirten Dinçer, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz üretim yapıyoruz ancak maliyetlerimiz çok yüksek. Biz enerji desteği istiyoruz. Bugün küçük işletmeler, konutlarımızda kullandığımız elektrikten daha pahalı elektrik parası ödüyor. Biz üretimin içindeyiz, üretime enerjide destek vereceksin ki, benim maliyetlerim aşağıya düşecek. Gümrük Birliği anlaşmasını yaptığımız 1996 yılından bu yana her ülkeden ürünler buraya istediği şekilde geliyor, bizim piyasamıza kuralsızca giriyor, bir haksız rekabet ortamı yaratıyor, yerli üretimi bitiriyor. Enerjideki pahalılık, hammadde teminindeki pahalılık, sosyal güvenlikteki yükümlülüklerimiz gerçekten çok ağır. Bu yüklerimiz biraz aşağıya çekilse, şu 40 çeşit ödediğimiz, yamalı bohçaya dönen vergi sistemimiz tek vergi sistemine inse, adil ve kalıcı bir vergi sistemi kurulabilse bizim küçük işletmelerimiz kolay kolay kepenk indirmez. Devasa firmalarla bizim küçük işletmeler Don Kişot’un yel değirmeni ile savaşına benzer. Biz 10 kutu alıyorsak onlar buraya 10 bin kutu getiriyor. Adam bir yıl vadeli, satınca ödemek koşuluyla mal alıyor, bize ‘peşin para’ diyorlar. Böyle bir ortamda nasıl rekabet edebilirsin? Böyle bir rekabet şansımız zaten yok. Sonuç olarak, 2012’de saydığımız destekler verilirse piyasalarda biraz daha rahat tutunuruz, aksi takdirde durumumuz gerçekten sıkıntılı.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Başkan İhsan Kurnaz: "İlkadım için yapacak çok işimiz, gerçekleştireceğimiz hayallerimiz var" İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, 31 Mart Seçimleri sonrasında yürütülecek işler için kolları sıvadı. Başkan Yardımcıları ve müdürlerle toplantı gerçekleştiren Başkan İhsan Kurnaz, “İlkadım için yapılacak çok işimiz gerçekleştireceğimiz hayallerimiz var" dedi. İlk olarak Başkan Yardımcıları; Mustafa Karaduman, Cemal Kulein, Semih Okuyucu, Alaattin Er ile birlikte değerlendirme toplantısı gerçekleştiren İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz daha sonra meclis salonunda birim müdürleriyle bir araya geldi. Başkan İhsan Kurnaz, 31 Mart seçimlerini geride bıraktıklarını ve yeni dönemde milletin tekrar eser ve hizmet siyaseti için kendilerine yetki verdiğini belirtti. “Yapacak çok işimiz gerçekleştireceğimiz hayallerimiz var” Başkan İhsan Kurnaz,“5 yıllık yeni hizmet dönemi için vatandaşlarımız bizlere tekrar yetki verdi. Belediye hizmetlerini geliştirmek, hızlandırmak ve öz kaynakları yerinde kullanmak amacıyla yeniden yapılanmaya gideceğiz. Bu süreçte sık sık bir araya geleceğiz. 5 yıl boyunca İlkadım’a değer katacak hizmet ve eserleri hayata geçireceğiz. Bütün bunları ortak akıl ve ekip ruhu ile gönül belediyeciliği ilkesini rehber edinerek gerçekleştireceğiz. Sizlerin de görüş ve düşüncelerini alarak, 2024 yılında yapılacak olan hizmet ve yatırımların planlaması ve projelendirilmesini birlikte yapacağız. Bu vesile ile yeni dönemin hepimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyor, çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum” diye konuştu.
Mersin Akdeniz’de başkanlık koltuğuna çocuklar oturdu Mersin’in merkez ilçe Akdeniz Belediye Başkanı Hoşyar Sarıyıldız, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla koltuğunu, Devrim Geriş ile Tuna Akdoğan adlı çocuklara devretti. Temsili devir teslim töreni için Başkan Sarıyıldız ile ele ele belediyeye gelen Devrim Geriş ile Tuna Akdoğan adlı çocuklar, personel tarafından kolonyalarla karşılandı. Ardından makama geçen çocuklar, başkan olarak ilgili birimlere talimatlarını verdi. Çocuklar, mahallesinde kütüphane olmadığını belirterek bir kütüphane yapılmasını isteyerek, 23 Nisan’ı bir bayram olarak hediye eden Atatürk’e teşekkür etti. Ardından, sokakların daha temiz olmasını istediler. “Çocuklarımıza daha güvenli ve güzel bir dünya sunmak için çalışacağız” Çocukları ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren Akdeniz Belediyesi Başkanı Hoşyar Sarıyıldız; “Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bizler de geleceğimiz olan çocuklarımıza koltuklarımızı emanet ederek, çocuklarımızın aslında imkân verildiğinde neler yapabileceklerini göstermiş olduk. Bizlere ne kadar parlak bir geleceklerinin olduğunu, duruşları ve konuşmalarıyla aktarmış oldular. Akdeniz Belediyesi yönetimi olarak, Akdeniz’in, çocukların güvenli yaşadıkları, yeşil alanlara sahip oldukları ve geleceklerinin birlikte inşa edildiği bir belediye için çalışacağız" dedi.
Bursa Nilüfer’de 23 Nisan Bayramı coşkusu doyasıya yaşandı Nilüfer Belediyesi’nin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları, gurur ve coşku dolu anlara sahne oldu. Nilüfer Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen etkinliklere katılan çocuklar bayram neşesini doyasıya yaşadı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 104. yılını kutlamanın gururunu yaşadıklarını belirten Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, “Atamızın bugünü armağan ettiği çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras, özgür ve adil bir Türkiye olacaktır” dedi. Nilüfer Belediyesi’nin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda düzenlediği etkinlikler Nilüferliler’e bayram sevinci yaşattı. Nilüfer’deki kutlamalar Halk Evi önündeki Nilüfer Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşti. Kutlamalar çerçevesinde ilk olarak Atatürk heykeli önünde çelenk töreni düzenlendi. Çelenk törenine Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir, CHP Bursa eski Milletvekili Ceyhun İrgil, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri, Nilüfer Belediyesi geçmiş dönem Başkanı Turgay Erdem, muhtarlar, çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Çelenk sunumunun ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Törende konuşma yapan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, herkesin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladı. Türk ulusunun gurur gününü kutladıklarını söyleyen Başkan Özdemir, “Türk halkının egemenliğini ilan ettiği günün ve Meclisimizin kuruluşunun üzerinden tam 104 yıl geçti ama sevincimiz, ilk günkü gibi. 104 yıl önce bugün, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Türk ulusunun, hiçbir boyunduruğu kabul etmeyeceğini dosta düşmana gösterdi. 23 Nisan 1920’de Meclisimizi açarak, egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğunu ilan eden Atamızı, silah arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi bugün bir kez daha minnetle, rahmetle, şükranla anıyoruz.” Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bugünü, geleceğimiz çocuklara armağan ettiğini söyleyen Başkan Şadi Özdemir, “Atamazın bu anlamlı günü çocuklara armağan etmesi, onlara duyduğu güvenin en anlamlı göstergesi. Biz de bu ülkede yaşayan bütün çocuklarımızın, her türlü haklarının korunması, bu topraklardaki her bir çocuğumuzun aynı imkanlara sahip olması için mücadele edeceğiz” diye konuştu. Başkan Şadi Özdemir konuşmasını “Cumhuriyetimize sahip çıkacağız, her zamankinden daha da sıkı sarılacağız” diyerek tamamladı. Çelenk töreninin ardından meydandaki renkli kutlamalara geçildi. Nilüfer Kent Konseyi Çocuk Meclisi Başkanı Özlem Yılmaz, çocuklar adına yaptığı konuşmada, “Yaşadığımız ülkede farklı kesimlerden çocukların temsil edilmesini, haklarının gündeme getirilmesini, sorunlara çözüm aranmasını istiyoruz. Biz çocukların kendileriyle ilgili konularda kararlara katılmaları sağlanmalı” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından alanda Nilüfer Çocuk Korosu sahne aldı. Koronun hareketli parçaları ile bayramı kutlayan çocuklar; bubble show, zumba ve sihirbaz gösterileri ile eğlendi. Başkan Şadi Özdemir de, etkinliklere katılarak çocukların neşesine ortak oldu. Alanda gün boyu süren etkinliklere katılan çocuklar bayram sevincini doyasıya yaşadı.
İzmir 23 Nisan Aliağa’da Coşkuyla Kutlandı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 104. açılış yıl dönümü ve Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya çocuklarına armağan ettiği “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” Aliağa’da düzenlenen tören ve gösterilerle coşkuyla kutlandı. 23 Nisan etkinlikleri Cumhuriyet Meydanı’nda İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz’ün Atatürk Anıtı’na çelenk sunumuyla başladı. Resmi tören sonrasında kutlama programı Avcı Ramadan Çocuk Oyun Alanı’nda düzenlenen etkinliklerle devam etti. Ailelerin ve çocukları yoğun olarak yer aldığı programa; Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, Garnizon Komutanı Albay Faruk Altun, Savcı Vekili Efe Karaman, Aliağa İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Ömür Avcı, İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz, şehit yakınları, gaziler, askeri erkan, daire amirleri, sivil toplum kuruluşları, siyasi parti temsilcileri, öğretmenler, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz, “23 Nisan, Cumhuriyet Yolunda Atılmış En Büyük Adımdır” Programda günün anlam ve önemine ilişkin konuşmayı Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz yaptı. Akyüz, konuşmasında şunları söyledi: “Cumhuriyet güneşinin berrak yüzünü vatan ufkunda gösterdiği gün olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104.yıl dönümüne ulaşmanın heyecanıyla bir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı daha büyük bir sevinç ve coşkuyla kutluyoruz. 23 Nisan 1920 günü cumhuriyet yolunda atılmış en büyük adımdır. Devletimizin yönetim sisteminde bu tarihle birlikte başlayan büyük değişim 29 Ekim 1923’te cumhuriyetin ilanı ile sonuçlanarak Türk Milleti’nin ufku açılmıştır. Başöğretmenimiz, büyük önder, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ilk meclisin açıldığı 23 Nisan 1920 gününü çocuk bayramı olarak armağan ederek eşsiz bir lider ve devlet adamı olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Türk Milleti, dün olduğu gibi bugünde Atatürk ilke ve devrimlerinden ayrılmayacak, cumhuriyetin en temel niteliklerini koruyup muhafaza edecektir. Sevgili çocuklar ve kıymetli gençler, aydınlık geleceğimizin aydınlık yüzleri, sizlerin şahsınızda tüm dünya çocuklarının bayramını kutluyorum. Tüm çocuklarımız için barış ve mutluluk dolu bir dünya temenni ediyorum” Öğrencilerin gösterilerine büyük alkış Akyüz’ün konuşmasının ardından Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in kutlama mesajı okundu. Öğrenciler tarafından gerçekleştirilen ritim, dans, jimnastik ve karate gösterilerinin yanı sıra geleneksel çocuk oyunları yarışmaları kutlamalara renk kattı. Yarışmalar sonunda ise öğrencilere ödülleri takdim edildi. Coşkulu kutlama programı çekilen hatıra fotoğraflarıyla son buldu.
Denizli Bando kuran veliler, mahalleye 23 Nisan coşkusu yaşattı Denizli’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları bu yıl farklı bir etkinliğe sahne oldu. Her bayram öğrencilerden oluşan bando takımında bu kez veliler de yer aldı. Veli Bando Takımı Denizli sokaklarında gösteri yaptı. Denizli’de, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları bu yıl olağanüstü bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Geleneksel öğrencilerden oluşan bando takımının yerine bu kez velilerden oluşan bir bando ekibi sahneye çıktı. Pamukkale Hacı İbrahim Demireren İlkokulu öğrenci velilerinin oluşturduğu bu özel bando takımı, Pelitlibağ Mahallesi sokaklarında muhteşem bir gösteri sergiledi. Normalde öğrencilerin yer aldığı bando takımının, bu sefer velilerin elinden çıkmasıyla sokaklar renklendi. Veliler, bayram coşkusunu ve milli ruhu en iyi şekilde yansıtan marşlarla çevreye neşe saçtılar. Büyük küçük her yaştan insanın ilgiyle izlediği bu gösteri, 23 Nisan ruhunu en güzel şekilde yansıttı. Denizli’nin bu özgün kutlaması, geleneksel kutlama tarzının dışına çıkarak toplumun farklı kesimlerini bir araya getirdi. Velilerin aktif katılımı, bayramın anlamını daha da derinleştirdi ve çocukların coşkusunu zirveye taşıdı. Kimi mahalle sakinleri ellerindeki Türk bayraklarıyla özel bando takımına eşlik ederken, kimileri ise cep telefonları ile benzerine az rastlanır bu anları ölümsüzleştirdi. Anne babalarının gösterisini ilgiyle izleyen minikler ise unutamayacakları bir 23 Nisan Çocuk Bayramı yaşadı. Bayramı coşkuyla kutladıklarını söyleyen bando ekibinden Sultan Atar, "Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı. Öncelikle herkesin kutlu olsun. Herkesin içinde bir çocuk vardır. Biz de veliler olarak bu çocukluğu kendi içimizde herkese yaşatmak istediğimiz için trampet çalmak istedik. Çocukken çok istemem rağmen bando çalamamıştım. Bu çok güzel bir şey oldu bence. Her yaşta insanın çocukluğunu yaşaması gerekiyor diye düşünüyorum" dedi.