Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Genelkurmay Başkanı’na yönelik sözlerine sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Sen onbaşıları tanımıyor olabilirsin; ama git silahlı efendilerine sor, onlar sana onbaşıların kahramanlığını çok güzel anlatırlar. Çünkü o onbaşılar bizim canımız, ciğerimiz, onlar bizim yavrularımız, kardeşlerimiz. Değil TSK’de onbaşı olmak, sana uşaklığını yaptığın terör örgütünde 10 tane koyun bile emanet etmezler" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında Uludere olayı üzerinden BDP ve CHP’’ye yüklendi. Uludere’de yaşanan acı hadisenin herkes için acı bir imtihan ve bir turnusol kağıdı olduğunu ifade eden Erdoğan, kimlerin samimiyetle gözyaşı döktüğü, kimlerin de timsah gözyaşı döktüğünün bu acı hadisede ortaya çıktığını söyledi. Başbakan Erdoğan, "Nasıl zevkten dört köşe olduklarını televizyonlarda izlediniz, gazetelerde resimlerini gördünüz. Fakat Uludere’ye gittiklerinde bir başka görüntü, orada farklı
bir görüntü. Kimlerin yüreğinde acı hissettiği, kimlerin de fırsatçılık içinde rant sağlamaya giriştiği bu acı hadiseyle bir kez daha ortaya çıkıştır. Bu ülkede kardeşliği yüceltmeye, pekiştirmeye, güçlendirmeye çaba harcamak yerine, nifak, fitne, husumet tohumları ekmek isteyenler bu hadiseyle daha belirgin hale gelmiştir. Daha da önemlisi, Uludere hadisesi sonrasında anamuhalefet partisi CHP ile muhalefet partisi BDP’nin nasıl birbirinin mütemmim cüzü oldukları da açığa çıkmıştır" dedi.
"BDP, CHP’NİN TEK PARTİSİ CEBERRUT, BASKICI TAVRINI TAKLİT EDİYOR"
BDP’nin Uludere olayını bu ülkenin halkları arasında bir husumete dönüştürmek için bilinçli bir şekilde çalışırken, CHP’nin de BDP’nin ve terör örgütünün değirmenine su taşıdığını belirten Erdoğan, "Şunu lütfen unutmayın; BDP, Doğu ve Güneydoğu’nun CHP’sidir. BDP, CHP’nin izinde yürüyen, CHP’ye kendisine örnek alan, CHP’nin o tek partili dönemdeki baskıcı, ceberut tavrını birebir taklit eden bir partidir. CHP kendi ikbalİ için, şahsi ihtirasları için bu millete nasıl ağır bedeller ödettiyse, BDP de benim
Doğulu Güneydoğulu kardeşlerime işte aynı bedeli ödetmeye çalışıyor. Tıpkı CHP gibi BDP’nin de özgürlüklere, çok sesliliğe, demokrasiye tahammülü yok. Tıpkı CHP gibi BDP’nin de milletin değerlerine, kültürüne, inançlarına saygısı ve tahammülü yok" diye konuştu.
"MASUM KÜRT EVLATLARININ KANI"
Başbakan Erdoğan, son günlerde BDP eş başkanları ve milletvekilleri tarafından yapılan ’densiz ve dengesiz açıklamaların’ BDP’nin çözüme, demokrasiye ve demokratikleşmeye ne kadar uzak olduğunun apaçık ispatı olduğunu kaydetti. Erdoğan, "BDP’nin beslendiği tek kaynak var; o da masum Kürt kardeşlerimin yavrularının kanıdır. Masum Kürt evlatlarının kanı durursa, BDP de çok iyi biliyor ki üzerinde yükseldiği istismar zemini yok olur. BDP, kanın durmaması, gözyaşının durmaması, ölümlerin sona ermemesi için
her türlü tahrik ve provokasyonu evreye sokuyor" diye konuştu.
"TANISAN NE YAZAR, TANIMASAN NE YAZAR"
BDP’lilerin arkalarındaki terör örgütünden icazet almadan özgürce konuşamayacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Terör örgütü bunlara izin vermediği için bunlar kendi görüşlerini kendi hür iradelerini ortaya koyamazlar. Görüşleri, fikirleri olmayanlar da işte bunların yaptığı gibi sadece hakaretten sadece küfürden medet umarlar. Kabili hitap olmayanlara söz söylemek israftır. Çıkmış BDP Genel Başkanı ’Bez seni tanımıyoruz’. Allah aşkına tanısan ne yazar tanımasan ne yazar. Bizi millet tanıyor millet. Bize milletimizin hayır duası, takdiri, teşekkürü ziyadesiyle yeter. Sen bırak bizi, aynaya bak; kendini
tanıyamazsın. Çünkü aynaya bakarsan kanını emdiğiniz gençleri görürsün. Onurlu bir siyasi mücadele değil, terörün stepnesi, terörün yedeği olmuş kan lekesi içindeki yüzünü görürsün. Ülkenin yüzde 50 oy alarak seçilen iktidarını söylemek, iktidarın meşruiyeti olmadığını söylemek, demokrasiyi kabullenmemektir, milli iradeye saygısızlıktır, daha da ötesi şuursuzluktur."
DEMİRTAŞ’A AĞIR ’ONBAŞI’ YANITI
Uludere hadisesini devlet terörü gibi, devletin vatandaşını katletmesi gibi lanse etmenin büyük bir hezeyan olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e yönelik ’onbaşı’ sözlerine yanıt verdi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu ülkeye, bu millete, bu topraklara küfretmek amacıyla Genelkurmay Başkanımızı hedef almak, ona güya hakaret etmek de açık söylüyorum densizliktir. Değil general, onbaşı bile olmak bu toprakların tamamında bir gurur, bir şeref vesilesidir. Sen onbaşıları tanımıyor olabilirsin; ama git silahlı efendilerine sor, onlar sana onbaşıların kahramanlığını çok güzel anlatırlar. Çünkü o onbaşılar bizim canımız, ciğerimiz, onlar bizim yavrularımız, kardeşlerimiz. Değil TSK’de onbaşı olmak, sana uşaklığını
yaptığın terör örgütünde 10 tane koyun bile emanet etmezler. Önce haddinizi bileceksiniz."
"APO, BDP’LİLERE ’ŞARLATAN, SATILIK’ DİYOR"
BDP’nin İmralı’daki terörist başını önder olarak gördüğünü, hatta Apo’ya peygamber dediklerini belirten Erdoğan, "Apo’nun da bunlar hakkında uygun gördüğü sıfatlar, geçtiğimiz günlerde basına yansıdı; bir daha hatırlatayım. Ne diyor BDP’liler için, şarlatan, şovmen, satılık, saf, zırtapoz diyor Bunları biz delmiyoruz, liderleri diyor. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş" dedi.
Kürt kökenli vatandaşların kendi ayakları üzerinde duramayan kanlı terör örgütünün gölgesinde vesayetinde siyaset yapan partiyle arasına mesafe koyacağına inandığını belirten Başbakan Erdoğan, BDP ne bölgesine, ne bölge insanına ne de kendi seçmenine yönelik çözüm ve çözüm önerisi getiremediğini söyledi. Erdoğan, "Bizim çözüm önerimizi sabote etmenin, önünde engel teşkil etmenin ötesine geçemediler. Tahrik siyasetinden, vesayet mantığındaki siyasetten kendilerini kurtarıp, kendi hür iradeleriyle ortaya
bir şey koyamadılar. Kandil’deki terörist başı bir şey söylüyor, bunlar Ankara’dan papağan gibi tekrar ediyor" dedi.
YARGIYA, ZANA ÇAĞRISI
Dün Leyla Zana’nın ’silah güvencemizdir’ açıklamasını da tepki gösteren Erdoğan, "Yargıya haber veriyorum, duyuruda bulunuyorum. Siz demek ki milletvekili elbisesini bunu için, bu ifadeleri kullanmak için giydiniz, öyle mi? ’Güvencemiz silahtır’ diyor. O zaman bu çatının altına niye geldin? Burası demokratik parlamenter bir sistem, silahlı bir parlamenter sistem yok. O zaman buraya niye geldin, o zaman sen de dağa çıksaydın. Kimi ’devleti tanımayız diyor’, kimi AK Parti’yi düşman ilan ediyor. Bunların
tarzı kıyamet siyaseti. Yani ölüm, kan, terör, isyan, başkaldırı, meydan okuma, gemileri yakmak, kendisini uçurumdan atmak. Kendisine faydası olmayan bir partinin millete ne faydası olabilir, soruyorum.
Demokrasiyle AK Parti’nin sağladığı özgürlük ortamından yararlanıp, bize devletin kurumlarına aslan kesilenler, kanlı suç örgütü karşısında kuzu kesiliyor, boyunlarını yere eğiyor.Eğer cesaretin varsa, o cesareti bize değil, dağdaki kanlı örgüte göster."
BDP’lilerin ’Ankara’da demokrat, ,Diyarbakır’da faşist’ olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, "Özerklikten bahsediyorlar ya sen önce bir kendin özerk ol. Sen önce terör örgütünden özerkliğini ilan et. Senin terör örgütü nezdinde özgürlüğün, iraden yok. Neyin özerkliğini savunuyorsun. Tek parti döneminin CHP’si neyse bugünün BDP’si tıpkısının aynısı odur. Üzüm üzüme baka baka kararır. Ama bugün Doğu ve Güneydoğu’da tek parti yok; tüm Türkiye’de olduğu gibi Doğu ve Güneydoğu’da da birinci parti AK Parti.
Biz Kürt kökenli kardeşimizi bu baskıcı ceberut, faşizan zihniyete teslim etmeyeceğiz. Hizmet siyaseti ile, demokrasi ile yatırımlarla farkımızı net ortaya koyacağız. Onlar çözümsüzlüğe zorladıkça biz sabırla, sağduyuyla çözümü zorlayacağız" dedi.