YEREL HABERLER - 09 Ocak 2012 Pazartesi 19:26

10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ

A
A
A
10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ

Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni, gazetecilere yapılacak engellemenin, vatandaşın haber alma hakkını engellemek anlamına geldiğini bildirdi.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yapan Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni, gazeteciliğin dünyanın en güzel, en heyecanlı, en zor ve en onurlu mesleklerinden biri olduğunu kaydetti.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün tüm bu kriterlerin yeniden gözden geçirildiği, geçmiş bir yılın muhasebesinin yapıldığı, gazetecilerin çalışma şartlarının yeniden gündeme geldiği özel bir gün olduğunu belirten Yeni, "Ancak bu yıl da gazeteciler, başarılarıyla olduğu kadar, çektikleri sıkıntılar ve sansürlerle anılmakta, yapılan açıklamalar ve temenniler, daha özgür bir basın talebinin varlığına ihtiyaç duyulduğunu teyit etmektedir" dedi.
Antalya Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak gazetecilerin haber takibi ve bilgi edinme konusunda çektikleri sıkıntıları yakından takip ettiklerini vurgulayan Yeni, problemsiz bir gelecek için çaba sarf etiklerini kaydetti. Gazetecilerin, elektronik medyanın da devreye girmesiyle doğru habere eskisinden çok daha hızlı ulaştıklarını ve saniyelerle yarıştıklarını vurgulayan Yeni, açıklamasında şunları kaydetti:
"Gazeteciliğin ana görevleri arasında ilk sırada olan toplumu bilgilendirme hakkı, aynı zamanda vatandaşın doğru haber alma hakkıyla eş değerdir. Gazetecilere yapılacak engelleme, vatandaşın haber alma hakkını engellemek demektir. Her ne sebeple olursa olsun halen cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci meslektaşlarımızın da artık hükümlülük sınırlarını zorlayan davalarının bir an evvel sonuçlandırılmasını talep ediyoruz. Adalet, gecikmediği sürece adalettir. Dünyanın tarafsız siyasetçileri artık Türkiye’yi ’Gazeteciler için devasa hapishane’ diye anmaya başladılar. Bundan büyük ıstırap duyuyoruz. Türkiye’nin silinmesi zor böyle bir unvanı hak etmediğini haykırmak istiyoruz. Buna yol açanların bir an önce aklın ve demokrasinin yolunu seçmelerini bekliyoruz."
Sendikasız ve sigortasız çalıştırılan gazetecilerin olağan sayılmadığı bir ülkeyi özlediklerini ifade eden Yeni, yazılarından dolayı işine son verilmeyen gazetecilerin ülkesinin hayalini kurduklarını belirtti.
Yeni, Antalya Gazeteciler Cemiyeti olarak gazetecilerin "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü"nü kutladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.