YEREL HABERLER - 07 Ocak 2012 Cumartesi 11:34

BURSA SICAK SERVETTE MEYVELERİ TOPLAMAYA BAŞLIYOR

A
A
A
BURSA SICAK SERVETTE MEYVELERİ TOPLAMAYA BAŞLIYOR

Jeotermal suya milyonlarca lira harcayan Bursa, sıcak servetin meyvelerini toplamaya başlıyor. İl Özel İdaresi’nin otellerden yıllık 500 bin TL alacağını belirten Vali Şahabettin Harput, "Mart ayında verdiklerimizi almaya başlayacağız. Kimse heyecanını kaybetmesin" dedi.
Vali Şahabettin Harput, İl Genel Meclisi üyeleriyle birlikte bütçe yemeğinde bir araya geldi. Gönlüferah Otel’de düzenlenen yemek sonrasında konuşan Bursa İl Genel Meclisi Başkanı Nedim Akdemir, 2012 yılı bütçenin 107 milyon TL olduğunu dile getirerek, "Birçok alanda yatırımlarımız olacak. Bunlardan bir tanesi eğitim. Eğitime 24 milyon TL kadar katkımız var. 2011 yılında 256 derslik kazandırdık. Çalışmalarımız bizi memnun ediyor. 61,5 milyon TL’si yatırıma ayırıldı. Örnek projelere imza attık. En başta doğal arıtma ve sulama konularında bizi örnek alıyorlar. 2012 yılında çıtamızı daha yukarıya taşıyacağız" diye konuştu.
Vali Şahabettin Harput, İGM’nin 2012 yılı bütçesinin Bursa için yeterli olmadığına dikkat çekerek, "Koskoca Bursa’nın imkanını değerlendirmek zorundayız. İmkanları değerlendirmek için ciddi kaynaklara ihtiyacımız var. Biraz kabahatimiz var. Ankara’ya her şeyin en güzel taraflarını gösteriyoruz. Bursa’nın sorunları çözülmüş dört dörtlük gibi gösteriliyor. Sıkıntılarımız var. Bunları çözmeye çalışıyoruz. Ciddi bütçelerle daha çok hizmet yapmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Jeotermalde gerçekten güzel mesafeler aldıklarını belirten Harput, termal suya yapılan milyonlarca yatırımın ardından 2 ay içinde meyvelerini toplayacaklarını söyledi. Harput, "Bursa bir termal şehirdir. Binlerce yıldır bu özelliğini koruyor. ’Nereden çıktı bu kardeşim’ demiyoruz. Bursa’da var olan ve unutulmaya yüz tutan marka değerleri hayata geçiriyoruz. Jeotermal A.Ş. ile çalışmalarımızı yürütüyoruz. 12 adet etüt ve üretim sondaj faaliyetlerimiz var. Çıkan sularla alakalı kullanım değerlerine göre çalışmalar var. Eski kaplıcalar bölgesindeki bütün kaplıcaların sularını değiştirilmesi gerek. Hepsi yetersiz. 9 litre su ile 16 otel idare etmeye çalışıyor. Söyleyemeyeceğim bazı sorunlar da var. Ama o otellerimiz ve tesislerimiz yıllarca bu şehre hizmet verdi. Onların da bundan sonra daha zengin bir su ile Bursa’ya hizmet vermeleri hakkıdır. Onların da tamamına sıcak suyu ulaştırma çabalarımız devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Ocak ayın sonuna doğru ilk defa Almira Otel’e sıcak su vereceklerini kaydeden Harput, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Kükürtlü bölgesinde, Hilton gibi oteller başta olmak üzere bu projeyi uygulama çalışmaları devam ediyor. Şimdiye kadar çok fazla para vermedik. Her sene birkaç milyon liralık yatırım yaptık. Türkiye Cumhuriyeti petrol araması için 1 milyar dolar para ayırdı. Ayıracaksın. Bu ihtiyaçtır. Sıcak su petrolden daha kıymetli. Birkaç senedir proje, sondaj, tesisat çalışmalarıyla uğraşıyoruz. Hemen mart ayından sonra, verdiklerimizi almaya başlayacağız. Bir otelimizden yıllık 500 bin TL alacağız. 10 yılda 5 milyon TL. 10 otel de eklerse hesaplayın. Heyecanınızı kaybetmeyin. Yeni dönemde seçilmeye bakın. Önünüze çok bütçeler gelecek. Bu paraları nereye harcayalım diyeceksiniz."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Hayırsever Vergi Ağıl, ERÜ Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı’na EMG Cihazı Bağışladı Hayırsever Vergi Ağıl, Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Hastaneleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı’na iki kanallı EMG (Elektromiyografi) cihazı kazandırdı. Hayırsever Vergi Ağıl’a desteğinden dolayı teşekkür eden ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, "Bu başlangıç" diyerek, cihazın hayırlara ve güzel hizmetlere vesile olmasını diledi. Süreçte emeği geçen herkese teşekkür eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Canpolat ise; “Niyet hayır, akıbet hayır. Bir hayır kapısı açıldığını düşünüyoruz. Hayırseverimiz İnşallah niyetinin karşılığını bulur. İnşallah kurumumuza değer katan bir ünite olur. Biz pediatrik nöroloji olarak iyi bir noktadayız. Belli bir süreç içerisinde EMG’de de iyi bir noktaya geleceğimizi umut ediyorum. Vergi Bey’in iki yıllık süreçte ne kadar fedakârlık yaptığını ben biliyorum. Kendisine teşekkür ediyorum. Yüreğine sağlık” dedi. Konuşmalardan sonra Rektör Prof. Dr. Altun, Hayırsever Vergi Ağıl’a plaket takdiminde bulundu. Rektör Prof. Dr. Altun açılış kurdelesini; Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. İbrahim Halil Kafadar, Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Canpolat ve Hayırsever Vergi Ağıl ile birlikte kesti.
Erzincan Eriyen kar suları Doğu’daki nehirlerin debisini yükseltti Doğu Anadolu Bölgesinde kış mevsiminde yeterli yağışın olmaması nedeniyle debisi düşen nehirlerde, baharla birlikte karların erimeye başlaması ile su seviyesi, yeniden yükselmeye başladı. Karların erimesiyle Erzincan’daki barajlarda doluluk oranı arttı. Bahar ayında Doğu’da dereler, nehirler coşkun akmaya başladı. Erzurum Dumlu Dağı’ndan doğan, Erzincan’dan geçerek Murat Nehriyle birleşip Fırat Nehri’ni oluşturan Karasu Nehrinin artan su seviyesi çiftçilerin yüzünü güldürdü. Kış mevsiminde su debisinin düşmesiyle ortaya çıkan nehir yatağındaki adacıklar da yeniden sular altında kalmaya başladı. Doğu Anadolu’daki arazilere can veren nehirlerin artan su seviyesi barajları da doldurdu. Ağrı Diyadin’den kaynayan Murat Nehri ve Erzurum Dumludağ’da kaynayan Karasu Nehri, Erzincan’dan sonra Elazığ il sınırlarında birleşerek Fırat Nehri’ni oluşturuyor. Fırat Nehri Erzincan, Tunceli, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa il sınırını belirledikten sonra Suriye, daha sonra Irak topraklarına akarak Irak’ta denize uzak olmayan bir noktada Dicle Nehri ile birleşip Şatt’ül-Arab’ı oluştup Basra Körfezi’ne dökülüyor. “Karların erimesiyle Erzincan’daki barajlarda doluluk oranı arttı” Havaların iyice ısınmasıyla doğanın yeşerdiği Erzincan’da dağlarının yüksek kesimlerindeki karın erimesi ve yağmur yağışıyla beraber barajların doluluk oranı arttı. Erzincan Barajı yüzde 60, Tercan Barajı da yüzde 65 su doluluk seviyesine ulaştı. Tarımın yaygın olduğu Erzincan’da barajlardaki su seviyesinin artması çiftçiyi mutlu etti.
Uşak Başkan Yalım’ın talimatıyla yabancı uyruklulara ait ruhsatsız işletmelere mühür vuruldu Uşak’ta yabancılara ait ruhsatı olmayan işletmeler, Belediye Başkanı Özkan Yalım’ın talimatıyla mühürlenerek kapatıldı. Uşak Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından kent genelinde yapılan denetimlerde sığınmacılarca açılmış ’iş yeri açma ve çalıştırma’ ruhsatı olmayan işletmeler tespit edildi. Ruhsatsız hizmet verdiği belirlenen 5 dükkân, zabıta ekipleri tarafından mühürlendi. Zabıta Müdürlüğüne bizzat talimat veren ve şehir genelinde ruhsat almadan işletme açan sığınmacı kişileri tespit ettiren Başkan Yalım, halkın huzurunu bozabilecek hiçbir duruma müsaade etmeyeceklerini söyledi. “Hemşehrilerimizin ve esnafımızın huzuru bizim için her şeyden önemli. Bu huzuru bozacak hiçbir duruma izin vermeyeceğiz” diyen Yalım, “Uygunsuz bir şekilde iş yeri açıp haksız kazanç elde eden Suriyeli ve Afgan vatandaşları yakından takip ederek, bu tarz kazançlara fırsat vermeyeceğiz. Seçim vaadimde de söylediğim gibi yeni dönemde sığınmacı vatandaşlara iş yeri ruhsatı vermeyecek, halihazırda bulananlara ise sıkı denetimler gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı. İş yeri ruhsatı olmayan dükkanların mühürlenmesi sırasında çevrede bulunan esnaf ve vatandaşlar da Başkan Yalım’a teşekkür etti. Vatandaşlar, Yalım’ın belediye başkanlığı görevinin hayırlı ve uğurlu olmasını da diledi.
İstanbul Uzmanından kalp krizine karşı uyarı: Gençler biraz sakin, yaşlılar hareketli olsun Son zamanlarda gençlerde kalp krizi geçirme oranında ufak da olsa artış gözlemlediklerini belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Harun Arbatlı, gençlere uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Arbatlı, “Gençler biraz sakin, yaşlılar hareketli olsun” dedi. 10-16 Nisan Kalp Sağlığı Haftası kapsamında Ataköy Medicana Hastanesi, ‘Kalbiniz için Bilinçlenin’ seminerine ev sahipliği yaptı. Gazeteci Işıl ve Ekrem Açıkel’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinlikte; Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Harun Arbatlı ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aydın Yıldırım kalp sağlığıyla ilgili tüm soruları cevapladı. Kalp hastalıkları belirtilerini anlatan Prof. Dr. Aydın Yıldırım bunların; göğüs ortasında, çenede, sol elin yüzük parmağında, sırtta ve midede yaşanan ağrılar olabileceğini, bunlara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. “Türkiye’de ‘kalp krizi’ ölüm sebebi arasında en başta” Ölüm oranının en fazla kalp hastalıklarında görüldüğünü belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Harun Arbatlı, “Erişkinlerdeki ölüm oranlarının yaklaşık 3’te biri kalp ve damar hastalıklarından oluyor. Bu yüzden ciddi bir toplum bilinci gerekmektedir. Çocukluk çağından itibaren kendimizi korumamız gereken bazı durumlar var. Bunlar yerine getirilirse toplum çok daha sağlıklı hale gelecek ve sağlık giderleri de azalarak refaha kavuşmuş toplum oluşacaktır. Türkiye’de ölüm sebebi arasında en başta kalp krizi gelmektedir. Kalp krizi; damar sertliği, şeker hastalığı, stres ve sigara faktörlerinin getirdiği hastalık grubudur. Çok basit kurallara uyarak bu faktörlerden korunmanız mümkün” açıklaması yaptı. “Son zamanlarda kalp krizi geçirme oranlarında ciddi bir artış var” Son zamanlarda kalp krizi geçirme oranlarında ciddi bir artış olduğuna da değinen Prof. Dr. Harun Arbatlı, “Bu hem toplumun yaşının ilerlemiş olmasından hem de içinde bulunduğu ekonomik koşullar dahil olmak üzere stresin artmasından da kaynaklanıyor. Ancak kalp krizinden ölme oranları ise bir o kadar azalmış durumda. Çünkü sağlık hizmetlerinde de belirli bir artış var. İnsanlar kalp krizi geçirdiklerini fark edip hastaneye ulaştıklarında bir şekilde anjiyosu, gerekirse bir stent işlemi yapılıyor. Gerekirse ilaç tedavisiyle rahatlatıp sonrasında da gerekli tedavileri düzenlenebiliyor. Bazen bunun içerisinde ameliyatlar da oluyor” dedi. “Gençler biraz sakin, yaşlılar ise biraz daha hareketli olsun” Prof. Dr. Harun Arbatlı, “Gençlerde kalp krizi geçirme oranında artış gözlemliyor gibiyiz. Bazı yanlış adımlardan kaynaklı sorunlar var. Genç yaşta kalp krizi geçirebiliyorlar. Dolayısıyla bir noktada; sakinliği, sükûneti koruyabilmek lazım. Bir şeyler yapma, kendilerini ispat etme çabası içinde oluyorlar. Ama bu, onlara geri dönüşü çok pahalıya patlayabiliyor. Gençlere biraz sakin olmalarını, yaşlılara ise biraz daha hareketli olmalarını öneriyoruz. Yani ortada buluşmaları daha güzel bir şey” şeklinde konuştu. “Kişiler eğitimle bu konuda bilinçlendirilmelidir” Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aydın Yıldırım ise “Türkiye’de insanlarımızın kalp sağlığı oranları iyi durumda değil. Obezite ve yüksek tansiyon dünyada yaygın. Ayrıca kalp damar hastalıklarından yaşanan ölümler, dünyada birinci sıralarda. Ülkemizde ise durum Avrupa ülkelerine göre biraz daha kötü. Hem obezite hem hipertansiyon açısından daha yüksek oranlarımız var. Bu mevcut durumumuzun daha iyileştirilmesi için yoğun bir eğitim programı veya halkın bilinçlendirilmesi gerekmektedir” dedi. “30 dakika yürüyün, tuz tüketimini azaltın” Prof. Dr. Aydın Yıldırım, “Özellikle Kovid sonrası insanların çalışma ortamlarının eve taşınması ve hareket aktivitelerinde düşüş olmasından sonra obezite ve hipertansiyon yoğun şekilde arttı. Bunlar aslında birbiriyle bağlantılı. Kilonuz arttıkça tansiyonunuz da yükseliyor. Pandemi bittikten sonra da dinamik, hareketli hayata geçilmesi bekleniyordu ancak maalesef bu konuda çok fazla ilerleme kaydedilmedi. Teknolojinin gelişmesi ve araçların kullanılması da hareketsiz yaşamı tetikliyor. Bundan dolayı kalp hastalıkları açısından kötüleşme var” açıklaması yaptı. Gün içinde minimum 30 dakika yürüyüş veya aktivite yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yıldırım şu önerilerde bulundu: “Bu olmadığı takdirde kilo artışı kaçınılmazdır. Beslenmede ise tuz tüketimi kısıtlanmalıdır. Akdeniz diyetine dönülmelidir. Stresten uzak durulmalı, kolesterol ve tarama testleri düzenli yapılmalıdır. Herkesin kalbine iyi bakması ve kontrol ettirmesi gerekir. Özellikle Türkiye’de büyük bir eksiklik olan koruyucu hekimliğin önemine değinmek istiyorum. Hastalandıktan sonra işlerin hem tedavisi hem de döneme ait zorlukları daha fazla. Öncelikli olarak hastalanmadan önlem almak gerekir.”