YEREL HABERLER - 21 Aralık 2011 Çarşamba 12:11

ÖĞRENCİLERE `İSTİKLAL ŞAİRİ` ANLATILDI

A
A
A
ÖĞRENCİLERE `İSTİKLAL ŞAİRİ` ANLATILDI

Kepez Belediyesi, İstiklal Marşı Şairi, dava ve fikir adamı Mehmet Akif Ersoy’un vatan, millet sevgisini, düzenlediği konferans ile öğrencilere anlattı.
Kepez Belediyesi, ölümünün 75. yılında Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’u, düzenlediği konferansla andı. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Atatürk Konferans Salonu’ndaki anma programında, Gazi Üniversitesi Uluslararası ilişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr Cemalettin Taşkıran, ’Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı ve Kişiliği’ adlı bir konferans verdi.
Konferansa, Kepez Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Ak Parti Kepez İlçe Başkanı Bahattin Bayraktar, meclis üyeleri, Başkan Yardımcısı Mesut Kocagöz, muhtarlar ve 500’e yakın öğrenci katıldı. Prof. Dr. Taşkıran, slaytlar eşliğinde İstiklal Marşı Şairi Ersoy’un, öğrencilik yıllarını, 1.Dünya Savaşı sırasında yaptığı çalışmaları, Milli Mücadele dönemini, İstiklal Marşı’nı yazmasını, Mısır yıllarını, Türkiye’ye dönüşünü, edebi hayatını ve eserlerini anlattı.
Akif’in, 1908’den sonra şiirlerini yazmaya başladığını belirten Cemalettin Taşkıran, "Çanakkale Savaşı’nın iki destanı vardır. Birini Mehmetçik kanıyla, canıyla yazmıştır. Bir diğerini de Mehmet Akif, kalemiyle (Çanakkale Şehitleri’ne) yazmıştır" dedi Taşkıran, Mustafa Kemal Atatürk’ün, isteği ile kurucu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Burdur Millletvekili olarak görev yapan şairin, hitabetiyle, kalemiyle Kurtuluş Savaşı’na destek verdiğini söyleyerek, şöyle devam etti.
"Burdur, Afyon, Antalya, Kastamonu ve Bursa’da, camilerde verdiği vaazlarla halkı, Milli Mücadeleye, birlik ve beraberliğe çağırdı. Dönemin Sovyetler Birliği, Akif’in vaazlarının yayınlandığı Sebil’ür-Reşad Dergisi’ni, ülkede yaşayan Müslümanlar üzerine etkisi olur diye, ülkeye girişini yasaklamıştı. Bu derece etkili vaazlar veriyordu."
Bazı inkilaplara karşı tavrı nedeniyle 1925’ten itibaren Mısır’da yaşamaya başlayan, 1936’da Türkiye dönen Akif’’in bir hastalık sonucu 27 Aralık 1936’de öldüğünü anlatan Taşkıran, "6-7 kişi üzerinde Türk bayrağı bulunmayan İstiklal Marşı Şairinin tabudunu bir caminin avlusuna getirdiler. Üniversite ve lise öğrencileri, Akif’in öldüğünü öğrenince cenazesine sahip çıktılar. Gençler, bayrakla örttükleri tabutu elleri üzerinde Edirne Kapı Mezarlığı’na kadar taşıdılar ve naaşı bugünkü yerine defnettiler" dedi.
Gazi Üniversitesi Uluslararası ilişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Taşkıran, Akif’in, edebi hayatıyla ilgili de şunları söyledi:
"Bütün eserlerini Safahat’ta toplamıştır. Bu kitap, bir devrin aynasıdır. Bir toplumun anlayışını, ümidini, ümitsizliğini, inancını, inançsızlığı dahil her şeyini bu kitapta bulmak mümkündür. ’Ben sadece milletin duygularına tercüman oldum. İstiklal Marşı milletin malıdır.’ diyerek İstiklal Marşı’nı, Safahat’a almamıştır. Safahat’taki mısra sayısı yaklaşık 12 bindir. Çok üretken bir şairdi. Şiirlerinde, hürriyet, doğruluk, vatanperverlik, yaşadığı dönemi bütün derinliği ile ve özellikleriyle anlatmıştır. Her kesim, Akif’in şiirinde vardır. Önce gözlem yapardı sonra küçük notlar alırdı. Notları da taslak şiire dönüştürürdü ve taslaklar üzerinde çalışırdı. Şiirlerini böyle yazardı."
Taşkıran, "Akif’in şiirlerini okursanız dik durmayı öğrenirsiniz. Milli meselelere sahip olmayı, milli olmayı öğrenirsiniz. Milli olmak için mutlaka Akif’i okumak lazım. Eserlerine bakıldığında kötülükle, yoksullukla geri kalmışlıkla mücadele ettiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı. Cemalettin Taşkıran, Mehmet Akif Ersoy’un, Çanakkale Şehitleri’ne, Bursa’nın işgali üzerine kaleme aldğı Bülbül ve İstiklal Marşı olmak üzere üç destan yazdığının da altını çizdi.
Öğretim üyesi Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, Akif’in, İstiklal Marşı’nı yazışıyla ilgili de şu bilgiyi verdi:
"1920’ye kadar bir marşımız yoktu. Kurtuluş Savaşı’nın anlatılması, halkın coşkusunun artırılması amacıyla şiir yarışması düzenlendi. İstanbul’daki şaiirler yarışmaya katılmadı. Yarışmaya 724 şiir gönderildi. Şiirler de bir kaç söz güzeldi ama sonraki mısralarda coşku devam etmiyordu. Milletin kurtuluşuna olan inancını para ile mi söyleyeceğiz, diyen Akif, para ödülünden dolayı yarışmaya katılmadı. Akif, 500 lirayı ret ettiği zaman cebinde sadece 2 lira vardı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ödül verilmeyeceği yazısı üzerine Akif, Tacettin Dergahı’nda İstiklal Marşı’nı, iki günde yazdı. İstiklal Marşı, 1 Mart 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Hamdullah Suphi Tanrıöver’in okuduğu şiir, başta Mustafa Kemal Ataürk olmak üzere bütün milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı. Mecliste oy çokluğu ile Mehmet Akif Ersoy’un şiiri, İstiklal Marşı olarak kabul edildi. Mecliste, marşın 10 kıtası arka arkaya dört kez okundu."
Akif’in güçlü bir şahsiyetinin olduğunun altını çizen Taşkıran, "Akif’in sözlerinde ve düşüncelerinde, birbirinden farklı, çelişkili yorumlar bulamazsınız. Gücü inandığı değerlerden geliyordu. Gücü, çok çalışmasından geliyordu. Hiçbir şeyi tartışmadan, kendi süzgecinden geçirmeden kabul etmezdi. Akif’in eserlerinde en çok çalışmak, azim, ümit, vatan, birlik ve beraberlik kelimeleri kullandığını görüyoruz. Bugün de Akif’in üzerinde durduğu kelimelere ihtiyacımız var. Mehmet Akif, bize çalışkan olmayı öğretiyor, dürüst olmayı öğretiyor, değerleri için mücadele etmeyi öğretiyor, ümitsiz olmamayı öğretiyor, tevazu sahibi alçak gönüllü olmayı öğreriyor,birleştirici olmayı, vatan ve milleti sevmeyi öğretiyor" dedi.
İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy’un, çocuklarının bütün hayatlarını büyük bir yoksulluk ve sefalet içinde geçirerek, bu dünyadan göç ettiğine işaret eden Prof. Dr Taşkıran, "Vefasız olmamamız lazımdı" diyerek konuşmasını tamamladı.
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, konuşmasını yapacağı sırada AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı iken, bir toplantıda okuduğu Mehmet Akif Ersoy’un ’On Dört Asıl Evvel’ şiiri sinevizyonda gösterildi. Mehmet Akif Ersoy’un ’Çanakkale Şehitleri’ne’ şiirinin bir bölümünü okuyarak konuşmasına başlayan Başkan Tütüncü ise "Ebediyete yürüyüşünün 75. yılında istiklalimizin ve istikbalimizin o büyük, aydınlık, namuslu, ferasetli büyüğü Mehmet Akifi’ anmak bizler için iftihar vesilesidir" dedi. Kepez Belediyesi olarak toplumun manevi hayatına derin kazanımlar sunan şahsiyetleri unutmadıklarını belirten Tütüncü, İstiklal Marşı Şairi’ni gençlerle birlikte anıyor olmanın ve Akif’i toplumun gündeminde sıcak tutmanın mutluluğunu yaşadıklarını bildirdi. "Mehmet Akif, bizim irfanımız için, milletimiz için gerçekten çok önemli bir değerdir" diyen Başkan Tütüncü, "Asrın insanı Akif’in, felsefesini, hayata bakış açısını yeniden anlayabilinirse, ülkemizin yarınları çok daha aydınlık olacak. Yeniden millet olma şuurunu, mazimizdeki büyük günleri, şerefli sayfaları, yeniden yaşayan Türk gençliği, ecdadının büyüklüğü karşısında geleceğe daha emin adımlarla yürüyecektir. Ölümünün 75. yılında Mehmet Akif Ersoy’u, Antalya’da sadece Kepez Belediyesi’nin andığının altını çizen Tütüncü,"Bu Kepez için iftihardır" dedi.
Kepez Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit ve Başkan Tütüncü, konferansın sonunda Prof. Dr Cemalettin Taşkıran’a plaket ve çiçek verdiler.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polisin alkollü sürücü ile imtihanı: Üfleme eğitimi verilen kadın 44. seferde başardı Aksaray-Konya Karayolunda jandarmanın "dur" ihtarına uymayarak kaçan kadın sürücü, jandarma ve emniyeti alarma geçirdi. 53 kilometre kaçan kadın sürücü E-90 Karayolunda kovalamaca sonucu yakalandı. Alkolmetreye üflermiş gibi yapıp üflemeyen ve 3 alkolmetre değiştirerek kadına üfleme eğitimi veren polis, üfletme imtihanına girdiği kadın sürücünün 44. üflemesinde promilini alabildi. 0.97 promil alkollü çıkan kadın sürücüye ceza kesilerek ehliyetine el konuldu. Olay Aksaray - Konya Karayolu Eşmekaya Kavşağı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Konya Karayolunda yol kontrolü yapan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri durumundan şüphelendikleri kadın sürücünün kullandığı 68 AAN 849 plakalı otomobile ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan kadın sürücü hızla denetim noktasından kaçtı. Aksaray istikametine kaçan kadın sürücünün plakası jandarma ekipleri tarafından hem jandarma hem de emniyet haber merkezine bildirildi. Bunun üzerine jandarma ve polis ekipleri karayolu ve aracın geldiği istikamete yönelik adeta bölgeyi abluka altına aldı. Jandarma ekipleriyle kısa süre kovalamacaya giren kadın sürücü 53 kilometre kaçtıktan sonra şehir merkezi girişinde polis ekiplerinin de "dur" ihtarına uymadı. Ekiplerin kaza riskine karşı kontrollü bir şekilde takip ettiği kadın sürücü çok gidemeden Tacin Mahallesi E-90 Karayolu üzerinde yakalandı. 44. üflemesinde pes eden kadın sürücü 0.97 promil alkollü çıktı Durdurulduktan sonra araçtan indirilen ve isminin Gülten Nas Y. (49) olduğu belirlenen kadın sürücü rahat tavır ve hareketleriyle dikkat çekti. Ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirilen kadın sürücüye alkol kontrolü yapmak isteyen polis memurlarının üfleme eğitimi ile imtihanı burada başladı. Alkol kontrolünden geçirilmek istenen kadına polis memurlarınca alkolmetre üfletilmek istendi. Alkolmetreyi üflemeye çalışan kadın üflermiş gibi yapıp üflemekten çekinirken, polis memurları kadına adeta üfleme eğitimi verdi. Bir polis memuru ağzıyla kadına üflemeyi gösterirken, bir değir polis memuru da elindeki üfleme çubuğunun poşetiyle üflemeyi anlattı. Eğitimin ardından polis memurlarının üfletme imtihanı başladı. Kadına defalarca alkolmetreyi üfletmeye çalışan polis memurları kadının üflemeyip üflüyormuş gibi göstermesiyle büyük bir sınav verdi. Alkolmetreye de güvenmeyen kadın sürücüye 3 farklı alkolmetre üfletildi. Zaman zaman su içen ve dinlenmeye geçen kadın sürücü 1 saat boyunca polis memurlarına ecel teri döktürdü. 43 kez alkolmetreyi üflemeyerek kandırmaya çalışan kadın sürücü 44. üflemesinde pes ederek normal bir şekilde üfledi. Üflemenin ardından kadının 0.97 promil alkollü olduğu belirlendi. Polis ve kadın arasındaki yaşanan ilginç diyaloglar ise anbean kameralara yansıdı. Alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası kesilen kadın sürücünün ehliyetine de 6 ay süreyle el konuldu. Araç ise olay yerine çağırılan bir yakınına teslim edildi.