Avukat Oğuz Yiğitsözlü, Türkiye’nin 2011 yılı için ortaya koymuş olduğu 100 bin marka hedefini aşarak, Avrupa’nın ’marka lideri’ olduğunu söyledi. Yiğitsözlü, 2011 yılında yapılan marka ve patent başvurularının, geçen yıla göre yüzde 41’lik artış göstererek, 120 bine ulaştığını vurguladı.
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Adana Şubesi’nce her hafta organize edilen söyleşiler dizisine bu hafta Avukat Oğuz Yiğitsözü katıldı. Şube Binası’nda gerçekleştirilen ve yoğun ilgi gösterilen toplantıda konuşan Yiğitsözlü, Türkiye’nin marka ve patent konusunda yakaladığı başarıya işaret ederek, markanın firmalar ve bireyler üzerinde oluşturduğu olumlu etkilerin yanı sıra firmalar için markanın ne kadar önemli bir olgu olduğu konusunda da açıklamalarda bulundu.
“TÜRKİYE AVRUPA’NIN ’MARKA LİDERİ’ OLDU”
Türk Patent Enstitüsü’ne yapılan marka ve patent başvurularına dikkat çekerek, 2011 yılında Türkiye’de 120 bin marka başvurusu yapıldığı vurgulayan Yiğitsözlü, söz konusu rakamla da Türkiye’nin, 2011 yılı için belirlenen 100 bin hedefini aşarak, Avrupa’nın ’marka lideri’ olduğu belirtti. Yiğitsözlü, “2011 yılı başlarında 100 bin marka tescil başvuru hedefini açıkladığında bazı çevrelerde ulaşılması zor bir hedefmiş gibi gözükse de, Türkiye hedefin gerçekliğini, ’Avrupa marka şampiyonluğu’ ile onayladı. Genel olarak baktığımızda 2010 yılında 85 bin olan marka tescil başvurusu, 2011 yılında 120 bine ulaşmış. Tüm bu rakamlar da yüzde 41’lik bir artışı ortaya koyuyor” dedi.
“MARKA TESCİL BAŞVURULARININ YÜZDE 41’İ İSTANBUL’DAN YAPILDI”
Marka tescil başvurularının yüzde 41’inin İstanbul’da gerçekleştirildiğini, bunun yanında Ankara, İzmir ve Bursa toplamda yüzde 15’lik bir paya sahip olduğunu anlatan Yiğitsözlü, konuşmasını da şöyle sürdürdü; “Marka bireysel güç ve sosyal statünün sembolüdür, Sosyal kabulün yansımasıdır, Duygusal deneyimlere katkıda bulunur ve Teknik üstünlük sağlaması gibi daha birçok etken saymamız mümkün. Marka bağlılığı, fiyat artışlarına karşı tüketici davranışlarını daha inelastik ve pazarlama iletişim maliyetlerini daha etkili ve düşük kılar. Marka bağlılığı işletmelerin rekabetten ve krizden daha az etkilenmesini sağlar. Pozitif ağızdan ağza iletişim, mevcut markaların yeni ürünlere yayılmasını ve yeni pazarlara girmeyi kolaylaştırır” ifadesini kullandı.
“HER ŞEYİN BİR MARKASI VE DEĞERİ VAR”
ASKON Adana Şube Başkanı Recep Çalışkan da, her şeyin bir markası ve değeri olduğunu belirterek, “Çin de bir markadır. Çin’i herkes ucuzcu bir marka olarak görüyor. Çin’de kaliteli mallar da üretiliyor fakat ’ucuzcu algısı’ kaliteli üretimi gölgede bırakıyor. Dolayısıyla nasıl bilindiğiniz, nasıl tanındığınız yani marka olup olmamanız çok önemli. Örneğin Türkiye’nin geçen yıl yaptığı ihracat ile bu yıl yaptığı ihracat arasında yüzde 18.2’lik bir artış varken, Adana’da yüzde 22’lik bir artış oldu. Ancak bu konu yeteri kadar gündeme gelmedi, konuşulmadı. Çünkü insanların kafasındaki Adana algısı çok başka” ifadesini kullandı. Konuşmaların ardından Recep Çalışkan, katkı ve katılımlarından dolayı Avukat Oğuz Yiğitsözlüğü’ye bir teşekkür plaketi takdim etti.