GENEL - 28 Aralık 2011 Çarşamba 13:06

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY ANTALYA`DA

A
A
A
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY ANTALYA`DA

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a, Akdeniz Üniversitesi tarafından arkeoloji alanında fahri doktora unvanı verildi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a fahri doktora unvanının verilmesi töreni, Akdeniz Üniversitesi Atatürk Konferans Salonu’nda yapıldı. Bakan Günay’ın eşi Gülten Günay ile birlikte geldiği törende Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Akdeniz Üniversitesi Rektörü İsrafil Kurtcephe ile çok sayıda Antalya milletvekili ve davetli hazır bulundu.
İlk olarak kürsüye çıkan Akdeniz Üniversitesi Rektörü İsrafil Kurtcephe, Bakan Günay’ın, Anadolu topraklarında bulunan her esere sahip çıkarak insanlığın ortak malı olarak gördüğünü belirtti. Rektör Kurtcephe, Bakanın arkeolojik alanda gösterdiği özenle herkese örnek olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Kültür bir milletin zenginliğidir. Bu zenginliği ne kadar artırırsanız dünya milletleri arasında yerini de artırırsınız. Arkeolojik çalışmalarda hep yanı başımızda bakanımızı gördük. Likya’da nereye
bakarsanız bakın, nadide bir eserle karşılaşıyoruz. Patara’da yapılan ilk meclis kazılarında bakanın samimi çabalarını gördük. 21. yüzyıl Türkiye’sini yaşıyoruz. Biz, artık kimseye muhtaç değiliz. Arkeoloji alanında kendini ispat etmiş imrenilen güçlü kadroların sahibiyiz. Muhakkak biz sorumluluk sahibi olmalıyız."
Ülkenin kültürel varlıklarının araştırılması, gün ışığına çıkarılması, korunması ve dünyaya tanıtılmasının yanı sıra Akdeniz Üniversitesi kültürel araştırılmasına verdiği büyük destekten dolayı Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a, arkeoloji alanında fahri doktora unvanı verildi. AÜ Rektörü Kurtcephe tarafından berat verilen Bakan Günay, daha sonra üstüne ’Biniş’ diye tabir edilen cübbeyi giydi.
21. YÜZYIL BARIŞ YÜZYILI OLACAK
Biniş ile kürsüye çıkan Günay, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi’nden sonra Akdeniz Üniversitesinde amatör ilgi duyduğu arkeoloji alanında bu sıfatı almanın çok özel olduğunu belirtti. "İnsanın yüzüne karşı iyi şeyler söylenmesi fazla rastlanan bir şey değil" diyen Günay, siyasetçiler olarak her zaman eleştirilerle karşı karşıya kaldıklarını anlattı.
Ne yapıyorsalar milletimizin verdiği destekle yaptıklarını anlatan
Bakan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milletimizin devletimize verdiği yetki ile yapıyoruz. 20. yüzyıl, talihsiz bir yüzyıldı. Savaşlarla başlayıp savaşlarla biten bir yüzyıldı. Savaş ve silahtı argümanı. 21. yüzyıl barış yüzyılı olacaktır. En azından ümit ediyorum. Dünyanın eşitsizliğinin sona erebileceği, kitlesel açlıkların felaketlerin olmayacağı bir 21. yüzyıl olmasını istiyoruz. Kaynakları iyi kullandığımızdan başarılı bir ülke olduğumuza inanıyorum. 20. yüzyılın argümanları savaş ve silahsa, 21.
yüzyılın temel unsurları turizm ve kültür diye düşünüyorum."
1980’li yıllarda turizmde 1 milyon 300 bin ziyaretçi, 300 milyon dolar gelir hesaplarından başladıklarını kaydeden Günay, şunları söyledi: "Kasım ayı sonu itibarıyla, daha buna Aralık rakamları da eklenir. Türkiye ilk defa tarihinde 30 milyon rakamını geçti. Gelen yabancı ziyaretçi rakamı olarak. Yüzde 17 gelir artışımız var. 23-24 milyar dolar aralığında olacağız. Sürekli kılmak için kültürü her şeyin ötesine katmak istiyoruz. Ayrımsız zenginliğimizi sahiplenmeliyiz. Benim için Likya çok önemli. Benim
için gelecekte Likyalı olarak yaşamak hayatımı orada yaşmak yaşamımı tamamlamak en büyük hayallerimden birisidir. Kültür kalıntısı olarak ne varsa hepsini insanlığın bize emaneti olarak sayıyoruz. Çocuğumuz olarak görüyoruz. Ne kadar bunlara sahip çıkar ve korursak, geleceğe taşırsak Türkiye olarak insanlığa olarak borcumuzu yerine getireceğimize inanıyorum. 2000’li yılların başında Türkiye’nin arkeolojiye ayırdığı pay, 1 milyon 300-400 bindi. 2007 yılı sonunda ben aldığımda 14 milyon civarındaydı
ayırabildiğimiz kaynaklar. Geçen yıl 30 milyonu aştık, bu yıl 48 milyonu arkeolojik alanda para ayırıyoruz. Bu bir rekordur. Bu tarihe verilen önemi, dünyada yarıştığımız ülkelerle baş etme konusunda gayretimizn en önemli göstergesidir."
Verilen ödülden dolayı kazı bekçisinden, bakan yardımcısına kadar herkese teşekkür eden Bakan Günay, Rektör Kurtcephe’nin takdim ettiği çiçeği eşi Gülten Günay’a verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Görenler şaşırdı: Tavuk mu horoz mu Bursa’nın İnegöl ilçesinde mobilya fabrikası sahibinin hobi olarak beslediği yarı tavuk-yarı horoz görenleri şoke ediyor. Sağ tarafı tavuk, sol tarafı horoz özelliklerini taşıyan kanatlı hayvanın Türkiye’de örneği yok. İngiliz bilim adamları, ender rastlanan, erkek ve dişi özelliklerini birlikte taşıyan (jinandromorf/karmaeşeyli) Sam adı verilen yarı tavuk, yarı horoz örneği İnegöl’de yaşandı. Bursa’nın İnegöl İlçesinde hobi olarak kanatlı hayvan yetiştiren mobilya fabrikası sahibi İsmail Şentürk, geçtiğimiz yıl tavuklarının kuluçkaya yattığı yumurtalardan dünyaya gelen yarı tavuk yarı horoz özelliklerini taşıyan hayvanı görünce şoke oldu. Olayı anlatan İsmail Şentürk, "Geçen sene tavukların altından yumurtadan çıkan bir hayvanımız. Gün geçtikçe, büyüdükçe hayvanın cinsiyetiyle alakalı karar verme aşamasında sıkıntılar yaşadık. Bazen horoz dedik bazen tavuk dedik. Tam olarak büyüdüğünde yarı horoz yarı tavuk olduğunu anladık. Bunun araştırmasını yaptık. Dünyada çok az rastlanılan bir vaka. Bizde olması sürpriz oldu. Bunu da paylaşmak istedik. Üreme anlamında bir şey söz konusu değil. Horoz veya tavuklarla eşleşmiyor. Yumurta da yapmıyor. Bunun sonucunda çift cinsiyetli olduğu için yönelme yok. Bundan dolayı yavru alma söz konusu olamaz. İlginç bir durum. Daha önce İngiliz bilim adamlarının önlerine böyle bir durum gelmiş. Bunu üniversitelerde araştırmaya almışlar. Bizim ilgimizi çekti" dedi. Özelliklerinden bahseden Şentürk, "Sağ tarafı tavuk, ibiği tamamen kısa, ince ve tamamen yeşil. Sol tarafında ibiği uzun, tamamen horoz. Sol bacağı sarı, horozların sarı olur genelde. Tavukların yeşilimsi. Aynı özellikleri taşıyor. Vücudunun yarısı da daha az gelişmiş tavuk gibi. Sol tarafı daha iri horozlar gibi. Budunda bile sağ budu daha zayıf, sol budu daha etli. Şu an salıyoruz araya ama eşleşme söz konusu değil. Hem horozlarla hem tavuklarla kavga ediyor. Tamamen farklı bir cinsiyet. İlgi alaka varsa üniversite araştırmak isterse oralara teslim edebiliriz" diye konuştu.