POLİTİKA - 10 Ocak 2012 Salı 15:12

BAYDEMİR`DEN GÜNDEME İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

A
A
A
BAYDEMİR`DEN GÜNDEME İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Dünya Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle basın mensupları ile bir araya gelirken, Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasından, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e verdiği yeni anayasa görüşlerini belirten metne kadar birçok soruya yanıt verdi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Dünya Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde basın mensuplarına kahvaltı ikram etti. Yapılan kahvaltı sonrası kısa bir sohbetin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Baydemir, gündeme ilişkin bütün soruları yanıtladı. Baydemir ilk olarak tutuklu bulunan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması temennisinde bulunarak, "Doğrusunu ifade etmek gerekirse bugün de şu anda cezaevinde bulunan 74’ü aşkın
meslektaşınızın da toplumun vicdanı olan basın emekçilerinin olabilecek en kısa zaman içerisinde özgürlüklerine ve mesleklerine kavuşmasını temenni ediyorum. 2011 yılı tutuklamaların yılı oldu. Asker, polis, sivil gerilla, insanlarımızın toprağa düştüğü yıl oldu 2011. Maalesef 2011 yılı anne ve babaların evlatlarını defnettiği yıl oldu. Temennim arzum 2011 yılı bir daha asla geri gelmesin" dedi.
"BİZ SEVİNEMİYORUZ, BEN SEVİNEMİYORUM"
Gazetecilerin, Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasına yönelik sorusu üzerine Baydemir, herkesin hukukun üstünlüğüne, insan temel hak ve özgürlüklere ihtiyacı olduğunu anımsattı. 1995-2002 arası İHD yöneticisiyken başta yaşam hakkı olmak üzere pek çok insan hakları ihlaline imza atıldığına tanık olduğunu hatırlatan Baydemir, ihlalleri yapan pek çok aktörün şu anda cezaevinde olduğunu ifade etti. Baydemir, "Biz o zaman da herkese özgürlük, herkese insan hakları diyorduk. Bugün de aynı
noktadayım. Adalet dediğimiz mekanizma bir intikam alma aracı olarak değil, adaletin tecellisi için kullanılmalıdır ve herkese eşit olmalıdır. Hiçbir hak ihlali karanlıkta kalmamadır. Her hak gaspı, yeni ihlallerin zemin hazırlayıcısı ve haber vericisidir. Öyle bir atmosferde yaşıyoruz ki, hukuk mekanizmasının veya kamuoyuna yansıyan kimi gelişmelerin hukuk çerçevesinde, adalet çerçevesinde yürütülüp yürütülmediği konusunda benim de toplumun da çok ciddi endişeleri var" şeklinde konuştu.
Haklar ve özgürlüklerin bastırılması konusunda kurumlar arası adeta bir eşgüdüm olduğunu ifade eden Baydemir, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla tutuklamalar ve yargılamaların öncesi süreçlerin demokrasiye, insan haklarına uygun işletilmediğine ilişkin çok güçlü kanaatler var. Şu anda cezaevinde bulunan belediye başkanı arkadaşlarım var. Av. Fırat Anlı kendisi ne suç işlemişse ben de onu işlemişimdir. Bu arkadaşımın tutuklu bulunmasının benim vicdanımda, toplumun ve Diyarbakır’ın vicdanında haklı gösterilebilecek zerre kadar bir yanı yoktur. Hal böyleyken biz sevinemiyoruz, ben sevinemiyorum. Bana yapılan başkasına da yapılıyor,
başkasına yapılan bana da yapılıyor. Ak ve kara açığa çıkmıyor. Böylelikle yargıya, adalete olan güven ve inanç çok ciddi yara almıştır. Doğru eylem ve işlem yapıldığında da bu inanç oluşmuyor toplumda, bunu görmeleri gerekiyor. Siyasi iktidarın bunu görmesi gerekiyor. O kadar büyük haksızlıklar yapılıyor ki, bütün bu haksızlıklar yanında bir doğru işlem yapıldığında bile ’Acaba ona da mı haksızlık yapıldı?’ sorusu soruluyor."
"ÇOCUK YAZ KAMPINDA ANAYASAYA İLİŞKİN METİN HAZIRLADIK"
GABB’ın Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na göndermek üzere hazırladıkları metne ilişkin soruyu ise Baydemir önce espirili bir yanıt ile, "Çocuk yaz kampında 8 hukukçu ile birlikte hazırladık. Altını çizerek belirtiyorum, Hazar gölü kıyısındaki Çocuk kampında yani ovada başka bir kampta değil" dedi ve daha sonra metnin içeriğinden şöyle bahsetti:
"Sayın Çiçek GAP Belediyeler Birliği’nin de yeni anayasa için görüşlerini istedi. 8 hukukçu ile 2 gün Gezin kampında, bir araya geldik. Temel ilkeleri kaleme aldık, kendi görüşlerimiz olarak anayasa uzlaşma komisyonuna verdik. İşin temelinde şu var, hazırlayacağımız yeni anayasa ülkenin demokrasi problemi, özgürlükler ve kültürel problemini tamamen ortadan kaldırmalıdır. Anayasa herhangi bir etnik gruba ya da etnik kimliğe vurgu yapmaksızın inşa edilmelidir. Aynı zamanda her etnik, her kültürel kimlik
kendisini yaşatmak, geleceğe aktarmak konusunda Anayasanın güvencesi altında olmadır. Dolayısıyla Anayasa sorun çözen bir perspektifle hazırlanmalıdır. Kısmi revizyonlarla veya sorunları 5 yıl sonrasına öteleyen bir perspektiften ziyade yepyeni bir toplumsal sözleşme olmalıdır. Kürtler, Türkler, Araplar, Çerkezler, suniler, aleviler, inançlılar, inançsızlar arasında bembeyaz bir sayfa açılmadır. O bembeyaz sayfaya 21. yüzyıl nakşedilmelidir."
"YENİ ANAYASADA ADEMİ MERKEZİYETÇİLİĞİ SAVUNDUK"
Ademi Merkeziyetçiliği savunduklarını belirten Baydemir, "Nasıl ki Ankara bir merkez yönetim yeriyse, Türkiye’de bölgesel yönetimi öneriyoruz. Mevcut Anayasa’da bölgesel yönetime yer verilmesi gerektiğine dair bir inancımızı metinde paylaştık. Bu bölgesel yönetimlerin de yine Ankara yönetiminin oluşturduğu gibi halkın hür iradesiyle oluşmasını öneriyoruz. Şüphesiz ki, her bölgenin bir merkez kenti, yerel meclisi, sembolleri, değerleri ülkenin bütünlüğünün bir parçası, ülkenin bütün değerlerinin
vazgeçilmez değerlerinden bir tanesi olacaktır. Bu yüzden bizim önermemiz mevcut duygusal, ekonomik, düşünsel bölünmüşlüğü ortadan kaldıracak, bütünün parçalarının birbirinden ayrılmazlığını ortaya koyacak aynı zamanda bütün farklılıkların da tanındığı ve kendisine saygı duyulduğu bir Anayasa önermesinde bulunduk" ifadelerini kullandı.
"BENİ TEHDİT ETTİLER, SENİ DE KAYIP OTOBÜSÜNE BİNDİRİRİZ DEDİLER"
ka uygun işletilmediğine ilişkin çok güçlü kİHD Şube Başkanlığı yaptığı dönemde tehdit aldığını belirten Baydemir, "Dilerseniz isim vermeyeyim, o dönem içerisinde bölgede görev yapan hemen hemen her üst düzey yönetici hem objektif olarak zaman zaman da subjektif olarak gerçekleşen ihlaller içerisinde yerinin ve sorumluluğunun olduğu çok açık ve nettir. Hatta çok ayrıntıya girerek başka bir gündem yaratmak istemiyorum, İHD yöneticisi olduğum dönemde Ebubekir Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz kayıplarından
hemen sonra kentteki üst düzey yetkili adeta ödüllendirilir gibi tayini Diyarbakır’a çıktı ve bölge sorumlusu oldu. Bana bir mesajları olmuştu ve seni de kayıp otobüsüne bindiririz demişti. Mesajı getiren malum tıraşlı biriydi. Makamımda oturuyordum arkamda da Vedat Aydın’ın fotoğrafı vardı bende tehdidi getirene arkamdaki fotoğrafı gösterdim onlardan değerli hiçbir tarafım yok git başına deki ben buradayım. Tabi o günden bugüne şüphesiz ki çok şey değişti ama şüphesiz ki değişmeyen çok şey var. Devlet el
değiştirdi ama yöntemler baki kaldı" dedi.
"ASKER, POLİS, GERİLLA, SİVİL FARKETMİYOR DEDİĞİM İÇİN BİR YIL CEZA ALDIM"
Baydemir daha önce yaptığı bir açıklamadan dolayı bir yıl ceza yediğini belirterek, "Bunlar bir kenara insanları hala toprağa veriyoruz. 20 yaşındaki çocuklar ister asker, ister polis, ister sivil, ister gerilla olsun, benim için hiç fark etmiyor. Bundan bir kere ceza aldım bir yıl, bir değil bin yıl ceza alayım benim için hiç fark etmiyor. Ben onun acısını da onun acısına hissediyorum, eğer bunu hissetmek suçsa ben bu suçu 20 yıldır hissediyorum. Ama kimse demiyor bu bakış açısı cezalandırılamaz
demiyor" dedi.
Yeni anayasaya da değinen Baydemir, bir önceki anayasada muhaliflere kelepçe çıktığını ve yeni çıkacak anayasada ise pranga çıkmamasını umut ettiğini belirtti. Gazetecilerin o dönemlerdeki faili meçhulleri yapan komutanların ismini sorması üzerine Baydemir gülerken, gazetecilerin "Levent Ersöz ve Cemal Temizöz mü?" sorusuna da, "Onlardan darbe almayan var mı?" diyerek cevap verdi.
Geçtiğimiz hafta surların Cumhurbaşkanlığı himayesine alınmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le görüşmeye giden Baydemir, yoğun gündem içerisinde olmasına rağmen Diyarbakır halkına hizmet etmenin uğraşı ve çabasından asla vazgeçmeyeceğini söyledi. Diyarbakır sur ve burçlarını Cumhurbaşkanlığı makamının himayesine alınması konusunda yaptıkları önerinin deklere edildiğini anımsatan Baydemir, "Bu deklere ve talep konusunda Çankaya’da bir araya geldik. Öneri ve taleplerde bulunduk. Bütün öneri ve
gözlemlerimiz büyük bir titizlikle dikkate alındı. Yorumlar, tartışmalar yürütüldü" dedi.
12 Ocak’ta üst düzey bürokratların katılacağı bir toplantının daha organize edildiğini bildiren Baydemir, "Bizim sunmuş olduğumuz öneri ve taleplerin yol haritasına dönüştürüleceği, Cumhurbaşkanlığının makamının da bir koordinasyon merkezi görevini yürüteceği bir mekanizme oluşturulacak" dedi.
Baydemir, eşgüdüm ve finans konusunda bir paydaşlık sağlandığında 5 yıl içinde Diyarbakır Suriçi Bölgesi’nin bir açık hava müzesi haline geleceğini belirterek, "Buna yürekten inanıyorum. Bu durum sadece Diyarbakır değil bölge nüfusunun da bir nevi yoksullukla mücadele araçlarının oluşturulmasıdır. Yoksulluk giderildikçe demokrasi standardı artar. Demokrasi standardı arttıkça yoksulluk ortadan kalkar. Turizm projesini ben bir barış projesi olarak görüyorum" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa Büyükşehir ekiplerinden fırtına ve yağış mesaisi Manisa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ve MASKİ Genel Müdürlüğü ekipleri, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan sağanak yağış ve fırtına uyarısı sonrasında gece boyunca çalışma yürüttü. Yağmur suyu ızgaralarına yağış ile birlikte dolan malzemeler temizlenirken, fırtına dolayısıyla devrilen bazı ağaçlar ekiplerce kaldırıldı. Manisa’da dün akşam saatleri itibarıyla fırtına ve şiddetli yağış etkili oldu. Manisa Büyükşehir Belediyesi ekipleri, sağanak yağış ve fırtına uyarısı sonrasında gece boyunca teyakkuzdaydı. Manisa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekipleri, dün akşam saatlerinden itibaren etkili olan ve bazı bölgelerde ağaçların devrilmesine neden olan fırtına nedeniyle yoğun bir çalışma gerçekleştirdi. Gelen ihbarlar üzerine harekete geçen Manisa Büyükşehir Belediyesi ekipleri, devrilen ağaçların kaldırılmasını sağladı. Yıkılan ağaçların kaldırılmasının yanı sıra tehlike arz eden ağaçların budanması işlemlerini de hızlı bir şekilde gerçekleştiren ekipler, yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçmiş oldu. MASKİ Genel Müdürlüğü ekipleri de gece boyunca il genelinde etkili olan sağanak yağışta hızlı müdahaleler ile herhangi bir olumsuzluk yaşanmasına izin vermedi. Yağmur suyu ızgaralarına yağış ile birlikte dolan malzemeler temizlenirken, ana kanalizasyon hatları da yapılan hızlı müdahaleler ile açıldı. Özellikle yağışın etkili olduğu bölgelerde özverili bir şekilde sahada olan MASKİ ekipleri günün ilk ışıklarına kadar çalışarak herhangi bir olumsuzluk yaşanmasına izin vermedi.
Kayseri MHP’li Ersoy: "Neden Aşkın Genç orada şahit olup onay verdiği haksız, hukuksuz işler için cümle kurmuyor" Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri Milletvekili Baki Ersoy; yenilenecek olan Pınarbaşı seçimleri ile ilgili olarak açıklama yaptı. CHP Milletvekili Aşkın Genç’i eleştiren Ersoy; "Ne yapsaydık, bu haksızlığa kayıtsız mı kalsaydık? Hakkımızı savunmayarak susmamızı mı bekliyordunuz? Neden Aşkın Genç orada şahit olup onay verdiği haksız, hukuksuz işler için cümle kurmuyor?" dedi. 21 Mart seçimlerinin ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesindeki seçimlerin 2 Haziran’da tekrarlanması kararını verdi. MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy yaptığı yazılı açıklamada; CHP Milletvekili Aşkın Genç’i eleştirdi. "Neden Aşkın Genç orada şahit olup onay verdiği haksız, hukuksuz işler için cümle kurmuyor?" diyen Ersoy; "Biz milletin iradesine sahip çıktık. CHP’nin İlçe Seçim Kurulu’nda, adliye koridorlarında kazandığımız seçimi YSK’nın 11 üyesinin tamamının onayladığı hırsızlık ve usulsüzlükler ile nasıl Pınarbaşı halkının iradesine saygısızlık yaptığını ortaya çıkardık. Ne yapsaydık, bu haksızlığa kayıtsız mı kalsaydık? Hakkımızı savunmayarak susmamızı mı bekliyordunuz? Neden Aşkın Genç orada şahit olup onay verdiği haksız, hukuksuz işler için cümle kurmuyor? Kaymakamın odasında hakim bey ile diyaloğumuza şahit olduğu halde neden küfür ettiğim kişinin hakim bey olmadığını, orada onayladığını ve hakim bey ile helalleştiğimizi gördüğü halde karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşıyor? Sayın Aşkın Genç milletvekilim; o seçimi MHP 1100 oy fark ile kazandı ve tespitli ve YSK onaylı usulsüzlükler ile CHP kazanmış gibi algı yapıp hala mağduru oynamaya çalışıyorsunuz. Ama biz bunu her gittiğimiz yerde anlatmaya devam edeceğiz. Aziz hemşerilerimizin iradeleri ve tercihlerine saygılıyız ve onlar başımızın tacıdır. Kaldı ki; meclis kürsüsünden tarih boyunca en fazla Pınarbaşı ilçemizin adını zikrederek sizin siyaset ile uğraşmadığınız uzun yıllar boyunca Pınarbaşı dahil Kayserimizin bütün ilçelerine hizmet götürebilmek adına çok çalıştık, çalışmaya devam edeceğiz. 2 Haziran’da inşallah kıymetli Pınarbaşılı hemşerilerimiz gerekli cevabı sandıkta vereceklerdir" dedi. Pınarbaşı seçimlerinin yeniden yapılması kararının ardından CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç; "Partimizin yerel seçimdeki başarısı; kapı kapı dolaşarak vatandaşlarımızın sorunlarını dinleyen, çözüm üreten, halkçı ve sosyal belediyeciliğe oluşturulan güven sayesindedir. Yaptığımız itirazları dikkate almayan il seçim kurulunun ve YSK’nın, kararları siyasi sebeplerle verdiği açıktır" ifadelerini kullanmıştı.