DÜNYA - 19 Aralık 2011 Pazartesi 17:50

ENGELSİZ ASLANLAR ÖĞRENCİLERLE BİRARAYA GELDİ

A
A
A
ENGELSİZ ASLANLAR ÖĞRENCİLERLE BİRARAYA GELDİ

Avrupa Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Tekerlekli Sandalye Galatasaray Basketbol Takımı oyuncusu Fikri Gündoğdu, spor yaparken kendisini engelsiz hissettiğini belirtirken, normal hayatta engellerle boğuştuğunu söyledi.
Avrupa Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olan Galatasaray Tekerlekli Basketbol Takımı antrenörü Sedat İncesu ve oyuncusu Fikri Gündoğdu, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) tarafından düzenlenen söyleşiye katıldılar.
ZKÜ Prof. Dr. Arif Amirov Konferans Salonu’nda düzenlenen söyleşide konuşan Fikri Gündoğdu, böyle bir söyleşide olmaktan dolayı mutlu olduğunu söyleyerek, "Biz bu ortamı görmek için takım olarak çok çalışıyoruz. Siz nasıl derslerinize çalışıyorsanız, bizde antrenmanlarda çalışıyoruz, bizde sizin gibi kaytarıyoruz. Yapılan emek ortada, bu gurur verici bir şey. Kendimizle, kulübümüzle, taraftarımızla gurur duyuyoruz. Burada konuşmak çok zor, oynamak daha kolay" dedi.
17 yaşına kadar futbola ilgi duyduğunu anlatan Gündoğdu, "Ben 17 yaşına kadar aktif olarak lisede, okul takımlarında aktif futbol oynuyordum. 17 yaşından sonra geçirdiğim kaza nedeniyle spordan kopamadım. Seviyorum spor yapmayı her insan gibi. Sürekli bir şeyler yapmaya çalıştım. 3 ay hastane dönemim oldu. Ordu’ya döndüğümde beni nelerin karşılayacağını biliyordum" diye konuştu.
Galatasaray’ı tutup tutmadığı yönünde sorulan bir soruya cevap veren Gündoğdu şunları söyledi:
"İş başka, aşk başka. Hiçbir zaman bir takım tuttum demedim. Ailecek Galatasaray’a karşı bir sempatimiz var. Yendiği zaman mutlu oluyorum, yenildiği zaman üzülüyorum. Ama fanatik bir Galatasaraylı değilim. Ama Galatasaray için savaşıyorum."
"SPOR YAPARKEN ENGELSİZİM, NORMAL HAYATTA ENGELLERLE BOĞUŞUYORUM"
Spor yaparken kendisini engelsiz hissettiğini belirten Gündoğdu, normal hayatta engellerle boğuştuklarını söyledi. Tekerlekli sandalyeye doğuştan engellilerin daha kolay alıştığını düşündüğünü belirten Gündoğdu, "Çünkü yürüyüp koşarken, oturup sandalye sürmek zor. Oturduktan sonra çabuk kabulleniyorsun. O salonda hiçbir engelin yok, oraya çıktığınızda hem işinizi yapacaksınız, engel olacak hiçbir şey yok. Türkiye’nin coğrafi konumu, yurt dışına gittiğimizde şehir merkezleri çok başarılı. Bu yapı olmadan
ona imar izin verilmiyor. Bir engelli yurt dışında çok rahat yaşıyor. Ben kendi memleketim Ordu’dan biliyorum. Çok güzel kaldırım yapmış, 200 metre gidiyorum, ama ilerde rampa yapmamış. Tekrar geri dönmek zorunda kalıyorum. Gerçi ben atlıyorum oradan ama normal engelliler bunu yapamaya bilir. Ben sor yaparken mutlu oluyorum, spor yaparken engelsiz olduğumu hissediyorum. Ama normal hayata döndüğümüz zaman engellerle karşılaşıyoruz" diye konuştu.
Galatasaray Tekerlekli Basketbol Takımı antrenörü Sedat İncesu ise, kendilerinin Avrupa’ya çoktan girdiklerini ifade ederek, "Türkiye’nin şampiyonu olarak Avrupa’da temsil ediyoruz, Avrupa şampiyonu olarak da Avrupa kıtasını Japonya’da temsil ediyoruz. Biz Avrupa’ya çoktan girdik. Bu kıtayı üç defa temsil etmek çok önemli. Türkiye şampiyonlukları var, diğer kupalarımız var. 106 yıllık bir kulüp ve hatırı sayılır yerimiz var. 25 senelik bir tecrübeyle tüm bilimsel yöntemlerin tekerlekli sandalye basketbol
takımına uyarlanması ve onun dışında da başarının asıl sırrı, bizim takımda her şey gerçektir. Kavgamızda gerçektir, kavga sonu konuşmaları da, oyuncularımız, antrenörümüz, sağlıkçımız problem ne olursa olsun, bir aile içerisinde toplanarak o problemin üzerine gidilir, o problem çözülmeye çalışılır. Bu başarının ardından birçok sebep var ama asıl sebepler, çok ciddi bir çalışma, hedef, iyi niyet, iş ahlakı bunların hepsini içine koyabilirsiniz. Tabi ki en sonunda da büyük bir gurur. Takımımızın bulunduğu
durum, tekerlekli sandalye basketbol, özel davranılması gereken tek engel gurubu zihinsel engellilerdir, bunun da tabi bir derecesi var" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.