Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, katıldığı "Aile İçi Şiddete Karşı Hukuki Önlemler" konulu konferansta, "Koruyucu ve önleyici tedbiri hayata geçirmek zorundayız" dedi.
Gaziantep Barosu ve Zirve Üniversitesi işbirliğiyle Baro Salonu’nda düzenlenen "Aile İçi Şiddete Karşı Hukuki Önlemler" konulu konferansta Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem ile Emekli Hakim İzzet Doğan birer konuşma yaptı. Ardından kürsüye çıkan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, "Şiddetle mücadelede sıfır tolerans politikası ile yolumuza devam ediyoruz. Kabinede tek kadın bakanım, Güneydoğu’nun ve kadınların sorununu biliyorum. Biz yola çıktığımız zaman töre cinayetlerinde bayağı bir indirim
vardı. Kadını ve çocuğu korumayan bir ceza kanunu vardı. Yaptığımız değişikliklerle şu anda AB normlarına, evrensel normlara uygun ceza kanunumuz oldu" dedi.
Yalnızca cezaları artırarak sorunu çözmenin mümkün olmadığını kaydeden Bakan Şahin, "Yaptığımız bir toplantıda ’Duman yükseliyor ama siz yangın çıktıktan sonra geliyorsunuz’ dediler. Hep sonucu iyileştirmeye çalışıyoruz. Modern devlet anlayışıyla koruyucu ve önleyici tedbiri hayata geçirmek zorundayız. Şiddet nerede oluyor diye baktığınızda bireyin kadın olarak zayıf kaldığı yerde. Olayların çoğunda ekonomik olarak seviyesi düşük, eğitim seviyesi düşük, toplum kendi adına karar veriyorsa, aile veya
aşiret karar veriyorsa, bu olayların olması yüksek. Kadını birey olarak güçlendireceğiz. Bu olmazsa olmazdır" diye konuştu.
Bakan Şahin, sosyal politikalarda akşamdan sabaha bir şey olmadığını ve uzun soluklu bir mücadele gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Korkunç bir şekilde çalışmamız gerekiyor. Bıkmadan, usanmadan, sabırla, geriye dönmeden mücadele etmek gerekiyor. Kadını ekonomik olarak güçlendirmemiz lazım. Mal rejiminden sonra tapudaki mal varlığı artıyor. Bu bakış açısıyla geriye dönsem hukuk okurdum. Kadını, erkeğin insiyatifine bırakamayız. Erkek, sürekli şiddet uyguluyorsa tedavi edilmesi gerek. Tedavi konusunda gereken hassasiyeti gösteriyoruz. Ne yapacağımız konusunda net bir şekilde, Ayşe Paşalı olayında olduğu gibi en zayıf halkayı nerede
kırdık da yaşam hakkının sonlanmasına izin verdik ki, hukukçular daha iyi biliyor, boşanma öncesi ve sonrası şiddet artıyor. Esas o noktalarda kadını korumamız lazım. Boşanma hukuken bitiyor ama erkeğin kafasında bitmiyor. Bunun ciddi manada takip edilmesi gerekiyor. Koruma tedbiriyle beraber, koruyamadığımız zaman sistem nasıl çalışacak, ona göre destekleme mekanizmalarını nasıl oluşturacağız? Sosyal devlet olarak bize o kadar iş düşüyor ki. Kadını, özellikle sığınma evi noktasında, gece yarısında ayağında
terliğiyle çocuğuyla, sokağın tehlikesine karşı koruyacak hızlı sistemlerin oluşması gerekiyor. Sığınma evinin sayısıyla beraber içeriğinin de yeniden yapılandırılması gerekiyor."
Kadın meselesinin partiler üstü bir mesele olduğuna dikkat çeken Bakan Şahin, kadına yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili hazırlanan İstanbul Sözleşmesi’ni tüm partilerin onayıyla imzalayan ilk ülkenin Türkiye olduğunu dile getirerek, "Çocuklar matematiği, tarihi, coğrafyayı nasıl biliyorsa, kadın erkek eşitliğini de bilmeli. Bu konuyu temel eğitimde kurumsallaştırmalıyız, ders kitaplarına koymalıyız. Mutfağa beraber gidip, gazeteyi de birlikte okuyacağız. Bu topyekun bir seferberliktir. Herkesin, 74
milyonun yapacağı bir şey vardır. Toplumsal sorunların çözümü, toplumsal katılımcılıkla oluyor" ifadelerini kullandı.
Zirve Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kısa da, aile içi şiddete çözüm yolunun sadece hukuki yollarla değil, sosyolojik, psikolojik ve ekonomik çözümlerle olabileceğini söyledi.
Gaziantep Baro Başkanı Zafer Okur ise, aile içi şiddetin bir numaralı mağdurunun kadınlar olduğuna dikkat çekerek, "Kadına karşı şiddet her geçen gün artıyor. Son 10 yılda yüzde bin 400 arttı. Kadınlar, çok basit sebeplerle hakarete ve şiddete maruz kalıp, canını kaybedebiliyor" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Zirve Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kısa tarafından günün anısına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e plaket verildi.