GENEL - 24 Aralık 2011 Cumartesi 15:36

"AİLE İÇİ ŞİDDETE KARŞI HUKUKİ ÖNLEMLER"

A
A
A
"AİLE İÇİ ŞİDDETE KARŞI HUKUKİ ÖNLEMLER"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, katıldığı "Aile İçi Şiddete Karşı Hukuki Önlemler" konulu konferansta, "Koruyucu ve önleyici tedbiri hayata geçirmek zorundayız" dedi.
Gaziantep Barosu ve Zirve Üniversitesi işbirliğiyle Baro Salonu’nda düzenlenen "Aile İçi Şiddete Karşı Hukuki Önlemler" konulu konferansta Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem ile Emekli Hakim İzzet Doğan birer konuşma yaptı. Ardından kürsüye çıkan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, "Şiddetle mücadelede sıfır tolerans politikası ile yolumuza devam ediyoruz. Kabinede tek kadın bakanım, Güneydoğu’nun ve kadınların sorununu biliyorum. Biz yola çıktığımız zaman töre cinayetlerinde bayağı bir indirim
vardı. Kadını ve çocuğu korumayan bir ceza kanunu vardı. Yaptığımız değişikliklerle şu anda AB normlarına, evrensel normlara uygun ceza kanunumuz oldu" dedi.
Yalnızca cezaları artırarak sorunu çözmenin mümkün olmadığını kaydeden Bakan Şahin, "Yaptığımız bir toplantıda ’Duman yükseliyor ama siz yangın çıktıktan sonra geliyorsunuz’ dediler. Hep sonucu iyileştirmeye çalışıyoruz. Modern devlet anlayışıyla koruyucu ve önleyici tedbiri hayata geçirmek zorundayız. Şiddet nerede oluyor diye baktığınızda bireyin kadın olarak zayıf kaldığı yerde. Olayların çoğunda ekonomik olarak seviyesi düşük, eğitim seviyesi düşük, toplum kendi adına karar veriyorsa, aile veya
aşiret karar veriyorsa, bu olayların olması yüksek. Kadını birey olarak güçlendireceğiz. Bu olmazsa olmazdır" diye konuştu.
Bakan Şahin, sosyal politikalarda akşamdan sabaha bir şey olmadığını ve uzun soluklu bir mücadele gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Korkunç bir şekilde çalışmamız gerekiyor. Bıkmadan, usanmadan, sabırla, geriye dönmeden mücadele etmek gerekiyor. Kadını ekonomik olarak güçlendirmemiz lazım. Mal rejiminden sonra tapudaki mal varlığı artıyor. Bu bakış açısıyla geriye dönsem hukuk okurdum. Kadını, erkeğin insiyatifine bırakamayız. Erkek, sürekli şiddet uyguluyorsa tedavi edilmesi gerek. Tedavi konusunda gereken hassasiyeti gösteriyoruz. Ne yapacağımız konusunda net bir şekilde, Ayşe Paşalı olayında olduğu gibi en zayıf halkayı nerede
kırdık da yaşam hakkının sonlanmasına izin verdik ki, hukukçular daha iyi biliyor, boşanma öncesi ve sonrası şiddet artıyor. Esas o noktalarda kadını korumamız lazım. Boşanma hukuken bitiyor ama erkeğin kafasında bitmiyor. Bunun ciddi manada takip edilmesi gerekiyor. Koruma tedbiriyle beraber, koruyamadığımız zaman sistem nasıl çalışacak, ona göre destekleme mekanizmalarını nasıl oluşturacağız? Sosyal devlet olarak bize o kadar iş düşüyor ki. Kadını, özellikle sığınma evi noktasında, gece yarısında ayağında
terliğiyle çocuğuyla, sokağın tehlikesine karşı koruyacak hızlı sistemlerin oluşması gerekiyor. Sığınma evinin sayısıyla beraber içeriğinin de yeniden yapılandırılması gerekiyor."
Kadın meselesinin partiler üstü bir mesele olduğuna dikkat çeken Bakan Şahin, kadına yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili hazırlanan İstanbul Sözleşmesi’ni tüm partilerin onayıyla imzalayan ilk ülkenin Türkiye olduğunu dile getirerek, "Çocuklar matematiği, tarihi, coğrafyayı nasıl biliyorsa, kadın erkek eşitliğini de bilmeli. Bu konuyu temel eğitimde kurumsallaştırmalıyız, ders kitaplarına koymalıyız. Mutfağa beraber gidip, gazeteyi de birlikte okuyacağız. Bu topyekun bir seferberliktir. Herkesin, 74
milyonun yapacağı bir şey vardır. Toplumsal sorunların çözümü, toplumsal katılımcılıkla oluyor" ifadelerini kullandı.
Zirve Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kısa da, aile içi şiddete çözüm yolunun sadece hukuki yollarla değil, sosyolojik, psikolojik ve ekonomik çözümlerle olabileceğini söyledi.
Gaziantep Baro Başkanı Zafer Okur ise, aile içi şiddetin bir numaralı mağdurunun kadınlar olduğuna dikkat çekerek, "Kadına karşı şiddet her geçen gün artıyor. Son 10 yılda yüzde bin 400 arttı. Kadınlar, çok basit sebeplerle hakarete ve şiddete maruz kalıp, canını kaybedebiliyor" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Zirve Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kısa tarafından günün anısına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e plaket verildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
İstanbul Öğrencisini zorbalık yaptığı gerekçesiyle uyaran öğretmene veliden şiddet: O anlar kamerada Sarıyer’de bir okulda iddiaya göre, yaşıtlarına zorbalık yaptığı gerekçesiyle öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin babası tarafından okulda şiddete uğradı. Şiddet uygulayan veli polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, şahsın öğretmene yumruk attığı anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, okulda görev alan öğretmen Necla Ö. akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyardı. Uyarı üzerine öğrencinin "Bana nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz" diyerek öğretmeni tehdit ettiği öğretmenin ise, "Evladım ben senin öğretmeninim. Bu nasıl bir üslup?" diyerek uyardığı ileri sürüldü. Öğretmen Necla Ö., daha sonra öğrencinin babası Ali Ç.’yi okula çağırdı. Daha önce de okul öğretmenleri ve yöneticileri ile de tartışarak sorun çıkardığı ileri sürülen Ali Ç., okul koridorunda gördüğü öğretmen Nazlı Ö.’yü yumruk atarak yaraladı. Öğretmen aldığı darbe sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılırken iş göremezlik raporu verildiği öğrenildi. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken veli Ali Ç.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan öğrencinin de benzer nedenlerden dolayı ara dönemde bulunduğu okula nakli yapıldığı ileri sürülürken öğretmenin darp edildiği anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.
Bingöl Bingöl’de asayiş şube müdürlüğü nisan ayı faaliyetlerini açıkladı Bingöl’de İl Emniyet Müdürlüğü, asayiş şube ekiplerinin nisan ayı içerisinde yaptığı faaliyetlerini açıkladı. Açıklamada kesinleşmiş hapis cezası bulunan 2 şahsın tutuklandığı belirtildi. Bingöl İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Son 1 yıl içerisinde silahlı yaralama, silahlı tehdit, oto kurşunlama, yağma, 6136 sayılı kanuna muhalefet, mala zarar verme, genel güvenliği kasten güvenliği tehlikeye sokma olaylarına karışan ayrıca birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit, kasten yaralama suçlarından 8 ay 22 gün kesinleşmiş hapis cezası ile ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçlarından aranan şüpheli şahıs ruhsatsız tabanca ve tabancaya ait 17 (on yedi) adet fişek ile birlikte yakalanarak adli makamlarca tutuklanmıştır. 9 Nisan 2024 günü ilimiz şehit Mustafa Gündoğdu Mahallesi insaf sokak üzerinde meydana gelen silahla yaralama ve ilimiz Yenimahalle gümüş sokak üzerinde meydana gelen kasten yaralama, tehdit, hakaret, mala zarar verme, 6136 sayılı kanuna muhalefet olaylarının faili olan şüpheli şahıslar yakalanarak adli tahkikata başlanmıştır. Yine hakkında toplam 22 yıl 5 ay kesinleşmiş hapis cezası ve aranma kaydı olan 1 şahıs yakalanmış, adli işlemlerinin akabinde tutuklanarak cezaevine teslim edilmiştir” denildi.