YEREL HABERLER - 18 Ekim 2016 Salı 17:33

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık:

A
A
A
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, “Hiçbir şey artık 15 Temmuz öncesi gibi olmamalı. Çünkü 15 Temmuz gecesi biz Kurtuluş Savaşı verdik. Bu Kurtuluş Savaşı’ndan sonra milletimizin artık öznesi olduğu yeni bir anayasayı yazmak zorundayız” dedi.
Ankara’da bir televizyon kanalının canlı yayın konuğu olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, 15 Temmuz süreciyle alakalı açıklamalar yaptı. Çalık, “15 Temmuz’dan sonra oluşan Yenikapı ruhunu devam ettirmek için biz çok ciddi gayret sarf ettik. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlatmış olduğu Yenikapı ruhu bizim için çok önemlidir. 15 Temmuz gecesi bütün milletimiz vatan, bayrak ve ezan sevdasıyla, aşkı ile demokrasisini korumak adına, ezanını korumak, bayrağı korumak adına sahalara ve meydanlara inmiş ve herkes ikinci bir Kurtuluş Savaşı’nın mücadelesi vermişti. 15 Temmuz gecesi milletimizin hiçbiri birbirinden ayrılmadan, etnik ve mezhepsel farklılıklar göstermeden herkes 15 Temmuz gecesi oradaydı. 15 Temmuz gecesinden sonra Yenikapı ruhu çok canlıydı ve çok ayaktaydı. Siyasi partileri AK Parti, CHP ve MHP, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koordinesi ile Yenikapı ruhuyla orada buluştu. Biz AK Parti olarak Yenikapı ruhuna zeval getirecek hiçbir işlem yapmadık, hiç bir söylemde bulunmadık. Tüm siyasi partilerin de o Yenikapı ruhunu ayakta tutması ve diri tutması için Yenikapı ruhuna sadık kalması gerekir. Söylemlerine de dikkat etmesi gerekir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“15 Temmuz bize özellikle milletimizin bizden talep etmiş olduğu yeni anayasa ile ilgili çok net cümleleri o günden bugüne bir kez daha hissettirdi. Tüm siyasi partiler parti programlarında seçime giderken ‘1982 Anayasası bir darbe anayasasıdır, artık bu millete dar gelmektedir ve değişmesi gerekmektedir.’ cümlelerini kendi parti programlarında söylüyorlar” diyen Çalık, AK Parti olarak yıllardır yeni bir anayasa ihtiyacın olduğunu söylediklerini ifade etti. Çalık, “1982’den bu yana birçok kez anayasa maddelerinde değişiklikler yapılmış, birçok revizyonlara gidilmiş ve artık bir revizyon ile değil yeni anayasanın yeni bir reformla milletin gündemine girmesi gerekir. Bu yeni anayasa sürecini yaşarken ülkemizin mevcut hükümet sisteminin konuşulması gerektiğini gördük. Başkanlık ve hükümet sistemi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da belediye başkanlığı döneminde dile getirmiş ve kendisi için değil ülkemiz için başkanlık sisteminin istikrar getireceğini, bu siyasi istikrarın, ekonomik istikrarı da beraberinde getireceğini dile getirmiştir. 2002 yılında AK Parti iktidara geldiğinde biz yeni bir anayasayı milletimize söz verdik. Siyasi konjektör ve ülke konjektörü buna uygun olduğu anda da yeni anayasayı yapalım istedik. Hükümet sistemleri ile alakalı da anayasalar toplumsal uzlaşmalardır, toplumsal sözleşmelerdir, bütün unsurlarıyla toplumun birlikte imza attığı sözleşmelerdir. Biz bütün milletimizle, siyasi partilerimizle yeni anayasayı yapalım istiyoruz. Parlamenter sistemde millet milletvekilini, milletvekilleri cumhurbaşkanını seçiyor. Ama 2007 yılında ülkemiz 367 gibi bir hukuk garabeti ile karşı karşıya kaldı. 367 krizinde sonra biz milletimize gittik ve sorduk, dedik ki, ‘Cumhurbaşkanını Türkiye Büyük Millet Meclisi aracılığı ile seçiyoruz, ama seçerken bir sürü kriz ile karşı karşıya kalıyoruz. Bunun yerine millet kendi iradesini direk sandığa yansıtsın.’ Milletimizde bu bizim sorumuza karşılık, ‘Evet milletin temsilcisi milletin oylarıyla Cumhurun başkanı seçilmeli’ dedi. Ağustos 2014’te milletin oylarıyla ilk kez bir cumhurbaşkanı hiç aracı kurum parlamentoyu kullanmadan kendi oylarıyla Cumhurbaşkanını seçti. 2007’de yaşamış olduğumuz 367 hukuk garabeti cumhurbaşkanının halkın oylarıyla seçilmesini aracılık etti. Hani ‘Bir musibet bin nasihatten iyidir.’ O gün yaşanılan o hukuk garabetinden milletin kendi iradesini direk sandığa yansıması doğdu” ifadelerini kullandı.
Çalık, yaşanılan süreçte parlamentoda ortaya çıkan durumların yeni bir anayasanın yapılmasını uygun hale getirmediğini ve bundan dolayı hükümet sistemlerinin konuşulamadığını belirtti. Çalık, “Şimdi dünyada herkesin baktığı, gördüğü Türk milletinin nasıl bir kahramanlık destanı yazdığı bir 15 Temmuz’u yaşadık. Hiçbir şey artık 15 Temmuz öncesi gibi olmamalı. Çünkü 15 Temmuz gecesi biz Kurtuluş Savaşı verdik. Bu Kurtuluş Savaşı’ndan sonra milletimizin artık öznesi olduğu yeni bir anayasayı yazmak zorundayız. Bu yeni anayasayı yazarken de artık siyasi istikrarsızlıkların bertaraf edildiği, koalisyonların bertaraf edildiği, darbelerin yapılamayacağı bir hale geldiği bir sisteme ihtiyacımız var” diye konuştu. MHP lideri Bahçeli’nin söylemlerinin çok önemli bir adım olduğunu belirten Çalık, “Gerçekten yeni bir revizyona değil, yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Bahçeli, ‘bu süreçte milletimizin desteğini olarak bir sistem değişikliğine gidecekse bu da rahatlıkla konuşulabilir’ dedi. Başbakan da, biz hep şunu söyledik ‘Milletin talepleri bizim yol haritamız olmuştur. Yeni bir anayasa yapacaksak bunu Meclisten geçirdiğimiz rakam 330 olsa da 367 anayasanın tamamen Meclisten kabulü olsa da, yine milletimizin onayına sunacağız’ dedi. Bu çok önemli bir cümledir. Diğer siyasi partilerin destekleriyle Meclisten geçtiğinde, parlamento referanduma götürecek çoğunluğu sağladığında biz her halükarda milletimize götürüp onay almamız gerekiyor, düşüncemizi referandumla sağlamış olacağız. Şu andaki fotoğraf şudur, milletimizin bir arzusu var, çok ciddi manada yapılan anketlerde bunu gösteriyor. Soruyorsunuz, Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var mı? diye. Farklı anket firmalarının yapmış olduğu neticeler de yüzde 74, yüzde 76, yüzde 80’e varan oranlarda Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var fotoğrafı çıkıyor. Dolayısıyla milletin talebi varsa, yeni anayasa yapmanın önünde hiçbir siyasi partinin durmaması gerekir” sözlerini kaydetti.
Türkiye’nin şu anda mevcut parlamenter sistem diyemeyecekleri bir sistemle yönetildiğini kaydeden Çalık, parlamenter sistemde, normalde parlamentonun Cumhurbaşkanını seçmesi gerektiğini, ancak milletin cumhurbaşkanını seçtiğini ifade etti. Çalık, “Dolayısıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı, seçilmiş bir başbakan var. Bütün siyasi partiler kendi siyasi çıkarları için değil, ülkenin çıkarları için yapması gereken hadise, ülkenin hükümet sisteminin değişmesi gerektiğine inanmalı. Parti siyaseti çerçevesinde değil, ülke siyaseti çerçevesinde başkanlık sistemi ile ilgili süreci başlatmaları gerekir. Bizim amacımız AK Parti olarak hem yeni anayasa ile ilgili hem de sistemle alakalı bir dayatmacı zihniyetle değil, toplumsal uzlaşı ile siyasi uzlaşı ile bu işi yürütmek en temel amacımız. 15 Temmuz’dan sonra Yenikapı ruhunu yaşatan Başbakanımızın ortaya koymuş oldu çok uzlaşıcı bir tavır var. 15 Temmuz’u hiçbir siyasi parti ve hiç kimse hafızasından çıkarmaması gerekir. O gün milletimiz bütün yetkiyi eline aldı ve millet yönetime el koydu. Milletin yönetime el koyduğu bir Türkiye’de yeni bir anayasa gerek ve şarttır. Millet zaten kendi kahramanını oluşturdu. Bu kahramanın adı ülkenin liderinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Dayısıyla Cumhurbaşkanı kendi Cumhurbaşkanlığı sıfatının önünde başka bir sıfata ihtiyacı yoktur. Milletin gönlünde kendine yer bulmuştur” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.