EKONOMİ - 18 Ekim 2016 Salı 17:40

Kadın sendika temsilcileri yetiştirilecek

A
A
A
Kadın sendika temsilcileri yetiştirilecek

Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç, ’Sendikalarda Kadın Liderler Yetiştirilmesi’ projesi kapsamında örgütlü oldukları iş yerlerinde en az bir kadın sendika temsilcisi yetiştirmeyi planladıklarını söyledi. İnanç, "Kadın çalışanların desteğiyle sendikaların daha da güçleneceğine inanıyoruz. İyi iş çıkarmanın, başarılı olmanın cinsiyeti yoktur" dedi.
Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikası’nın üyelerine yönelik düzenlediği ’Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Liderlik Eğitimi’ Antalya’da başladı. Alanya’da Long Beach Otel’de 18-20 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek eğitim seminerine Öz İplik-İş Sendikası Yönetim Kurulu Üyeleri, şube, bölge, il-ilçe başkan-sekreterleri, sendika uzmanları ve kadın komitesi üyelerinden oluşan yaklaşık 100 kişi katıldı.
Eğitim Seminerinin açılışında konuşan Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç, proje kapsamında gerçekleştirdikleri Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Liderlik Eğitimi’nin önemine vurgu yaparak "Toplumsal cinsiyet eşitliği sadece kadınlarla ilgili bir konu değil, sosyal yönden kadın ve erkeğe verilen roller, sorumluluklardır. Toplumsal cinsiyetin getirdiği roller de dinamiktir. İçeriği zamana ve yere göre değişir. Onun için bu eğitimi kadın ve erkek üyelerimizle gerçekleştiriyoruz" dedi.
"İyi iş çıkarmanın, başarılı olmanın cinsiyeti yoktur"
Kadın çalışanların desteğiyle sendikaların daha da güçleneceğine inandıklarını dile getiren İnanç; "Sendikaların büyümesi, sendikal yapının geleceği için kadın çalışanların desteğini istiyoruz. Sendikalarda Kadın Liderler Yetiştirilmesi projesi kapsamında örgütlü oldukları iş yerlerinde en az bir kadın sendika temsilcisi yetiştirmeyi planlıyoruz. İyi iş çıkarmanın, başarılı olmanın cinsiyeti yoktur. Ülkemizde çocuk gelinleri, töre cinayetlerini, kadına şiddeti, cinsel istismarı konuşmamak için, hastalıklı zihniyetlere karşı topyekun mücadele etmemiz lazım" şeklinde konuştu.
"Devlet garantili kıdem tazminatı fonu istiyoruz"
Kıdem tazminatı konusuna da değinen İnanç, işçi lehine bir düzenleme istediklerini belirterek, "Biz kıdem tazminatı konusunda kimseye vekalet vermedik. İşçilerin hakları konusunda mevcut kazanımları geriye götürmeyecek bir fon sistemini istiyoruz. Devlet garantili kıdem tazminatı fonu istiyoruz. 2017 yılının Ocak ayından itibaren uygulanacak olan Zorunlu Bireysel Emeklilik kesintisinde de bu sistemin en başından beri isteğe bağlı olmasını istedik. Bu konu işçinin gündeminden kaçırılmaya çalışıldı. Bir nokta da sigorta şirketlerine ’zorla’ para aktarılması söz konusu oldu. Konuya itirazımız devam ediyor" dedi.
"Tasarım-markalaşma yönünde sektör büyümeli"
Tekstil ve hazır giyim sektöründe sorunun ’tasarım ve marka’ olduğunu kaydeden İnanç, "Dünyada tekstilden vazgeçen ülke yok. Bu sektör gözden çıkarılamaz. Küresel markaların hepsi gelişmiş ülke şirketlerine ait. Tasarım-markalaşma yönünde sektör büyümeli. Sektörün örgütlenmesi şart. İşçileri ve işletmeleri toplu pazarlık düzenine geçmeye çağırıyoruz. Tekstil ve hazır giyim, tarıma, kadınlara da destek veren sektördür" ifadelerini kaydetti.
"Terörün olduğu yerde işsizlik, kaos ve belirsizlik hakim olur"
Terör olaylarına da değinen İnanç, "15 Temmuz gecesiyle Türkiye zorlu bir sınav verdi, halen de veriyor. Ülkemiz bu süreçten ekonomik ve sosyal anlamda önemli derecede etkiledi. Biz terörün her türlüsüne karşıyız. Biz üretmek, insanca yaşamak istiyoruz. Çocuklarımıza huzur içinde yaşayabilecekleri bir ülke bırakmak istiyoruz. Biliyoruz ki; terörün olduğu yerde huzur, barış, yatırım, üretim olmaz. Terörün olduğu yerde işsizlik, kaos ve belirsizlik hakim olur. Toplum kutuplaşır. Terörün olduğu ülkeler ekonomik olarak zarar görür. Türkiye hepimizin. Başka Türkiye yok. Ülkemize sahip çıkmamız lazım. Yılardır, ülkemizde farklı etnik grupların huzur ve kardeşlik içinde yaşaması için uğraş veriyoruz. Bu ülkenin kurulmasında omuz omuza veren halkı, bugün kökü dışarıda olan ve dış güçlerin oyuncağı olan terör örgütü birbirine düşman edemeyecektir. Türkiye bize dedelerimizden miras değil, torunlarımıza bırakacağımız servet, emanettir" dedi.
İsveç İstanbul Başkonsolosluğu tarafından finanse edilen, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezinin (ÇASGEM) desteğiyle Öz İplik-İş Sendikasının 12 ay süreyle yürüteceği ’Sendikalarda Kadın Liderler Yetiştirilmesi’ projesi kapsamında gerçekleşen eğitim seminerinde katılımcılar ’İş Kanunu, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, İnsanlar arası İlişkiler ve Etkili İletişim, Uluslararası Sendikal Yapı, Uluslararası Çerçeve Sözleşmeler ve Örgütlenme Araçları, Liderlik’ konularında bilgilendirilecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat Belediye Başkanı Yazıcıoğlu, “Durum tespit çalışmaları devam ediyor” Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremlerin ardından Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu depremin merkez üssüne gelerek incelemelerde bulundu. Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Yazıcıoğlu, “Durum tespit çalışmaları devam ediyor” dedi. Tokat’ın Sulusaray ilçesinde önceki gün başlayan ve ardı arkasını kesmeyen depremler, ilçeyi olumsuz etkiledi. 4.7, 4.1 ve 5.6 büyüklüğünde meydana gelen depremler sonrası vatandaşlar geceyi sokaklarda geçirdi. İlçede birçok noktaya mobil aşevi ve ikram araçları kuruldu. Depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesine gelen Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, incelemelerde bulundu. İncelemelerin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Başkan Yazıcıoğlu, bölgede durum tespit çalışmalarının sürdüğünü söyledi. "Spor tesislerimizi, vatandaşlarımıza açtık" İlk depremin ardından ilçeye geldiklerini ifade eden Başkan Yazıcıoğlu, “Akşam 18:11 sularında 5.6’lık deprem yaşadık. Malum daha önce de 4.7 ve deprem oldu Sulusaray bölgesinde. Biz hemen gece Sulusaray’a intikal ettik. Vatandaşlar panik yapmışlardı, sokaktalardı. Net bir bilgi de belki ilerleyen saatlerde gelecektir. Çevre köyler ve ilçeler dahil olmak üzere 171 evin ve iki minarenin hasar gördüğü yönünde bilgi var. Can kaybı ve yaralıların olmaması bizi en çok sevindiren taraf. Biz belediyemiz olarak burada aşevimizle, personelimizle Sulusaray ve köylerimize destek veriyoruz. Tokat merkezde de malum biraz hissedildi. Bazı evlerde çok hissedildi. Vatandaşlarımız biraz panik yaptılar, sokaklara indiler. Biz de yine sokakta olanlara her konuda destek olmak için ekiplerimizi seferber ettik. Tüm ekipler Tokat merkezde vatandaşlarımıza, çorba ikramında bulundular, yardım ettiler. Biz mahalle konaklarımızı ve Tokat merkezde spor tesislerimizi, vatandaşlarımıza açtık. Tedirgin olan vatandaşlarımız geceyi orada geçirdiler ama ilerleyen saatlerde evlerine döndükleri noktasında bilgi aldık. Durum tespit çalışmaları devam ediyor. Tokat Belediyesi olarak her yerde olduğumuzu bilmenizi isterim. Şimdi belediye başkanımla da istişarelerde bulundum. Bir durum tespit çalışması yapılsın. Daha iyi bilgileri size net bir şekilde aktaracağım” dedi.
İstanbul “Psikolojik desteğe erişimi olmayanlar için yapay zeka belirli bir boşluğu doldurabilir” Yapay zekâ (AI), eğitimden sağlık hizmetlerine kadar birçok sektörde hızla ilerliyor. Yapay zekânın insan duygularını anlama, açıklama ve ruhsal rahatsızlıkları tedavi sürecinde etkin rol oynayıp oynayamayacağı ise merak konusu. Arş. Gör. Psikolog Deniz Mısra Gürol, psikolojik desteğe erişimi olmayanlar için belirli bir boşluğu doldurabilecek yapay zekânın tek başına yeterli olamayacağını belirtti. Son zamanlarda yapay zekânın sınırları hakkında sorulan sorular gündemden düşmüyor. ‘’Yapay zekâ insan psikologların, psikiyatristlerin ve diğer ruh sağlığı uzmanlarının yerini alabilecek potansiyele sahip mi?’’ sorusunu İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü Arş. Gör. Psikolog Deniz Mısra Gürol yanıtladı. “Psikolojik desteğe erişimi olmayanlar için belirli bir boşluğu doldurabilir” Psikolog Deniz Mısra Gürol, Chatbotların verilen bir dizi komut sayesinde insan konuşmasını simüle eden yazılım uygulamaları olduğunu belirtti. “Chatbotlar hastalarla konuşarak, onlara deneyimleri ve duyguları hakkında sorular sorup sanal bir terapist gibi hareket edebilir. Hatta danışanlar ile konuşmak dışında onlara yapabilecekleri egzersiz önerileri bile sunabilir. Bu uygulamalar, kaliteli psikolojik desteğe erişimi olmayanlar için belirli bir boşluğu doldurabilir” dedi. “Yalnızlık bir halk sağlığı krizi” Arş. Gör. Deniz Mısra Gürol, birçok psikoterapistin, yerlerinin robot terapistler tarafından doldurulacağına dair bir endişe yaşandığını belirterek “U.S. Surgeon General, yalnızlığın bir halk sağlığı krizi olduğunu ilan ettiğinde, bir bilgisayarla sohbet etmenin bu ihtiyacı karşılayamayacağını açıkça ortaya koymuştur. Araştırmalar da gösteriyor ki psikoterapi, her danışanı kendi içinde değerlendirmelidir ve tedavi sadece belirli teknikleri kullanarak iyileştirmeye indirgenemez. Tedavi teknikleri haricinde empatik bağ kurabilme ve terapötik ilişki geliştirme gibi insana dair özellikler, başarılı tedavinin yapı taşlarıdır” ifadelerini kullandı. “Yapay zekâ tüm kaynaklara erişim sağlayabilir” Psikoterapistlerin tedavilerde faydalandığı binlerce kaynak olduğunu belirten Gürol, “Bunlar genellikle makaleler, terapi ekolleri, davranışsal egzersizler ve kitaplar olabilir. Yapay zekâ, bütün bu kaynakları akademisyenlere veya psikoterapistlere göre çok daha hızlı bir şekilde sindirebilme özelliğine sahiptir ve oluşturulan veri tabanı sayesinde danışanlar ile psikoterapi seansı yapabilir.” dedi. “Yapay zekâ terapötik ittifak kuramaz” Psikolog Deniz Mısra Gürol, “Araştırmalara göre başarılı bir tedavinin sırrı hem özel hem de genel faktörlere bağlıdır. Özel faktörler, psikoloji biliminin farklı teorilerinden ve uygulamalarından oluşan belirli teknikleri kapsar. Örneğin; terapide konulan hedefe yönelik ödevler verilmesi gibi. Genel faktörler ise terapötik değişkenlerle ilgilidir diyebiliriz. Bunlar; bağ kurabilme, empatik yaklaşma, etkili dinleme ve terapiden beklentilerdir. Genel faktörler daha çok kişiye özeldir ve içinde yapay zekânın erişemeyeceği insani özellikleri barındırır. Yapılan araştırmalar, genel faktörlerin ağırlıklı olarak tedavinin etkililiğini belirlediğini savunmaktadır. Genel faktörler, danışanın biricik olduğunu ve kendi içinde bir tedavi süreci olduğunu vurgular, dolayısıyla otomatikleşmiş bir psikoterapinin uzun vadede her vakada işe yaraması mümkün değildir” dedi. Çok başarılı bir tedavi metodu veya nefes egzersizi gibi etkili olabilecek bir müdahalenin terapötik bağ ve güven ilişkisi olmadan uygulanmasının etkili olamayacağına dikkat çeken Gürol, etkili dinleyen ve empatik yaklaşabilen iyi eğitimli bir terapistin de doğru tedavi planını çıkarmadan ve doğru teknikleri kullanmadan başarı sağlayamayacağını belirtti. Başarılı bir terapi sürecinde güven ön plandadır Terapide en önemli konulardan biri de danışan gizliliğidir. Terapi odasında danışanlar, kendilerine dair özel konuları terapist ile güvenli bir bağ kurduklarında paylaşabiliyorlar. Terapistler gizlilik ilkesine bağlı olarak çalışmakla yükümlüdür, dolayısıyla çevrim içi bir ortamda özel konuların açıkça konuşuluyor olması danışanı rahat ve güvende hissettirmeyebilir. Arş. Gör. Deniz Mısra Gürol, terapide konuşulan konuların veri tabanında kalıcı olup olmadığına dair danışanların aklında bir soru işareti oluşacağına dikkat çekerek “Yapılan araştırmalar, bazı insanların gerçek bir terapistle konuşurken daha utangaç olabileceklerini ve bir robotla konuşurken daha rahat olabileceklerini de vurgulamıştır. Bireyler, ruh sağlığı desteği alırken hem yapay zekânın hem de insan terapistlerin güçlü yönlerini ve sınırlamalarını gözlemleyerek bilinçli bir tercih yapabilirler” ifadelerini kullandı.
Hakkari Yüksekova’da heyelan sonrası dağcılar devreye girdi Van-Yüksekova kara yoluna sürekli inen heyelan sonrası dağcı grubu devreye girerek, güvenlik önlemleri altında 2 bin rakımda bellerine bağladıkları halatlarla dev kaya parçalarını indirdi. Karayolu ekipleri, heyelanların sık sık meydana geldiği Yeniköprü mevkisinde dağcı ekip ile birlikte ortak çalışma başlattı. Heyelanın meydana geldiği ve kaya parçalarının düştüğü bölgeye tırmanan dağcı ekibi, dağda düşme ihtimali bulunan taş ve kaya parçalarını indirdi. Zorlu şartlarda çalışma yürüten dağcı ekibi gün boyu çalışmalarına devam ederken, karayollarına bağlı ekipler ise yolda temizleme çalışması yürüttü. Bölgede başka heyelanların meydana gelmemesi için çalışma yürüten ekipler, yolu yarım saatte bir kapatıp açarak araçların geçişlerini de sağladı. Çalışmaların önümüzdeki günlerde de devam edeceğini aktaran ekipler, yola çıkacak sürücüleri de dikkatli olmaları yönünde uyardı. Uzun araç kuyruklarının oluştuğu bölgede Yüksekova Emniyet Müdürlüğü ekipleri de güvenliği sağlıyor. "Levye ve krikomuzun gücü yettiği kadar heyelanı temizliyoruz" Güvenlik önlemleri altında kaya parçalarını indirdiklerini belirten dağcı grubunun şefi Bülent Metin, “Geçtiğimiz kış aylarında ve ondan önceki dönemlerde gece ile gündüz arasında sıcaklık ve soğukluk farklarından dolayı bölgede heyelanlar meydana geliyor. Burada yaşanan heyelanların sebebiyle karayolu ekipleri ve il bölge müdürlükleri arasındaki temaslardan istinaden buradaki heyelana diğer bölgelerde olduğu gibi müdahale etmeye çalışıyoruz. Levye ve krikomuzun gücü yettiği kadar heyelanın arkasında bıraktığı taşları indirmeye çalışıyoruz. Karayolları ekiplerine yardımcı olmak için buradayız. Onlarda aynı şekilde bize yardımcı olmaya çalışıyor" dedi. "Acil durumlarda ise yol ivedilikle açılıyor” Yol güvenliğini sağlamak için polis ekiplerinin çalışma yaptığını belirten Metin, "Karayolları ekipleri bize yardımcı olduğu kadar, İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler de güvenliği sağlamak için buradalar. Polis ekipleri, vatandaşın can ve mal güvenliğini korumaya çalışıyor. Çalıştığımızda yol trafiğe kapatılıyor, durduğumuzda ise yok trafiğe açılıyor. Acil durumlarda ise yol ivedilikle açılıyor” şeklinde konuştu. “2 bin rakımda çift iple çalışıyoruz” Metin, heyelanın arkasındaki taşlara ulaşmak için uyguladıkları yöntemin uluslararası sertifikalara dayandığını da ifade ederek, “Buradaki dağcıların hepsi bu sertifikaya sahip. Çalışmaları çift ip sistemi şeklinde yapıyoruz. İpimizin biri koptuğunda diğer ip bizi hayatta tutuyor. 150 metrelik alanda çalışma yürütüyoruz. Şu an müdahale ettiğimiz alan ise 80 metreliktir. İstasyonlarımız yukarda olduğu için 100 metrelik iplerle aşağı iniyoruz. Adam başı 200 metre ip taşıyoruz. İplerimiz torbalarda bacağımızın arasında taşıyoruz ki düşürdüğümüz taşlar ipe zarar vermesin. Yaklaşık 2 bin rakımdayız. Yüksekova’ya da 30 kilometre uzaklıkta bulunmaktayız” ifadelerini kullandı.