POLİTİKA - 30 Kasım 2016 Çarşamba 13:44

Kılıçdaroğlu’ndan Adana’daki yurt yangınına ilişkin açıklama

A
A
A
Kılıçdaroğlu’ndan Adana’daki yurt yangınına ilişkin açıklama

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adana Aladağ’da bir kız öğrenci yurdunda çıkan yangına ilişkin, “Aladağ’da yurtta kalan çocuklarımız da köylerden gelip barınacak yerleri olmadığı için bir yurtta kalan çocuklarımız. Sormamız gereken soru şu; koskoca Türkiye Cumhuriyeti nasıl olur da yurt sorununu çözemez” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çankaya Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nin temel atma töreninde yaptığı konuşmada Adana’da yurtta çıkan yangına değinerek, “Atmosferin biraz karamsar olduğunu biliyoruz. Aslında her gün güzel bir güne uyanmak isteriz. Huzur içinde yatağımızdan kalkıp sofraya kahvaltıya oturmak isteriz. Akşam televizyonun karşısına geçip haberleri, dizileri, filmleri, tartışma programlarını huzur içinde dinlemek isteriz. Fakat bugün geldiğimiz nokta bunlara imkan vermiyor. Dün akşam acı bir haberle karşı karşıya kaldık. 11 kız çocuğumuz, 1 görevli çıkan yangında hayatını kaybetti. Çocukların ne kadar önemli olduğunu bütün anneler babalar bilir. Çocukların üzerine titreriz. Onların bizden daha iyi bir eğitim almalarını isteriz. Daha iyi yaşam koşulları yakalamalarını isteriz. Her türlü özveride bulunuruz çocuklarımız daha iyi yetişsin diye” diye konuştu.

“Koskoca Türkiye Cumhuriyeti nasıl olur da yurt sorununu çözemez"
“Aladağ’da yurtta kalan çocuklarımız da köylerden gelip barınacak yerleri olmadığı için bir yurtta kalan çocuklarımız” diyen Kılıçdaroğlu, “Sormamız gereken soru şu; koskoca Türkiye Cumhuriyeti nasıl olur da yurt sorununu çözemez. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti ‘dünyada meydan okuyoruz’ diye bağıranlar, acaba bu çocukların yurt sorununu neden çözmezler. 14 yıldır iktidardasınız, yurt sorununu neden çözmüyorsunuz? Yurda bakıyorsunuz yangın merdiveni var. Ama çocukların, ölen kız çocuklarımızın yığıldığı yer yangın merdiveninin kapısının önü. Açılmıyor, çünkü kilitli. Oysa teknoloji var. İçeriden açılan, dışarıdan açılmayan kapılar var. Neden bunlar yapılmaz, neden bunun önlemi alınmaz. Neden ve hangi gerekçeyle izin verilir. O anne ve babaların yaşadığı acıları hepimiz yüreğimizde hissediyoruz. Emin olun dinleyince insanın içi acıyor” dedi.

“RTÜK hemen yayın yasağı getirmiş, niye yayın yasağı getirirsiniz?"
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Şimdi yayın yasağı getirmişler, RTÜK hemen yayın yasağı getirmiş. Niye yayın yasağı getirirsiniz? Yani gerçeklerin vatandaş tarafından öğrenilmesini niçin istemiyorsunuz? Hangi gerekçeyle yayın yasağı getiriyorsunuz? Anlamak mümkün değil emin olun. Gerçekleri nereye kadar saklayacaksınız, nereye kadar götüreceksiniz? Her gün bir felaketle karşılaşıyoruz. Haftanın bir günü yok ki ya şu günde bari yüzümüz gülsün, şu günde bari sokakta karşılaştığımız insana gülerek selam verelim. Nasıl oldu da Türkiye bu kadar karanlık bir atmosferin içine sokuldu. Hangi gerekçeyle sürüklendi Türkiye buraya. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Bu ülkenin işçisinin de, köylüsünün de, memurunun da, sanayicisinin de, esnafın da oturup düşünmesi lazım. Türkiye bunları hak etmiyor.”

“Bu kültür merkezinin temelinde tasada ve kıvançta beraber olmak yatıyor aslında"
Bir kültür merkezinin temelini attıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bu kültür merkezinin temelinde ne yatıyor biliyor musunuz? Tasada ve kıvançta beraber olmak yatıyor aslında. Bir kültür merkezinde nasıl tasada ve kıvançta beraber olunur düşünün, burada bir sanat filmini izlediğimizi düşünün. Karanlık bir ortamda bir film izliyoruz. Filmde yaşanan bütün duyguları ortak yaşıyoruz. Görüşümüz, inancımız ne olursa olsun. Ortak yaşamayı öğreniyoruz. Bir tiyatroya gittiğimizde o tiyatroda yaratılan atmosferi yine hep birlikte yaşıyoruz. Darbe yönetimleri kültürden hep korkmuştur. Sanattan hep korkmuştur. Filmlerin yasaklandığını biliyoruz, tabloların yasaklandığını, şiirlerin yasaklandığını, kitapların, romanların, fotoğrafların yasaklandığını biliyoruz. Yasaklayanlar aslında korkak insanlardır. Onlarda cesaret yoktur. Cesaretleri olsa yasaklamazlar. Biz yasaksız bir Türkiye’yi, özgür bir Türkiye’yi hep özledik ve gerçekleştirmek için de çaba harcıyoruz. Tek bir amacımız, hedefimiz var. Görüşümüz, inancımız, kimliğimiz, siyasi görüşümüz ne olursa olsun bu ülkede insanca yaşamak istiyoruz. Bu ülkede birlikte yaşamak istiyoruz. Bu ülkede güler yüzlü yaşamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Artvin Artvin’de ölü yunus balıkları kıyıya vurdu Artvin’in Hopa ve Kemalpaşa ilçelerinde sahilin farklı noktalarında 5 yunus balığı ölüsüne rastlanıldı. Ölü yunusları gören vatandaşlar ve balıkçılar durumu yetkililere bildirirken, yunusların ölüm nedenleri ile ilgili çalışma başlatıldı. Hopa ve Kemalpaşa ilçeleri sahillerine vuran ölü yunus balıklarını gören vatandaşlar yetkililere haber verdi. Farklı bölgelerde balıkçılar ise ağlarına takılan ölü yunus balıklarını kıyıya çıkardı. İhbar üzerine bölgeye Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü ekipleri gelerek yunus balıklarının ölüm nedenleri ile ilgili çalışma başlattı. Hopa Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Zafer Öztürk, yunus balıklarının balıkların izini takip ederek bölgeye geldiğini ve burada avcılık yaptıklarını belirterek ölümleri doğal olduğunu söyledi. Öztürk, ”Yem stoklarının denizde azalmasından kaynaklı yunus balıkları limanın içine bile girebiliyor. Bundan kaynaklı faklı sebeplerden ölümler yaşanabiliyor” dedi. Kentte 30 yıldır balıkçılık yapan Erdinç Başlılar ise “Son zamanlarda yunus ölümleriyle ilgili baya gözlemlerde bulunuyoruz. Mevsim geçişlerinde olan hadiseler. Genellikle bölgemizde her sene yunus ölümleri gerçekleşir. Fakat bu sene biraz fazla oldu. Yem bulamasından kaynaklı olabilir. Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü ekipleri araştırma yapıyor. Yunus balıkları öldüğünde dibe batmıyor, su üstünde oluyor. Akıntıyla kıyıya vurunca vatandaşlar görünce baya bir ölüm olduğunu düşünüyor. Bence doğal olan ölüm bunlar. Yunus balığının Karadeniz’ de düşmanı olmadığı için nüfusu gittikçe artmaktadır. Yem sıkıntısı yaşamış olabilir beslenmeden kayaklı olabilir bu ölümlerde haliyle oluyor” ifadelerini kullandı.
Ankara YÖK’ten uluslararası öğrencilere dair açıklama Yükseköğretim Kurulu (YÖK), uluslararası öğrenciler tarafından Türkiye’deki üniversitelere yapılan başvuru ve kayıt-kabul işleri sonrası herhangi bir Türk vatandaşının hak kaybına uğramadığını açıkladı. YÖK, üniversite eğitimlerini tamamlayabilmek için Türkiye’ye gelen uluslararası öğrenciler hakkında ortaya atılan iddialara ilişkin birtakım açıklamalarda bulundu. Yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin eğitim kalitesi, güvenlik hayat ve çok kültürlü yaşam geleneği gibi birçok olumlu niteliği sayesinde uluslararası öğrenciler tarafından dünyada en çok tercih edilen ilk 10 ülke arasına girdiği belirtilerek, “Dünyanın pek çok ülkesinden gelen uluslararası öğrenci, üniversitelerimizde barış ve huzur içerisinde bilgi, beceri ve yetkinliklerini artırmaktadır” ifadelerine yer verildi. “Uluslararası öğrencilerin başvuruları Türk vatandaşı öğrencilerimiz için herhangi bir hak kaybına neden olmamaktadır” Uluslararası öğrenci adaylarının başvurdukları ülkelerin kanunlarına göre kayıt ve kabul işlemlerine tabi tutulduğu ifade edilen açıklamada, “Türkiye’de de bu öğrenci adayları yükseköğretim kurumlarının tabi olduğu esaslara ve mevzuata göre öğrencilik hakkı elde etmektedirler. Bu çerçevede uluslararası öğrencilerin başvuru ve kayıt-kabul işlemleri Türk vatandaşı öğrencilerimiz için herhangi bir hak kaybına neden olmamaktadır” ifadeleri kullanıldı. “Yükseköğretimde ulusarasılaşma YÖK ve üniversitelerin temel stratejik hedeflerinden bir tanesidir” YÖK ve Türkiye’deki üniversitelerin temel stratejik hedeflerinden bir tanesinin yükseköğretimde uluslararasılaşma olduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Nitekim bu hedef Türkiye Cumhuriyeti’nin Kalkınma Planları içerisinde yer almaktadır. Ülkemizde misafir ettiğimiz uluslararası öğrenciler, sağladıkları ekonomik katkının ötesinde küresel bağlantılar ve uluslararası ilişkiler açısından da önem kazanmaktadır. Türkiye’deki uluslararası öğrencilerin yaklaşık yüzde 95’i eğitimlerini kendi imkanlarıyla sürdürmekte ve ülkemizin gönüllü elçileri olarak memleketlerine dönmektedirler. Unutulmamalıdır ki, üniversitelerimizin uluslararası öğrenci ve bilim insanı hareketliliği için cazibe merkezi haline gelmesini engelleyecek her türlü mesnetsiz söz, fiil ve paylaşımlardan kaçınmak hepimiz için ciddi bir sorumluluktur.”
Adana Baharda sık görülen cilt hastalıklarına dikkat Dermatoloji Uzmanı Dr. Nalan Kükürt, ilkbahar mevsiminde bazı cilt hastalıklarının görülme sıklığının arttığını söyledi. Medline Adana Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Nalan Kükürt, özlemle beklenen bahar aylarında dikkatli olunmaz ise gelişebilecek kimi cilt sorunlarının yaşam konforunu düşürecek seviyelere gelebildiğini ifade ederek, bu dönemde en sık görülen cilt hastalıklarını ve koruma yollarını anlattı. Dermatoloji Uzmanı Dr. Nalan Kükürt, bahar aylarında görülebilecek cilt hastalıklarını şu şekilde sıraladı: Kurdeşen (Ürtiker) Araştırmalar, her dört kişiden birinin yaşamı boyunca en az bir kez ürtiker geçirdiğini gösteriyor. Ürtikere en çok baharla birlikte polenlerin artması sebep olduğundan maruziyetten kaçınmak büyük önem kazanıyor. Deriden kabarık, basmakla solan, etrafı kızarık, sınırları belirgin ve kaşıntılı döküntüler ürtikerin belirtileri olarak öne çıkıyor. Bu döküntüler bir günden fazla geçmeden kayboluyor ve vücudun başka yerlerinde tekrar çıkıyor. Belirtiler hastaları özellikle geceleri daha çok rahatsız ediyor ve yaşam kalitelerini olumsuz etkiliyor. Şiddetli kaşıntılar kimi zaman dayanılmaz boyutlara ulaşabiliyor. İleri durumlarda göz kapağı ve dudaklarda şişlikler bile meydana gelebiliyor ve bunun sonucunda da acil müdahale edilmesi zorunlu bir hal alıyor. Güneş alerjisi Güneş alerjisi, cildin güneşin zararlı ışınlarına gösterdiği bir reaksiyon. Belirtileri genellikle kaşıntılı kızarıklık, kabarıklık ve isilik şeklinde ortaya çıkıyor. Ancak şiddetli güneş alerjisi; kurdeşen, sulu kabarcıklar, şişlik şeklinde de kendini gösteriyor. Polimorf ışık reaksiyonu, iltihaplı ve kaşıntılı cilde neden olan aktinik prurigo, kronik aktinik dermatit ve güneş ürtikeri (solar ürtiker) olarak birçok çeşidi bulunuyor. Etkin bir şekilde güneşten korunmak alınacak ilk ve en önemli tedbir oluyor. Alerjik deri hastalıkları Bahar aylarında atopik egzama, alerjik rinit (saman nezlesi) ve astım hastalığı olan kişilerde alerjik cilt hastalıklarının gelişme ihtimali oldukça artıyor. Bu dönemde özellikle polenlerden, alerji yapıcı gıdalardan, ev tozu ve stresten mümkün olduğunca kaçınılmasının yanı sıra uzman bir hekimden de yardım alınması da gerekebiliyor. Mantar enfeksiyonları Bulaşıcı bir deri enfeksiyonu olan ve yaygın olarak görülen mantar, vücuda giren organizmaların yerleştiği bölgelerde sulu veya kuru deri, kaşıntı ve kızarıklık şeklinde kendini belli ediyor. Özellikle şeker hastalarının ayaklarında ortaya çıkan mantar hastalığının ihmal edilmemesi gerekiyor. Mantarlara bağlı deri hastalıkları sıcak ve nemli ortamlarda daha fazla görüldüklerinden kişisel temizliğe özen göstermek, hasta kişilerle temastan kaçınmak, sentetik olmayan ayakkabılar giyinmek ve kıyafet seçiminde pamuklu giysileri tercih etmek önem taşıyor. Güneş lekeleri Baharın gelişiyle birlikte artan güneş ışınlarına maruz kalan bölgelerdeki deride döküntüler, koyu lekeler ve güneş yanıkları görülebiliyor. Bunun yanı sıra ciltte kırışıklık oluşumunun bir sonucu olarak erken cilt yaşlanmasına da kapı aralanmış oluyor. Bu nedenle bahar aylarında zararlı güneş ışınlarına maruz kalmamak için güneşin cilde ulaşmasını engelleyecek kıyafetler giymek ve gerekirse çok faktörlü güneş kremi kullanmak gerekiyor.
Bayburt Başkan Şentürk’e mazbatası verildi Yeniden Aydıntepe Belediye Başkanı seçilen Haşim Şentürk, bugün mazbatasını Bayburt Adliyesi’nde aldı. Aydıntepe Belediye Başkanlığını ilk olarak 2014 yılında MHP adayı olarak kazanan Haşim Şentürk, 2019 yılında ikinci, 2024 yılında ise üçüncü kez kazandı. 31 Mart 2024 tarihinde yapılan seçimlerde yeniden güven tazeleyen ve MHP adayları arasında Bayburt’ta tek kazanan isim olan Başkan Şentürk, yeni görev dönemine başladı. Şentürk, AK Parti’nin YSK’ya başvurusunun sonuçlanmasının ardından bugün Aydıntepe MHP İlçe Başkanı Eyüp Kardeş ve partililer ile Bayburt Adliyesi’nden mazbatasını aldı. Başkan Şentürk, kendisine verilen destekten dolayı ilçe halkına teşekkür ederek açıklamalarda bulundu. Başkan Şentürk açıklamasında şu ifadeler yer verdi: "Sevgili hemşehrilerim, 31 Mart’ta gerçekleştirdiğimiz yerel seçimleri sonrasında sizlerin teveccühü ile Aydıntepe Belediye Başkanı görevine yeniden seçilerek güven tazeledik ve bugün mazbatamızı teslim aldık. İlk günden itibaren, büyük bir gayret ve özveri ile çalışan, bizlere desteğini esirgemeyen tüm hemşehrilerimize sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Dürüstlük, samimiyet ve gayretle yürüdüğümüz bu yolda bundan sonraki süreçte de aynı şekilde yürümeye devam edeceğiz. Sorumluluğumuzun ve yükümüzün ağırlığının farkındayız, bizler yeni bir imtihan sürecine girdik. Bu süreçte ayırmadan ve ayrışmadan tüm vatandaşlarımızın başkanı olacağız. Ancak, şahsi menfaatleri ve çıkarları uğruna toplumda kaotik bir ortam oluşturmaya çalışanlara karşı bilmeniz gereken tutumumuz şudur: ’Bizim teslimiyetimiz yalnızca Cenab-ı Allah’adır’. Ayrıca şunu da ifade etmek gerekir. Seçim, halkın iradesine güvenmek, inanmak ve sonuca saygı duymak, halkımıza saygı duymak demektir. Seçim sürecinin ardından, kırgınlıkları ve küskünlükleri bir kenara bırakarak ilçemiz için çalışmaya devam etmemiz gerektiğine inanıyorum. Ayrışmayı değil bütünleşmeyi, farklılaşmayı değil kucaklaşmayı, kutuplaşmayı değil kaynaşmayı, hep birlikte sağlayalım. Son olarak, memleketimize hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyor, hepinizi sevgi, saygı ve hürmetle selamlıyorum." Öte yandan Aydıntepe Belediye Başkanlığı seçimlerinde MHP adayı Haşim Şentürk 571 oy, AK Parti adayı Ahmet Aktaş 521, İyi Parti adayı Aziz Şimşek ise 468 oy almıştı.