YEREL HABERLER - 30 Kasım 2016 Çarşamba 16:01

"Bafra’da Kültür Turizminin Temelleri-1: Ulaşım" konferansı

A
A
A
"Bafra’da Kültür Turizminin Temelleri-1: Ulaşım" konferansı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Bafra Turizm Fakültesi’nde "Bafra’da Kültür Turizminin Temelleri-1: Ulaşım" başlıklı konferans düzenlendi.
Bafra Şevket Aşçı Turizm Fakültesi’nde düzenlenen konferansta OMÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevdet Yılmaz tarafından sinevizyon eşliğinde Vezirköprü- Bafra arası Kızılırmak vadisi yolunun tarihteki önemi, Vezirköprü-Bafra arasında Kızılırmak üzerinde kayıkla nakliyat, Vezirköprü Kunduz Ormanları’ndan Bafra Kereste Fabrikası’na Kızılırmak üzerinden tomruk nakliyatı, Bafra -Engiz Dekovil (Demiryolu) hattı ve Çetinkaya Köprüsü ile deniz feneri hakkında geçmişten günümüze yaşanmış hikayeler hakkında bilgi verdi.

Bafra Demiryolu
Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, “Bafra ilçe merkezinden başlayarak bugünkü 19 Mayıs ilçesinin kuzeyinde, eski adıyla Engiz Mahallesi’nin deniz kıyısında bulunan Kumcağız iskelesine kadar uzanır. Yaklaşık 27 km uzunluğundaki bu güzergahın diğer adı ’Bafra - Engiz Dekovil Hattı’dır. Bafra -Engiz Dekovil Hattı Cumhuriyetin ilk yıllarında Samsun’da inşa edilen en önemli özel teşebbüs yatırımlarından biridir.
Bafra - Engiz Demiryolu’nun başlangıç hikayesi 1929 yılında Bafra şehir merkezinin batı kısmında bugünkü Fatih Mahallesi’nde Kızılırmak nehri kıyısına bir kereste fabrikasının temelinin atılması ile başlar. Fabrikanın sahibi, o günkü şartlarda Türkiye’nin önde gelen müteahhitlerinden ‘Cumhuriyet İnşaat’ın sahibi Eskişehirli iş adamı Emin Sazak’tır. İnşaat iki yılda tamamlanır ve fabrika üretime geçer. O yıllarda, henüz karayolları olmadığı için mamul maddenin iç ve dış pazarlara ulaştırılması için denizyolundan başka alternatif yoktur. Bunun için en yakın ve en uygun iskele Kumcağız’dır. Bafra ile Kumcağız İskelesi arasına bir demiryolu (dekovil) hattı inşası böylece gündeme gelir. Bunun için girişimlerde bulunulur ve hükümetten tahsis talep edilir ve hükümet de bunu kabul eder. Dekovil hattı, Bafra Kereste Fabrikası’nda üretilen mamul maddenin deniz yolu bağlantısı kurularak iç ve dış pazarlara ulaştırılması amacıyla inşa edilmiştir. Çünkü Bafra Kereste Fabrikası tek bir üniteden değil, Kunduz Ormanları’ndan başlayan ve Engiz’de Kumcağız İskelesi’nde sona eren büyük bir sistemden oluşmaktadır” dedi.

Fabrikada üretilen mamul madde nasıl ihraç ediliyordu?
Yılmaz şöyle devam etti: “Fabrikada üretilen mamuller dekovil hattı ile Kumcağız İskelesi’ne naklediliyor, oradan da gemilerle iç ve dış pazarlara gönderiliyordu. Türkiye’de karayollarının gelişmeye başladığı 1950’li yıllara kadar yük ve eşya naklinde muhtelif yol ve yöntemler denenmiştir. Esas olarak insan ve hayvan gücünden yararlanılsa da bazen tabiatın verdiği imkanlarda ihmal edilmemiş, bunlar da değerlendirilmiştir. Ormancılık faaliyetlerinde ormanlardan kesilen tomrukların akarsulardan faydalanarak su gücü ile ihtiyaç duyulan yerlere taşınması hususu da bunlardan biridir. Yaklaşık 60 yıl önce sona eren ve tarihin sayfalarında yerini alan bu faaliyetin en güzel örneklerinden birinin yaşandığı yer Kızılırmak’ın Samsun’da Vezirköprü ve Bafra ilçeleri arasında kalan kısmıdır. Samsun’un Vezirköprü, Sinop’un Boyabat ve Çorum’un Osmancık ilçeleri arasında kalan Kösedağ ve Kunduz Ormanları’ndan kesilen tomrukların döküm ya da sallarla Kızılırmak üzerinden Bafra’da faaliyet gösteren Kereste Fabrikası’na ulaştırılması, yani ‘Kızılırmak üzerinden tomruk nakli’ konusu ele alınmıştır."
Konferans sonunda katkılarından dolayı Prof. Dr. Cevdet Yılmaz’a plaket veren Dekan Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, "2016-2017 eğitim-öğretim yılının bir parçasını bundan sonra oluşturacak olan konferans serisinin ilk Prof. Dr. Cevdet Yılmaz hocamızla gerçekleştirdik. Bafra’da kültür turizminin kaynakları olarak ulaşımı bize anlattılar. Kendileri yaşayan en iyi beşeri coğrafyacıdır bizlerin gözünde. Hocama katkılarından dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Konferansa Belediye Başkanı Zihni Şahin, Dekan Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, İlçe Sağlık Müdürü Aytaç Akın, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi. Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildiğini belirterek Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz Milletimizin Bilmesini İsterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya operasyonla ilgili şu detayları paylaştı: "Batman Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının desteğiyle Batman İl Jandarma Komutanlığınca yapılan çalışmalar sonucu; Batman merkezli Adana, Aydın, Mersin, Hakkâri, Van, Mardin ve İzmir’de eş zamanlı olarak düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında “Bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçunu örgütlü olarak işleyen organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Sosyal medya üzerinden sahte kiralık Bungalov ev ilanı vererek dolandırıcılık yaptıkları, mağdurlardan elde ettikleri gelirleri önce yasal bahis platformlarındaki hesaplara, daha sonra bahisten kazanılmış gibi gösterip kendi banka hesaplarına aktararak paranın izini kaybettirmeye çalıştıkları ve toplam 18 bin 635 vatandaşımızı mağdur ettikleri tespit edildi. MASAK ile koordineli yapılan çalışmalar sonucu; suçtan elde edilen mal varlığı değerlerinin aklanması kapsamında; ilk belirlemelere göre 34 milyon 530 bin TL değerinde işlem hacmine sahip, şüphelilere ait 1.283 banka hesabına el konuldu. Operasyonlarda; ruhsatsız tabanca, çok sayıda cep telefonu, sim kart, banka ve kredi kartı ile çok sayıda dijital materyale el konuldu. Batman Cumhuriyet Başsavcılığımızı ve operasyonları gerçekleştiren Kahraman Jandarmamız ile MASAK çalışanlarını tebrik ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.