YEREL HABERLER - 02 Aralık 2016 Cuma 11:49

Silifke’de HAY-KENT projesi tanıtıldı

A
A
A
Silifke’de HAY-KENT projesi tanıtıldı

Silifke Kaymakamlığı ile Mersin Bölge Sulama Kooperatifleri Birliği ve Silifke Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ersin Akdoğan’ın birlikte yürüttüğü Organize Hayvancılık Bölgesi (HAY-KENT) projesi Silifke Kız Meslek Lisesi salonunda katılımcılara tanıtıldı.
Mersin Bölge Sulama Kooperatifleri Birliği ve Silifke Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ersin Akdoğan, toplantıda üreticiyi daha kaliteli et ve süt üretimine teşvik ederek kazançlarını arttırmak istediklerini söyledi.
Silifke ilçesinde Organize Hayvancılık Bölgesine ilişkin ilk adımları atmaya çalıştıklarını belirten Akdoğan, "Bu bölgede neler yapılmış, ne yapılabilir, bundan sonra ne olması gerekir insanların daha iyi çalışması daha çok para kazanabilmesi veriminin daha çok artırabilmesi neler olması gerekir bu konuda çalışmalar yapmaktayız, bizde bölgemizde ne yapabiliriz insanlara nasıl yardımcı olabiliriz diye çalışıyoruz, Silifke kalkınmasının büyük bir bölümünü tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadır. İlçe merkezinde çok sayıda büyük ve küçük baş hayvan yetiştiricisi faaliyet göstermektedir. Büyükbaş hayvan varlığımız Silifke de 11.500 hayvan günlük çiğ süt ton olarak 60 ton, Kooperatif olarak şehir merkezinde bulunan ahırları ilçe kenarlarında belirlenen bir merkeze toplayarak hem Silifke’yi bunun getirdiği sorunlardan kurtarıp daha çağdaş bir görünüme kavuşturmak hem de üreticiyi daha kaliteli et ve süt üretimine teşvik ederek kazançlarını arttırmak istiyoruz” dedi.
Bu projenin bugüne kadar hiçbir il ve ilçede uygulanmadığını belirten Akdoğan, şöyle devam etti:
“Bu amaçlarla hazırladığımız projemiz; Hayvancılık Kenti yani “HAY-KENT” daha önce hiçbir il ve ilçe de uygulanmamış. Tamamen üretici yararına ve şehir kalkınması adına HAY-KENT projesinin hayata geçirilmesi için Silifke Kaymakamlığı ile çalışmalara başladık. Ahırlar yapılması için TOKİ ile görüştük. Çiftlik 2 ile 5 dönüm arası arazi üzerine kurulacak 1 ve 2 katlı bakıcı evleri mevcut olacak. Et ve süt ürünlerinin en kaliteli ve çağın teknolojisi ile hijyen kurallarına uygun üretilebilmesi için dünya standartlarında ahırlar hazırlıyoruz. İçinde son model hayvancılık sistemlerinin kurulacağı, ortak kullanıma açık olan süt soğutucu makinelerin bulunacağı Organize hayvancılık bölgesi toplam 22.500 baş hayvan kapasiteli olacak. Çiftlikte; süt sağım odaları. Çipli sistemle hayvan besleme sistemi, Kaşağı sistemi, gübre sıyırıcı sistemi, buzağı büyütme kulübeleri, yarı açık hayvan dolaşma alanları olacaktır."
Vatandaşların bu proje ile daha kaliteli ürünler elde edeceğini belirten Akdoğan, “Günde 200 ton sütün üretilebileceği Organize hayvancılık projemizle; hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar daha verimli ve kaliteli ürünler ürettiği için kar elde edebilecekler. Yakın zamanda yapımına başlayıp talep eden vatandaşların hizmetine en makul fiyatlarda sunacağız. HAY-KENT projemiz ilçemizin tarım ve havancılığına büyük katkı sağlayacak. İlçe merkezinde ahırlarda hayvancılıkla uğraşan vatandaşların yoğun ilgisi şunu gösterdi ki; 22,500 hayvan kapasitemiz gelecek yıllarda daha da artacak. 25 milyon Türk lirasına mal olacak projenin gerçekleşmesi halinde; çalışmamız diğer il ve ilçelere örnek olacak. Köyden kente değil kentten köye göçler başlayacak. Silifke’miz Türkiye’de örnek bir projeye ev sahipliği yapacaktır. “Her Şey Hayalle Başlar Emekle Gerçekleşir” temelinde inancınız varsa yapılamayacak hiç bir şey yoktur” dedi.
Silifke’de hali hazırda 11 bin 500 civarında büyükbaş hayvanın olduğunu ve 60 ton civarında günlük süt üretiminin yapıldığını belirten Silifke Kaymakamı Şevket Cinbir, “Silifke’de hayvancılıkla geçimini sağlayan hatırı sayılır derecede vatandaşımız var. Bugün verilen bilgileri izlediniz ve dinlediniz, Silifke’de hali hazırda 11 bin 500 civarında büyükbaş hayvan var ve 60 ton civarında günlük süt üretimi yapılıyor. Bu hayvan varlığıyla birlikte 22 bin 500 hayvan kapasiteli bir projeyi konuşuyoruz. 30 binin üzerine çıkarmış oluyoruz, dolayısıyla Silifke’deki süt kapasitesini de günlük 200 tonun üzerine çıkarma imkânına sahip olacağız. Silifke’nin zaten bir yoğurdu var, tanınmış, tanıtılmaya çok ihtiyacı olmayan, herkesin bildiği, herkesin tadına bakmak istediği, ama markete gittiğinde bulamadığı bir yoğurt. Silifke’nin Yoğurdu kız seni kimler doğurdu türküsüyle aslında folklorla birlikte meşhur olmuş, tanınmış, geçmişte çok güzel damak zevkine neden olan bir yoğurdumuz var. Bu yoğurdunda üretilmesi, pazarlanması ve marketlerde raflara konulması gerekiyor. Silifke’nin bu markadan yararlanması gerekiyor. Bu noktada da Silifke Ticaret ve Sanayi Odası’nın bir çalışması var. Çok yakın bir zamanda içindeki tarifiyle Silifke Yoğurdu coğrafi yer işareti almış olacak ve bu haliyle marketlerdeki yerini alacak. Mersin Bölgesi Sulama Kooperatifler Birliği Başkanı Ersin Akdoğan geldiğinde çok heyecan duydum, kendisi ve ekibi bu projenin çalışmasını sürdürüyor. Ülkemizde kendisini her alanda kanıtlamış olan TOKİ ile birlikte görüşmelerini sürdürüyorlar. Modern çiftçilik anlayışı içerisinde Silifke’nin daha da tanınmasını sağlayacak olan bu projede başta Ersin Akdoğan olmak üzere, tüm emeği geçenlere teşekkür ederim” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.