YEREL HABERLER - 21 Nisan 2017 Cuma 14:21

Hastalara gülmeyi sevdiren doktor

A
A
A
Hastalara gülmeyi sevdiren doktor

Ağız ve diş sağlığı problemleri arasında diş kayıpları ve sonrasında yaşanan sağlık sorunları hastalar için önemli konular arasında yer alırken Diyarbakır Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde görevli Diş Hekimi Deniz Kılınç, yaşanan bu sağlık problemleri nedeniyle gülmeyi unutan hastaları yeniden güldürüyor.

Ağız ve diş sağlığı problemleri arasında diş kayıpları ve sonrasında yaşanan sağlık sorunları hastalar için önemli konular arasında yer alırken Diyarbakır Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde görevli Diş Hekimi Deniz Kılınç, yaşanan bu sağlık problemleri nedeniyle gülmeyi unutan hastaları yeniden güldürüyor.


Yaptığı protez dişlerle hastalarına gülmeyi yeniden sevdiren Diyarbakır Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde görevli Diş Hekimi Deniz Kılınç, bütün veya bir kısım dişlerin çekilmiş veya dişeti rahatsızlıklarından dolayı kaybedilmiş dişler için ortaya çıkan protez diş tedavilerinde tedavi sürecinin nasıl işlediği, nelere dikkat edilmesi gerektiği konularında bilgi verdi. Diş Hekimi Kılınç, “Protez uzmanı ağızdaki eksik dişlerin tamamlanması için en uygun tedavi planlaması yapar. Bu planlamada oluşacak en ufak hata destek diş ve dokularda, kayıplara yol açabilir. Bu nedenle uzmanlık ve deneyim çok önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra bir protez uzmanı eksik dişleri tamamlarken bir yandan da gülüş tasarımı yapar ve kişiye özel en estetik protezleri oluşturur. Bütün bunlar kişiye öz güven ve mutluluk getireceğinden psikolojik açıdan da protez uzmanı iyi bir destekçidir. Dişlerde yapacağı küçük estetik tasarımlar bile çok başarılı sonuçlar sağlar. Ayrıca kemik yapısında yoğun erimelere sahip kişilerde karşılaşılan protezin tutuculuğundaki güçlükler, alt çene eklemi hastalıkları gibi konular bu uzmanlık alanının tedavisi kapsamındadır” dedi.


"Dişleri bastırarak fırçalamak zarar veriyor"


Günde 3 defa, doğru fırça ve yöntemle dişleri fırçalamanın dişlerin rengini korumaya yardımcı olduğunu kaydeden Kılınç, "Dişlerimiz, yüksek oranda dışarıdan aldığı ışığı içeriden yapısal tabakaları yansıtarak rengini gösterir. Dişlerinizin doğal renginden memnun iseniz, bunu uzun süre korumak için çok basit bazı şeylere dikkat etmeniz yeterli olacaktır. Bunlardan en basit olanı, düzenli ve doğru ağız hijyen alışkanlığının olmasıdır. Günde 3 defa, doğru fırça ve yöntemle dişlerinizi fırçalamak dişlerinizin rengini korumaya yardımcı olacaktır. Fakat çok uzun süre fırçalamak veya bastırarak diş fırçalamak dişlerinizin rengini korumanın aksine dişlerinizin en dışındaki mine tabakasının aşınmasına ve daha da sararmasına sebep olacaktır. Eğer dişlerinizi çok bastırarak fırçalıyorsanız şarjlı ve basınç sensörlü diş fırçalarından faydalanabilirsiniz" diye konuştu.


"Asit dişleri sarartıyor"


Dişlerin sararmasında en büyük rolü asitli yiyecek ve içeceklerin aldığını da belirten Kılınç, açıklamalarını şöyle sürdürdü:


“Dişlerinizin sararmasına sebep olabilecek bir diğer şey de, asitli yiyecek ve içeceklerin çok miktarlarda tüketilmesidir. Asit, dişimizin en dış tabakası olan diş minesine zarar vererek dişlerinizin aşınmasına ve sarı görünmesine sebep olur. Asitli içecekleri tüketirken pipet kullanmak diş minesini korumaya yardımcı olabilir. Bazı diş beyazlatma ürünlerinin içeriğinde karbonat bulunduğu için, dişlerini kendi el yordamıyla hazırladığı karbonatlı sıvılarla beyazlatmaya çalışanlar olduğunu da görüyoruz. Karbonatlı ürünlerin bilinçsizce kullanımı sonucu diş mineleri tamamen harap oluyor. Sonucunda sararmış, pürüzlü diş yüzeyi, hassasiyet problemleri ve tam tersi kötü bir estetik görüntü oluşuyor”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.