GENEL - 18 Mayıs 2017 Perşembe 14:59

İBH hastaları klozetlere oturarak dikkat çekti

A
A
A
İBH hastaları klozetlere oturarak dikkat çekti

Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD), toplumsal farkındalık projeleri kapsamında “Farkında Ol, Geç Kalma” sloganı ile yapılan Sindirim Sistemi Hastalıkları Bilgilendirme Programı’na İzmir’de devam etti.

Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD), toplumsal farkındalık projeleri kapsamında “Farkında Ol, Geç Kalma” sloganı ile yapılan Sindirim Sistemi Hastalıkları Bilgilendirme Programı’na İzmir’de devam etti. 19 Mayıs Dünya İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları (İBH) Günü olması nedeniyle İBH hastaları, tuvaletlerini tutamadıkları için tuvaletlerde öncelik kazanmaları gerektiğine dikkat çekmek amacıyla klozetlere oturdu.


Türk Gastroenteroloji Derneği tarafından, Abbott’un koşulsuz desteği ile düzenlenen Sindirim Sistemi Hastalıkları Bilgilendirme Programı’nda, Türkiye’nin farklı şehirlerinde yapılan halk bilgilendirme toplantıları ile sindirim sistemi hastalıklarının toplumdaki farkındalık seviyesini yükseltilmesi ve kamuoyunun dikkatinin çekilmesi hedefleniyor. Sindirim sistemi hastaları, hasta yakınları, halk ve bu hastalıkları takip-tedavi eden hekimlerin katıldığı halk toplantılarının üçüncü durağı İzmir Balçova oldu. Toplantı öncesi, İnflamatuvar Bağırsak Hastaları ve Aileleri Yardımlaşma Derneği (İBHAYD) üyeleri, tuvaletlerini tutamadıkları için tuvaletlerde öncelik kazanmaları amacıyla klozetlere oturma eylemi gerçekleştirdi.



"Amaç farkındalığı artırmak"


Dokuz Eylül Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hale Akpınar, "Türk Gastroenteroloji Derneği olarak 8 ayrı şehirde sindirim sistemi hastalıkları ile ilgili farkındalık oluşturan toplantılar yapıyoruz. 19 Mayıs İBH Günü nedeniyle bugün İzmir’de seçtiğimiz tema, İnflamatuvar Bağırsak Hastaları. Bu hastalık, ülkemizde görülmesi giderek artan, kronik, uzun seyirli, yaşam boyu devam eden ve nedeni henüz belirlenemeyen, tekrarlayıcı iltihabi bir bağırsak hastalığıdır. İnflamatuvar bağırsak hastalıkları bulaşıcı değildir. Hasta, hastalığını çevresindeki insanlara bulaştırmaz. Bizim bu toplantılarla amacımız, farkındalığı artırmak. Bu hastalığın rengi mor olarak kabul ediliyor. Bu yüzden bugün İzmir’de iki kulede mor rengi ile ışıklandırma yapacağız" dedi. Akpınar, toplantılar ile kolon kanseri, reflü, irritabl bağırsak sendromu, ülser, dispepsi, ülseratif kolit, pankreas kanseri ve diğer sindirim sistemi hastalıkları konusunda toplumda farkındalık oluşturulması, potansiyel ve mevcut hastaların hastalıklar konusunda yeterli bilgi seviyesine ulaşmasının sağlanması, hastalıklarda erken teşhisin öneminin vurgulanması, hasta yakınlarının da hastalık süreçlerine dair bilgiledirilmesi ve daha bilinçli olmalarının sağlanmasını hedeflediklerini belirtti.



"Tuvaletimizi tutamıyoruz dediğimizde insanlar gülüyor"


Dernek yöneticileri ve üyeleri ile gerçekleştirdikleri klozete oturma eyleminin amacını anlatan İBHAYD Başkanı Ömür Akkaya, "İBH hastalarının en büyük problemi tuvalet problemi. Bizlere tuvaletlerde öncelik verilmesi için farkındalık oluşturmak istiyoruz. İBH hastalarının tuvaleti ne zaman gelirse gelsin; otobüste, sınavda, kendilerini tutamıyorlar. Bu yüzden bugün klozetlere oturarak bu duruma dikkat çekmek istedik. İnsanların bizlerin farkına varmasını istiyoruz. Birçok İBH hastası durumunu gizlemek zorunda kalıyor. ’Tuvaletimizi tutamıyoruz’ dediğimizde insanlar bize gülüyor ama bu bir hastalık. Tuvaletimiz geldiği anda ne olursa olsun klozete oturmamız gerektiğini bu toplantı öncesi klozetlere oturarak anlatmaya çalıştık. Yurtdışında birçok yerde İBH hastalarının kartları oluyor ve tuvaletlerde öncelik kazanıyor. Türkiye’de de bunu gerçekleştirmek için çalışma yapıyoruz" diye konuştu.



"İBH hastalarına kart verilmeli"


Dernek yöneticisi Neslihan Turan da yaşadıkları sorunları şu sözlerle anlattı:


"En büyük sıkıntımız sosyal hayatta tuvalet önceliği sorunu. İBH, utanılacak bir hastalık değil. Tuvalet ihtiyacımız öncelikli. Bu yüzden tuvaletlerde öncelik kazanmak için kart sahibi olmak istiyoruz. Alışveriş merkezleri, hastaneler, sinemalar, tiyatrolarda, kısacası her yerde bu sorunla karşılaşıyoruz. Eğer bir karta sahip olursak hasta da kendini rahat ister. Çünkü birçok hasta sırf tuvalet sıkıntısı yüzünden dışarı çıkamıyor."



"Tedavi şart"


Dokuz Eylül Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Göksel Bengi ise hastalıkla ilgili şu bilgileri verdi:


"İBH, bağırsakların kronik iltihabi bir hastalığıdır. 15-30 yaş arası daha sık ortaya çıkmakla birlikte hayat boyu herhangi bir yaş grubunda da görülebilir. Hastalarımız genellikle karın ağrısı, kanlı ishal gibi şikayetleriyle geliyor. Bu hastalığın tedavisi şart. Hem hayat konforunu bozan, hem ciddi anlamda işgücü kaybına sebep olan, sağlık anlamında ciddi problemlerle karşılaşabileceği bir hastalık. Erken tanı bu hastalıkta önemli. Bizim amacımız hem hastayı tedavi edip normal hayatına devam ettirebilmek, hem de hastalıkla ortaya çıkabilecek komplikasyonlar ve çok daha uzun dönemde ortaya çıkabilecek kanser gibi hastalıkların risklerini minimuma indirmek. Hastalığın kesin tedavisi henüz yok. Bizim yaptığımız, bir itfaiyeci gibi ortaya çıkan yangını söndürmek."



İBH nedir?


Günlük yaşantıyı derinden etkileyen, ülkemizde yaklaşık 60 bin kişide var olduğu tahmin edilen inflamatuvar bağırsak hastalıklarına ve bu hastalıkların sosyal yaşama engel olduğuna dikkat çekmek amacıyla 19 Mayıs günü, “Dünya İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları Günü” olarak kabul ediliyor. Sindirim sistemi veya bağırsak duvarının kronik iltihabı ve kalınlaşması sonucu oluşan inflamatuvar bağırsak hastalıkları, yaygın olarak 20’li ve 30’lu yaşlarda görülüyor. Herhangi bir bulaşıcı mikrop olmadan bağırsakların iltihaplanmasıyla meydana gelen bu hastalık, birbirine benzer bir grup hastalığı içeriyor. Bağışıklık, kalıtımsal ve çeşitli çevresel faktörlerin etkisiyle oluşan Crohn hastalığı ve Ülseratif Kolit bu hastalıkların başlıcaları olarak biliniyor. Hastalıkların başlama yaşı 15-25 arası olurken, tüm yaş gruplarında da görülebiliyor. Tüm toplumlarda ortalama binde bir olarak görülen hastalığın, kadınlarda görülme olasılığı erkeklere göre daha fazla.



Sunum yapıldı


Balçova Belediyesinin katkılarıyla 18 Mayıs Perşembe günü İzmir Balçova Termal Tesisleri’nde yapılan ve katılımın ücretsiz olduğu program kapsamında Türk Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hale Akpınar, Dokuz Eylül Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Göksel Bengi, Ege Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Uzm. Dr. Nalan Ünal ve Sağlık Bakanlığı İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğü Kanser Şubesi’nden Uzm Dr. Gökben Yaslı, sunum yaptı. Programın son bölümünde ise soru-cevap kısmına geçildi. Yoğun katılımla gerçekleştirilen toplantıda ayrıca, sindirim sistemi hastalıklarıyla ilgili bilgiler yer alan broşürler dağıtıldı ve anket çalışması yapıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.