SAĞLIK - 20 Haziran 2017 Salı 15:21

Yaz aylarında besin zehirlenmelerine dikkat

A
A
A
Yaz aylarında besin zehirlenmelerine dikkat

Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Kliniği Uzmanı Doktor Ali Asan, besin zehirlenmelerinin özellikle yaz aylarında artış gösterdiğini belirterek, "Çoğunlukla hafif ve kısa sürelidir.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Kliniği Uzmanı Doktor Ali Asan, besin zehirlenmelerinin özellikle yaz aylarında artış gösterdiğini belirterek, "Çoğunlukla hafif ve kısa sürelidir. Ancak zehirlenmeye yol açan besinler, enfeksiyonun tipi ve kişiyle ilişkili bazı faktörler hastalığın daha ciddi seyretmesine, hatta ölümcül olmasına bile yol açabilir" dedi.


Besin zehirlenmeleri önemli bir halk sağlığı sorunu olarak dikkat çekiyor. Ortaya çıkan ishal tablosuna bakıldığında Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her yıl 2 milyar ishal olgusu görülüyor. Yiyecek ve içeceklerin saklanması, hazırlanma ve sunulma aşamalarında uygun sağlık koşullarının olmaması, besin zehirlenmelerine neden olabilir.


Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Kliniği Uzmanı Doktor Ali Asan, konuya ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Dr. Asan, "Besin zehirlenmeleri enfeksiyon kökenli olan veya olmayan farklı nedenlerden kaynaklanabilen tablonun genel adıdır. Yani besin zehirlenmelerinin nedeni enfeksiyon olabileceği gibi toksinler, bazı bağırsak hastalıkları, diyabet ve hipertiroidi gibi hastalıklar da olabilir. Besin zehirlenmeleri özellikle yaz aylarında artış gösteriyor. Çoğunlukla hafif ve kısa sürelidir. Ancak zehirlenmeye yol açan besinler, enfeksiyonun tipi ve kişiyle ilişkili bazı faktörler hastalığın daha ciddi seyretmesine hatta ölümcül olmasına bile yol açabilir" dedi.



"Karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal görülebilir"


Bazı zehirlenmelerde belirtilerin 30 dakika ile bir saat içinde görülebileceği gibi zehirlenmelerinin çoğunda belirtilerin 12-48 saat içinde de ortaya çıkabileceğini kaydeden Dr. Asan, "Bazı etkenlerde de belirtilerin görünmesi için birkaç gün ile bir haftaya kadar süre geçmesi gerekebilir ama sebebi ne olursa olsun klinik tablo genellikle benzerdir ve karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal görülebilir" ifadelerini kullandı.



"Sebze ve meyveler iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir"


Süt ve süt ürünleri, kremalı yiyecekler, tavuk mamulleri, mayonezli, yumurtalı yiyecekler, pişirilip uygun koşullarda saklanmayan etler, deniz ürünlerinin, bozulma riski en yüksek gıdalar arasında yer aldığını belirten Dr. Asan, besin zehirlenmelerinden korunmak için şu uyarılarda bulundu:


"Su ve gıdalarla bulaşan enfeksiyonlardan korunmada; yiyecek ve içeceklerin hazırlanması, saklanması ve sunulması ile ilgili sağlık koşullarına uymanın yanı sıra, genel temizlik kurallarına da dikkat etmek gerekir. En önemli korunma yöntemi doğru el yıkama alışkanlığı edinmektir. Yemekleri hazırlayan kişilerin işlerine başlamadan önce ellerini su ve sabunla yıkamaları çok önemlidir. Yemek yiyecek kişilerin de yemekten önce, yemekten sonra, ayrıca tuvalet sonrasında ellerini temiz su ve sabunla çok iyi yıkanmaları gerekir. Sebze ve meyveler iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir. Mümkünse yemekler günlük olarak hazırlanmalı, artan yemeklerde yeniden ısıtma söz konusu olacaksa bir kereden fazla tekrar ısıtma işlemi yapılmamalıdır. Özellikle çiğ et, yumurta ve kümes hayvanları gibi besinleri hazırladıktan sonra eller iyice yıkanmalı, bu tür riskli besinler ile pişirilmeden tüketilecek sebze ve meyveleri hazırlarken ayrı doğrama tahtası ve bıçaklar kullanılmalıdır. Çiğ besinler ile pişmiş yiyecekler birbirine temas etmeyecek şekilde üzerleri kapalı olarak muhafaza edilmelidir. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri kesinlikle kullanılmamalıdır. Hastalar iyileşene kadar yağsız ve posasız gıdalar ile beslenmelidir. İshal süresince tatlı, yağlı ve kızartma ürünlerini yemekten kaçınmak gerekir. Haşlanmış patates, yoğurt, muz ve şeftali gibi yiyeceklerin tüketilmesi önerilebilir. Bol miktarda su ve diğer sıvı gıdalar tüketilmelidir. Hasta bebeğin ise sık sık anne sütü alması sağlanmalıdır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Efsane Başkan Ergüler, genç seçmeni şaşırttı: 25 yıldır aynı telefonu kullanıyorum, hiç korumam olmadı Aydın’ın en büyük ilçesi Nazilli Belediyesi’nin 1994-2007 yılları arasında başkanlığını yapan ve 31 Mart yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın Belediye Başkan Adayı olarak yeniden sahaya inen ‘Efsane Başkan’ lakaplı Esat Ergüler, Perşembe Pazarı’nda halkla bir araya geldi. Pazar ziyareti esnasında Ergüler’e sorular sorup cevabını alan genç bir kadın seçmen “Hiç gösterildiği gibi sinirli ve egolu değilmişsiniz” sözleri dikkat çekti. Yerel seçimlere saatler kala adaylar son tur çalışmalarına başladı. Heyecanın en yüksek olduğu seçim bölgelerinin başında gelen Nazilli’de oldukça yoğun bir tempo ile çalışmalarını sürdüren Cumhur İttifakı’nın Belediye Başkan Adayı Esat Ergüler, bölgenin en büyük pazarı olan Perşembe Pazarı’nda halkla buluştu. Tarihi pazarda, hemşerileriyle selamlaşıp kuru kahve dağıtan Esat Ergüler’in yanına gelen genç bir seçmen, herkesin duyacağı bir şekilde belediye başkanı olduktan sonra kendisine kolaylıkla ulaşıp ulaşamayacağını sordu. “25 yıldır telefon numaram değişmedi” Seçmenin ve vatandaşın en doğal haklarından birinin de şehr-i emin olarak görev verdiği belediye başkanına ulaşmak olduğunu belirten Esat Ergüler, 25 yıldır hiç telefon numarası bile değiştirmediğini belirterek ulaşılabilir bir başkan olacağının sözünü verdi. Nazilli Belediye Başkanlığı yaptığı 1994 ve 2007 yılları arasında yaşadıklarını anlatan Başkan Adayı Esat Ergüler, “Ben 1994 yılında seçildim. O zaman halk benim yapımı karakterimi bilmiyordu. 5 yıl hizmet ettim. 5 yılın sonunda 1999’da yüzde 48-49 oy verdiler. Demek ki bana her noktada ulaşabiliyorlar. Her istediklerini söyleyebiliyorlar. Ulaşılamayan bir belediye başkanı olsaydım herhalde oy vermezlerdi. 2004 yılında Doğru Yol Partisi’nden aday oldum. AK Parti’nin hızlı olduğu dönemdi. Birçok belediye başkanının kaybettiği seçimde Nazilli’deki tüm sandıklardan birinci çıktım. Eğer ulaşılmayan, sert, hizmet etmeyen bir insan olsaydım 3 dönem üst üste seçilmezdim. 13 yıl evimden iş yerime yürüyerek gittim. Hiçbir zaman korumam olmadı. Beni önce Allah’ım sonra da hizmet ettiğim şehrimin Nazilli’min halkı koruyacak dedim. 13 yıllık deneyimim ve birikimimle Nazilli’ye hizmet edeceğim. Telefonum 25 yıldır aynı. İstediğin zaman arayabilirsin” ifadelerine yer verdi. Oldukça samimi ve bir o kadar ilginç diyaloğun yaşandığı semt pazarı ziyaretinde sorularına içtenlikle cevap alan genç kadın, “Çok teşekkür ederim. Hiç söyledikleri gibi sinirli ve egolu birisi değilmişsiniz. Çok sağ olun görüşmek üzere” diyerek yoluna devam etti.
Karabük Belediye taş ocağıyla yıllık 6 milyon TL tasarruf sağlayacak Safranbolu Belediyesi, agrega malzemesi üretmek için hizmete açtığı taş ocağı sayesinde yıllık 6 milyon TL tasarruf sağlayacak. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesinde alt ve üstyapı problemlerini tek tek çözen Safranbolu Belediyesi, yaptığı çalışmalarda temel malzeme ihtiyacını karşılayacağı taş ocağını da hizmete açtı. Ağaçkese köyü sınırında yaklaşık 2 milyon TL harcama yapılan taş ocağında agrega, alt temel ve dolgu malzemesi üretilecek. Toplam rezervi 6 milyon 500 bin ton olan taş ocağı sayesinde belediye yıllık 6 milyon TL tasarruf sağlayacak. Alanda incelemelerde bulunan Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, gazetecilere yaptığı açıklamada taş ocağının açılmasıyla tarihi kent adına önemli bir iş başarıldığını belirtti. Tarihi Çarşı bölgesinin alandan çıkarılan taşa ihtiyacı olduğunu ifade eden Köse, “Maalesef bu taş ocağı açılmadan önce çok zorluk çekiyorduk, hatta bulamıyorduk. O yüzden burası bizim için olmazsa olmazlarımızdan. Bu ocağın artık Safranbolu Belediyesi tarafından işletiliyor olması çok büyük bir nimet ve kazanım olarak düşünüyorum” dedi. Köse, tesisten çıkacak taşla Safranbolu’nun uzun yıllar ihtiyacı olan tüm malzemeyi elde edeceğini aktardı. Safranbolu’nun 50 yıllık bir rezerve sahip olduğunu anlatan Köse, “Buradan çıkan taşla Safranbolu Tarihi Çarşısı’nın bütüncül yol projesi hazırlanmıştı. Bütün yollarının birbiriyle uyumlu bir şekilde taş olmasını sağlayacak. Safranbolu’ya hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.
Aydın Emekli vatandaşlar destekleri için Çerçioğlu’na teşekkür etti Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu tarafından kent genelinde yaşayan 260 binden fazla emekli için başlatılan ’Emekli Kart’ projesinin kapsamı genişletilirken, emekli vatandaşlar destekleri için Çerçioğlu’na teşekkür etti. Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan ve kısa sürede yoğun talep gören Aydın’da yaşayan on binlerce emeklinin faydalanmaya başladığı Emekli Kart ile et ve et ürünlerinde uygulanan yüzde 20’lik indirime süt ve süt ürünleri de eklendi. Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan Halk Ege Et’te başlatılan indirimin süreceğini, emekliler, gençler ve kadınlar başta olmak üzere tüm Aydınlıların yanında olmaya devam edeceklerini söyleyen Çerçioğlu, “Halk Ege Et mağazalarımızda et ve et ürünlerinde emeklilerimiz için başlattığımız indirim kampanyasına süt ve süt ürünlerini de ekledik. Emeklilerimizin geçim sıkıntısının farkındayız, onların yanlarında olmaya devam edeceğiz. Aydın’da kimse yatağa aç girmeyecek, soğukta üşümeyecek” dedi. “Özlem başkanımız emeklilerin dertlerine derman oldu” Emeklilerin yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çeken Yaşar Çelik, “Bu kuyruklar yüzde 20 ucuz et almak için, insanlar kuyruğa giriyor. Ucuz olduğu için çok rağbet var. Bu kuyruklar da o yüzden. Emekli olduktan sonra pazarlama işi yaptım, tüm Türkiye’yi gezdim. En güzel yer Aydın’dır, ben Denizli’yi geçtiğimde buranın havasını hissediyorum. Özlem başkanımıza başarılar diliyorum, her şey için ona çok teşekkür ediyorum. Emeklilerin dertlerine derman oldu, onun için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Özlem başkanımıza çok teşekkür ediyoruz” Et ve süt ürünlerinde uygulanan yüzde 20 indirimin Aydın’da yaşayan tüm emekliler için büyük bir fırsat olduğunu söyleyen Mustafa Yıldırım, “Emekliyim, Emekli Kart’ı aldım. Hem et, hem peynir aldım. Bazıları 1 Nisan’dan sonra geçerli olmadığını söylüyorlar, bunlar safsata. Başkalarının çıkardığı safsatayı inandırmaya çalışıyorlar millete. Çok teşekkür ediyorum başkanımıza, başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. “Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerinden çok memnunuz, Aydın çok şanslı” Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerinden memnun olduklarını söyleyerek Çerçioğlu’na teşekkür eden Resmiye Mert, “ Halk Ege Et’ten çok memnunuz, Allah razı olsun başkanımız Çerçioğlu’ndan. Emekli Kart emeklilere tabii ki de fayda sağlıyor, bundan çok mutluyuz. Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerinden çok memnunuz, Aydınımız çok şanslı” dedi. “Bütün emeklilerimiz adına Özlem başkanımıza teşekkür ederim” Emekli Kart’ın geçim sıkıntısı yaşayan emekliler için faydalı bir proje olduğunu söyleyen Mehmet Hasırcı, “Zaten halkın durumu belli, yaşam şartları, maaşları Emeklilerin durumu daha kötü. Onun için Emekli Kart emeklilere daha da faydalı olacak. Özlem başkanımız sağolsun böyle bir şey düşünmüş, yapmış. Bütün emekliler adına kendisine teşekkür ederim, arkasındayız” sözleriyle Çerçioğlu’na teşekkür etti.
Eskişehir Açıköğretimden “Öğrenme Analitiği ve Yapay Zekâ” semineri Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde yapay zeka ile ilgili düzenlenen semire yoğun katılım gerçekleşti. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi Kalite Koordinatörlüğü tarafından belirli aralıklarla düzenlenen yapay zekâ ve açık uzaktan öğrenme temalı etkinliklere bir yenisi daha eklendi. “Öğrenme Analitiği ve Yapay Zekâ” başlıklı seminer, Açıköğretim Fakültesi Toplantı Salonunda gerçekleştirildi. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Fırat’ın konuşmacı olduğu seminere yoğun katılım sağlandı. “Açıköğretimimiz sayesinde ‘öğrenme’ için çok zengin bir veri kaynağımız var” Yapay zekânın hızla gelişen kullanım alanından bahseden Prof. Dr. Mehmet Fırat konuşmasında OpenAI ve GPT teknolojileri hakkında konuştu. Teknolojinin eğitime entegrasyonuna da değinen Prof. Dr. Fırat şunları söyledi: “Son yıllarda ‘gelişme’ olarak nitelendirebileceğimiz çok güzel değişimler mevcut. Açıköğretim sistemimizdeki gibi bireyin kendi kendine öğrenmesine dayalı bir yöntem, yapay zekâ entegrasyonu ile birleşebilecek bir düzeye kavuşmaya başladı. Bu gelişmeler doğrultusunda gün yüzüne çıkan iki konudan biri ise ‘kendi modelimizi, sınırlandırılmış bir konuda öğrencinin kendi kendine öğrenebilmesi için eğitebilir miyiz?’. Yaptığımız ilk örneklerin sonucu oldukça heyecan verici ve sevindiriciydi. Bizim, Açıköğretimimiz sayesinde ‘öğrenme’ için çok zengin bir veri kaynağımız var. Bu noktada milyonlarca öğrencinin trilyonlarca satırlık verisi söz konusu ve bunlar yıllardır birikti, birikmeye de devam ediyor. Veriler sayesinde öğrencinin birkaç etkileşiminden yola çıkarak, en iyi öğrenme yollarını onlara önerebiliriz.”