EKONOMİ - 12 Ağustos 2017 Cumartesi 10:03

Üzüm üreticisinin fiyat beklentisi 5 liranın üzerinde

A
A
A
Üzüm üreticisinin fiyat beklentisi 5 liranın üzerinde

Manisa’nın dünyaca ünlü çekirdeksiz Sultaniye üzümünde önce hasat ardından da ihracat kapılarının açılmasıyla tatlı bir telaş yaşanmaya başladı.

Manisa’nın dünyaca ünlü çekirdeksiz Sultaniye üzümünde önce hasat ardından da ihracat kapılarının açılmasıyla tatlı bir telaş yaşanmaya başladı. Üreticiler henüz açıklanmayan üzümde fiyatın 5 liranın altında olmaması gerektiğini belirtirken, Manisa Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı İbrahim Demran, "2013 ve 2014 yıllarında 5 liralık fiyatlar vardı. Aradan 4-5 yıl geçti bu süre zarfında bir de maliyetler 3’e 4’e katlandı. Ama biz hala 4-5 liraları konuşuyoruz. Üzümde fiyatlar 5 liranın altında olmamalı.” dedi.


Manisa’nın tarım alanındaki en önemli ürünlerinden biri olan üzümde hasat ve ihracatın başlaması üzümde yaşanan sıkıntıları da yeniden gündeme getirdi. Manisa Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı İbrahim Demran, üzüm üreticilerinin yaşadığı sıkıntılardan ve çözüm yollarından bahsetti. Demran, üzümdeki sorunlar hakkında çözüm önerileri sunarak, bu sezonun bütün üreticiler için hayırlı geçmesini diledi.


Üreticilere, bütün yıl verdikleri emeklerin karşılığını alma temennisinde bulunan Demran, “Tabi şimdi en kritik dönemdeyiz. Fiyatlar oluşuyor. Sofralık üzümde oluşan özellikle erkenci çeşitlerde oluşan fiyatlar iyi fiyatlardı ve geçtiğimiz yıl en büyük sofralık üzüm alıcısı olan ülke Rusya Federasyonuyla yaşanan sıkıntılar üreticiyi bir hayli tedirgin etmişti. Bu sene bu faktörde ortadan kalktı, Rusya Federasyonu şuanda açık. Domates dışında bütün taze meyve sebze ürünlerimiz Rusya’ya ihracat olarak gidiyor.” dedi.



"Sofralıkta yaşanan sorunlar kuru üzümü de etkiliyor"


Sofralık üzümde en büyük partnerin özellikle Rusya Federasyonunun olduğunu ifade eden Demran, yaklaşık 240 bin tonluk ihracatın 150 - 160 bin tonunun doğrudan ya da dolaylı olarak Rusya Federasyonuna gittiğini belirtti. Bu sene bu kapının açık olduğuna dikkati çeken Demran, “İnşallah bu üreticimize yansır. Kuru üzüm üreticimiz de bundan faydalanır. Çünkü sofralık üzümde oluşan fiyatlar kuru üzümü de etkiliyor. Biliyorsunuz Sultaniye üzümü erken keserseniz sofralık olarak satarsınız. Eğer biraz daha bekletir sergiye yatırırsanız kuru olur. Yani bunun için zaten sofralıkta yaşanan sorunlar kurutmalık üzümü de etkiliyor.” diye konuştu.


Kurutmalık üzümün istikrarlı bir şekilde fiyat alabilmesi için önceki yıllarda yapılan beyanların aynen geçerli olduğuna dikkati çeken Demran, “Bunlar neydi? Üreticilere düşen görevler var. Üreticiye düşen en büyük görev açığa emanete üzüm dökmemeleri. Çünkü açığa dökülen üzüm, fiyatların ister istemez daha düşük oluşmasına neden oluyor. Üreticilerimizden bizim ricamız ihtiyaçları kadar üzümü satmaları. Daha fazlasını da kendi olanaklarıyla depolamaları.” şeklinde konuştu.


Devletten ve iktidardan beklentilerin olduğunu vurgulayan Demran,”Bunların başında 20 yıl önce üzüm fiyatlarının tek belirleyicisi TARİŞ’ken bugün TARİŞ sadece üzümün yok yıllarında bir aktör olarak ortaya çıkıyor ama rekoltenin normal olduğu bu geçtiğimiz, bu yıl gibi yıllarda maalesef bu aktörlük görevini yerine getiremiyor. Bu da tabi TARİŞ’in içinde bulunduğu finans sorunlarından kaynaklanıyor. Bu konuda TARİŞ’in desteklenmesi ve aktif hale getirilmesini istiyoruz.” dedi.



“Fiyatlar 5 liranın altına düşmeyecek şekilde ayarlanmalı”


Bir an önce fiyatların 5 liranın altına düşmeyecek şekilde ayarlanması gerektiğini ifade eden Demran, “2013-2014 yılında 5 liralık fiyatlar vardı. Aradan 4-5 yıl geçti bu süre zarfında bir de maliyetleri 3’e 4’e katladı. Ama biz hala 4-5 liraları konuşuyoruz. Bizim talebimiz üzüm fiyatlarının kuru üzümde en az 5 buçuk lira bandında oluşması. Kuru üzümün rahatlaması için yine sofralık üzümde ihracatçıya verilen desteklerin biran önce açıklanması gerekir ve bunun ihracatçıya değil, üreticiye bu destekten verilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.


Dolandırılma olaylarına değinen Demran, “Bir gerçek olan dolandırılma olayları özellikle yaş meyve sebzede bütün alanlarda bu sık sık yaşanıyor. Manisa’da özellikle Sarıgöl ve Alaşehir bölgesinde her yıl yüzlerce üretici milyonlarca lira maalesef dolandırılıyor. Artık bunun yasal önlemlerinin alınması ve üreticinin bu kıskaçtan kurtarılması gerekiyor. Bütün bir yılın emeğini birkaç kişi alıp götürüyor. Koskoca fabrikaları var, ticari unvanları var ama bakıyorsunuz ki üretici dolandırılmış. Artık buna bir son verilmesi gerekiyor” dedi.



“Alkol üzümü en uzun saklama yöntemidir”


Demran, “Daha önceki dönemlerde sık sık dile getirdiğimiz TARİŞ-Koç ortaklığıyla Alaşehir’de kurulan alkol fabrikasının ivedilikle artık atıl durumdan kurtarılıp üreticinin can simide haline gelmesi gerekiyor. Biliyorsunuz son dönemlerde doğal afetler arttı. Ağustos ayında hiç yaşamadığımız doğal olayları yaşıyoruz. Yağmuru yaşıyoruz sürekli, doluyu yaşıyoruz. Bildiğiniz gibi en son Gümülceli’de yüzlerce dekar alanımız doludan etkilendi. Fırtınadan yıkılan bağlarımız var. Bu olgunlaşma döneminde yapılacak en uygun çözüm bu doludan zarar gören üzümlerin ivedilikle alkole verilmesidir. Çünkü alkol üzümün en uzun saklama yöntemidir. Rekoltenin normal olduğu ya da pazarlamada sorunların yaşandığı yıllarda alkol bir can simididir ve bu can simidi maalesef TARİŞ ve Koç ortaklığıyla büyük bir fabrika kuruldu ama bu fabrika 7-8 yıldır atıl bir şekilde çürümeye terk edildi. Üzümcünün böyle bir lüksü yok. Bir an önce bu fabrikanın hizmete açılması lazım. Biliyorsunuz daha önce Tekel’e ait Alaşehir Suma fabrikası vardı. Bu suma fabrikası özelleştirildi satıldı. Şu anda piyasada fiyat oluşturmaktan uzak bir anlayışla alım yapıyor. Çıkıntı üzümlerin ya da sofralıklara gitmeyecek üzümlerin değerlendirilmesi için bu fabrikanın derhal üretime açılması ve çıkıntı üzüm fiyatını açıklamasını talep ediyoruz." diye konuştu.


Geçtiğimiz yıl Tarım Kredi Kooperatiflerinin üzümle ilgili kuru üzüm müdahale alımları yaptığını anlatan Demran, bu alımların da 2017 yılı içinde bir an önce fiyatların oluştuğu bu dönemde yapılması gerektiğini ifade etti. Demran sözlerini şöyle tamamladı: “Çünkü fiyatların oluştuğu dönemdeyiz. Tarım Kredi Kooperatifleri ne kadar üzüm alacağını ve yine 5 buçuk liranın altında olmamak kaydıyla fiyatını bir an önce açıklamalı. Yine daha önce başlatılan güzel bir uygulama vardı okul üzümü projesi. Bu proje kapsamında da ne kadar üzüm alınacağı, okullara Türkiye geneli bu uygulamanın yaygınlaştırılacağı bir an önce açıklanmalı. Bunun da üzüme katkı yapacağını düşünüyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.