GENEL - 05 Eylül 2017 Salı 08:40

Erzincan’da Stk’lar Arakan’da Yaşanan Zulmü Kınadı

A
A
A
Erzincan’da Stk’lar Arakan’da Yaşanan Zulmü Kınadı

Erzincan Sivil Toplum Kuruluşları tarafından Arakan’da Müslümanlara yapılan zulme karşı açıklama yapıldı.

Erzincan Sivil Toplum Kuruluşları tarafından Arakan’da Müslümanlara yapılan zulme karşı açıklama yapıldı. Erzincan Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Dönem Sözcüsü ve Memur-Sen Erzincan İl Temsilcisi Nebi Gül yaptığı açıklamada "Bugün Myanmar Arakan’da kelimenin tam anlamıyla soykırıma dönüşmüş korkunç bir zulüm ve insanlık trajedisi yaşanmaktadır. Evrensel emperyalizmin Myanmarlı Müslümanlara on yıllardır baskı ve şiddet uygulayan Uzakdoğu kolu, evinden, yurdundan sürüp, servetlerini yağma, toprakları talan ettiği insanları, bu kadarla da yetinmeyip en acımasız bir şekilde katletmektedir.


Hiçbir suçu, günahı olmayan ve son derece kötü fiziki koşullarda yaşamaya mahkum edilmiş insanlar, anlaşılmaz siyasi, ideolojik hesaplarla kadın, genç, yaşlı, çocuk demeden en acımasız, en vahşi yöntemlerle öldürülmektedir. Bütün insanlığın gözleri önünde hiçbir hak, hukuk, adalet ve etik ilkelere itibar etmeksizin işlenen kitlesel cürüm ve cinayetlere başta BM olmak üzere, devletler, siyasetçiler, aydınlar, sanatçılar, gazeteciler, sivil toplum örgütleri özetle bütün dünya sessiz kalmaktadır. Sözde medeni dünya insan hakları ve özgürlüğüne ilişkin tüm ilkelerini çiğnemiş, ayaklar altına almıştır. Öyle ki, bu kesin ve feci insan hakkı ihlalleri karşısında dünya sadece koyu bir sessizliği seçmiyor adeta tepki vermeye, zulme karşı sesini yükseltmeye de çekiniyor gözükmektedir. Zulmü ve zalimleri cesaretlendiren bu duyarsızlık, artık materyalizmin ve modern ideolojilerin egemen olduğu sistemde ahlakın çöktüğünü, vicdanın çürüdüğünü, insani duyguların öldüğünü göstermektedir.


Mazlum ve müdafaasız insanlar acımasız zorbalığın ve zulmün olmayan insafına terk edilmiştir. Bütün dünya mazlumların gökleri parçalayan çığlıkları karşısında tavır olarak sağır, soğuk bir sessizliği seçmiştir. Özetle, daha önce Filistin’de, Gazze’de, Bosna’da ve halen süren Irak, Suriye işgallerinde görüldüğü üzere insanlık yok olmuştur. Neredeyse bütün katliamlara maruz bırakılanların ‘Müslüman’ olmaları, evrensel haksızlık, zulüm ve işkencelere karşı gösterilen betondan sessizlik ve duyarsızlığın bilinçli bir tercih olduğunu göstermektedir. Anlaşılan o ki, öldürülen, kanı akıtılan Müslümanlar olunca üzülmeye, önlemeye gerek duyulmamaktadır. İnsan hakları ve özgürlüğü Müslümanlar için işlevini yitirmektedir. Hatta emperyalist amaçların gerçekleşmesi için katliamlar yapılabilir. Srebrenitsa’da olduğu gibi bu katliamların zaman zaman Birleşmiş Milletlerin izin ve gözetimi altında yapılması da zulme teslim olmuş dünyanın medeniyet seviyesini göstermesi adına ibret vericidir. Müslümanlara karşı dünyanın her yerinde sistemli bir şekilde yaygınlaştırılan ve katliamlara dönüşen nefret, evrensel emperyalizmin temel politika ve programı olmuştur.


İşin daha vahim boyutu ve anlatılamaz olan yanı acı ve işkencelere maruz bırakılan kardeşlerine diğer Müslümanların biz Müslümanların duyarsız kalması anlaşılır gibi değildir. Kardeşlerimize insani ve İslâmi sorumluluğumuz gereği siyasi, ekonomik, medyatik yardım yapmamak, bizi kardeş kılan ruhun çürüdüğünü, bizi bir ve beraber kılan imanımızın zayıfladığını göstermektedir. Adaletle emrolunan insanlar zulmün tavrını benimsemekte, sessizlikleriyle adeta onların cürümlerine ortak olmaktadır. Müminler içi boşaltılarak sadece ismi kalmış imanlarıyla küfrün duyarsızlığını yaşama biçimine dönüştürmüş gibidirler. Fiili ve mali desteği bir yana koyalım, dualarda bile kardeşlerimizi hatırlayamayacak kadar acz, atalet ve yabancılaşma içindeyiz. İçinde olduğumuz bu sefil durum bizim felaketimiz ve helak olma sebebimiz olarak yeter! Bizi asıl çökerten bu yabancılaşmadır. Bir an önce, hemen şimdi kendimize dönerek, kim ve ne olduğumuzun bilincini yeniden kuşanarak, kardeşlik duygularıyla silkinip Arakanlı kardeşlerimize elimizi uzatmak zorundayız.


Bu zorlu zamanlar, inanan her insanın ağır sorumluluk ve sınavdan geçtiği süreçtir. Kardeşlerimize bugün destek vermezsek ne zaman vereceğiz? Aile bütünlükleri parçalanarak evlerinden sökülüp atılan, sınırlar ötesine sürgün edilen, zenginliklerine el konulan kardeşlerimize acımasızca öldürüldükleri bugün değilse ne zaman yardım edeceğiz? İslâm kardeşliğinin hayatı saran, kucaklayan yakınlığı, içtenliği ne zaman yaşanacak? Türkiye Dönem Başkanlığını yaptığı İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı’nı hemen aktif olarak devreye sokmalıdır. İslâm ülkeleri kendilerini teslim alan ataletten bir an önce kurtulmalı, tarihi, siyasi, ekonomik sorumluluklarını acilen yerine getirmelidir. Sivil toplum örgütleri kardeşlerimizin sorun ve ihtiyaçlarıyla daha yakın, daha yoğun ilgilenmeli, gittikleri her yerde bu zulümlere karşı farkındalık oluşturacak etkinlikler yapmalı, demokratik eylemler yapmalıdır. Bu konu yoğun, etkin bir diplomasi yürütülerek başta BM olmak üzere, uzak yakın tüm ülkelerin gündemine sokulmalıdır. Gerekli önlemler, çareler, çözümler, yaptırımlar hayata geçirilmelidir.


Sadece Arakan’da değil, bütün ümmetin bütün coğrafyasında Müslümanlar küresel emperyalizmin saldırısı altında perişan durumdadır. İnancımız, kültürümüz, kültür değerlerimiz, medeniyet eserlerimiz, kurumlarımız, benliğimiz, özetle bütün bir varlığımız işgal ve yok edilmek istenmektedir. Biz adaleti, insan hak ve özgürlüklerini savunmayı temel ilke edinmiş Erzincan Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak haksızlığa, hukuksuzluğa, zulme, sömürüye asla rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Gittiğimiz her yerde, bulunduğumuz her platformda mazlum ve Müslümanların meselelerini gündeme taşıyacak, insanlık vicdanını uyandıracağız. Ayrıca buradan, başta siyasi otoriteler olmak üzere Türkiye’de etkili ve yetkili herkesi, sınırları ve sınıfları aşan aidiyet ve kardeşlik duygularımızı hatırlayarak bu zulmü durdurmak, kalıcı barışı sağlamak için ellerinden gelen tüm gayreti göstermeye çağırıyoruz." ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir Kitap Fuarı Kültürpark’ta başladı İzkitapfest-İzmir Kitap Fuarının açılışı Kültürpark’ta gerçekleştirilirken, 350’ye yakın yayınevi, 50’ye yakın sahaf ile onlarca kurum geleneksel fuarda yerini aldı. İzmir Kitap Fuarı, 19-28 Nisan tarihlerinde 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilecek. İzkitapfest - İzmir Kitap Fuarı, Kültürpark’ta kapılarını açtı. 350’ye yakın yayınevi, 50’ye yakın sahaf ile onlarca kurumun katıldığı İzkitapfest; Lozan’dan 26 Ağustos’a, Kaskatlı Havuz’dan Basmane’ye ve Atatürk Açıkhava Tiyatrosuna kadar Kültürpark’ın tüm alanlarına yayılarak doğayla iç içe bir edebiyat buluşmasına ev sahipliği yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenen kitap fuarı, 19-28 Nisan tarihlerinde 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilecek. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da, bu yıl Kültürpark’ın dört bir yanındaki açık alanlarda düzenlenen İzkitapfest - İzmir Kitap Fuarının açılışını yaptı. Kültürpark Lozan Kapısının iç bölümünde yapılan açılışta Başkan Tugay, yazar Ahmet Ümit ve CHP Zonguldak ve İzmir eski Milletvekili Kemal Anadol’a plaket takdim etti. Fuara İzmirlileri davet eden Başkan Cemil Tugay, “İzmirliler, Kültürpark’ın tamamında bir fuar yaşamanın keyfini, değerini bilir. Şimdi, ülkemizin ilk fuarı İzmir Enternasyonal Fuarıyla yaşadığımız bu geleneğe İzkitapfest de eklendi. ‘Baharın coşkusuyla Kültürpark’ta’ sloganıyla düzenlediğimiz festival sayesinde Kültürpark’a işte şimdi bahar geldi” dedi. “Kitaplar bizi dünyaya açar” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bugün, İzmir’imizin hazinesi Kültürpark’ın kapılarından geçerken geldiğimiz yer, sadece Kültürpark değildi. Zamanları ve mekanları aşan bir yolculuğa adım attık hep birlikte. Öyle ki parkımızın sınırları genişledi; içine tüm zamanları, coğrafyaları, evrenin sonsuzluğunu ve dünyanın tüm hikayelerini aldı. İnsanlığın başlangıcından bu yana üretilen fikirler, yaşanan duygular, durumlar, hikayeler, bilimin ve sanatın bütün yolculuğu burada; Kültürpark kapılarının içinde bugün; çünkü bugün, kitapların şenliğini başlatıyoruz. Kitaplar, bizi dünyaya açar” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları ile yayıncılığa yeni bir soluk geldiğini ifade eden Başkan Cemil Tugay, “Söyleşiler, imza günleri, konserler, dans ve pantomim gösterileri, müzikaller, tiyatrolar, illüzyonist gösterisi gibi onlarca türde binden fazla etkinlikle tam anlamıyla bir kitap festivali bizi bekliyor" diye aktardı. Sanat ve edebiyatın zorunlu tüketim maddesi haline getirilmesi gerektiğini savunan İzkitapfest’in onur konuğu yazar Ahmet Ümit, “İzmir gibi Türkiye’nin çok anlamlı bir şehrinde kitap fuarının onur konuğu olmak muhteşem bir şey. Bana hep şu soru soruluyor; ‘İzmir’le ilgili roman yazmayacak mısın? İzmir’de konu mu yok, bu kadar renkli, canlı, muhteşem tarihe sahip bu şehirde yok mu seni ilgilendiren bir konu?’ İzmir’i yazmadan ölmeyeceğim, merak etmeyin. İzmir ile ilgili şahane bir roman yazacağım, tarihi bir roman olacak ve elbette bu şehrin ilk ozanı dediğimiz büyük Homeros ile ilgili olacak. Başka çaresi var mı? Homeros olmadan İzmir olur mu?” şeklinde konuştu. Başkan Tugay, açılışın ardından Kültürpark’ta açılan stantları gezdi. Birçok yazar ve yayınevi, Başkan Tugay’a kitap hediye etti. Fuarı geliştirerek ve büyüterek yola devam edeceklerini ifade eden Tugay, büyüdüğünde belediye başkanı olmak istediğini söyleyen fuarın minik katılımcısı Poyraz’la da sohbet etti. Tugay, katılımcılara iyi fuarlar dileyerek İzmirlileri Kültürpark’a davet etti. Birbirinden önemli isimler İzkitapfest’te Girişin ücretsiz olacağı İzkitapfest, saat 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. İzkitapfest, sadece kitap alışverişi için değil; aynı zamanda söyleşiler, dinletiler, yarışmalar, konserler ve imza günleri ile ziyaretçileri için tam bir kültür şölenine dönüşecek. Yazar, şair, çizer, gazeteci, edebiyat dünyasının birbirinden önemli 800’den fazla ismi, düzenlenecek binin üzerinde imza etkinliği ve söyleşi ile deneyimlerini paylaşacak. Sivil toplum kuruluşları ve bu kuruluşlar bünyesinde yer alan yazarlar da özel olarak düzenlenen alanda okuyucuları ve İzmirli kitapseverlerle buluşacak. Sahaf Sokağı ile Türkiye’nin en geniş sahaf katılımına da ev sahipliği yapacak fuarda, özel kitap müzayedesi de gerçekleşecek. Atatürk Açıkhava Tiyatrosu birbirinden değerli isimleri ağırlayacak Kültürpark Açıkhava Tiyatrosunda bilim, düşün ve edebiyat dünyasının birbirinden değerli isimleri düzenlenecek söyleşi ve imza etkinliklerinde kitapseverlerle bir araya gelecek. Tarihçi, akademisyen, yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı 22 Nisan’da, akademisyen, jeolog ve bilim insanı Prof. Dr. Celal Şengör 21 Nisan’da, şair yazar Murathan Mungan 27 Nisan’da, tarihçi, akademisyen, yazar Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan 27 Nisan’da, animasyon yapımcısı ve karikatürist Varol Yaşaroğlu da 27 Nisan’da Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’nda İzmirlilerle buluşacak. Edebiyatın önemli isimleri İzkitapfest’te Fuarda, birbirinden değerli yüzlerce yazar, şair, çizer, imza günleri ve söyleşilerle okurlarıyla bir araya gelecek. Ahmet Ümit, Ahmet Telli, Ayşe Kulin, Buket Uzuner, Canan Tan, Çağan Irmak, Mahir Ünsal Eriş, Mete Kaan Kaynar, Mine Söğüt, Murathan Mungan, Murat Menteş, Saygı Öztürk, Sema Kaygusuz, Serhan Asker, Şükrü Erbaş, Umut Sarıkaya gibi isimler fuarda okurlarıyla buluşacak. İzkitapfest’i, 10 gün boyunca yüz binlerce kitapseverin ziyaret etmesi bekleniyor. Fuarla ilgili katılımcı yayınevleri, etkinlik, söyleşi, imza günü takvimi ve daha fazla bilgi https://www.kitapizmir.com/ adresinde yer alacak.
Kütahya Kütahya’da sözleşmeli erler için yemin töreni Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığında temel eğitimlerini tamamlayan 289 sözleşmeli er için yemin töreni düzenlendi. Düzenlenen yemin törenine Hava Eğitim Komutanı Hava Korgeneral Erdoğan Gür, Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, Belediye Başkanı Eyüp Kahveci ve temel askerlik eğitimini tamamlayan askerlerin yakınları katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda, tugay sancağının tanıtılmasının ardından askerler, ellerini etrafında sıralandıkları masaların üstünde bulunan Türk bayrağı ile silahların üzerine koyarak yemin etti. Kütahya Hava Er eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, yemin eden sözleşmeli erlere başarılar diledi. Türk kültüründe askerliğin kutsal olduğunu belirten Baş, "Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığı, insan odaklı yönetim anlayışı ile sadece erbaş ve erlere değil geleceğin komutan, lider ve yöneticilerine temel askerlik eğitimi veren ve kendisine çok özel sorumluluklar yüklenen Hava Kuvvet Komutanlığının tek eğitim tugay komutanlığıdır. Bu bilinç ile icra edilen ant içme törenleri millî birlik ve beraberliğimizin güçlendiği, vatana ve millete bağlılığın şeref sözü ile perçinlendiği, ülkemiz için canımızı seve seve vereceğimizin haykırıldığı çok özel anlardır." dedi. "Evlatlarınızla ne kadar övünseniz azdır." "Türk milletinin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri onun ayrılmaz bir parçası ve daima Türk milletinin hizmetindedir; yeri, Türk milletinin kalbidir" diyen Tuğgeneral Baş, "Sizlerin varlığı ile bu törenlerin anlamı ve coşkusu daha da büyümekte, heyecanı bir kat daha artmaktadır. Karşınızda büyük bir heyecan ve onurla duran 2024/S1 dönemi sözleşmeli erlerimiz vatanımızın dört bir yanından gelerek kutsal asker ocağında silah arkadaşı olmanın bilincine ve hazzına vardılar. Biraz önce ettikleri yemin ile de birer sözleşmeli er olarak Hava Kuvvetleri Komutanlığı saflarına katıldılar. Sizler, bu evlatlarımızın andına şahitlik edip bu gururu onlarla paylaştınız ve sevinçlerine ortak oldunuz. Ettikleri bu yemin, askerin mesleğine yürekten bağlanışıdır. Teminatı, şeref bedeli gerektiğinde vatan uğrunda gazi veya şehit olmaktır. Ordu-millet kavramının oluştuğu Türk kültüründe askerlik kutsaldır. Kutsaldır, çünkü vatana hizmettir. Şehitlerimizin ve gazilerimizin miras bıraktığı vatanı canı pahasına korumaktır. Bu çerçevede; Türk milletinin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri onun ayrılmaz bir parçası ve daima Türk milletinin hizmetindedir; yeri, Türk milletinin kalbidir. Değerli anneler, babalar, Mehmetçiklerimizin eşleri ve yakınları, biliyorum ki; bugün burada hayatınızın en unutulmaz anlarından birini yaşıyorsunuz. Karşınızda dimdik duran evlatlarınıza bakarken büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorsunuz. Gururu sizlere yaşatan evlatlarınızla ne kadar övünseniz azdır. Bu gururunuzu paylaşmanın mutluluğu içerisinde sizleri kutluyor, bu vatan evlatlarını yetiştirdiğiniz için sizlere saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Bu kutsal ocaktaki eğitiminizi başarı ile bitirdiniz ve artık göreve hazırsınız. Eğitim süresi içerisinde sadece verilen eğitimi değil, aynı zamanda bayrak, vatan, asker ve silah arkadaşlığının oluşturduğu paylaşma, yardımlaşma, bir ve beraber olma duygusunu da yaşadınız. İnanıyorum ki bu ortamın sağladığı arkadaşlıklarınız meslek hayatınızda da kalıcı olacaktır. Bu kapsamda öncelikli hedefiniz; şanlı ecdadımızın, canları pahasına kurdukları cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmak olmalıdır. Sizleri, Hava Kuvvetleri Komutanlığı saflarına yeni görev yerlerinize uğurlamanın mutluluğu ile kutsal andınızın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Kısa bir eğitim dönemi içerisinde milletimizin bize en değerli emaneti olan Mehmetçiklere saygı ve sevgiyi esas alarak askerî disiplin ve eğitim verdiniz, onları göreve hazırladınız. Sizleri bu üstün gayretiniz ve disiplin anlayışınız nedeniyle kutluyorum. Konuşmamı sonlandırırken kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir personeli olarak bu gurur anını yaşamamıza vesile olan cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve değerli gazilerimize sonsuz minnet ve saygılarımı sunuyor, bu aziz vatanın birliği ve dirliği için canlarını esirgemeden feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum." ifadelerini kullandı. Korgeneral Gün ve Tuğgeneral Baş başarılı askerlere katılım belgesi, ailelerine ise hediye takdim etti.
Mersin Mut’ta "Taze Kayısı Üretim ve İhracatını Değerlendirme Toplantısı" yapıldı Mersin’de "Taze Kayısı Üretim ve İhracatını Değerlendirme Toplantısı" yapıldı. Mersin’in Mut ilçesinde Mut Ziraat Odası’nda Taze Kayısı Üretim ve İhracatını Değerlendirme Toplantısı gerçekleşti. Toplantıda konuşan Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, “Ülkemiz dünya ölçeğinde tarımda söz sahibi bir ülke ülkemiz içinde de Mersinimiz tarımda tarımsal üretiminde söz sahibi bir ilimiz. Ziyadesi ile son derece verimli topraklarıyla özellikle bitkisel üretimde ön plana çıkan bir ilimiz. Bakınız dünya üzerinde 136 ortalama meyve türünden bahsediliyor. Bunların 80’ninden fazlası ülkemizde yetişiyor ve ülkemizde de Mersin ilimizde güzel bir şekilde yetişiyor. Narenciyenin malum başkentiyiz ama narenciyeyle de kalmıyor. Mut ilçemizde kayısı, zeytin, üzüm, incir, elma gibi ürünleri eli nasırlı çiftçimiz üretiyor” dedi. “Mersin ili kayısı üretiminin yüzde 80’ninden fazlası 127 bin tonluk üretimi ile Mut ilçesinde” Ticaret Bakan Yardımcısı Ö. Volkan Ağar ise, Toros dağlarının eteklerinde verimli topraklarıyla bölgenin göz bebeği konumlardan biri olan Mut ilçesinde, tarımsal üretimi ve ihracatına yönelik istişarelerde bulunmak üzere bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, “Ülkemizin yıllık tarımsal üretimi 58.6 milyar seviyesinde. Bu üretimle Türkiye’miz dünyada 7’nci Avrupa’da ise lider konumunda. İhracatımıza baktığımızda ise 1980’li yıllarda yaklaşık bin ihracatçıyla başlayan tarım ürünleri ihracat serüvenimiz büyük ölçüde 4 temel tarım ürününe yani incire, üzüme, tütüne ve pamuğa dayanıyordu. Bugün ise, işlenmiş tarım ürünlerinden, geleneksel tarım ürünlerimize geniş bir ürün yelpazesinin dünyanın 212 den fazla ülkesine ihraç eden konumuna ulaşmış bulunmaktayız. Bu kapsamda 2002 yılında 3.7 milyar dolar olan tarım ve gıda sanayi ihracatımız uygulamaya devam ettiğimiz doğru ve etkili tarımsal politikalarla 2023 yılına geldiğimizde yüzde 726’lık bir artışla Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesi olan 31 milyar dolara yükselmiştir. Ülkemiz üretim ve ihracatın lokomotif şehirlerarasında yer alan Mersin 9.7 milyar dolarlık ihracat ile en fazla ihracat gerçekleştiren 7’inci ilimizdir. Tarım ürünleri ihracatından ise yüzde 11.3 pay alan Mersin en fazla tarım ürünü ihracatı gerçekleştiren 4’üncü ilimizdir. 2022 yılında yaklaşık 3.4 milyar düzeyinde olan Mersin Tarım ürünleri ihracatı 2023 yılında 3 buçuk milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Mersin ilimizin başlıca tarım ürünleri ihracatını hububat ve bakliyatlar, yaş Meyve sebze ve yağlı tohumlar ihracatı oluşturmaktadır. İlimizin de çok güçlü bir üretim kapasitesine sahip olduğu yaş meyve sebze sektöründe ülkemizin 2023 yılı ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 18 artarak 3 buçuk milyar seviyesinde gerçekleşmiştir. Mersin’in yaş sebze meyve ihracatı ise yüzde 26 oranında artarak 900 milyon dolara ulaşmış olup toplam yaş sebze meyve ihracatımızın yüzde 26’sını oluşturmaktadır. Bildiğiniz üzere ilçemiz dünya kayısı üretiminde gerek üretim alanında gerek üretim miktarında birinci sırada yer alıyor. TÜİK verilerine göre, 2023 yılında kayısı üretimi 750 bin ton, zerdali üretimi ise yaklaşık 16 bin 500 ton olarak gerçekleşmiş durumda. Ülkemiz kayısı ihracatı ise 2023 yılında 71 bin 500 ton. Bu taze kayısı ihracatı toplam 58.7 milyon dolar bir gelir elde ettik. Mersin 2023 yılındaki 156 bin tonluk kayısı üretimiyle ülkemiz kayısı üretiminden yaklaşık yüzde 21 pay almakta. Mersin ilimiz 2022 yılında 21.2 milyon dolarlık 2023 yılında 18.7 milyon dolarlık taze kayısı ihracatı gerçekleştirmiş durumdadır. Yine Mersin ili kayısı üretiminin yüzde 80’ninden fazlasını 127 bin tonluk üretimi ile Mut ilçemizin 2007 yılından bu yana coğrafi tescilli ürünü olan Mut kayısısı ile gerçekleştirdiğini görüyoruz. Toplam 77 bin dekar arazide yaklaşık 1 milyon kayısı ağacına sahip ilçemizde 4 bin kayısı üreticimiz tadıyla kokusuyla fark oluşturan bu kıymetli ürünümüzden geçimini sağlamakta ayrıca ülkemiz ekonomisine de değer katmaktadır” dedi. Toplantı soru ve cevaplarla sona erdi.