EKONOMİ - 07 Eylül 2017 Perşembe 15:59

"Diyarbakırımızın ciğeri Urfa’nınkinden kat kat daha güzel"

A
A
A
"Diyarbakırımızın ciğeri Urfa’nınkinden kat kat daha güzel"

Diyarbakırlılar, Diyarbakır ciğerinin Şanlıurfa ciğerinden daha güzel ve lezzetli olduğunu savundu.

Diyarbakırlılar, Diyarbakır ciğerinin Şanlıurfa ciğerinden daha güzel ve lezzetli olduğunu savundu.


Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın geçtiğimiz günlerde Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’yü Şanlıurfa’da ağırlarken ciğer için, “Harika bir şey. Ciğer Urfa’da yenir, başka yerde ciğer olmaz. Ciğerin anavatanı Urfa’dır. Esas ciğerin en güzel yapıldığı yer Şanlıurfa’nın kendisidir. Bu çarşıda ciğer yiyeceksiniz. Başvuru yapıldı, inşallah ciğerin patentini alacağız” sözlerine Diyarbakırlı ciğerlerden tepki geldi. Diyarbakır ciğerinin daha güzel olduğunu iddia eden ciğerciler, Urfa ciğeri ve Diyarbakır ciğeri arasındaki farkları anlatarak, kentin simgesi haline gelen ciğerin surlar kadar önemli olduğunu vurguladı.



“Urfa’nın ciğeri küçük”


Ciğerci ustası Nihat Yalçın, Diyarbakır ciğerinin daha iyi olduğunu savunarak, “Bizim ciğerimiz taze kuzu ciğeridir. Kuyruk yağımız taze. Tuzlamada, pişirmede fark var. Dokuz çeşit baharat kullanıyoruz. Kimyon, kişniş, kekik, karanfil, pul biber gibi baharatlar kullanıyoruz. Bence bizimki daha iyi. Urfa’daki biraz küçük oluyor. Bizimki büyük olduğu için tadı daha güzel oluyor. Ateşle ciğerin arasındaki mesafe 4-5 santim arasında olmalı. Küçük olduğu zaman çabuk yanma riski var. Günde 90 kiloya kadar ciğer tüketiyoruz” dedi.



“Yabancıların yüzde 80’i ciğer yemeye gelir”


Şanlıurfa’daki meslektaşlarını kötülemek istemediğini vurgulayan Ciğerci Remzi Dostdoğru, “Diyarbakır’ımızın ciğeri Urfa’nınkinden kat kat daha güzel. Diyarbakır’a gelen yabancıların yüzde 80’i gelir buraya ciğer yer. Urfa’daki ciğeri de yerler. Bize söyledikleri cümle, ‘Buradaki ciğer gerçekten bambaşka’ şeklinde. Ciğerlerimiz taze ve günlük kuzu ciğeri. Ciğerimizi alırken küçükbaş hayvanın ciğerini alıyoruz. Altı aylık ile 1 yaş arası ciğeri tercih ediyoruz. Böyle daha taze ve daha güzel oluyor. Urfa ciğeri biraz daha küçük ve kuru oluyor. Biz ciğerimizi orta boy yapıyoruz ve yumuşak kalıyor, lokum gibi oluyor. Bir şubemiz günlük 300 ile 350 kilo arası ciğer tüketiyoruz. Patent çalışmasının mutlaka olması lazım. Dernek başkanlarının, bakanlarımız bu işe bir el attığı zaman ciğerin patenti Diyarbakır’a gelir” diye konuştu.



“Surlar ne kadar önemliyse ciğer de o kadar önemlidir”


18 yıllık ciğerci ustası Nedim Gündüz, Şanlıurfa’dan bile ciğer yemeye gelenler olduğuna ifade ederek, şunları kaydetti:


“Urfalılar bu işte kendilerine güveniyorsa hodri meydan. 18 yıldır bu işin içerisindeyim. Ciğer yemek için Urfa’dan gelen var. Elazığ’dan gelen var. Diyarbakır’a gelen mutlaka gelip ciğer yiyor. Diyarbakır’da Surlar ne kadar önemliyse ciğer de bir o kadar önemlidir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.