GENEL - 13 Eylül 2017 Çarşamba 18:12

GAÜN Hastanesi’nde “Sepsis” eğitimi

A
A
A
GAÜN Hastanesi’nde “Sepsis” eğitimi

Türk Yoğun Bakım Derneği ve T.

Türk Yoğun Bakım Derneği ve T.C. Sağlık Bakanlığı’nın desteğiyle Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde “Sepsis” in tanı ve tedavisine ilişkin farkındalık eğitimleri verildi.


hastane oditoryumunda gerçekleşen eğitimde, dünya genelinde ciddi bir halk sağlığı sorunu olan “Sepsis”in farkındalığı, tanısı, acil tedavisi ve ileri tedavisi ile ilgili güncel konularda bilgi verdi. Eğitimin açılış konuşmasını yapan Gaziantep Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ganidağlı, “Sepsis” hastalığının hayatın içerisinde yer almasına rağmen hastalığın farkında olunmadığını ifade etti. Ganidağlı, “Sepsis farkındalığının artırılmasını amaçlayan global bir proje olan GSA’nın (Global Sepsis Alliance) öncülük ettiği ve ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın değerli katkılarıyla Türk Yoğun Bakım Derneği’nin organize ettiği bu eğitim; tüm yurt çapında 330 hastanede eş zamanlı bir biçimde 13 Eylül Dünya Sepsis Günü kapsamı içerisinde yapılıyor. Bu nedenle yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Temel amacımız başta sağlık çalışanları olmak üzere ülkemizdeki herkesi Sepsis hakkında bilinçlendirmek ve bu hastalığın farkındalığını yükseltmektir” ifadelerine yer verdi.


Sepsis’in tanı ve tedavi yöntemleri hakkında katılımcıları bilgilendiren, hastalığın Türkiye’de ve dünyada görülme sıklığına ilişkin bilgiler veren Gaziantep Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Berna Kaya Uğur ise "Sepsis’e karşı savaşta, sağlık personelinin ve halkın farkındalığı büyük önem taşıyor ve yapılan bu farkındalık eğitimleriyle yeterince bilinmeyen Sepsis hastalığına olan farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz. Sepsis denilen hastalık; vücuttaki herhangi bir enfeksiyona karşı vücudun aşırı derecede ve hayatı tehdit eden reaksiyonundan kaynaklanan, doku hasarına, organ yetmezliğine ve ölümüne yol açabilecek komplikasyondur” dedi. Dünya üzerinde her yıl 31 milyon 500 bin Sepsis vakasının görüldüğü belirten Uğur, "Hastanelerde gerçekleşen her 2-3 ölümden birinin ’Sepsis’ ile ilişkili olduğu gösteriliyor. Ülkemizde ise hastaların ölüm oranları, hastalığın şiddetine bağlı olmakla birlikte ortalama yüzde 60 civarında oluyor. Bu rakamları düşürmeyi hedefleyerek; tanı ve tedavinin gecikmeden yapılabilmesini, böylelikle Sepsis görülme sıklığının ve Sepsis nedeniyle ölümlerin azaltılabilmesi istiyoruz” ifadelerine yer verdi.


Sepsis’ e farkındalık kazandırmak amaçlı düzenlenen bu eğitime doktorlar ve hemşireler başta olmak üzere birçok sağlık çalışanı, hastane idaresi ve tıp öğrencileri katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.