GENEL - 14 Eylül 2017 Perşembe 09:26

Batuhan Yaşar: "Aydın Bey neler neler yapmış öyle?"

A
A
A
Batuhan Yaşar: "Aydın Bey neler neler yapmış öyle?"

İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde "Aydın Doğan’ın adamları neden Ankara ve İstanbul adliyelerinde koridor koridor geziyor?", "Yeni bir dava konusu mu var, eski davalardan biri yeniden mi açılıyor?", "Aydın Doğan, 28 Şubat davasının ek iddianame ile yenilenmesinden mi korkuyor?", "Aydın Doğan, 2011 yılı başlarında 11.

İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde "Aydın Doğan’ın adamları neden Ankara ve İstanbul adliyelerinde koridor koridor geziyor?", "Yeni bir dava konusu mu var, eski davalardan biri yeniden mi açılıyor?", "Aydın Doğan, 28 Şubat davasının ek iddianame ile yenilenmesinden mi korkuyor?", "Aydın Doğan, 2011 yılı başlarında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Başdanışmanı Ahmet Sever’e gönderdiği mektupta ne istiyor?", "Kesinleşmiş veya mahkeme safhası devam eden vergi cezalarını yeniden düzenleyen 6111 sayılı Kanun’la neler oldu?" sorularına cevap aradı.


Batuhan Yaşar’ın "Aydın Bey neler neler yapmış öyle?" başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:


"Aydın Doğan zannetti ki 1990’lı yıllar hala devam ediyor...


İstediğim gibi at oynatırım...


FETÖ sayesinde onun bunun canına okurum.


Hayatını karartırım...


Ama öyle olmadığını bugünlerde yavaştan yavaştan anlamaya başladı.


Olaylar 1990’lardaki gibi gelişmiyordu.


Sanki yolunda gitmeyen bir şeyler vardı.


İşte bu yüzden adamları, Ankara ve İstanbul adliyelerinde koridor koridor geziyor...


- Yoksa yeni bir dava konusu mu var?


- Eski davalardan biri yeniden mi açılıyor?


Korku dağları her geçen gün biraz daha büyüyor...


Ah be Aydın Bey... Sen neler yapmışsın öyle...


Bugün sizleri 2011 yılına götüreceğim.


Çok değil sadece 6 yıl öncesine.


2011’in 25 Şubat’ı öncesinde yaşananları bir bir belgeleriyle gözler önüne sereceğiz.



KAĞIT ÜÇKAĞIT DAVASI KORKULU RÜYASI


Aydın Bey bu aralar en çok da 28 Şubat davasının ek iddianame ile yenilenmesinden korkuyor.


Başına gelecekleri biliyor da ondan.


Ama geceleri kabuslar görmesine sebep olan başka bir şey daha var.


‘Fetullah Gülen’in şahsi avukatı Hasan Günaydın’ sayesinde Yargıtay Genel Kurulu’nda 1 oyla kurtulduğu “Kağıt üçkağıt davası”


Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun değiştirilmemesi bu kabusların ana nedeni!


Her an her şey olabilir çünkü.


Ana konumuzdan uzaklaşmadan tekrar 2011 yılında yaşananlara dönelim:



CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL’ÜN BAŞDANIŞMANI AHMET SEVER’E ISLAK PARAFLI MEKTUP!


Merak etmeyin sizi anlaşılmaz hukuki terimlere boğmayacağım.


Su gibi bir çırpıda okuyabileceksiniz.


Hiç de yorulmadan.


Perde arkasında nelerin yaşandığını, hangi dolapların döndüğünü görebileceksiniz...


Aydın Bey, 2011 yılı başlarında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Başdanışmanı Ahmet Sever’e işte bu mektubu gönderiyor...


“Ahmetciğim” diye başlayan ve “sevgiyle gözlerinden öperim” diye biten mektup


Ana konumuz da 25 Şubat 2011’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kamuoyundaki genel adıyla “vergi barışı” kanunu...


Mektupta talepler mevcut...


İki ayrı paragrafta bunları görebiliyoruz...


Bir de “çıkarılacak kanun maddelerinin nasıl düzenlenmesi” gerektiğini açıklayan “ek metin” var...


Bunu nereden mi anlıyoruz:


4. satırın sonlarına doğru şöyle diyor Aydın Doğan:


- “Ekli metinden anlaşılacağı gibi bu fıkranın iptali mükelleflerin daha da aleyhine olacağından iptal yerine bu fıkranın düzeltilmesinin sağlanması önem arzetmektedir...”


Burası çok önemli


Altın vuruşun yapıldığı bölüm çünkü


Aydın Bey burada açıkça şunu demek istiyor:


“Vergi Barışı Kanunu’nda değişiklik düzenlemesi yapılırken, sadece Vergi Kanunu ile sınırlı kalmayın. Aynı zamanda ‘Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’ndaki’ ilgili maddeyi de düzenleyin ki benimle ilgili sıkıntı tamamen ortadan kalksın. Vergi barışı ile hapis cezasından kurtulsam bile Kaçakçılık Kanunu’ndaki madde yüzünden problem aynen devam ediyor. İkisini birlikte çözün”



ÖZEL KANUN-GENEL KANUN ÇATIŞMASI..


Aslında Aydın Bey’in hukukçuları iyi iş çıkartmış.


Bütün problemi kökten çözmek için gerekli kanun maddelerini en ufak hukuki boşluk bırakmayacak şekilde hazırlamışlar.


Adım adım veyahut cümle cümle devam edelim isterseniz:


Aydın Doğan aslında mektubun giriş cümlesinde profesyonel bir defans oyuncusu gibi golle sonuçlanacak atağı kesiyor.


Kesmekle kalmıyor takımını kontra atağa çıkartmasını da biliyor:


- “Bu kanunun 3-2b maddesinin 2003 yılında çıkarılan vergi barışı kanunundaki hüküm ile paralel olmasının mükellefler arasında adalet ve eşitlik sağlanması bakımından önemli olduğunu anlatmış ve bu maddenin bu hükmünün iptali konusunun gündeme getirilmesini rica etmiştim”


Biliyorsunuz TBMM’den çıkan kanunlar Cumhurbaşkanı’na gelir 15 gün içinde onaylanır veya geri gönderilir.


Anayasa Mahkemesi seçeneği de var tabii...


Ama konumuz bu değil


TBMM ile Cumhurbaşkanı arasında “Komisyon” veya “Genel Kurul” aşamasında görüşmeler olabilir.


Haliyle de ‘görüşülen kanuna eklemeler çıkarmalar’ yapılabilir.


Aydın Bey bu giriş cümlesi ile diyor ki;


“Her ne kadar ‘Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinin 2. bendini’ kaldırın demişsem de bunun çok doğru bir adım olmadığını anladım. Çünkü bu madde kaldırılsa bile konu ‘benim açımdan’ çözüme kavuşmuyor. Bu kez karşıma Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesi çıkıyor. Oradaki hapis cezası 3 yıldan başlıyor ve 7 yıla kadar çıkabiliyor. Daha ağır yani”


Belli ki avukatları Aydın Bey’e, özel kanunla genel kanunun çatışması halinde özel kanunun uygulanacağını söylemiş...


Yani ‘Vergi Kanunu’ ne kadar değişirse değişsin ‘Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’ aynı kaldıkça bütün emekler yine boşa gidiyor.


Az kaldı finale geliyoruz:


- “İkinci konu ise, kanunun onaylanmadan önce mükellef hakları da dikkate alınarak bu açıdan da her yönü ile değerlendirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir”


Aydın Bey, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Başdanışmanı Ahmet Sever’e gönderdiği mektubun son cümlesi ile işi bitiriyor aslında...


Şunu demek istiyor:


“5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinin 2. bendini tümüyle kaldırmayın. Bunun yerine para cezası getirin. Hukuki tabirle ‘kuşa çevirin...’ Hapis yatılmayacak hale getirin”


Mektup, “Yardımların için şimdiden teşekkür eder, sevgiyle gözlerinden öperim... Aydın Doğan” diye bitiyor..


6111 sayılı Kanun, Cumhurbaşkanı’nın onayı ile 25 Şubat 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giriyor...


Kesinleşmiş veya mahkeme safhası devam eden vergi cezalarını yeniden düzenleyen 6111 sayılı Kanun’la neler mi oldu?


Burası çok önemli ama...


- Aydın Bey 3 kat vergi cezası ödemekten kurtuldu...


- Sadece “Ana paranın” bile yarısını ödeyerek bu işten sıyrıldı...


- Ana paranın kalan yarısını bile ödemedi.


- Faizini zaten hiç ödemedi.


Ama ama ama!...


Durun durun bir dakika...


Tabii ki para çok önemli...


Peki ya hapis cezası... Ondan da kurtuldu mu?


Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda istenilen o değişiklik yapılmadı.


Kanun değişmediği için Aydın Bey hakkındaki “Kağıt Üçkağıt davası” devam ediyor...


İşte bütün dert de bundan kaynaklanıyor


O yüzden kabuslar görüyor, uykuları kaçıyor"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kontrolden çıkan otomobil uçuruma yuvarlandı: 1 yaralı Antalya’da virajda sürücüsünün kontrolünden çıkan otomobil önce reklam tabelasına çarptı, sonra ise uçuruma yuvarlandı. Yaklaşık 5 metre aşağıda duran otomobilin sürücüsü yaralanırken, vatandaşlar uçurumda duran otomobili izlemek için adeta sıraya girdi. Kaza, saat 10.30 sıralarında Kepez ilçesi Kütükçü Mahallesi Barış Manço Bulvarı üzerinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre; Hasan Bozkurt yönetiminde bulunan 07 AHE 14 plakalı otomobil, virajı alamayarak önce reklam tabelasına çarptı daha sonra ise reklam tabelasının altından geçerek uçuruma yuvarlandı. Yaklaşık 5 metre aşağıda düzlükte duran otomobili görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından bölgeye itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralanan Hasan Bozkurt, vatandaşlar tarafından otomobilden çıkarılarak sağlık ekiplerine teslim edildi. Hayati tehlikesi bulunmayan Bozkurt, ilk müdahalesinin ardından sağlık ekibi tarafından Antalya Şehir Hastanesi’ne götürüldü. Polis ekipleri, kaza sonrası uçan otomobilin bulunduğu yere giden vatandaşları uzaklaştırmaya çalışmakta ise zorluk yaşadı. Trafik polisleri ise otomobilin bulunduğu yerden çıkartılması için çekici yardımında bulundu. Kazayı anlatan Mehmet Arpagün, “Sanırım hızlı geldi, direğe vurunca yavaşladı. Biz de arkasından aşağı indik, çıkarmaya çalıştık kapıyı açamadık. Bir taraftan da arabayı tuttuk aşağı düşmesin diye. Bir taş tutuyordu arabayı. Acı çektiğini söylüyordu” dedi.
Aksaray Başkan Dinçer: “Cam Teras Projesi ile turist sayımızı 2 katına çıkaracağız” Dünyanın 2. büyük kanyon vadisi olarak bilinen Ihlara Vadisine Aksaray Belediyesi tarafından yaptırılan Cam Teras projesi ilkbaharın renkleriyle bezenen tabiatın güzelliğini seyretme imkanı sunacak. Aksaray Belediye Başkanı Evren Dinçer, Cam Teras projesi ile yerli ve yabancı turist sayısının 2 katı artacağını kaydetti. Yıllık 600 bin yerli ve yabancı turisti ağırlayan Ihlara Vadisindeki Cam Teras projesi sona yaklaşılırken, teras bölümünde çalışmalar tamamlandı. İlkbaharın gelmesi ve vadinin yeşile bürünmesi ile yerden 150 metre yükseklikteki cam terasın görsel zenginlikleri izlemek için önemli bir durak olduğu ortaya çıktı. Yapımına devam edilen Ihlara Vadisi Cam Teras ve sosyal tesis projesi hakkında değerlendirmelerde bulunan Belediye Başkanı Evren Dinçer, “Şehrimizin her bölgesinde doğal ve tarihi birçok güzellik bulunuyor. Bizler de bu güzelliklerin görülmesi ve gün yüzüne çıkartılması açısından projeler geliştiriyoruz. Ihlara Vadisi üzerinde hayata geçirdiğimiz Cam Teras ve sosyal tesis projesi de bunlardan bir tanesidir. Yıllık 600 bin yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği vadimizin ziyaretçi sayısını bu projemiz ile artırmayı planlıyoruz. Cam Teras ve sosyal tesis projemiz, 150 metre yükseklikte ve 12 metre uzunluğunda olan Ihlara Vadisi’nin en hâkim noktasına inşa ettiğimiz projemiz, ziyaretçilerimize eşsiz bir manzara keyfi sunacak. Ihlara Vadisi Cam Teras projesi içerisinde amfi tiyatro, yürüyüş yolu yapımı, restoran, mescit, bebek bakım odaları, tuvaletlerin yapımı, fotoğraf çekim alanları oluşturduk. Şehrimizin tüm değerlerini gün yüzüne çıkartmak için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
İstanbul Volkan Bayarslan, 2. kez Fenerbahçe - Beşiktaş derbisinde Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında oynanacak Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde düdük çalacak olan hakem Volkan Bayarslan, iki takım arasında 2022-2023 sezonunda siyah-beyazlıların ev sahipliğinde oynanan ve golsüz sona eren maçı da yönetmişti. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Fenerbahçe, 27 Nisan Cumartesi günü saat 19.00’da sahasında Beşiktaş ile karşılaşacak. Bu zorlu müsabakada hakem Volkan Bayarslan düdük çalacak. Bayarslan’ın yardımcılıklarını Serkan Ok ve Serkan Olguncan yapacak. İkinci kez Fenerbahçe - Beşiktaş derbisinde Tecrübeli hakem, daha önce iki takım arasında 2022-2023 sezonunda siyah-beyazlıların ev sahipliğinde ligin 8. haftasında oynanan müsabakayı da yönetmişti. Gol sesinin çıkmadığı maçta taraflar sahadan 1’er puanla ayrıldı. Bayarslan, söz konusu karşılaşmada hem Fenerbahçe’ye hem de Beşiktaş’a 2’şer kez olmak üzere toplam 4 defa sarı kartına başvurmuştu. Bu sezon ligde 14 maç Volkan Bayarslan, bu sezon ligde 14 mücadeleye atandı. Aralarında Trabzonspor’un, sahasında Beşiktaş’ı 3-0 mağlup ettiği maçın da bulunduğu müsabakalarda 46 yaşındaki hakem, 43 kez sarı kartına başvururken, 3 defa da penaltı noktasını gösterdi. Hakem Bayarslan, Galatasaray ile Fenerbahçe arasında Şanlıurfa’da oynanan ve sarı-kırmızılıların 1-0 üstünlüğüyle devam ederken sarı-lacivertli takımın 2. dakikada sahadan çekildiği TFF Süper Kupa karşılaşmasının da hakemiydi.
Bursa Görenler "Tavuk mu, horoz mu?" anlamıyor Bursa’nın İnegöl ilçesinde mobilya fabrikası sahibinin hobi olarak beslediği yarı tavuk-yarı horoz görenleri şoke ediyor. Sağ tarafı tavuk, sol tarafı horoz özelliklerini taşıyan kanatlı hayvanın Türkiye’de örneği yok. İngiliz bilim adamları, ender rastlanan, erkek ve dişi özelliklerini birlikte taşıyan (jinandromorf/karmaeşeyli) Sam adı verilen yarı tavuk, yarı horoz örneği İnegöl’de yaşandı. Bursa’nın İnegöl İlçesinde hobi olarak kanatlı hayvan yetiştiren mobilya fabrikası sahibi İsmail Şentürk, geçtiğimiz yıl tavuklarının kuluçkaya yattığı yumurtalardan dünyaya gelen yarı tavuk yarı horoz özelliklerini taşıyan hayvanı görünce şoke oldu. Olayı anlatan İsmail Şentürk, "Geçen sene tavukların altından yumurtadan çıkan bir hayvanımız. Gün geçtikçe, büyüdükçe hayvanın cinsiyetiyle alakalı karar verme aşamasında sıkıntılar yaşadık. Bazen horoz dedik bazen tavuk dedik. Tam olarak büyüdüğünde yarı horoz yarı tavuk olduğunu anladık. Bunun araştırmasını yaptık. Dünyada çok az rastlanılan bir vaka. Bizde olması sürpriz oldu. Bunu da paylaşmak istedik. Üreme anlamında bir şey söz konusu değil. Horoz veya tavuklarla eşleşmiyor. Yumurta da yapmıyor. Bunun sonucunda çift cinsiyetli olduğu için yönelme yok. Bundan dolayı yavru alma söz konusu olamaz. İlginç bir durum. Daha önce İngiliz bilim adamlarının önlerine böyle bir durum gelmiş. Bunu üniversitelerde araştırmaya almışlar. Bizim ilgimizi çekti" dedi. Özelliklerinden bahseden Şentürk, "Sağ tarafı tavuk, ibiği tamamen kısa, ince ve tamamen yeşil. Sol tarafında ibiği uzun, tamamen horoz. Sol bacağı sarı, horozların sarı olur genelde. Tavukların yeşilimsi. Aynı özellikleri taşıyor. Vücudunun yarısı da daha az gelişmiş tavuk gibi. Sol tarafı daha iri horozlar gibi. Budunda bile sağ budu daha zayıf, sol budu daha etli. Şu an salıyoruz araya ama eşleşme söz konusu değil. Hem horozlarla hem tavuklarla kavga ediyor. Tamamen farklı bir cinsiyet. İlgi alaka varsa üniversite araştırmak isterse oralara teslim edebiliriz" diye konuştu.