Kardiyoloji Uzmanı Dr. Cegerğun Polat, halay sırasında kalp krizi geçirilmesinin yabancı olunan bir konu olmadığını belirterek, kalp ve damar hastalığı bulunanların kalplerinin aşırı efor ve heyecan sırasında zorlandığını, bunun da söz konusu tablonun gelişmesine neden olduğunu vurguladı. Polat, insanların bazen halayı bırakmayı gururlarına yedirememesinin de aşırı eforla birlikte bu duruma neden olduğuna dikkat çekti.
Diyarbakır Memorial Dicle Hastanesinden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Cegerğun Polat, Mersin ve Manavgat’ta iki kişinin halay çekerken geçirdikleri kalp krizi sonucu hayatlarını kaybetmelerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Halay sırasında kalp krizi geçirmenin yabancı olunan bir konu olmadığına dikkat çeken Polat, “Bilinen ya da bilinmeyen kalp ve damar hastalığı varsa, böyle anlarda aşırı efor ve heyecanla birlikte kalp zorlanıyor. Önemli bir ritim bozukluğuna gidiyor. Bazen kriz başlıyor. Sonra da bu tablo gelişiyor. Böyle bir tablo yaşama döndürülebilecek bir tablo. Ama uygun müdahale koşulları yoksa kaybettiğimiz dramatik durumlara yol açabiliyor” dedi.
“Şikayet saklanmamalı”
Halay çeken insanların bazen bırakmayı gururlarına yediremediğini vurgulayan Dr. Polat, “İnsanlar, ‘Bir döndük bir daha dönelim’ diyorlar. Aslında kendi kapasitelerinin üzerinde efor sarf ediyorlar. Ani beklenmedik bu tarz eforlar eğer damar tıkanıklığı varsa ya da daha önce kriz geçirmiş kalbi zarar görmüşse ritim bozukluğunu tetikleyebiliyor. Havuz kenarında olan olay var, bir de düğünde halay sırasında olan var. Bir takım şikayetleri görmezden gelip, ayağı kalkıp bu eforu sarf etme durumu var. Böyle durumlarda vatandaşlar bir an önce bir sağlık kuruluşuna başvurup, şikayetlerinin ön bulgusunun değerlendirilmesi sağlayabilir. Ama bu tür olaylarda görmezden gelmek istemeyen sonuçlara yol açabilir” diye konuştu.
