GENEL - 16 Eylül 2017 Cumartesi 09:36

Yeşil sahadan sendika başkanlığına

A
A
A
Yeşil sahadan sendika başkanlığına

Kahramanmaraş’ta uzun yıllar yeşil sahada top koşturan, ardından futbol hakemliği, gözlemci ve antrenörlük yapan Ömer Lütfi Ergin, şimdilerde işçilerin hakkını korumak adına 4 dönemdir Türkiye Enerji Su ve Gaz İşçileri Sendikası TES-İŞ Kahramanmaraş Şube Başkanlığını yürütüyor.

Kahramanmaraş’ta uzun yıllar yeşil sahada top koşturan, ardından futbol hakemliği, gözlemci ve antrenörlük yapan Ömer Lütfi Ergin, şimdilerde işçilerin hakkını korumak adına 4 dönemdir Türkiye Enerji Su ve Gaz İşçileri Sendikası TES-İŞ Kahramanmaraş Şube Başkanlığını yürütüyor.


Kahramanmaraş’ta bin 600 üyesi bulunan TES-İŞ Sendikası Şube Başkanı Ömer Lütfi Ergin, aktif sporculuğun ardından şimdi sendikacılıkta işçi hakları için mücadelesini sürdürüyor.


Kahramanmaraş’ta antrenörler, hakemler ve gözlemciler derneklerinde kuruculuğu da bulunan Ergin, yaklaşık 20 yıldır sendika başkanlığını yürütüyor.


Sporcu kimliğinin devam ettiğini ancak spora eskisi kadar ilgisinin kalmadığını söyleyen TES-İŞ başkanı Ömer Lütfi Ergin, “Devlet Su İşleri (DSİ) Spor Kulübü’nün çalışmalarına katkıda bulunuyorum” dedi.


Ergin, “Lise dönemlerinde amatör olarak futbol oynadık, geçmişte Onikişubat Spor Kulübünde futbol oynadık. Onun dışında futbol hakemliği yaptım 4 yıl gibi bir sürede. Onun dışında gözlemcilik ve lisanslı antrenörlük belgesi aldık. Ondan sonra hakem kurullarında 5 yıl görev yaptım. Amatör disiplin kurulunda görev aldık ve oradaki vazifemizi de yaptık. Antrenörler derneği, gözlemciler derneği ve faal futbol hakemleri derneği kurulurken, hepsinde tamamında kurucu olarak görev yaptım. En son TÜFAD’ın kuruluşunda da biz antrenörlerle bir araya gelip, belgemizi takdim ettik. TÜFAD’ın da üyesiyiz. Biz şimdi artık geri planda DSİ spor kulübünün çalışmalarına katkılarda bulunmaya çalışıyoruz. Onun dışında şuanda futbolla ilgili faal bir durumumuz yok” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.