SAĞLIK - 17 Eylül 2017 Pazar 09:53

Kanserle mücadelede DNA diziliminde önemli buluş

A
A
A
Kanserle mücadelede DNA diziliminde önemli buluş

Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.

Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Doluca, araştırmasında e-coli bakterisinin DNA’sında bulduğu anahtar yapının genlerin çalışmasını kontrol ettiğini, insanda da aynı durumun varlığını bulmaları durumunda kanserle mücadelede önemli bir yol kat edileceğini söyledi.


Hücrenin mutasyona uğramasıyla kanser oluştuğuna dikkat çeken İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Doluca, insan DNA’sındaki değişikliklere yol açan anahtar yapısına ulaşmayı hedeflediklerini, böylece kanserle mücadelede önemli bir yol alınmış olacağını söyledi.



“Özel bir dizilim keşfettik”


İnsanlarda görülen birçok hastalığın oluşmasına neden olan e-coli bakterisinin bütün gen yapısını izlediklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Osman Doluca, “DNA kendi yapısında çift zincirli olarak biliniyor. Ancak bunun yanı sıra DNA içinde kendi üstüne katlanarak oluşan, guanine dörtlüğü (G4) denilen 4 zincirli DNA ya da kök ilmik yapısı var. Öğrencilerimize ‘e coli bakterisindeki 4 zincirli DNA’ları bulun’ diye ödev verdik. Tarama sonucunda da şans eseri, bulunan G4 dizilerinin birbirlerine benzediğini fark ettik. ‘Bu kadar benzemesi rastlantısal olamaz’ dedik ve bundan yola çıkarak analizlerimizi daha da derinleştirmeye başladık. Onun bir kontrol mekanizmasının parçası olduğunu, bazen çift zincirli bazen 4 zincirli hale geçebildiğini laboratuarda test ettik. Çalışmamızda e-coli genomunda gidip gelebilen, anahtar olarak tanımlayabileceğimiz bir dizilim keşfettik” dedi.



“Sorunlu olan hücre ortaya çıkacak”


DNA yapısı en çok çalışılan e-coli bakterisi üzerinde yaptıkları çalışmaları sonucunda birbirine benzer büyük bir sınıf keşfettiklerini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Doluca, “E-colide büyük bir guanin dörtlüğü sınıfı var. Bunlar rastlantısal olamayacak şekilde birbirine benziyor ve bunun genlerin kontrolünde bir rolü var. Aynı şekilde insanda da bakacağız ve sınıflandırma yapacağız. Bu sınıflandırmalar daha sonra DNA’nın o bölgelerindeki bir hastalıkla ilişkilendirildiği zaman, sorunlu olan bölge hedef olarak ortaya çıkmış olacak” ifadelerini kullandı.



“Bu yapıların kanserle ilişkisi olduğu görüldü”


İnsanların DNA yapısında guanin dörtlüklerinin kanserle ilişkisi olduğunu ve bu yapıların açılıp kapanan anahtarlar olup olmadığını araştıracaklarını aktaran Yrd. Doç. Dr. Doluca, araştırmalarının TÜBİTAK tarafından desteklenmeye uygun görüldüğünü söyledi. Bakteri üzerinde çalışmalarını tamamlayan ve insanda aynı mevcut durumu izlemeye başlayacaklarını anlatan Doluca, “İnsanların DNA’sında anahtar benzeri yapılar var mı? Yani DNA’nın açılıp kapanmasını kontrol eden yapılar var mı, diye bakacağız. Bu yapı aslında DNA üzerinde hem çift zincirliye hem 4 zincirliye gidip gelebilen bir yapı. Bu şekilde gidip gelebiliyorsa ‘bir kontrol mekanizmasının parçası olabilir’ dedik ve bazı kontrol mekanizmalarıyla ilişkili olduğunu gördük. TÜBİTAK desteği ile önümüzdeki dönemde ‘insan genomunda bu yapıların belli tipleri var mı’ buna bakacağız. Bu, şu yüzden önemli; bu yapıların daha önce kanserle ilişkisi olduğu görülmüştür. Bu 4 zincirli DNA’lar, kromozamların dışında onkogenlerin açılıp kapanmasında etkilidir” diye konuştu.



“Yapısal değişikliklerin kanserdeki etkisine bakacağız "


İnsanlarda binlerce guanin dörtlüklerinin olduğunun bilindiğini ancak bunlara ilişkin sınıflandırma yapılmadığını, ilk defa çalışmalarıyla bunu ortaya koyduklarını belirten Yrd. Doç. Dr. Doluca, şunları söyledi: "Bu guanin dörtlüklerinin insanda kanserle ilişkisi olduğu biliniyor. Özellikle şöyle görevleri var; kanserle ilişkili olan genlerin açılıp kapanmasını sağlayan kontrol mekanizmasında bulunuyor. Araştırma sonucunda sınıflandırma yapacağız. Sınıflandırıldığında ortak guanin dörtlüklerini bulabiliriz ve sonra hepsini tarayacağız. Eğer kanserle ilişkili olan genleri açıp kapatacak ortak bir alt tip bulabilirsek, sadece bu alt tipe yönelik ilaç geliştirilmesi için hedef göstermiş olacağız. Daha da ileriye gidip buralardaki yapısal değişikliklerin kanserdeki etkisine bakacağız " dedi.



“Kemoterapiyi sadece o hücrelere odaklayabiliriz”


DNA’daki her yapının birbirinden farklı olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Doluca, “Eğer biz belli bir yapının herhangi bir kanserle ilişkili olduğunu bulursak, sadece özellikle bu yapıya bağlanacak ilaçların geliştirilmesi için çalışmalar başlatabiliriz. Bu noktalarda guanin dörtlüklerinin olup olmaması kanseri etkiliyorsa, kemoterapiyi sadece o hücrelere odaklayabiliriz. Yani başka hedeflere vurmadan yan etkilere sebep olmadan, sadece kanserle ilgili ya da başka bir hastalıklarla ilgili genlerin açılıp kapanmasında kullanılabilecek ilaçların geliştirilmesi için yeni hedefler göstermiş olacağız” ifadelerini kullandı.



“Kanser bir hastalık değil, milyonlarca hastalık”


Her kanser hastasını tek bir ilaçla iyileştirme durumunun olmadığını altını çizen Yrd. Doç. Dr. Osman Doluca, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Kanser deyince bir yanlış anlaşılma var. Kanser bir tip hastalık gibi görülüyor, kanser bir hastalık değil, milyonlarca hastalık. Ne kadar kanser hastası varsa o kadar kanser tipi var diyebiliriz. Çünkü her kanser hastasının kanser olma nedeninin farklı mutasyon kombinasyonları oluşturuyor. O yüzden ’Her kanseri tek bir ilaçla çözeceksiniz’ katiyen diyemezsiniz. Belki akciğer kanserinin belli bir tipinde fayda sağlayabileceğiz.”



Oxford’da yayınlandı


Öte yandan Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Doluca’nın ortaya koymuş olduğu çalışma, Oxford Üniversitesi Yayınevi’nin Nucleic Acid Research Dergisinde de yayınlandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Başkan Akın su ve Sürdürülebilirlik zirvesinde konuştu Balıkesir’de düzenlenen Su ve Sürdürülebilirlik Zirvesinde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın konuşma yaptı. Başkan Akın, Su ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’nde “tasarruf”, “verimlilik” ve “sürdürülebilirlik” konularına ilişkin önemli mesajlar verirken, “Hakkını vere vere sürdürülebilir, tasarruflu, verimli bir belediyecilik ile suyu verimli, ekonomik kullanan bir anlayışı Balıkesir’imizde inşa edeceğiz” dedi. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “tasarruf”, “verimlilik” ve “sürdürülebilirlik” konularında önemli mesajlar verdi. Büyükşehir Belediyesi’ni devraldıktan sonra ele aldıkları ilk konunun suyun verimli kullanımı olduğunu söyleyen Başkan Akın, “Su konusunda dünyanın her yerinde maalesef büyük bir sıkıntı var. Sıkıntı ne? Vahşi sulama. Aynı şey Balıkesir’imizde de geçerli. Bunun dünyadaki uygulamalarını inceledik. Daha öncesinde de çalışmıştık; ne yapabiliriz diye. Ve bir hedef belirlemiştik, bu hedef ışığında ilerliyoruz, ilerlemeye de devam edeceğiz” dedi. Tarımda vahşi sulamanın sona erdirilmesi konusunda önlemler aldıklarını vurgulayan Başkan Ahmet Akın, bunun yerine damlama sulama sistemlerini yaygınlaştırmaya yönelik yatırım yapacaklarını söyledi. Bu kapsamda vahşi sulamanın yapıldığı tarlalarda, çiftçilere damlama sulama borusu hediye edeceklerini belirten Akın, “Bu aslında çiftçinin bize hediyesi” dedi. Büyükşehir olarak kısa süre içerisinde su yönetimi noktasında önemli adımlar atacaklarını ifade eden Başkan Akın, “Suyun kaynağından itibaren en son noktaya kadar olan gidişatın verimli olması üzerine çalışmaları başlattık” açıklamasında bulundu. ‘Tasarruf öncelikli model’ Gri su kullanımı önemsediklerini vurgulayan Başkan Ahmet Akın, “Yağmur sularından ve atık sulardan elde edilen gri suyu ve bunun enerjiye dönüşümünü önemsiyoruz. Bunlar üzerine tasarruf öncelikli bir çalışma modeli başlattık. Konuyla ilgili çok değerli hocalarımızdan destek ve yardım alıyoruz” dedi. ‘Verimli belediyecilik’ “Sürdürülebilirlik kavramını gerçek anlamda yüreğimize, hayatımıza işledik” diyen Başkan Ahmet Akın, her şeyin sürdürülebilirlik adı altında ele alınmasının, bu kavramın değerini ucuzlattığını söyledi. Başkan Akın, “Hakkını vere vere sürdürülebilir, tasarruflu, verimli bir belediyecilik ile suyu verimli, ekonomik kullanan bir anlayışı Balıkesir’imizde inşa edeceğiz” açıklamasında bulundu.
İstanbul Hutbede yapılan duaya tepki gösteren genç, Atatürk’e hakaretten 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı Gayrettepe’de cuma namazı sırasında Atatürk’e dua edilmesine tepki gösterip Atatürk’e ve imama hakaret eden şahıs, 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı. Gayrettepe’de bulunan bir camide 10 Kasım 2023 günü Mustafa Kemal Atatürk’e ve Atatürk için dua eden imama hakaret eden A.B.’nin yargılanmasına devam edildi. Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık ve taraf avukatları katıldı. "Puşt kelimesini güvenilmez manasında kullandım" Duruşmada esasa ilişkin savunma yapması için söz verilen A.B., “Attığım bir kaç tweet ekran görüntüsü alınmış ama bunların atıldığına dair bir kanıt yok. Hakkımda atmadığım bir çok tweet var. ’Sinkaf ederim’ tweeti atmadığımı belirtmek istiyorum. Puşt kelimesini hakaret etmek amacıyla değil, güvenilmez manasında kullanmıştım. Ceza alacağım bir husus görmüyorum. Video çektim. İslamiyet’e göre inançsız ölen bir kişinin arkasından dua edilmemesi gerekir. Beraatımı talep ediyorum” dedi. “Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum” Son sözü sorulan şahıs, “2 ay cezaevinde tek başıma kaldım. Bu eylemim için yeterince ceza aldığımı düşünmekteyim. Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum. Beratımı talep ediyorum” dedi. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, A.B.’yi "Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı.
Ankara Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yazgan: “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kamuya personel alımlarında mülakat yapılmasına ilişkin, “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” dedi. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kaldırılacağı açıklanan ancak uygulanmaya devam edilen sözlü sınavların (mülakat) devlet memuru olacaklar ile mevcut kamu görevlilerinin görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında can yakmaya, emekleri zayi etmeye devam ettiğini söyledi. Yazgan, bir an önce mülakatların kaldırılarak, adayların girdikleri yazılı sınav sonucuna göre atamalarının yapılması gerektiğini dile getirdi. Mülakatın emeklerin zayi olmasına ve idareye karşı güvenin azalmasına sebep olduğunu ifade eden Yazgan, “Ülkemizin kritik bir süreçten geçerken ihtiyaç duyduğu, süreç sonrası uygulamadan kaldırılacağı açıklanarak uygulamaya konulan mülakat sisteminin halen kaldırılmamasının yol açtığı hak kayıpları ve huzursuzluk her geçen gün daha da artıyor. Kamuya atama bekleyen memur adayları ile mevcut kamu görevlileri, bir an önce mülakat sisteminden vazgeçilmesini ve insanların bilgiye dayalı sınavlarda aldıkları puana göre değerlendirmelerin yapılmasını istiyor” ifadelerini kullandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan görevde yükselme sınavından örnek veren Yazgan, 62 kişinin yazılı sınavda 85 ve üzeri puan almasına karşın mülakatta düşük puan alarak atanamadığını belirtti. Yusuf Yazgan, “Yazılı sınavda 98.72 puan alan adaylar, mülakatta 64, 65, 55 puan verilerek eleniyor ve atanması gerçekleşmiyor. İki sınav arasında bu kadar farkın olması, liyakat beklentisi içindeki insanlarda hayal kırıklığına yol açıyor. Demek ki bu iki sınavdan birisinde sorun var. Bu sorunu, bu şaibeyi kaldırmak için yapılması gereken tek şey mülakatı kaldırmak, bilgiye dayalı yazılı sınav sonucuna göre atamaları gerçekleştirmek” şeklinde konuştu.