SAĞLIK - 17 Eylül 2017 Pazar 14:11

Aşırı terlemenin önüne geçmek mümkün

A
A
A
Aşırı terlemenin önüne geçmek mümkün

El, koltuk altı ve yüzdeki aşırı terleme hayatı kabusa çeviriyor ama cerrahide geliştirilen teknikler bu sorunu ortadan kaldırabiliyor.

El, koltuk altı ve yüzdeki aşırı terleme hayatı kabusa çeviriyor ama cerrahide geliştirilen teknikler bu sorunu ortadan kaldırabiliyor.


Özellikle bölgesel aşırı terleme tedavisi hakkında cerrahi yaklaşıma yönelik bilgi veren Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan, ”Bizim alanımız el- koltuk altı terlemesi ve yüz kızarması sorunlarıdır. Bunlara yönelik çeşitli tedavi seçenekleri mümkün ancak biz cerrahi yöntem ile aşırı terlemenin önüne geçmekteyiz ve bunda da başarı oranımız oldukça yüksektir” dedi.


“Sosyalleşmeyi engelliyor”


Aşırı terlemenin kişilerin sosyal yaşantısını olumsuz etkilediğine değinen Doç. Dr. Özkan Demirhan, ”Aşırı terleme şikayeti ile gelen hastayı ilk karşılaşmada tanıyabiliyoruz. Hekim elini uzattığında hasta elini çekinerek uzatır. Tokalaşma aşaması oldukça önemli bir aşama çünkü tokalaşma sırasında hastanın elinin ısısını ve ıslaklığını kontrol etmeye çalışıyorum. Ayrıca bu tarz hastaların çoğunluğu tokalaşmadan önce ya ellerini üstüne siler ya da yanında peçete taşırlar. Bu yüzden konuyu çözmek üzere doktora geldiklerinde bile çekingen olduklarını görüyoruz. Bundan dolayı aşırı terlemenin sosyalleşmede de önemli bir engel olduğu kanısını biz de destekliyoruz. Ellerin dışında yüzde ve koltuk altında meydana gelen aşırı terleme de sosyal yaşantıda sorun teşkil ediyor” şeklinde konuştu.


“Eldeki terleme bir hastalık belirtisi değil ama”


Aşırı terlemenin her zaman bir hastalık belirtisi olmayacağını ancak yine de bakılması gereken önemli testler olduğuna dikkat çeken Demirhan, ”El ve koltuk altındaki terleme göğüs kafesinin içindeki sempatik sistemin aşırı aktivasyonu ile ter yuvalarının aşırı çalışması ile meydana geliyor. Bu yüzden bir hastalık belirtisi değil. Ancak biz hastaların bazı testlerinin yapılmış olmasına dikkat ediyoruz. Tüm hastaların bize gelmeden önce Endokrin uzmanına görünmüş olmasını istiyoruz. Tiroid testlerinin yapılmış olmasını istiyoruz. Belli metabolik testler var, bunların yapılıp yapılmadığına bakıyoruz. Eğer hasta bunları yaptırmamışsa mutlaka endokrinoloji ya da dahiliye polikliniğine gönderiyoruz ya da tam tersi onlar baktı ise bize gönderiyorlar. Hastada ilk baktığımız şey tiroid oluyor. Çünkü tiroidin aşırı çalışması metabolizmayı hızlandırdığı gibi terlemenin de artmasına neden oluyor. Hastanın ailesinde aşırı terleme hikayesi olup olmadığı, uykuda terleme olup olmadığı, her iki tarafta terlemenin olup olmadığı ve yaşadığı bölge, iş ortamının ısı durumunu, kıyafet alışkanlığını sorguluyoruz. Tüm bunları sorguladıktan sonra uygun hastalarda cerrahi müdahale konusunda karar vermek üzere göğüs cerrahisi devreye giriyor” ifadelerini kullandı.


“Kalıcı çözüm isteyen cerrahiyi tercih ediyor ama bu detaylara dikkat”


Aşırı terlemeye yönelik uygulanan tedaviler arasında pek çok alternatif olduğunu hatırlatan Demirhan, ”Çeşitli kremler var, iyontoferez ve ilaçlar var, botox uygulamaları var. Ancak bunların hepsi geçici çözüm sunuyor. Ameliyatlar yüksek oranda kalıcı çözüm sunuyor ancak bu ameliyatlar için tamamen risksiz diyemeyiz. Hastanın ameliyatın tüm detaylarına dair bilgilendirilmesi çok önemli. Nedir bu detaylar? Göğüs kafesinde belli anatomik uyaranlar var. Ele, koltuk altına ve yüze giden sinirlerin olduğu yerler var. Minik kesi ile tek delikten yaptığımız ameliyatla göğüs kafesinin içindeki terlemeye neden olan sinirleri iptal ediyoruz. Bu arada ameliyatı yapılan yerler biraz sıkıntılı yerler. Deneyimli cerrahlar tarafından yapılması gerekiyor. Göz kapağını, göz sinirini uyaran bölgede dikkatli çalışmak gerekir. Burada yapılacak bir hata göz kapağı düşüklüğüne neden olabilir. Dolayısı ile bu ameliyatlar için de risksiz ameliyatlar diyemeyiz. Komplikasyon ihtimali az da olsa var. Genel anestezi ile yapıyor ve o bölge bir daha terlemiyor. Bu ameliyatın hastalar tarafından çok iyi bilinmesi gereken bir yan etkisi var. Vücutta mevcut olan sempatik sistemin bölgesel olarak uyardığı yerler bellidir. Bunlardan ne kadar gereksiz sempatik sinir iptali yapılırsa o kadar çok vücutta reaksiyon terlemesi (kompansatuar terleme) dediğimiz terlemeler olur. Koltuk altındaki ve eldeki terlemeyi tamamen ortadan kaldırırsanız bu sefer göbekte, popoda ya da bacaklarda aşırı terleme başlar. Bu nadir bir komplikasyondur ancak bilinmesi gerekir. Bu komplikasyonla karşılaşmamak için biz ameliyatlarda gereksiz sempatik sinir iptali yapmıyoruz. Koltuk altı, el ya da yüz kızarmasını yüzde 90 gibi bir oranda düşürüyoruz ve hastaya biraz terleme payı bırakıyoruz. Bu da az önce bahsettiğim komplikasyon oluşma riskini önlüyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Kar maskesi takıp oto galeriyi kurşunlayan şüpheliler tutuklandı İstanbul’dan, Sakarya’nın Erenler ilçesine gelen ve taktıkları kar maskeleri ile kurşunladıkları oto galerinin sahibini üç farklı yerinden yaralayan 4 şahıs, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Olay, 14 Nisan günü Erenler ilçesi Bağlar Caddesi üzerinde bulunan oto galeride meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İstanbul’dan otomobil ile O.K.’nin sahibi olduğu galerinin önüne gelen şahıslardan 2’si kar maskeleri ile inerek dükkanı kurşunlamaya başladı. Alacak-verecek meselesi ile çıktığı öğrenilen olay esnasında galeri önünde oturan O.K.’de yanında bulundurduğu silah ile şahıslara karşılık verdi. Şahıslar ile galeri sahibi arasında çıkan çatışma esnasında, galeri sahibi O.K. vücudunun üç ayrı yerinden vurularak yaralandı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye sağlık ve çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Bölgeye ulaşan sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan yaralı O.K., Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Şüpheliler tutuklandı Hususa ilişkin inceleme başlatan polis ekipleri olayda kullanıldığı değerlendirilen 3 silah, 2 kar maskesi ile birlikte İstanbul’a geri kaçan F.B. (22), A.Y. (31), O.K. (21) ve M.T. (52) isimli dört şüpheliyi Kocaeli’de yakalayarak gözaltına aldı. Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü’nde işlemleri tamamlanan dört şüpheli adliyeye sevk edildi. Burada hakim karşısına çıkarılan şüpheliler, F.B. (22), A.Y. (31), O.K. (21) ve M.T. (52) tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Tekirdağ Silahlı yaralama olayından kaçarken polise çarptılar: 2 polis yaralandı Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde silahlı yaralama olayından kaçan kamyonet, Çerkezköy’de polis aracına çarptı. Kazada 2 polis yaralanırken, kamyonetteki 5 kişi gözaltına alındı. Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde gerçekleşen silahlı yaralama konusuna karışan kamyonetin Çerkezköy istikametine gittiği bilgisi üzerine Çerkezköy ilçesinde polis ekiplerince önlem alındı. Yapılan araştırmada araca Tepe mevkiinde rastlandı. Dur ihtarına uymayan şüpheli kamyonet kaçmaya başlarken, polis ekipleri Altıyol Kavşağı’nda kontrollü kapama yaptı. Kaçmaya çalışan kamyonet, polis aracına çarptıktan sonra savrularak ağaca çarparak durabildi. Çarpmanın etkisiyle Polis Memuru A.K. ve B.C.Ç. yaralandı. Yaralı polisler ambulans ile hastaneye kaldırıldı. Ağaca çarpan kamyonette bulunan ve aranma kaydı olan E.F. ile E.F., D.K., H.K. ve Çorlu ilçesindeki silahlı yaralamalı olayın faili olduğu iddia edilen C.K. yakalandı. Çeşitli yerlerinden hafif yaralanan 5 kişi, tedavilerinin ardından polis ekiplerince gözaltına alındı. Çorlu ilçesinde gerçekleşen olayda kullanılan tabanca ve araçta bulunan bonzai de ele geçirildi. Olayın duyulmasının ardından Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğü başta olmak üzere Çerkezköy ve Çorlu’daki bütün birim amirleri olay yerine gelirken, yaralı polisleri hastanede ziyaret eden Tekirdağ İl Emniyet Müdür Yardımcısı Fatih Bozboyacı da polis memurlarına geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Mesai arkadaşlarını gece boyunca yalnız bırakmayan Tekirdağ İl Emniyet Müdür Yardımcısı Fatih Bozboyacı sabaha karşı Çerkezköy Devlet Hastanesi’nden ayrıldı. Ev ve iş yerlerinde de arama yapıldı Olay sonrası zanlıların çok sayıda suç kaydının olduğunu belirlendi. Olay sonrası kullanılamaz hale gelen polis aracı ve 50 LC 316 plakalı araç çekiciler vasıtasıyla olay yerinden kaldırılırken, Atatürk Viyadüğü de yaklaşık 3 saat boyunca tek yönlü olarak trafiğe kapatıldı. Olay yeri inceleme ekipleri tarafından zanlıların ev ve iş yerlerinde de aramalar yapıldı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
İstanbul Etiyopyalı Eman’ın kardeşleri Müge Anlı’da bulundu Araştırmacı gazeteci Müge Anlı’nın programında, Etiyopyalı Eman’ın 28 yıllık hasreti sona erdi. Anlı, Eman Muzaffer Ayub’un yıllardır aradığı ailesini buldu. Programında kayıpları ailelerine, cinayetleri çözüme, insanları sevdiklerine kavuşturan araştırmacı gazeteci Müge Anlı, 28 yaşındaki Eman Muzaffer Ayub’un, yıllardır aradığı ailesini buldu. İddiaya göre, Etiyopyalı annesi ve Türk babası Suudi Arabistan’da evlenen Eman Muzaffer Ayub. 1996 yılında Etiyopya’da dünyaya gözlerini açtı. Anneannesi tarafından büyütülen 28 yaşındaki genç kadın, hiç görmediği babası Muzaffer Uzun ile 6 yaşına kadar sadece telefonda konuştu. Aradan yıllar geçti, Eman Muzaffer Ayub kendi yuvasını kurdu ancak babasına olan merakı ve özlemi hiç dinmedi. Küçük bir çocukken sadece sesini duyduğu babasının peşine düşen Eman’ın ilk durağı anne ve babasının evlendiği Suudi Arabistan oldu. Suudi Arabistan’da hiçbir sonuç elde edemeyen Eman’ın yolu bu kez Türkiye’ye düştü. Köklerini ve babasını bulma arzusuyla kendi çabalarıyla bir araştırma içine giren Eman son çare olarak Müge Anlı’nın kapısını çaldı. Yanında eşi, elinde çocuğu ve karnında bebeğiyle Müge Anlı’ya gelen Eman, 4 çocuğu olduğunu bildiği 68 yaşındaki babası Muzaffer Uzun’u bulmak için yardım istedi. Müge Anlı ve ekibi 28 yıllık hasreti dakikalar içinde sonlandırdı. Eman’ın babası Muzaffer Uzun’un arkadaşları ve komşuları peş peşe yayına bağlandılar. Ne yazık ki genç kadın, babasını aramak için geç kalmıştı. Muzaffer Uzun’un koronavirüs sebebiyle hayatını kaybettiği ortaya çıktı. En son 22 yıl önce sesini duyduğu babasını acı haberini alan ve gözyaşlarına boğulan Eman, “Keşke daha önce aramaya gelseydim” sözleriyle pişmanlığını dile getirdi. Ancak çok geçmeden Eman’ı sevindirecek gelişmeler yaşandı. Müge Anlı, önce Eman’ın amcasını ardından da ağabeyini buldu. Yaşanan gelişmelerle Eman Muzaffer Ayub’un kalabalık bir ailesinin olduğu da açığa çıktı. Amcası ve ağabeyinin seslerini ilk kez duyan Eman’ın mutlu olabilmesi için Müge Anlı, aileyi bir araya getirme çağrısında bulundu. Daha önce de çok kez sınırları aşan kavuşturmalara imza atan Müge Anlı, Eman ile bir kez daha uluslararası bir mutluluğa sebep oldu.