SPOR - 17 Eylül 2017 Pazar 14:44

Yeni Malatya Stadyumu ilklere sahne oldu

A
A
A
Yeni Malatya Stadyumu ilklere sahne oldu

Malatyalıların açılmasını dört gözle bekledikleri Yeni Malatya Stadyum’u, Süper Lig’in 5.

Malatyalıların açılmasını dört gözle bekledikleri Yeni Malatya Stadyum’u, Süper Lig’in 5. haftasındaki Bursaspor maçıyla birlikte ilk kez görücüye çıktı.


27 bin 44 seyirci kapasiteli stadyumdaki ilk maç bir çok ilke de sahne oldu. Yeni Malatya Stadyumu’nda oynanan ilk mücadelede Bursaspor ile karşılaşan Evkur Yeni Malatyaspor, 4-2 mağlup olarak açılışı kötü yaptı. Yeni stadyumun çimlerinde oynanan ilk resmi maçın golü ise Bursasporlu William Paul Ekong’dan geldi. Evkur Yeni Malatyaspor formasıyla yeni stattaki ilk golü atan isim ise Khalid Boutaib oldu.


Yeni stadyumdaki ilk karşılaşmayı biletli 9 bin 420 Malatyalı, 260 da Bursasporlu taraftar izledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul DNA hasarını önlemek mümkün olabilir mi Hücrelerin genetik materyalinin depolandığı bir molekül olan DNA’nın kalıtımın temelini oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, kalıtsal hastalıkların önlenmesinden kişiselleştirilmiş tedavilere kadar pek çok alanda kullanılan DNA ile ilgili çalışmaların önemini vurguladı. DNA hasarıyla bazı hastalıkların oluşabileceğini belirten Prof. Dr. Irmak Yazıcıoğlu, doğru beslenmek, sigara ve alkol tüketimine dikkat etmek, kimyasal maddelerden ve radyasyondan kaçınmak, güneşten korunmak, düzenli egzersiz yapmak ve stresten uzak durmanın DNA hasarını önlemede etkili olabileceğini söyledi. İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, 25 Nisan Dünya DNA Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada DNA ile ilgili yürütülen bilimsel çalışmalara ilişkin değerlendirmede bulundu. DNA kalıtımın temelini oluşturur DNA’nın hücrelerin genetik materyalinin depolandığı bir molekül olduğunu ve kalıtımın temelini oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, “Canlı organizmaların, organların ve hücrelerin fenotipik yansımaları, türler arası farklılıklar ve adaptasyonlar DNA dizilimi ve bu dizilimin ifadesi ile ilgilidir. Bu nedenle, DNA’nın yapısı ve fonksiyonu, biyoloji ve genetik biliminin temelini oluşturur” dedi. DNA pek çok alanda etkin rol oynuyor DNA’nın türler arasındaki çeşitliliğin temelini de oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, “Canlıların gelişimi ve işlevi, kalıtım, genetik çeşitlilik, tıbbi araştırmalar, hastalık tanısı ve tedavisi ve evrimsel araştırmalar gibi canlılığın anlaşılmasını gerektiren alanların temelinde DNA’nın önemi büyüktür. DNA’daki genlerin ifadesi, RNA ve proteinlerin sentezlenmesi yoluyla hücrelerin fonksiyonlarını belirler. DNA, türler arasında çeşitliliğin temelidir. DNA analizi, genetik hastalıkların tanısı, tedavisi ve önlenmesinde etkin rol oynar. Ayrıca, kişiselleştirilmiş terapilerin geliştirilmesine ve ilaçların etkinliğinin artırılmasında rol oynar” diye konuştu. Kalıtımsal hastalıkların önlenmesine katkı sağlayabilir DNA ile ilgili yapılan çalışmaların özellikle sağlık alanında birbirinden farklı sorunların çözümüne katkı sağlayabileceğini ifade eden Prof. Dr. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, “Sağlık hizmetlerinin daha etkili, kişiselleştirilmiş ve erişilebilir olmasını hedeflemek sağlık sektöründeki öncelikli amaçlardandır. Güncel teknolojileri kullanarak DNA alanında yapılan araştırmalar ve analizler kalıtımsal hastalıkların önlenmesi yönünde katkı sağlar. Kalıtımsal hastalık riski taşıyan bebekler doğmadan önce genetik danışmanlık ile değerlendirilip embriyo seçimi veya genetik düzenleme gibi uygun yöntemler aileye tavsiye edilebilir” dedi. Farmakogenetik bilim alanı da DNA analizlerini kullanıyor Son yıllarda öne çıkan kişiselleştirilmiş tedaviler ile DNA çalışmaları arasındaki ilişkiye de değinen Prof. Dr. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, “Her bireyin ayrı bir genetik yapısının olması nedeniyle kişiye özel ilaç tedavisini öngören farmakogenetik bilim alanı, DNA analizlerini kullanarak ilaçların etkinliğini artırmak ve aynı zamanda yan etkileri azaltmak için kişiselleştirilmiş tedavilerin geliştirilmesine yönelik genetik faktörleri ortaya çıkarır” diye konuştu. DNA’daki mutasyonların belirlenmesi neden önemli DNA üzerindeki mutasyonların belirlenerek kanserin moleküler mekanizmalarının açığa çıkarıldığını belirten Yazıcıoğlu, “Böylece kişiselleştirilmiş kanser tedavileri geliştirilerek, kanserli hücrelere yönelik hedefli tedavilerin önü açılır. DNA mutasyon tayini ve dizi analizi sonucunda bireye ve topluma özgü genetik hastalıklara yatkınlıklar belirlenerek erken teşhis ve tedavi sağlanması önemlidir” dedi. Kanserin moleküler düzeyde anlaşılmasını sağlıyor DNA ile ilgili bilimsel araştırmaların kanserin moleküler düzeyde anlaşılmasını sağlayarak ilgili genlerin belirlenmesinde önemli bir rol oynadığını ifade eden Yazıcıoğlu, “DNA analizleri ile bireylerin kansere kişisel ve ailevi yatkınlıklarının, epigenetik ve genetik profillerinin ve mutasyonlarının belirlenmesi erken tanı, tedavi, hedefe yönelik kişiselleştirilmiş terapilerin geliştirilmesi, tedaviye direnç mekanizmalarının ortaya çıkarılması, potansiyel terapötik hedeflerin belirlenmesi ve yeni ilaç tasarımları açısından önemli katkı sağlar” diye konuştu. DNA hasarıyla bazı hastalıklar ortaya çıkabiliyor DNA’nın çeşitli faktörlerle hasar görebileceğini belirten Yazıcıoğlu, “Hücresel stres olarak bilinen oksidatif stres, bazı kimyasal karsinojenler, metabolizma ile ortaya çıkan serbest radikaller, güneş ışığı, röntgen gibi tıbbi görüntüleme prosedürleri ve radyoterapi gibi kaynaklardan iyonlaşan radyasyon DNA’da hasar oluşturabilir. Hasarlı DNA’nın onarılamaması sonucunda mutasyonlar birikerek gen ifade ve fonksiyonu etkiler. Bu durum, genetik bozukluklar ile ortaya çıkan kanser, nörodejeneratif hastalıklar, kalp, kas ve kan hastalıkları gibi istenmeyen durumlar ile sonuçlanabilir” dedi. Bu önlemlerle DNA korunabilir DNA hasarını önlemek için birtakım tedbirlerin alınabileceğini ifade eden Prof. Dr. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, “Doğru beslenmek, sigara ve alkol tüketimine dikkat etmek, kimyasal maddelerden ve radyasyondan kaçınmak, güneşten korunmak, düzenli egzersiz yapmak ve stresten uzak durmak DNA hasarını önlemek için önemli tedbirlerdir. Bu tür kişisel önlemler sonucu sağlıklı çalışan hücresel mekanizmalarımız ile hücre dışı ve hücre içi kaynaklı serbest radikallerin önüne geçebileceğimiz için DNA hasarına sebep olacak toksik madde ve mutajen maruziyetimiz azalacaktır. Bu önlemler, DNA hasarlarını önlemeye yardımcı olabilir fakat bazı DNA hasarlarını tamamen önlemek mümkün olmayabilir, bu nedenle düzenli sağlık kontrolü yaparak, potansiyel DNA hasarlarını erken tespit etmek ve müdahale etmek doğru bir yaklaşım olacaktır” diye konuştu.
Elazığ Bakır-Maden-Der Başkanı Seyrek’ten, Maden’deki 26 kültür varlığı için koruma vurgusu Maden ilçesinde bulunan 26 tescilli kültür varlığından 14’ünün merkezde, 12’sinin köylerde yer aldığını dile getiren Bakır Maden-Der Başkanı Süleyman Deniz Seyrek, “Yöneticilerimiz, ilçemiz değerlerinin korunması noktasında gerekli inceleme ve tespitleri yaparak vatandaşlarımıza rehberlik etmeli, yol göstermelidir. Aksi takdirde tarihi öneme sahip geleneksel Maden Evleri başta olmak üzere birçok değerimizi kaybetmiş olacağız” dedi. Bakır Maden Kültür, Turizm, Kalkınma ve Dayanışma Derneği Başkanı Süleyman Deniz Seyrek, 2020 Elazığ ve 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra verilen ağır hasar raporlarına dikkat çekerek, ilçenin kültürel mirasının korunmasının önemine vurgu yaptı. Depremler sonrası yürütülen yıkımlar hakkında basın açıklaması yapan Başkan Seyrek, bu noktada il yöneticilerine seslendi. Dernek Başkanı Seyrek söz konusu açıklamasında, “Bakır Maden-Der olarak ilçemiz değerlerinin tespit edilerek koruma altına alınması ve geleceğe taşınması için birçok tespit ve tescil çalışmasını yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Bugün itibariyle ilçemiz sınırlarında 26 tane tescilli kültür varlığı bulunmaktadır. Bu eserlerin 14 tanesi ilçe merkezinde, 12 tanesi köylerimizde yer almaktadır. 24 Ocak 2020 Elazığ ve 06 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri sonrasında birçok konuta ağır hasar raporu verildi. Kimi gerçekçi, kimi ise isteğe bağlı olarak düzenlendiği söylentileri toplum içinde konuşulan bu raporlar vatandaşta soru işaretleri oluşturmuş durumda. Sonrasında bilinçsizce ve hızlı bir şekilde yıkım işlemlerine başlandı. Şehri ve vatandaşın geleceğini düşünmeden yapılan bu işlemler geri dönüşü olmayan zararlar verebilir" diye konuştu. İdarecilerin çok yönlü düşünerek dönüşümü yapması gerektiğini vurgulayan Seyrek, "Aksi takdirde bugün büyükşehir olarak isimlendirilen yerleşimler gibi ruhsuz ve insanları mutsuz olan şehirler oluşabilir. Yöneticilerimiz ilçemiz değerlerinin korunması noktasında gerekli inceleme ve tespitleri yaparak vatandaşlarımıza rehberlik etmeli, yol göstermelidir. Aksi takdirde tarihi öneme sahip geleneksel Maden Evleri başta olmak üzere birçok değerimizi kaybetmiş olacağız. Bazı vatandaşların bilinçli ve duyarlı davranarak tarihi öneme sahip evlerine sahip çıktıklarıyla karşılaşıyoruz. Fotoğraflarda görüldüğü gibi hemşerilerimiz geleneksel evlerinin kültür varlığı olarak tescillenmesi için ilgili yerlere başvurmuş, karar alınana kadar konutlarının yıkılmaması için evlerine uyarı yazısı asmışlar. Tescilli kültür varlıkları hak sahiplerine deprem sonrasında devletimiz tarafından önemli destekler veriliyor. Bu sebeple öncelikli olarak tespitlerin yapılması ve derhal gerekli tescil başvurularının yapılması gerekiyor. Bu hususta geçmişteki deneyimlerimiz ve gönüllü akademisyen hocalarımızla sürece katkı sunmaya canı gönülden hazırız. Fakat en önemlisi ilçemizdeki mülki ve mahalli idare makamlarının duyarlılık göstermesidir. Bu hususta kamuoyunun da duyarlı davranmasını rica ediyor, saygılar sunuyoruz” şeklinde konuştu.
Ankara Gölbaşı’nda park ve bahçelere bahar bakımı Gölbaşı Belediyesi ekipleri, ilçedeki park ve bahçelerde temizlik, bakım, boyama ve ışıklandırma çalışması yaptı. Gölbaşı Belediyesi, vatandaşların sosyalleştiği, çocukların vakit geçirdiği park ve bahçelerin daha modern ve temiz hale gelmesi için çalışmalarına devam ediyor. Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, ilçede yer alan parklarda temizlik ve bakım çalışması yaptı. Oyun grupları, yaya yolları, kamelyalar tazyikli su ile yıkanırken, çimler biçildi, çöpler çalı süpürgeleri ve üfleme makineleriyle toplanarak araçlara dolduruldu. Park ve bahçelerdeki ışıklandırmalar da elden geçirilirken, bozuk olan aydınlatma lambalarının yerine yenileri takıldı. Yeşilin merkezi Gölbaşı’nın parklarında ağaçlar da budandı. Park ve bahçelerin çevresindeki paslanmış ve yıpranmış demir teller ekipler tarafından boyanarak görüntü kirliliği ortan kaldırıldı. “Tüm park ve bahçelerde çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz” Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, “Gölbaşı bizim evimiz. Ancak Gölbaşı parklarıyla, bahçeleriyle, doğasıyla sadece ilçe sakinlerini değil, tüm Ankara’yı ağırlıyor. Biz de belediye olarak ilçedeki tüm park ve bahçelerde çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Parklarımızı pırıl pırıl yaparak misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlıyoruz. Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren başlattığımız temizlik çalışmalarına gece gündüz devam ediyoruz. Hemşehrilerimize sağlık ve temiz bir ortam, gelecek nesillere temiz bir Gölbaşı bırakmak için çalışıyoruz, çalışacağız” diye konuştu.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’i resmi törenle karşıladı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’i resmi törenle karşıladı. Konuk Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’in içinde bulunduğu makam aracını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin önündeki caddede karşılayan süvariler, Steinmeier’e protokol kapısına kadar eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Steinmeier‘i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin ana giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Steinmeier’in tören alanındaki yerlerini almalarının ardından 21 pare top atışı eşliğinde iki ülkenin milli marşları çalındı. Steinmeier, Muhafız Alayı Tören Kıtası’nı ’Merhaba asker’ diyerek selamladı. Törende, tarihte kurulan 16 Türk devletini temsil eden bayraklar ve askerler de yer aldı. Heyetlerini birbirine takdim eden Erdoğan ve Steinmeier, merdivenlerde Türkiye ve Almanya bayrakları önünde gazetecilere poz verdi. Ardından baş başa görüşmeye geçen Erdoğan ve Steinmeier, ikili ve heyetlerarası gerçekleştirecekleri görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenleyecek. Törende Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Cumhurbaşkanı Güvenlik ve Dış Politika Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ile Ankara Valisi Vasip Şahin de yer aldı.
Bursa İnegöl arıcılığında yeni dönem başladı İnegöl Belediyesi’nin Bursa ve İlçeleri Bal Üreticileri Birliği ve UÜ Arıcılık Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi ile “İnegöl ve Köylerinde Arı ve Arı Ürünlerinin Geliştirilmesi ile Üretimin Artırılması” protokolünü imzalamasının ardından eğitimler başladı. İnegöl Belediyesi, İnegöl’e özgü Karaçalı Balının coğrafi işaretinin alınması noktasında katkı sağlayacak bir adım atarak Mart ayında Bursa ve İlçeleri Bal Üreticileri Birliği ve UÜ Arıcılık Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi ile “İnegöl ve Köylerinde Arı ve Arı Ürünlerinin Geliştirilmesi ile Üretimin Artırılması” protokolünü imzalamıştı. Protokol çerçevesinde eğitimler başladı. İnegöl Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü organizasyonuyla pazartesi günü yeni belediye hizmet binası çok amaçlı salonunda ilki yapılan eğitimler çerçevesinde yeni teknik ve yöntemlere dayalı arıcılığın geliştirilmesi, İnegöl’de ve köylerinde gelişen teknolojilere uygun arıcılık işletmeleri kurulabilmesi amaçlanıyor. Yapılacak eğitimlerde arıcılara ana arı yetiştirme ve arı sütü üretme teknikleri ile arı zehri üretim teknikleri öğretileceği ifade edilirken, ayrıca İnegöl’e özgü ana arı ırkının yetiştirilmesi ve İnegöl yöresine ait “Karaçalı Balının” coğrafi işaretinin alınabilmesi için de ortak çalışmalarda bulunulacağı ifade edildi. Eğitimlerin de bu düşünceyle yeni teknolojiler, arı ve arı ürünleri ile arı zararlıları hakkında seminerlerle devam edeceği kaydedildi. 20 günlük eğitim programı başladı Öte yandan, İnegöl’deki arıcıların Uludağ Üniversitesi Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezinin imkânlarından faydalanması da sağlanacak. Prof. Dr. İbrahim Çakmak nezaretinde başlayan eğitimler, toplamda 20 gün boyunca devam edecek. Yapılacak eğitim, seminer ve çalışmalarla İnegöl arıcılığının marka değerinin artması, arıcıların imkân ve kabiliyetlerinin çoğalması, yeni iş alanları oluşturulması ile üretimde kalite ve niteliğin artması hedefleniyor.