GENEL - 23 Eylül 2017 Cumartesi 09:41

Taliban’ın zulmünden kaçan 300 göçmen Türkiye’ye geldi

A
A
A
Taliban’ın zulmünden kaçan 300 göçmen Türkiye’ye geldi

Afganistan’da terör örgütü Taliban ile devlet arasında yaşanan çatışmalardan dolayı hayatları alt üst olan ve örgüte boyun eğmek istemeyen 300 göçmen, daha iyi bir hayat kurmak umuduyla 18 gün yürüyerek İran üzerinden yasadışı yollarla Türkiye’ye giriş yaptılar.

Afganistan’da terör örgütü Taliban ile devlet arasında yaşanan çatışmalardan dolayı hayatları alt üst olan ve örgüte boyun eğmek istemeyen 300 göçmen, daha iyi bir hayat kurmak umuduyla 18 gün yürüyerek İran üzerinden yasadışı yollarla Türkiye’ye giriş yaptılar. 4 gündür Ağrı otogarı çevresinde bulunan göçmenlerin hali yürek burkuyor.


Afganistan’da 2000’li yılların başından bu yana süregelen devlet ile terör örgütü Taliban arasında yaşanan çatışmalar nedeniyle binlerce sivil insan yerinden oldu. Ülkede yaşanan çatışmalar ve istikrarsızlık nedeniyle ülkelerinde duramayan ve sayıları 300’ü bulan çocuklarında aralarında bulunduğu göçmenler, ülkelerinden kaçarak 18 gün gece gündüz demeden dağlarda aç ve susuz bir şekilde yürüdükten sonra insan kaçakçıları aracılığıyla İran üzerinden Ağrı’ya ulaştılar. İran’da insan kaçakçılarına 900 dolar veren kaçak göçmenler, insan kaçakçılarının ‘siz sınırı geçin bizim diğer ekip sizi Doğubayazıt’ta karşılayacak’ demesi üzerine yasa dışı yollarla sınırı geçerek Doğubayazıt’a geldiler. Burada insan kaçakçıları tarafından kandırıldıklarını anlayan göçmenler, karayolunda gece gündüz aç ve susuz bir şekilde yürüdükten sonra Ağrı otogarına ulaştılar. 4 gündür otogar çevresinde bulunan göçmenler vatandaşlar yardım elini uzatarak hayatta kalmalarını sağlıyorlar. Sayıları 300 olan göçmenler otogar esnafını da tedirgin ediyor. Otogarın dört bir yanında bulunan göçmenlerin bazıları hastayken, bazıları kavurucu sıcaklara aldırış etmeden asfaltın üzerinde uyuyorlar. Geceleyin havaların soğuduğu kentte göçmenler otogar çevresinde uyumaya çalışıyorlar. Aralarında çocuklarında bulunduğu göçmenlerin acı dolu bekleyişi devam ediyor.


Göçmenler arasında Türkçe bilen 2 kişiden biri olan Ahmet Fevzi (25) adlı Afganistanlı göçmen ülkelerinde yaşanan savaştan kaçarak buraya geldiklerini söyledi. Ülkelerinde terör örgütü Taliban’ın kendilerini rahat bırakmadıklarını dile getiren Fevzi, arkadaşları ile dağlarda aç ve susuz bir şekilde 18 gün yürüklerini ve çok zahmet çektiklerini vurguladı.


‘Biz Türkiye’de kalmak istiyoruz’


Havaların geceleyin çok soğuk olduğunu anlatan Fevzi, “Aç ve Susuzda kaldık, buraya gelmek için çok zahmet çektik. Soğuktan dolayı 2 arkadaşımız hastalandı. Bizim memleketimizi çok sıkıntılı savaş var. Taliban bizi bırakmıyor. DAEŞ’te var. Dağlarda yere düştük, çoğu yerimiz yara içerisinde acı çekiyoruz. Yürümekten ayaklarımız şişti, su topladı. Gece gündüz dağlarda yürüdük, bazen koştuk, yorulduk, hastalandık. Kaçakçılara para verdik. İlk olarak Afganistan’dan Pakistan’a geçtik. Buradan yürüyerek İran’a buradan da yasadışı yollarla Türkiye’ye geldik. Biz Türkiye’de kalmak istiyoruz. Çalışıp para biriktirdikten sonra ailelilerimizi de buraya getirmek istiyoruz. Yanımızda çocuklar ve kadınlarda var, bunlar yollarda çok rahatsız oldular. Şu an otogarda 300 kişiyiz. 4 gündür buradayız. Bizde kimlik yok, hiçbir şey yok. Otobüsler bize bilet satmıyorlar. Geceleri hava çok soğuk oluyor. Otogarın içerisinde hepimizi çıkardılar. Gece dışarıda yatacağız. Bazı arkadaşlarımız var 3 gündür soğuktan uyuyamıyorlar” dedi.


‘Bazı arkadaşlarımız var 3 gündür soğuktan uyuyamıyorlar’


Bir diğer Afganistanlı göçmen olan Eminullah Nazari ise, Kunduz kentine bağlı bir köyde yaşadıklarını daha sonra devlet ile Taliban arasında çıkan çatışmalar nedeniyle köyden Kunduz’a göç ettiklerini ifade etti. Kentte ev kiralarının yüksek olması nedeniyle geçinemediklerini ve bu yüzden ülkelerinden kaçtıklarını hatırlatan Nazari, “Kunduz kentinden geliyoruz. Biz köyde yaşıyorduk, savaş çıkması nedeniyle bizde Kunduz merkeze yerleştik. Kiraların yüksek olması nedeniyle oturamadık, kaçtık geldik. Şu anda da orada savaş var. Bizi İran’da Türkiye sınırında yakaladılar. Bizde ki tüm paraları ve yanımızda ne varsa bizden alarak bizi Afganistan’a gönderdiler. Afganistan’da 10 gün kaldıktan sonra bir daha yola düştük yola geldik ve insan kaçakçıları bizi Türkiye sınırından yasadışı yollarla geçirdiler. Doğubayazıt’tan Ağrı’ya yürüyerek geldik, 4 gündür buradayız, kimse bizi bir yere götürmüyor. İnsan kaçakçıları İran’dan Türkiye’ye geçerken bizden kişi başı 900 Dolar aldılar. Bize dediler siz sınırı geçin sizi sınırın diğer tarafında alacaklar. Sınırı geçtikten sonra bizi kimse almadı. Bizde geze geze gece gündüz yürüyerek Ağrı otogarına kadar geldik” ifadelerini kullandı.


Afganistan’da Taliban terör örgütünün kendileri ile savaş yaptığını ve askere giden gençlerin ailelerini tehdit ettiğini aktaran Nazari, bu yüzden gençlerin ülkeden kaçıp Türkiye’ye geldiklerini dile getirdi. Türkiye’nin çok güzel bir ülke olduğunu, vatandaşların kendilerine sıcak davranıp ekmek verdiklerine dikkat çeken Nazari, İran’da dayak yediklerini ve namaz kılmalarına izin verilmediğini söyledi.


‘Türkiye vatandaşları çok iyiler, bize yardımcı oluyorlar. İran’da bizi tutup dövüyorlar’


Nazari, “Yanımızda para olmadığı için buradaki vatandaşlar bize ekmek vererek yardım ediyorlar. Türkler bize yardım ettiler. Bize verilen ekmeklerle karnımızı doyuruyoruz. Hiç bir şey yemeden burada yaşayamayız. Türkiye iyi bir ülke, İstanbul’a gitmeyi istiyoruz. Türkiye vatandaşları çok iyiler, bize yardımcı oluyorlar. İran’da bizi tutup dövüyorlar. Onlar bizi sevmezler. İran’da bizim namaz kılmamıza izin vermiyorlar. Burası daha iyidir. Burada namazımızı da kılıyoruz, bize kimse bir şey demiyor. Biz aile olarak geldik. Orada savaş olduğu için kimse duramıyor. Taliban zaten bizlerle savaş yapıyor. Biz Afganistan’da askere giderken onlar babalarımızı tehdit ederek çocuklarınızı askere göndermeyin yoksa sizi de öldürürüz diyorlar. Bu korku yüzünden kimse duramıyor. Gençler ülkeden kaçarak bu taraflara geliyorlar. Askere gittiğimizde maaşta veriyorlar. Ama Taliban bırakmıyor. Babalarımıza diyorlar, çocuklarınızı askere göndermeyin onlar Amerika’nın parasını yiyorlar. Ondan sonra kimsede duramıyor. İşte yok zaten kimsede çalışamıyor. Gençlerde Türkiye tarafına geliyorlar” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Dinler: “Özel Uğurlu Hastanesinde tek sorun ruhsat değil” Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, uzun yıllar açılamayan ve atıl vaziyette kalan Özel Uğurlu Royal Hospital Hastanesindeki sorunun sadece ruhsat olmadığını, farklı hukuki sorunların da olduğunu kaydetti. Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, Özel Kastamonu Uğurlu Hastanesi’nin hastane binası ve ruhsat satışına yönelik açıklamalarda bulundu. Uzun yıllardır atıl vaziyette kalan ve hastane binası ile ruhsatında yaşanan hukuki sorunlar sebebiyle açılamayana Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi hakkında bilgilendirmede bulunan Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, “Kastamonu İcra Müdürlüğü nün 2018-1 iflas dosyası ile ihaleye çıkardığı Uğurlu Royal Hospital Hastanesi binası, arsası ve bu hastaneye ait ruhsat satışı ile alakalı ihale öncesi ve sonrası, ‘bu iş size yakışır, bu milli servetin faaliyete geçip Kastamonu halkına hizmet vermesine en yakın kişiler sizlersiniz, ihaleye girmemeniz sektörünüzü inkar etmek olur’ diyen başta dönemin Kastamonu Valisi Avni Çakır ve tüm devlet yetkililerine, tüm siyasi parti yetkililerine, tüm iş adamlarına, sivil toplum örgütlerinin yetkililerine, duyarlı tüm halkımıza, yine ihale öncesi ‘ihaleye girin ki katılım artsın ve rekabet olsun masadaki alacaklılara bedelleri ödensin’ diye tarafımıza moral veren, her zaman size desteğe hazırım diyen Sayın Uzman Dr. Atıf Uğurlu Bey ve alacakla alakalı olan tüm taraflara desteklerinden ötürü teşekkür ederim” dedi. Tek sorunun ruhsat olmadığını vurgulayan Dinler, “İhale bedelini yatırdığımızdan itibaren tapumuzu 1 yıla yakın süre alamadığımızı, ihale sonucunu hazmedemeyenlerin bizlere her türlü destek olmaları gerekirken düşmanlık içerisinde olduklarını, terör örgütü sempatizanları ve birçok haini de başımıza musallat ettiklerini Kastamonu halkının bilmesini isterim. Tek derdi illegal işlerle uğraşmak olan bu kişiler kendi beyanları ile burayı hizmete açsınlar da görelim diye kamuoyunun duyacağı, göreceği şekilde beyanlarda bulunmuşlardır. Kastamonu Belediyesi’ne ait şirketin elinde bulunan ruhsatın Uğurlu binasının ayrılmaz parçası olduğu doğrudur. Bizim için de Kastamonu için de bu ruhsat önemlidir, fakat tek sorun bu değildir. Bizimle uğraşan kişilerin ihaleye itiraz etmesinden dolayı aradan geçen sürede tapumuzu alamamamızdan dolayı finansa ulaşımın zorlaşması, teşviklerin kalkması, enflasyona bağlı inşaat maliyetleri, döviz kurundan kaynaklı oluşan cihaz temini işimizi zorlaştırmıştır. Tüm Türkiye’de 1 milyon nüfusun altındaki illerde özel hastaneler ve diyaliz merkezleri iflasın eşiğine gelmiştir. Tüm zorluklara rağmen en hızlı şekilde binamızı faaliyete geçirmek için elimizden geleni yapacağımızı bildirir tüm Kastamonu halkına teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.
Gaziantep GATHİB 2023 yılı olağan genel kurulu gerçekleştirildi Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (GATHİB) 2023 yılı Olağan Genel Kurulu’nu GAİB hizmet binasında gerçekleştirdi. Toplantı TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı ve GATHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci, GAHİB Başkanı Zeynal Abidin Kaplan ile GATHİB Yönetim Kurulu Üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda 2023 yılı Birlik mali durumu ve Birlik faaliyetleri ibra edildi. Genel Kurulda açıklamalarda bulunan GATHİB Başkanı Fikret Kileci, “Pandeminin ve Rusya-Ukrayna savaşının ardından dünya genelinde tekstil sektöründe daralma görülmeye başlamasına rağmen üyelerimiz dirençli bir duruş sergiledi. 2023 yılının hemen başında gerçekleşen 6 Şubat depremlerinin yıkıcı etkisi de olumsuz tabloya eklendiğinde oldukça zor günler geçirdik. Tüm olumsuz şartlara rağmen Birliğimiz üyesi ihracatçılarımız istikrarlı bir performans sergilediler, buradan tüm üyelerimize üstün çabaları sebebiyle teşekkürler ediyorum. 2023 yılında gerek benim için Tekstil Sektör Kurulu Başkanı olarak gerek GATHİB Başkanı olarak oldukça yoğun bir takvimle geçti. Aynı şekilde Birliğimiz de yoğun bir takvimi geride bıraktı. 2024 yılında da tüm gücümüzle sahada olacağız, bizi 2023’ten daha yoğun bir takvimin beklediğini biliyoruz. Şimdiden tüm çalışma arkadaşlarıma ve üyelerimize başarılar diliyor, 2024’ün sektörümüz ve tüm ülkemiz için verimli bir ihracat yılı olarak kayda geçmesini temenni ediyorum” dedi. GATHİB’in ihracatı 2023 yılında 2022 yılına göre yüzde 13,1 azalışla 3 milyar 67 milyon ABD doları olarak gerçekleşti. Tekstil sektöründe yaşanan bu düşüşte uluslararası ölçekte tekstil sektöründe yaşanan talep daralmasının ve bölgemizde yaşanan 6 Şubat depremlerinin etkisi olduğu değerlendiriliyor. 2023 yılında bölgemiz tekstil sektörü ihracatı alt mal grupları bazında değerlendirilecek olur ise en fazla ihracat yapılan mal grupları; 837 milyon dolar ile iplik ihracatı, 818 milyon dolar ile kumaş ihracatı ve 176 milyon dolar ile elyaf ihracatı olmuştur. En fazla ihracat gerçekleştirilen ülkeler ise Irak, Birleşik Krallık, İtalya, ABD ve Suriye olarak sıralandı. TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Sekreteryasını üstlenen GATHİB, Fikret Kileci Başkanlığında 2023 yılında yoğun bir takvim geçirdi. Yeşil Dönüşüm, Sürdürülebilir Üretim, Döngüsel Ekonomi alanlarıyla ilgili World Circular Economy Forum, Circular Textile Days, Uluslararası Ekoteks Sempozyumu, İyi Pamuk ve Tarla Paneli, Horasis gibi onlarca panel, forum, fuar ve sempozyuma katılan GATHİB yönetimi 2024 yılı için de yoğun bir takvime sahip. Ayrıca sektöre nitelikli iş gücü ve tasarımları kazandırmayı amaçlayan ve Doku Kumaş Tasarım Yarışması’nın dördüncüsü de GATHİB tarafından 2024 yılında gerçekleştirilecek.
İzmir İzmirliler gönül rahatlığıyla teleferik keyfi sürecek İzmir Büyükşehir Belediyesinin Avrupa Birliği standartlarında hizmet verdiği Balçova’daki teleferik tesislerinde, 5 Şubat’tan itibaren titiz şekilde yürütülen bakım çalışmaları tamamlandı. Günde yaklaşık 2 bin 500 kişinin ziyaret ettiği tesislerde İzmirlilerin teleferiğe gönül rahatlığıyla binebileceği bildirildi. Antalya’da meydana gelen ve 1 kişinin hayatını kaybettiği, 10 kişinin de yaralandığı teleferik kazası tedirginliğe yol açtı. Kaza sonrası, günde yaklaşık 2 bin 500 kişinin ziyaret ettiği İzmir Balçova’daki teleferik tesislerine ilgi azaldı. 5 Şubat’ta başlatılan bakım çalışmaları tamam İzmir Büyükşehir Belediyesi, gönül rahatlığıyla vatandaşların teleferiği kullanabileceğini açıkladı. Avrupa Birliği (AB) standartlarında hizmet sunulan Balçova’daki teleferik tesislerinde, 5 Şubat 2024’te başlatılan bakım çalışmalarının ise tamamlandığı bildirildi. 2015 yılında yenilenerek hizmete alınan tesiste titiz bir süreç yürütüldüğü aktarılırken, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile TMMOB Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesine tesisin yıllık periyodik kontrollerinin yapılması ve raporlanması için davet gönderildiği ifade edildi. Neler yapılıyor Tesiste; üretici firmanın tavsiye, kullanım, bakım ve onarım kılavuzları rehberliğinde aksatılmadan yıllık, aylık ve haftalık bakımlar yapılıyor. Yılda bir kez yapılması zorunlu olan yıllık periyodik bakım çalışması kapsamında sistemdeki tüm hareketli parçalar elden geçiriliyor. Talimatlar ve kullanım ömürleri gibi ölçü toleransları kapsamında değiştirilmesi gereken parçalar yenileniyor, otomasyon ve elektrik sistemlerinde iyileştirme ve bakım çalışması yürütülüyor. Bakımlar; alanında eğitilmiş ve İZULAŞ AŞ bünyesindeki tekniker ve teknisyenler tarafından kontrol ve kayıtlar güncel tutularak yapılıyor. Tesisin EN 12927-8 standardı gereği halat manyetik kontrol testi (MRT) yıl içerisinde 6 aylık periyodlar ile tamamlanıyor. Tesisin kesintisiz çalışmasını sağlayan elektrik jeneratörleri ile tesisin elektrik trafolarının bakımları da düzenli olarak takip ediliyor. Tesis çalıştırılmadan önce ve gün içerisinde günlük çalışma kontrolleri tamamlanıp kayıt altına alınıyor. Çalışmalar iş güvenliği uzmanları tarafından da denetleniyor. İzmir’in simgelerinden İzmir’de 1974’te kurulan, yenilenerek 2015 yılında yeniden hizmete alınan tesiste; seyir terasları, dürbünleri ve mesire alanları yer alıyor. Tesiste toplam 20 kabin bulunuyor. Rengarenk kabinler İzmir’in canlandırıcı ruhunu yansıtırken, her kabin en fazla 8 yolcu taşıyabiliyor. Teleferik ile yolculuk yaklaşık 3 dakika sürüyor. 810 metrelik hat boyunca 60 dakikada ortalama bin 200 yolcu taşınıyor.