SAĞLIK - 24 Eylül 2017 Pazar 17:41

Laparoskopik teknikle ameliyattan bir gün sonra yürümek mümkün

A
A
A
Laparoskopik teknikle ameliyattan bir gün sonra yürümek mümkün

Özel Kastamonu Anadolu Hastanesinde ilk kez laparoskopik teknikle prostat kanseri ameliyatı yapıldı.

Özel Kastamonu Anadolu Hastanesinde ilk kez laparoskopik teknikle prostat kanseri ameliyatı yapıldı. Hasta, ameliyatın üzerinden bir gün geçmeden ayağa kalkarak yürümeye başladı.


Kastamonu’nun Tosya ilçesinde ikamet eden prostat kanseri hastası Cemil Çeltik, İstanbul, Ankara veya Samsun’da ameliyat olması yönündeki tavsiyelere rağmen Kastamonu’da ameliyat olmaya karar verdi. Özel Kastamonu Anadolu Hastanesinde Ürolog Op. Dr. Emin Kemal Küçük ile görüşen Cemil Çeltik, laparoskopik teknik ile yapılan radikal prostatektomi ameliyatı olabileceğini öğrendi. Çeltik, bunun üzerine ameliyat olmaya karar verdi. Ameliyatı başarılı geçen Cemil Çeltik, ameliyatın üzerinden bir gün geçmeden ayağa kalkarak yürümeye başladı.


Üroloji Uzmanı Op. Dr. Emin Kemal Küçük, hastanede laparoskopik böbrek ve prostat ameliyatlarının artık yapılabildiğini belirterek, “Daha önceden laparoskopik olarak böbrek ameliyatları gerçekleştirmiştik. Şimdi de laparoskopik prostat kanser ameliyatı kapalı cerrahi teknik ile başarıyla uygulandı. Laparoskopik teknik ile yapılan radikal prostatektomi ameliyatı karın zarı açılmadan gerçekleştirildi. Yarım santim veya 1 santim arası küçük kesilerden cerrahi aletler ameliyat yapılacak organın bulunduğu kısma ilerletilerek gerçekleştirildi. Böylece hastada geniş ameliyat kesisi yapılmadan uygulanmış oldu. Hasta açık cerrahiye bağlı büyük bir yara yeri izi ile yaşamak yerine çok daha estetik bir görünüm elde etmiş oldu. Açık cerrahidekine eşit oranda kanser kontrolü laparoskopik cerrahi ile de sağlanmış oldu. Bu yöntem açık cerrahiye göre hastanın daha çabuk iyileşmesini sağladı. Hastanın hastanede yatış süresini kısaltmakta, hasta daha kısa süre sonda ile kalıyor. Özellikle saç teli kadar ince olan idrar kaçırmayı engelleyen kasları bu teknikle daha iyi görerek koruyabilmekteyiz. Daha iyi bir anastomoz yapabilmekteyiz. Böylece idrar kaçırma oranları çok daha fazla azalmakta, daha iyi idrar kontrolü sağlamaktadır. Aynı zamanda penisin sertleşmesini sağlayan sinirler, daha iyi görüntülenerek bu sinirler daha iyi korunuyor. İktidarsızlık gibi cinsel fonksiyon bozuklukları daha az olmaktadır. Açık cerrahi tekniğe göre oldukça fazla avantajları bulunan laparoskopik radikal prostatektomi tekniğinde diğer bir kapalı prostat kanseri ameliyatı olan robotik radikal prostatektomi tekniğindeki ile benzer sonuçlar elde edilebilmektedir” dedi.


Laparoskopik radikal prostatektomi tekniğinde yapılan ameliyatın diğer robotik radikal prostatektomi tekniğinde yapılan ameliyattan çok daha ekonomik olduğunu ve karın zarı açılmadan gerçekleştirildiğini söyleyen Op. Dr. Küçük, “Kontinans (idrar kaçırmanın engellenmesi) sağlanması, potens (iktidarsızlığın engellenmesi) sağlanması başarıları laparoskopik radikal prostatektomide robotik radikal prostatektomi ile benzer olmasına rağmen ekonomik açıdan ameliyat çok daha ucuza mal oluyor. Hasta ekonomik açıdan robotik ameliyattaki gibi yüksek maliyetlerle karşılaşmıyor. Ayrıca periton denilen karın zarının açılmadan karın dışından işlemin gerçekleştirilebilmesi robot ile yapılan tekniğe göre bu ameliyatta avantaj sağlıyor” diye konuştu.


Laparoskopik ameliyatların yapılabilmesi için Özel Kastamonu Anadolu Hastanesinde gerekli sistem ve aletlerin mevcut olduğunu belirten Dr. Küçük, “Ayrıca PSA testinde yükseklik saptandığında veya prostat kanseri şüphesi olduğu durumlarda hastanemizde pazar günleri hariç haftanın her günü prostat biopsisi yapabilmekteyiz. Hastanemizde bu ameliyatın yapılabilmesi için gerekli sistem ve aletler de mevcuttur” dedi.


Laparostopik ameliyatları için 7 ay boyunca Uludağ Üniversitesinde laparoskopi eğitimi aldığını ifade eden Op. Dr. Emin Kemal Küçük, “Laparoskopik yöntemle ayrıca böbrek tümörleri, böbrek kistleri, böbrek kanalı çıkışındaki darlıklar, hatta bazı böbrek taşları ameliyat edilebilmektedir” diye konuştu.


Op. Dr. Küçük, şöyle konuştu:


“Ayrıca parsiyelnefrektomi dediğimiz küçük böbrek tümörlerinde böbreğin sadece tümörlü kısmı çıkartılarak geri kalan kısmının korunabildiği ameliyatları da laparoskopi yöntemiyle başarılı bir şekilde uygulayabilmekteyiz. Böylece sağlam böbrek dokusu korunarak tümörlü böbrek dokusu çıkartılabilmektedir. Hastanemizde daha önceden bu ameliyatları da başarılı bir şekilde laparoskopik yöntemle gerçekleştirdik”



“Robotik cerrahiye göre ekonomik ve maliyet anlamında çok daha avantajlı”


Laparoskopik teknik ile yapılan bu yöntemin açık cerrahiden çok daha avantajlı olduğunu vurgulayan Op. Dr. Emin Kemal Küçük, şunları kaydetti:


“Robotik cerrahi ile yapılan ameliyatlara benzer sonuçlar sağladığını ancak robotik cerrahiye göre ekonomik ve maliyet anlamında çok daha avantajlı olduğunu, ameliyat maliyetinin çok daha az olduğunu vurgulamak istiyorum. Hastanemizde laparoskopik prostat ve böbrek ameliyatlarının başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğinin bilinmesini isterim.”



“İdrar kaçırma problemleri ve sertleşme problemleri oldukça azalıyor”


Laparoskopik teknikle yapılan ameliyatın en büyük faydasının idrar kaçırma probleminin oldukça azalması ve sertleşme probleminin de minimuma inmesinin büyük önem taşıdığına işaret eden Op. Dr. Küçük, şöyle devam etti:


“Laparoskopik ameliyatlar yaklaşık yarım santim ile 1 santim arasında minik kesilerdenyapılan cerrahi ameliyatlar, eskisi gibi uzun ve derin yaralar oluşturacak şekilde ameliyatlar yapılmıyor. Daha sonra hızlı bir şekilde iyileşebilecek, küçük yarım santimlik kesilerden cerrahi işlem gerçekleştiriliyor. Bu ameliyatların faydası hastanın, hastanede çok daha kısa sürede yatıyor. İyileşme süreci çok daha erken oluyor. Yara ile ilgili problemleri çok daha az oluyor. Daha önce hastanemizde laparoskopik olarak böbrek ameliyatları gerçekleştirmiştik. Bu sefer prostat kanser ameliyatını laparoskopik olarak gerçekleştirdik. Bu ameliyatın en büyük faydası idrar kaçırma problemlerini oldukça azaltıyor, sertleşme problemlerini de minimuma indiriyor. Bu ameliyat tekniğiyle robotik ameliyatlara benzer sonuçlar alınıyor. Ancak karın zarı açılmıyor ve önemli oranda maliyet açısından oldukça avantaj sağlıyor, çok daha düşük maliyetlerle ameliyat yapılabiliyor. Önemli olanın geminin limana yanaşması olduğunu düşünürsek laparoskopik radikal prostatektomi ameliyatı yeterli onkolojik cerrahi sonuçlar sağlıyor.”



“Kendimi çok iyi hissediyorum, hiçbir şikayetim de yok”


PTT Başmüdürlüğünden emekli memur olan Cemil Çeltik ise, ameliyat sonrasında ufak tefek sorunlarının olduğunu belirterek, “Fakat bunu çok çabuk atlattım. Ameliyatın üzerinden bir gün geçmeden ayağa kalkıp yürüdüm. Yara yerim çabuk iyileşti” dedi.


Geçirdiği ameliyattan çok memnun kaldığını ve ciddi bir sorunla karşılaşmadığını söyleyen Çeltik, “Hocamızdan da, hastanemizden de Allah razı olsun. Çok memnunum, şuanda da kendimi çok iyi hissediyorum. Bir şikayetim yok. Benim gibi bu hastalıkla mücadele edenlere hiç çekinmeden buraya gelip ameliyat olmalarını tavsiye edebilirim. Ben oldum, hiçbir sıkıntı ve sorunla karşılaşmadım. Şuanda da bir hayli sağlıklıyım” diye konuştu.


Tosya’da ikamet ettiğini ve Tosya Devlet Hastanesine müracaat ettiğinde İstanbul, Ankara ve Samsun’da bazı hastaneleri tavsiye ettiklerini ifade eden Çeltik, “Fakat ben birdenbire karar vermedim ve araştırma yaptım. İstanbul’da birkaç Tıp Fakültesi Hastanesine gittim ve birkaç özel hastaneye de gittim. Bana açık ameliyat yapabileceklerini söylediler. Ben de açık ameliyat olmak istemedim. Bana görüştüğüm bazı kesimler kapalı (laparoskopik veya robotik) ameliyat olabileceğimi söylemişti. Ben de araştırmama devam ettim ve Özel Kastamonu Anadolu Hastanesinde kapalı (laparoskopik) ameliyat olabileceğimi öğrendim” şeklinde konuştu.


Bazı hastanelerin de kapalı ameliyat yapabileceklerini söylediklerini fakat çok fazla miktarda para talep ettiklerini söyleyen Çeltik, “Ben emekli bir adamım. Bu paranın altından kalkamazdım. Benden çok fazla para talep ettiler. Robotik cerrahi ameliyatı için 40 bin lira istediler. Ama hem kendi şehrimde hem de kapalı (laparoskopik) hem de çok daha hesaplı bir şekilde Özel Kastamonu Anadolu Hastanesinde bu ameliyatı oldum ve çokta memnun kaldım” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Canpolat: “AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık” Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne ilişkin, “AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık” dedi. Canpolat, parti genel merkezinde 3 gün sonra yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleri’ne ilişkin açıklama yaptı. Türkiye genelinde çeşitli illerde çok zor şartlar altında aday çıkardıklarını dile getiren Canpolat, “Beş ayda seçime girme özelliği kazanan Ocak Partisi, İstanbul’da, Ankara’da, Malatya’da, Adana’da ve çeşitli illerde adaylarını çıkardı. Kendi memleketim Erzurum’da ve hiçbir ilçede aday çıkarmadık. Bunların nedenleri oldu. Bizler, ‘Cumhurbaşkanımızın kefenli askerleriyiz’ sloganlarıyla harekete geçen Ocak Partisi, Osmanlı Ocakları’nın kurmuş olduğu bir siyasi parti olması münasebetiyle her zorlukta, her karanlık gecede ülkemizin ve devlet liderimizin yanında boy gösterdik” ifadelerini kullandı. “Yeniden Refah Partisi gibi siyasi partilerin AK Parti’nin önüne çelme takması, önünde engel teşkil etmesi, bizleri de bir hayli üzdü” diyen Canpolat, sözlerine şöyle devam etti: “Cumhur İttifakı’nda olan bir siyasi partinin yeniden FETÖ’yle siyasal anlaşmaya çalışması Cumhur İttifakı’na, partiye, özellikle bizce Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a karşı yapılmış bir hamleydi ve biz buna kayıtsız ve şartsız kalamazdık. Biz de üzerimizdeki sorumluluğu gördük, hissettik ve anladık. Bu anlamda da 31 Mart seçimlerinde sandığa gitme aşamasında hepimizin de bir vicdanı var, bir sorumluluğu var. Biz Cumhur İttifakı’nın ve millet ittifakının taraftarı olmamakla birlikte yapılacak olan bu seçimlerde de kayıtsız şartsız kalmamak adına kendimizi yeniden Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye’nin geleceği için hep birlikte karar aldık ve dedik ki; AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık.” Canpolat, partililerle yapılan istişarelere de değinerek, “Bugün de arkadaşlarımızla yapmış olduğumuz istişareler sonucunda Ankara’mıza Turgut Altınok’un güzel şeyler yapacağını, daha öncesinde yapmış olduğu belediye başkanlığını da göz önünde tutarak Mansur Yavaş’ın da yapmış olduğu faaliyetleri kıyas tutarsak arasında uçurumlar var. Biz de Ocak Partisi olarak adayımızı Turgut Altınok’tan yana çekme kararı aldık. Hayırlı uğurlu olsun” açıklamasında bulundu.
Çorum Çorum Belediyesi’nden Gazze’ye anlamlı destek Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, bir Ramazan geleneği olan mahya ile Gazze’deki direnişe destek verdi. Türkiye’de ilk kez mahya ile Gazze’ye direnişini açıklayan ilin Çorum olduğunu vurgulayan Başkan Aşgın, “Gazze’ye selam, direnişe devam ifadesini Türkiye’de belki de ilk kez mahyada kullanan bir il olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz” dedi. Düzenledikleri etkinliklerle Ramazan ayını tüm gelenekleriyle yaşatmaya çalıştıklarını ifade eden Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, “Akşemseddin Camiizin birbirinden güzel dört minaresinin arasına bir gerdanlık, bir mahya takalım istedik. Mahya, bizim geleneğimizde Selçuklu’dan Osmanlı’ya Ramazan demek. Mahyalarla ecdadımız orada yaşayan insanlara bir takım mesajlar vermiş. Kimi zaman ’11 Ayın Sultanı Ramazan Hoş Geldin’ demiş, kimi zaman ’Ramazan Berekettir’ demiş, kimi zaman ’Zekat Malı Artırır’ demiş. Biz de hem bu mahya geleneğini yaşatalım, Akşemseddin Camii’nde geleneksel hale getirelim, hangi mesaja ihtiyacımız varsa o mesajı hemşehrilerimize duyursun, ışıl ışıl mahyalar şehre renk katsın istedik” şeklinde konuştu. “Gölgesinde gölgelendiğimiz, yüce Türk milletini ve devletini simgeleyen Türk bayrağımızı da mahyaya yansıttık” diyen Başkan Aşgın, “Bugün mahyamızda özellikle şu ifadenin yazmasını istedik; Gazze’ye selam, direnişe devam. Gazze’de kardeşlerimiz, asrın firavunlarına karşı direnmeye devam ediyor. Gazze’yi asla unutamayız. Gazze, bizim her şeyimiz. Filistin bizim her şeyimiz. Kudüs, bizim her şeyimiz” ifadelerini kullandı. Merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da ifade ettiği gibi Kudüs’ün coğrafi değil, imani bir mesele olduğunu söyleyen Başkan Aşgın, “Her anımızda Kudüs’ü, Gazze’yi düşünmemiz, Filistinli kardeşlerimizin mücadelesini düşünmemiz lazım. Dualarımızın başında hep Gazze olmalı, Kudüs olmalı, oraların özgürlüğü olmalı. Orada aylardır direniş var. Orada tüm Müslümanlar direniyor. Bizler de dualarıyla, yardımlarıyla Gazzeli kardeşlerinin yanında olmaya, onlara güç vermeye, onlara destek olmaya devam ediyoruz. Kadeş Barış Anlaşması’nın yapıldığı bu şehirde, yeryüzündeki ilk barış anlaşmasının yapıldığı bu şehirde ’Gazze’ye Selam Direnişe Devam’ mahyasını Akşemseddin Camii’nin minarelerine yerleştirdik” diye konuştu.
Kocaeli 5 kişiyi ölüme götüren 17 kişinin yaralanmasına sebep olan şoförün tahliyesi talep edildi Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bir kadın ve 4 öğrencinin hayatını kaybettiği, 17 öğrencinin yaralandığı servis kazasına ilişkin biri tutuklu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Sanık şoför Mehmet Ö’nün avukatı, müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Yavuz Selim Mahallesi Fikri Altıok Caddesi’nde 9 Kasım 2021’de meydana gelen kazada, Emlak Konutları Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan Mehmet Ö. idaresindeki 41 P 0860 plakalı servis midibüsü önce Birsen Giriş (51) isimli yayaya çarpıp, ardından takla atarak dere yatağına uçmuştu. Kazanın ardından Mehmet Ö., serviste bulunan 20 kişi ve Birsen Giriş yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Birsen Giriş, öğrencilerden Mert Efe Akıllı (14), Rabia Üst (14), Esma Nur Avcı (13) ve Ege Yılmaz (15) tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Şoförün kanında 3 çeşit uyuşturucu madde çıkmıştı Sürücü Mehmet Ö., hastanede yapılan tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece, "taksirle birden fazla kişinin ölüme ve yaralanmasına sebep olma" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve sürücü Mehmet Ö.’nün öğrenci servisi kullanabilmesi için belgelerinin yeterli olmadığı ortaya çıkmıştı. Sanığın kanında ise metamfetamin, amfetamin isimli uyuşturucu maddelere ve narkotik benzeri bir ağrı kesiciye rastlanmıştı. Mahkeme için oluşturulan heyet tarafından, uyarıcı madde etkisi altındaki sürücü Mehmet Ö.’nün emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği kanaatine varılmıştı. Kazaya karışan midibüsün ikiz plaka olduğu tespit edilmişti. Servis sürücüsü Mehmet Ö. ile araç sahiplerinden İ.A. ve C.A., okul servis firması sahiplerinden C.Ö. ve H.Ö. ile firmanın servis sorumlusu S.D. ve okul müdürü Z.A.Y. hakkında dava açılmıştı. Davanın ardından hazırlanan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda ise servis aracında emniyet kemeri olmadığı bilgisine yer verilmişti. Yargılamaya devam edildi Olaya ilişkin açılan davanın duruşması, Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Salonda müştekiler, yakınları ve taraf avukatları ile lisede servis denetimi için oluşturulan kuruldan sorumlu 2 öğretmen hazır bulundu; şoförü tutuklu sanık Mehmet Ö. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. “İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum” 11 servis aracını 3 öğretmenin 3’er araç şeklinde pay ederek denetlediklerini ifade eden tanık öğretmen Şenol B. mahkeme salonunda yaptığı konuşmada, “Aracı kim denetlediyse ilk imzayı o öğretmenimiz atıyordu. Bu aracın denetimini Soner hocamız yaptı. Bir aracı aynı anda 3 öğretmen denetleyemiyorduk. Biz sadece araçlarda gördüğümüz detayları formda işaretleyip okul müdürümüze teslim ediyorduk. Bu yüzden bana sorup göstermiş olduğunuz denetim formundaki imza bana aittir. İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum. Ayrıca benim bildiğim kadarıyla da araçları denetledikten sonra bizim işlem yapma hükümlülüğümüz yoktur" dedi. “Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti” Servis şoförlerinin ve araç plakalarını Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı personeli astsubaya attığını ifade eden tanık Müdür Yardımcısı İbrahim Ali Ç., "Okul Müdürü benden astsubaya servis araçlarının plakalarını, şoförlerini ve kimlik bilgilerini öğrenmemi ardından da astsubaya göndermemi istedi. Bende servis firmasının okuldaki temsilcisi Seyfettin beyden listeleri aldım. Astsubaya gönderdim. Ancak gönderdikten sonra jandarmanın herhangi bir denetim yaptığını görmedim. Olay günü başka bir şoförün aracı kullandığından da haberimiz yoktu. Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti. Ayrıca idarecilikte ikinci yılımdı. İlk yıl pandemiyle geçildiği için okullar kapalıydı. Denetimlerle ilgili çok fazla bilgim yoktu. Denetimleri biz 1 ay arayla yapmayı planlamıştık. İlk denetimin ardından kaza oldu. Şu anda okulda müdür yardımcısı değilim ayrıldım” diye konuştu. Sanığın avukatı tahliye talep etti Sadece sanık Mehmet Ö’nün suçlu olmadığını dile getiren Mehmet Ö’nün avukatı Beste Aslan ise müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Gözyaşlarını tutamayan sanık Mehmet Ö’de çocuklar için üzgün olduğunu ve avukatının söylediklerine katıldığını ifade etti. Mahkeme heyeti, gerekli bilgilerin mesaj atılarak iletildiği astsubayın tanık sıfatıyla dinlenmesi için gerekli makamlara yazı yazılmasına, Okul Müdürü Z.A.Y.’nin avukatının gösterdiği mesajların mahkeme zaptına eklenmesi, Ali Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin hazırladığı raporda sadece sürücünün kusurlu olduğu, hayatını kaybeden yayanının kendi ölümü neticesinde kusurlu belirtildiği, olaya sebep olan diğer kusurlar için kimlerin sorumlu olduğunun belirtilmediği, sanığın uyuşturucunun etkisinde olduğu fakat sanık avukatının söylediği araçta oluşan problemin kusuru böldüğü kanında uyuşturucu olmasa bile aracı durduramayacağını savunduğu, aracın bakımıyla ilgilenen kişiler ve aracın kullanılmasına müsaade eden denetim yetkisindeki kişilerin yetki mekanizmasını çalıştırmadığı, diğer kusurluların kimler olduğu, hangi nedenlerle kusurlu olduğu rapor haline getirilerek dosyaya sunulmasına, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün duruşmaya getirilmesiyle ilgili talebin değerlendirmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.