EKONOMİ - 30 Eylül 2017 Cumartesi 10:44

Herkes kaçarken o yatırım yapmayı tercih etti

A
A
A
Herkes kaçarken o yatırım yapmayı tercih etti

Diyarbakırlı iş adamı Engin Yeşil, kentte bir dönem çıkan çatışmalı ortama inat 12 milyon dolarlık fabrika kurdu.

Diyarbakırlı iş adamı Engin Yeşil, kentte bir dönem çıkan çatışmalı ortama inat 12 milyon dolarlık fabrika kurdu. Bünyesinde 163 personel bulunduran fabrika, huzur ortamının sağlanması ile siparişlere yetişemez duruma geldi.


Diyarbakırlı iş adamı Engin Yeşil, kentteki çatışmalı ortam nedeni ile yatırım yapmayan ve şehri terk eden yatırımcıya inat 2016 yılında fabrikasında üretim yapmaya başladı. Bir süre zorluk çeken Yeşil, huzur ortamının sağlanması ile birlikte adeta dünyaya ambalaj ihraç etmeye başladı. 12 milyon dolara mal olması planlanan ve 10 milyon dolarlık yatırımı tamamlanan fabrikada istihdam edilen 163 personel, taleplere yetişmek için 3 vardiyalı çalışmaya başladı. Yaptığı yatırım ile kentteki işsizliğe bir nebze de olsa katkı sağlayan Yeşil, şu anda doğu illerin tamamı ile Gaziantep, Kahramanmaraş, Adana, Kayseri, Ankara gibi iller ile Kuzey Irak, Gürcistan ve Cezayir’e ihracat yapmaya başladı. Yıllık 50 milyon lira ciroya ulaşan Yeşil’in en büyük hedefi çalışma ortamını genişletip daha fazla kişiye istihdam imkanı sağlamak.



Yıllık 50 bin ton üretim


Çalışmaları ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Engin Yeşil, fabrikalarının 2016 yılında üretim yapmaya başladığını söyledi. Yıllık 50 bin tona yakın bir üretim gerçekleştirdiklerini kaydeden Yeşil, “Şu anda 163 personel bünyemizde çalışıyor. Bizim aylık 400 bin dolar Kuzey Irak’a ihracatımız var. Kuzey Irak dışında biz şu an Gürcistan ile Cezayir ve başka ülkelerde de çalışma yapıyoruz. Toplam 24 bin metrekare üzerinde 13 bin metrekare kapalı alanımız mevcut. Bizim toplam yatırım tutarımız 12 milyon dolar. Şu anda gerçekleşen 10 milyon dolar mevcut, 2 milyon dolar da önümüzdeki aylarda gerçekleşerek fabrikamızı tam kapasite ile çalıştırmaya başlayacağız” dedi.



“Kuzey Irak’ı riskli görüp Gürcistan’a yöneldik”


Yıllık 50 milyon lira dolayında cirolarının olduğunu kaydeden Yeşil, şöyle devam etti:


“Burada ürettiğimiz malların yüzde 33’ünü ihracat yapıyoruz, yüzde 67’lik kısmını da iç pazara sunuyoruz. İç pazara, doğu şehirlerimizin neredeyse tamamına ayrıca, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adana, Kayseri, Ankara gibi illere gönderiyoruz. Dış pazarda, şu an Kuzey Irak ve Gürcistan’a mal gönderiyoruz. Gürcistan’a ihracatımız çok yeni. Son günlerde Kuzey Irak’ı riskli bir bölge olarak görmeye başladık. Bu nedenle başka arayışlar içine girmeye başladık. Bu nedenle Gürcistan’a yöneldik ve bu ülkeye ilk sevkiyatımızı da yaptık. Bundan sonra da ağırlığımızı oraya vermeyi planlıyoruz.”



“Kapı kapanırsa hem bölge hem ülke, ekonomik olarak etkilenir”


Halihazırda Kuzey Irak’a aylık 400 bin dolar ihracat yaptıklarını aktaran Yeşil, şu ifadeleri kullandı:


“Kapı kapanırsa hem ülke olsun hem bölge olsun ekonomi yönünde çok olumsuz etkilenir. Türkiye’nin Kuzey Irak’a yıllık ihracatı 8 milyar dolar civarında. Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ikinci ülke de Irak. İster istemez hepimiz çok etkileneceğiz, hem ülke olarak hem bölge olarak. Çatışmalı süreçten sonra hem kapasitemiz arttı hem üretimimiz arttı savaşın olduğu yerde yatırım olmaz, korku olur. Ama şu anda bölge çok rahat, bu nedenle rahat rahat çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Firmaları, iş adamlarını biz Diyarbakır’a davet ediyoruz. Burada yatırım yapmalarına engel hiçbir durum söz konusu değil.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Doğaseverler Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi 15-22 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 48. Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir çok doğasever Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi. Mavi yıldız çiçekleri ile ön plana çıkan Kadıralak Yaylası’nın eşsiz güzelliği ve doğal zenginlikleri, Trabzon turizmi açısından büyük bir önem taşıyor. Bu çerçevede sivil toplum kuruluşlarının da içinde bulunduğu bir grup doğasever 15-22 Nisan Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir araya geldi. Etkinliğe Tonya Kaymakamı Adem Eser, Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ve vatandaşlar da katıldı. Etkinlikte konuşan Tonya Kaymakamı Adem Eser, Kadıralak Yaylası’nın tanıtımının tüm Türkiye’ye yayılması temennisinde bulunarak "6 aydır burada görevliyim. Bu yaylanın ilçemiz sınırları içerisinde olmasından dolayı çok mutluyum. Trabzon’un içinden ve şehir dışından gelen ziyaretçilerime hoş geldiniz diyorum" dedi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ise, "Burada doğa spor dernekleri ve diğer derneklerimiz ile beraber bugün buradayız. Turizm Trabzon’un vazgeçilmez bir unsuru. Trabzon ekonomisinin yüzde 70’i turizmden geliyor. Turizm sezonu başladı ve bu sezonun 2023 yılına göre daha iyi olmasını bekliyoruz. Tüm hazırlıklarımız tamam. Bayram tatilinden itibaren yoğunluk başladı. Önümüzdeki aylardan itibaren yoğunluğumuz her geçen gün artarak devam edecek" diye konuştu. Bilindiği üzere ‘Uluslararası Bern Sözleşmesi’ gereği korunan yörede “Mor Yayla” ismi ile de bilinen her yıl Nisan ayında açan mavi yıldız çiçekleri ile meşhur Trabzon’un Tonya ilçesine bağlı son yıllarda vatandaşların uğrak yerlerinden biri haline gelen Kadıralak Yaylası binlerce turisti ağırlıyor.
Edirne Edirne’de AFAD gönüllüleri sertifikalarını aldı Edirne’de eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını düzenlenen törenle aldı. Törende konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, Türkiye’de 6 Şubat depreminden önce 500, 600 bin civarında olan afet gönüllüsü sayısının şu anda yaklaşık 1 buçuk milyonu bulduğunu söyledi. Deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde görev almak için çeşitli eğitimlerden geçen destek AFAD gönüllüleri, sertifikalarına kavuştu. Özellikle 6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bu tür eğitimlere talep oldukça arttı. Kentteki bir tesiste düzenlenen sertifika töreninde destek AFAD gönüllüleri ile bir araya gelen Edirne Valisi Yunus Sezer, her birine çalışmalarında başarılar diledi. Ülkenin her noktasında neredeyse afet riski ile karşı karşıya kalındığını söyleyen Edirne Valisi Yunus Sezer, bunların sel, deprem, yangın, heyelan gibi tehlikeli afet durumlarından oluştuğunu aktardı. Tokat Sulusaray merkezli ve çevre illeri etkileyen bir deprem yaşandığını ve artçı depremlerin hala devam ettiğini ifade eden Vali Sezer, "Karadeniz Bölgemiz ise heyelan ve sellerle karşı karşıya bir tehdit halinde. Bugün Edirne ilimizde de benzer yağışlar ve bunun getireceği tehlikeli taşkınlar ihtimali var. Bunları biz kendi imkânlarımızla, AFAD personellerimizle de olsa üzerinden gelme imkânımız yok. Afetlerde ilgili olarak eğitim sürecinde de öğrenilen şey, afetlerle mücadelede önemli olan şey riski azaltmaktır. Risk azaldıkça, afetlere müdahale başarısı da ters orantılı olarak artmaktadır. Riski azaltmadan afetlerde mücadelede başarıya ulaşmanın imkânı çok düşüktür. Ancak müdahalede başarılı olursunuz. Müdahale kapasitemiz ülke olarak, risk yönetimi çok fazla olmasa da kriz yönetimimiz belki de dünyada ilk sırada yer alıyor. Krizlerle ülke olarak başarılı olarak, afetlerde özellikle görüldüğü gibi başa çıkıyoruz. Belki dünya tarihinin yaşamış olduğu en büyük depremlerden birini 6 Şubat’ta, 20 ilimizi etkileyen Maraş Pazarcık merkezli depremde gördük ve bu deprem 6 ay geçmeden neredeyse barınma problemleri başta olmak üzere, birçok problemi halletmiş bir ülkeyiz" ifadelerine yer verdi. "Riski azaltma aşamasının en önemli noktası gönüllülük sistemidir" Afet sonrasında iyileştirme noktasında çok iyi noktada olunduğunu ve riski azaltma aşamasının en önemli noktasının da gönüllülük sistemi olduğunu vurgulayan Vali Sezer, gönüllülük sisteminin ülke genelinde çok iyi seviyede olduğuna değindi. Hem Kızılay, hem de AFAD gönüllüleri olduğunu belirten Vali Sezer, bu görevin çok önemli olduğunu ve yeri geldiğinde ailesinden, işinden feragat ederek her türlü fedakarlığın göstergesini de beraberinde getirdiğini ifade etti. Edirne’de bir sivil toplum kuruluşunun akredite olduğunu söyleyen Vali Sezer, itfaiye ve diğer sivil toplum kuruluşlarının eğitimlerinin devam ettiğini ve 2 bin arama kurtarma personeli yetiştirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Edirne’yi balkanları da içine alacak şekilde arama kurtarmanın merkezi yapmayı da hedeflediklerini söyleyen Vali Sezer, "Edirne’de afet olmayabilir ama komşu illerimizde bir afet meydana gelebilir bu yüzde Edirne’yi merkez yapmak için çalışıyoruz. Balkanlardaki üniversitelerin de katılımıyla bir arama kurtarma merkezini burada oluşturmayı düşünüyoruz. Şuanda 299 AFAD destek gönüllümüz var. 6 bin de AFAD gönüllümüz var. Bu sayıyı daha da arttırmalıyız" dedi. Gönüllülerin yanlarında olmasının ve kendileriyle çalışmalarının çok önemli olduğunu söyleyen Edirne İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Elvan Kaya, destek AFAD gönüllüleri ile Kahramanmaraş merkezli depremlerde zor işlerde beraber görev yaptıklarını belirtti. Sertifika töreninde konuşan Destek AFAD Gönüllüsü Selda İnanç, Geçmiş afetlere bakıldığında ülkede büyük kayıplar yaşandığını hatırlattı. 1999 Marmara depremi ile 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve pek çok ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından afetlerle baş edebilmek için toplumun oluşturduğu gönüllü yapılanmaların afet öncesi ve sonrası meydana gelen kayıpları en aza indirme noktasında ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyleyen İnanç, ellerinden gelecek her şeyi yapabilmek ve faydalı olabilmek adına AFAD arama kurtarma gönüllüsü olabilmek için elleri, kolları sıvadıklarını ve bu işe adım attıklarını ifade etti. Konuşmaların ardından eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını Edirne Valisi Yunus Sezer’in elinden aldı. Düzenlenen tören toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.