- 02 Ekim 2017 Pazartesi 22:30

Uşak’ta ’Murat Dağı Yok Olmasın Platformu’ kuruldu

A
A
A
Uşak’ta ’Murat Dağı Yok Olmasın Platformu’ kuruldu

Ege’nin çatısı, bolluk, bereket ve su kaynağı Murat Dağı’nda altına aranmasına karşı çıkan Uşaklılar, “Murat Dağı Yok Olmasın Platformu” kurdu.

Ege’nin çatısı, bolluk, bereket ve su kaynağı Murat Dağı’nda altına aranmasına karşı çıkan Uşaklılar, “Murat Dağı Yok Olmasın Platformu” kurdu.


Uşak Atatürk Kültür Merkezi (AKM)’de bir araya gelen çeşitli kurum ve kuruluş temsilcileri, adına açıklamalarda bulunan Çevre aktivisti Funda Öz Akcura, Murat Dağı’nda her türlü maden aranmasına karşı çıktıklarını söyledi. Akcura, Murat Dağı yok olduğu takdirde başta Uşak ve Kütahya olmak üzere Ege Bölgesi’nin yok olacağını belirterek maden aramasını önlemek için platform kurulduğunu belirtti.


Uşak AKM’de düzenlenen toplantıya; CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, CHP Uşak İl Başkanı Ali Karaoba, CHP Kütahya Gediz İlçe Başkanı Ferhan Uysal, 30’a yakın STK temsilcisi ve yaklaşık 150 kadar Uşaklı katıldı.


Toplantı, CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, İl Başkanı Dr. Ali Karaoba, CHP Gediz İlçe Başkanı Ferhan Uysal ve katılımcıların, Murat Dağı’nda altın ve başka maden aramasının, Ege Bölgesi için sakıncalarına değinen konuşmalar yapması ile başladı. Yalım, TBMM’de konuyu dile getireceğini kaydederken, mesleği doktor olan İl başkanı Karaoba, siyanürlerin insan sağlığına olumsuz etkilerine değindi.


Murat Dağı’nın Ege Bölgesi ve Türkiye için önemini anlatan bir sinevizyon gösterisinin ardından katılımcıların önerisi ile adı “Murat Dağı Yok Olmasın Platformu” kondu. Daha sonra STK’lar adına gönüllü olan kişilerden maden aramasına karşı platform üyeleri oluşturuldu.


Geçtiğimiz yaz başında, Uşak Gazeteciler Derneği Başkanı Salih Kılınç’ın yaptığı haberlerle Murat Dağı’nda altın arandığını tüm kamuoyunun öğrendiğini kaydeden Çevre aktivisti Funda Öz Akcura, “bu haberler üzerine emekli öğretmenimiz Mehmet çamcı ve Gazetesi Salih Kılınç ile bir araya gelerek neler yapabileceğimiz konusunda görüş alış verişinde bulunduk. Tek başımıza kişsel çabalarımızla Murat dağı’nda maden aranmasına engel olamayacağı konusunda fikir birliğine vardık” dedi.


Daha sonra, üç çevre gönüllüsü olarak Uşak’ta siyasi partileri, dernekleri, esnaf odaları, Ticaret odası ve borsalarını dolaşmaya başladıklarını kaydeden Akcura, Bu amaçla iki aya yakın bir süre kapısını çalmadık sendika, oda, dernek, siyasi parti bırakmadık. Gittiğimiz her yerde özetle şunu dillendirdik: “Murat Dağı sadece Uşak değil tüm Ege’nin can damarı. Gediz, Büyük ve Küçük Menderes nehirleri Ege Denizi’ne, Susurluk Nilüfer Nehirleri Marmara Deniz’ine ve Sakarya Nehri vasıtasıyla Kardeniz olmak üzere üç denize dökülen 5 büyük ırmak Murat Dağı’ndan doğan sularla beslenmektedir.


Bölgeyi besleyen nehirler bu dağdan doğuyor. Bu dağda siyanürle altın çıkarılması demek; havası suyu toprağı ile tüm Ege’yi bitirecek bir katliam demek. Orman yok edilecek. Su yatakları ya kuruyacak ya zehir akacak. Toprak zehir kusacak. Murat Dağı, Kışladağ’ın bugünkü durumuna gelecek. Hepimiz bir araya gelelim. Çözüm yolunu birlikte bulalım. Birlikte mücadele edip hayatımızı kazanalım istedik” ifadesini kullandı.


Akcura, “Bu amaçla nihayet cumartesi günü AKM’de toplandık ve “Murat Dağı Yok Olmasın” platformunu hep birlikte kurduk. Hatta platformun adını da toplantıda hep birlikte belirledik. Platform, mücadelenin planlı ve koordineli yapılabilmesi için çok önemliydi. Tabi ki Murat Dağı, sadece bu isimlerin değil, hepimizin can alıcı sorunu.


İlerleyen zamanlarda iletişim bilgileri belirlenecek. Bu nedenle tüm halkımızı platformun doğal üyesi kabul ediyor ve yine bilgi birikim, öneri ve enerjinizi özellikle bekliyoruz. En kısa zamanda ilk toplantı ile Murat Dağı Yok Olmasın platformu yol haritasını çizecek ve mücadeleye devam diyecek” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Doğaseverler Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi 15-22 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 48. Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir çok doğasever Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi. Mavi yıldız çiçekleri ile ön plana çıkan Kadıralak Yaylası’nın eşsiz güzelliği ve doğal zenginlikleri, Trabzon turizmi açısından büyük bir önem taşıyor. Bu çerçevede sivil toplum kuruluşlarının da içinde bulunduğu bir grup doğasever 15-22 Nisan Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir araya geldi. Etkinliğe Tonya Kaymakamı Adem Eser, Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ve vatandaşlar da katıldı. Etkinlikte konuşan Tonya Kaymakamı Adem Eser, Kadıralak Yaylası’nın tanıtımının tüm Türkiye’ye yayılması temennisinde bulunarak "6 aydır burada görevliyim. Bu yaylanın ilçemiz sınırları içerisinde olmasından dolayı çok mutluyum. Trabzon’un içinden ve şehir dışından gelen ziyaretçilerime hoş geldiniz diyorum" dedi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ise, "Burada doğa spor dernekleri ve diğer derneklerimiz ile beraber bugün buradayız. Turizm Trabzon’un vazgeçilmez bir unsuru. Trabzon ekonomisinin yüzde 70’i turizmden geliyor. Turizm sezonu başladı ve bu sezonun 2023 yılına göre daha iyi olmasını bekliyoruz. Tüm hazırlıklarımız tamam. Bayram tatilinden itibaren yoğunluk başladı. Önümüzdeki aylardan itibaren yoğunluğumuz her geçen gün artarak devam edecek" diye konuştu. Bilindiği üzere ‘Uluslararası Bern Sözleşmesi’ gereği korunan yörede “Mor Yayla” ismi ile de bilinen her yıl Nisan ayında açan mavi yıldız çiçekleri ile meşhur Trabzon’un Tonya ilçesine bağlı son yıllarda vatandaşların uğrak yerlerinden biri haline gelen Kadıralak Yaylası binlerce turisti ağırlıyor.
Edirne Edirne’de AFAD gönüllüleri sertifikalarını aldı Edirne’de eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını düzenlenen törenle aldı. Törende konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, Türkiye’de 6 Şubat depreminden önce 500, 600 bin civarında olan afet gönüllüsü sayısının şu anda yaklaşık 1 buçuk milyonu bulduğunu söyledi. Deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde görev almak için çeşitli eğitimlerden geçen destek AFAD gönüllüleri, sertifikalarına kavuştu. Özellikle 6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bu tür eğitimlere talep oldukça arttı. Kentteki bir tesiste düzenlenen sertifika töreninde destek AFAD gönüllüleri ile bir araya gelen Edirne Valisi Yunus Sezer, her birine çalışmalarında başarılar diledi. Ülkenin her noktasında neredeyse afet riski ile karşı karşıya kalındığını söyleyen Edirne Valisi Yunus Sezer, bunların sel, deprem, yangın, heyelan gibi tehlikeli afet durumlarından oluştuğunu aktardı. Tokat Sulusaray merkezli ve çevre illeri etkileyen bir deprem yaşandığını ve artçı depremlerin hala devam ettiğini ifade eden Vali Sezer, "Karadeniz Bölgemiz ise heyelan ve sellerle karşı karşıya bir tehdit halinde. Bugün Edirne ilimizde de benzer yağışlar ve bunun getireceği tehlikeli taşkınlar ihtimali var. Bunları biz kendi imkânlarımızla, AFAD personellerimizle de olsa üzerinden gelme imkânımız yok. Afetlerde ilgili olarak eğitim sürecinde de öğrenilen şey, afetlerle mücadelede önemli olan şey riski azaltmaktır. Risk azaldıkça, afetlere müdahale başarısı da ters orantılı olarak artmaktadır. Riski azaltmadan afetlerde mücadelede başarıya ulaşmanın imkânı çok düşüktür. Ancak müdahalede başarılı olursunuz. Müdahale kapasitemiz ülke olarak, risk yönetimi çok fazla olmasa da kriz yönetimimiz belki de dünyada ilk sırada yer alıyor. Krizlerle ülke olarak başarılı olarak, afetlerde özellikle görüldüğü gibi başa çıkıyoruz. Belki dünya tarihinin yaşamış olduğu en büyük depremlerden birini 6 Şubat’ta, 20 ilimizi etkileyen Maraş Pazarcık merkezli depremde gördük ve bu deprem 6 ay geçmeden neredeyse barınma problemleri başta olmak üzere, birçok problemi halletmiş bir ülkeyiz" ifadelerine yer verdi. "Riski azaltma aşamasının en önemli noktası gönüllülük sistemidir" Afet sonrasında iyileştirme noktasında çok iyi noktada olunduğunu ve riski azaltma aşamasının en önemli noktasının da gönüllülük sistemi olduğunu vurgulayan Vali Sezer, gönüllülük sisteminin ülke genelinde çok iyi seviyede olduğuna değindi. Hem Kızılay, hem de AFAD gönüllüleri olduğunu belirten Vali Sezer, bu görevin çok önemli olduğunu ve yeri geldiğinde ailesinden, işinden feragat ederek her türlü fedakarlığın göstergesini de beraberinde getirdiğini ifade etti. Edirne’de bir sivil toplum kuruluşunun akredite olduğunu söyleyen Vali Sezer, itfaiye ve diğer sivil toplum kuruluşlarının eğitimlerinin devam ettiğini ve 2 bin arama kurtarma personeli yetiştirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Edirne’yi balkanları da içine alacak şekilde arama kurtarmanın merkezi yapmayı da hedeflediklerini söyleyen Vali Sezer, "Edirne’de afet olmayabilir ama komşu illerimizde bir afet meydana gelebilir bu yüzde Edirne’yi merkez yapmak için çalışıyoruz. Balkanlardaki üniversitelerin de katılımıyla bir arama kurtarma merkezini burada oluşturmayı düşünüyoruz. Şuanda 299 AFAD destek gönüllümüz var. 6 bin de AFAD gönüllümüz var. Bu sayıyı daha da arttırmalıyız" dedi. Gönüllülerin yanlarında olmasının ve kendileriyle çalışmalarının çok önemli olduğunu söyleyen Edirne İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Elvan Kaya, destek AFAD gönüllüleri ile Kahramanmaraş merkezli depremlerde zor işlerde beraber görev yaptıklarını belirtti. Sertifika töreninde konuşan Destek AFAD Gönüllüsü Selda İnanç, Geçmiş afetlere bakıldığında ülkede büyük kayıplar yaşandığını hatırlattı. 1999 Marmara depremi ile 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve pek çok ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından afetlerle baş edebilmek için toplumun oluşturduğu gönüllü yapılanmaların afet öncesi ve sonrası meydana gelen kayıpları en aza indirme noktasında ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyleyen İnanç, ellerinden gelecek her şeyi yapabilmek ve faydalı olabilmek adına AFAD arama kurtarma gönüllüsü olabilmek için elleri, kolları sıvadıklarını ve bu işe adım attıklarını ifade etti. Konuşmaların ardından eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını Edirne Valisi Yunus Sezer’in elinden aldı. Düzenlenen tören toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.