EKONOMİ - 03 Ekim 2017 Salı 13:13

Aydın’da Romanlar kadınlar iş gücü piyasasına kazandırlıyor

A
A
A
Aydın’da Romanlar kadınlar iş gücü piyasasına kazandırlıyor

Aydın’da Roman kadınların iş gücü piyasasındaki yeri ve önemi konulu konferans yapıldı.

Aydın’da Roman kadınların iş gücü piyasasındaki yeri ve önemi konulu konferans yapıldı.


Aydın’da, Sepet Örme ve Mandrel Boncuk kursuna katılan Roman kadınlar kahvaltılı konferansta bir araya geldi. Konferansta yürütülen projeler hakkında bilgilendirme yapılırken, bu projenin faydaları ve sonuçları paylaşıldı.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanlığı’na ait "Dezavantajlı Kişilerin Sosyal Entegrasyonu ile İstihdam Edilebirliklerinin Geliştirilmesi" hibe programınca desteklenmeye değer bulunan ve Aydın Roman Dernekleri Federasyonu tarafından yürütülen "Sepet Örme Sanatı Roman Kadınlarla Yaşıyor" ve “Mandrel Boncuk Yapımı” kurslarının proje koordinatörleri Enver Erbil ve Cihan Gider tarafından proje ile ilgili sunumlar gerçekleştirildi.


Roman kadınlara yönelkik sosyo kültürel düzeylerinin belirlenmesi anket çalışmasını yapan Adnan Menderes Üniversitesi Ararştırma Görevlisi ve Roman Araştırma Merkezinde çalışmalarda bulunan Dr. Yaşam Umutlu, yaptığı çalışmaların sonuçlarını açıkladı.


“109 kursiyer belge almaya hak kazandı”


Efeler Halk Eğitim Merkezi Müdürü Hüseyin Pınarcı kursları başarı ile tamamlayan 109 kursiyerin belge almaya hak kazandığını belirterek “Proje kapsamında Mandrel Boncuk Yapımı ve Sepet Örgücülüğü” kursları düzenledik ve bu kurslarımıza yaklaşık 125-130 öğrencimiz katıldı. Belge almaya hak kazanan 109 tane kursiyerimiz var. Roman kadınlarımız bu belgeler sayesinde işgücü piyasasına girerler. Elde etmiş olduğu bu kurslardan öğrenmiş oldukları mandrel boncuk yapımını sepet örücülüğünü inşallah istihdama yönelik paraya çevirirler. Ailelerine maddi destek olurlar” dedi


“Romanlar paylaşmayı severler”


Aydın İşkur Müdürü Rahmi Terzi romanların kanaatkar olduklarından bahsederek, “Biz kanaat etmeyiz daha çok kazanmak isteriz, daha lüks yaşamak isteriz ama romanlarda bu daha az diye düşünüyorum. Gerçekten kanaatkar insanlar, paylaşmayı seven insanlar. Hayattan zevk alan mutlu insanlar. Bu romanlar için bir dezavantaj olmuş. Bir diğer konuda güven konusu. Bunu cesurca konuşacağız. İşveren size güvenmiyor, siz işverene. Bu ortadaki güvensizliği düşüneceğiz. Bunda kimin ne kadar payı var. Neden işgücü piyasasında bir arz var, bir talep var da sizinle çalışmak istenmiyor? Bunları cesurca konuşmak lazım. Sizlerinde cesurca özeleştiri yapması lazım. Bu sürece siz nekadar katkı sağlıyorsunuz bu özeleştiriyi yapmanız lazım” diye konuştu.


“1 milyon euroluk hibe için teknik destek verdik”


Aydın Valiliği AB ve Dış İlişkiler Bürosu Koordinatörü Reyhan Türkmen ise 2014 yılında başlayan bu program ile toplamda 1 milyon euro’luk bir hibenin gelmesi için destek verdiklerini belirterek, “Bu projeyi Aydın Valiliği Dış İlişkiler Bürosu olarak ilimizde Avrupa Birliği projelerinin hedef gruplara yönelik uygulanması konusunda elimizden geleni yapıyoruz. Dezavantajlı kişilerin istihdam edilebilmesi ile ilgili bu program 2014’te başladı. İlimizden toplam 5 proje teklifi verebildik. 4 projemizde şuan uygulanıyor. Üç tanesi roman vatandaşlarımıza yönelik, bir tanesi de Astim Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü tarafından mahkumlara yönelik olarak uygulanıyor. Toplamda 1 milyon Euroluk dezavantajlı kişilerin entegrasyonuna yönelik bir hibenin gelmesi için teknik destek verdik. Bu anlamda mutluyuz. 109 vatandaşımız çeşitli kurslara katıldılar. Şu anda da burada birebir roman vatandaşlarımızla kadınlarımızla ve ilgililerimizle bilimsel bir çalışmanın sonuçlarını paylaşıyoruz” dedi.


Konferansa Aydın Valiliği AB ve Dış İlişkiler Bürosu Koordinatörü Reyhan Türkmen, İşkur İl Müdürü Rahmi Terzi, Efeler Halk Eğitim Merkezi Müdürü Hüseyin Pınarcı, Proje Koordinatörleri Enver Erbil ve Cihan Gider, Aydın Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Abdül Aydeniz, Roman kadınlar ve aileleri katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Ermeni katliamı izleri 104 yıldır duruyor Adana’da Ermeniler tarafından 1920 yılında Camili köyü basılarak 500 Türk’ün katledilmesinin izleri bir çiftlikte hala dün gibi duruyor. Ermeni Diasporası 24 Nisan’ı "sözde Ermeni soykırımı" diye ilan etse de Adana’nın bir çok yerinde Ermenilerin yaptığı katliamların izleri görünüyor. Bunlardan biri de Yüreğir ilçesine bağlı Camili Mahallesinde 1920 yılında meydana geldi. Kayseri’den Adana’ya doğru inen sayıları yaklaşık bin Ermeni silahlı komitacılar, 15 Haziran 1920 yılında Adana’nın Camili köyüne saldırdı. Kadın, çocuk, yaşlı demeden herkesi kurşuna dizen silahlı Ermeniler, son kale olan Camili çiftliğinde katliam yaptı. Kapıları, duvarları ve çiftliğin ortasında yer alan tulumbayı kurşun yağmuruna tutan silahlı Ermenilerin kurşun izleri hala çiftliğin kapı ve duvarlarında yer alıyor. 19. yüzyılda yapılan ve hala ayakta olan bu tarihi çiftlik Ermeni mezaliminin izlerini taşımaya devam ediyor. “Kadın, çocuk ve hayvanları yukarıda ki mağaralara saklamışlar” Tarihi Camili Çiftliğinde yaşayan Abdullah Özdemir, o dönem de köyün yaşadığı olayları anlatırken şu ifadelere yer verdi; “Ermeniler 1920 yılında Kilikya bölgesi, yani bu bölgede topladıkları insanları buraya, Camili çiftliğine yığmışlar. Kaçan kadın, çocuk ve hayvanlar yukarıda ki mağaralara saklanırken erkekler çiftliğin içerisinde kalmışlar. Bazı bilgilere göre katledilen Türk sayısının 500’ü aşkın olduğu söyleniyor. Silahlı Ermenilerin bıraktığı mermi izleri hala kapı ve içeride yer alan Osmanlı armasında kendini gösteriyor. Türkler gelen Ermeniler tahılları yağmalamasın diye çiftliğin içerisinde kuyularda tahıllarını saklamışlar. Geçmişte burada çok büyük bir katliam yapılmış”. “1920 yılında Ermeni çeteleri katliam yapmıştır” Ermeni çetelerin Kayseri’den aşağıya inerek ne var ne yok her yerde katliam yaptıklarını ifade eden Özdemir, 1920 yılında çor çocuk demeden silahlı Ermeni çeteleri Kayseri’den bu tarafa doğru ne var ne yok toplayıp, buldukları yerde katliam yaparak buralara kadar gelmişlerdir” dedi
Bursa (Özel) Toz taşınımında solunum rahatsızlığı olanlar risk altında Meteoroloji Genel Müdürlüğü; Kuzey Afrika’dan beklenen toz taşınımı uyarısı yaptı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlı hamile ve çocukların da toz taşınımı sırasında risk altında olduğunu ifade etti. Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini söyleyen Cengiz, zorunlu durumlarda maske takılması gerektiğini kaydetti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmelerde Marmara’nın güneyi, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı beklenildiği açıklandı. Kuzey Afrika’dan beklenen çöl tozlarının hava kirliliği ve görüş mesafesini düşürmesine karşı yerel yönetimler vatandaşlara tedbirli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ayrıca uzmanlar toz taşınımına uzun süreli maruz kalınması durumunda solunum yetmezliğine varabilecek rahatsızlıklar nedeniyle en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlılar, hamileler ve çocukların risk altında bulunduğunu ifade eden uzmanlar, mümkün olduğunca toz taşınımı geçene kadar dışarı çıkılmaması, mecburi durumlarda ise maske takılması gerektiğini kaydetti. Uzmanlardan maske uyarısı Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini ifade eden Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, “Toz taşınımı dediğimiz dönem 3 gün boyunca ülkemizde çöl tozlarının yoğun olarak görülmesi demek. Hava kirliliğine neden olarak görüş mesafesini bozabildiği gibi özellikle solunum rahatsızlığı bulunan hastalarımızda, solunum sıkıntısına neden olabilir. Özellikle astım ve alerjisi olan kişilerde astım atağı gibi solunum sıkıntılarının yoğun olduğu dönemlere neden olabilir. KOAH’lı (kronik obstrüktif akciğer) ve kronik hastalığı olan kişilerde de solunum sıkıntısı ataklara neden olabilir. Bu dönemde en önemlisi toza maruz kalmamaktır. Kronik ve ciddi hastalığı olan kişilerin bu dönemde mümkünse dışarıya çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Dışarıya çıkmaları gerekiyorsa özellikle toza karşı koruyu N95 gibi kullanmaları, bulamıyorlarsa bile normal maske faydalı olabilir. Maske kullanmak bu dönemde çok önemli. Astım hastalıklarında özellikle atağı tetikleyebilir, astım krizine neden olabilir. Böyle bir durum oluştuğunda hastaların bir sağlık kuruluşuna başvurarak etkili bir astım tedavisi almaları gerekebilir” şeklinde konuştu. Solunum rahatsızlığı bulunanlar kadar yaşlı, hamile ve çocuklar da risk altında Kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra çeşitli grupların da risk taşıdığını belirten Cengiz, “Yaşlılarda ek hastalıklar, kronik rahatsızlıklar daha fazla olduğu için onlar daha hassas. Hamileler ve çocuklar etkilenebilir. Solunum hastalığı olanlar ekstra risk altında. Çünkü bu tozlar çok küçük partiküller halinde olup solunum yollarını etkileyebilmekte, hastalarda atakları tetikleyebilmektedir. Uzun süreli maruz kalma durumunda solunum yetmezliğine görülebilir Toz taşınımına uzun süreli maruz kalınmaları durumunda solunum yetmezliğine varan ciddi rahatsızlıklar görülebileceğine dikkat çeken Cengiz, “Kriz atak dediğimiz kriz tablosuna neden olabilir. Ciddi solunum sıkıntısı, hatta çok fazla maruz kalınırsa solunum yetmezliğine bile neden olabilir. Bizim en çok beklediğimiz tablo, öksürük ile birlikte nefes darlığı ve atak tablosudur” ifadelerini kullandı.