- 04 Ekim 2017 Çarşamba 16:50

Köy halkı ayaklandı

A
A
A
Köy halkı ayaklandı

Bilecik’in Bozüyük ilçesine bağlı Muratdere köyü sınırları içerisinde yer alan ormanlık alana kurulması planlanan maden ocağı ile ilgili olarak İl Genel Meclis üyeleri yerinde incelemelerde bulundular.

Bilecik’in Bozüyük ilçesine bağlı Muratdere köyü sınırları içerisinde yer alan ormanlık alana kurulması planlanan maden ocağı ile ilgili olarak İl Genel Meclis üyeleri yerinde incelemelerde bulundular.


Köylülerin bu konudaki itirazlarını dinleyen İl Genel Meclis üyeleri, aynı zamanda firma yetkililerinden de bilgi aldılar. Köylerine maden ocağı kurulmasını istemeyen Muratdere köyü halkına çevre köylerin muhtarları da destek oldular. Verilen ÇED raporuna onay veren kurumların gerekli inceleme ve araştırmayı yapmadan masa başında olur verdiklerini iddia eden köylüler, bu kararın köy halkını mağdur ederek doğanın katledilmesine neden olacağını savundular. Köylerine maden ocağı kurulmasını istemedikleri ifade ederek ‘biz madene değil tesise karşıyız’ diyerek isyanlarını dile getirdiler.



“Bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz”


Köy Muhtarı İsmail Kurt, “Bugün burada toplanmamızın sebebi Muratdere madencilikle ilgilidir. Şu görmüş olduğunuz karşıdaki saha Muratdere madencilik tarafından bakır ve molibden madenini çıkarmak için ÇED raporu alınmış durumdadır. Şu karşıdaki görmüş olduğunuz orman 72 tane ağaç kesilecek olan orman ve benim köyüme 400 metre yakındadır. Buradan yetkililere arz ediyorum. Buranın biran önce gözden geçirilerek bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz” dedi.


Muratdere Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Barış Kahraman ise “Muratdere Madencilik tarafından köyümüzde yapılması planlanan bakır ve molibden madeni işletmesi ile ilgili burada toplanmış bulunuyoruz. Karşımızda gördüğünüz vadide atık depolama tesisi ve has altın tesisi yapılacak ve akabinde Bursa-Eskişehir karayolunu takiben tarım arazilerinin üzerindeki ormanlık sahada da açık ocak işletmeciliği yapılacak. Biz köylüler olarak hem doğamızın katledilmesi hem de sağlığımızın tehdit altında olmaması için karşı çıktığımızı beyan ediyoruz” dedi.



“Bu haksızlığa birlikte dur diyelim”


Bu konudaki isyanlarını dile getiren köy halkı, “Kasabalar, şehirler ormanlarını tüketti. Köyümüz güzel köyümüz bereketli. Arıcılık ve hayvancılık işi ile uğraşıyor, ormanlardan geçiniyoruz. Ağaçlardan tomruk yaparak geçiniyoruz. Gelin köyümüze sahip çıkalım, yeşilliği bozmayalım. Zaten Domaniç’te 500 hektar kadar orman yandı. Şu güzelliğe bakın mahvolur gideriz. Toz duman içerisinde kalırız. Sağlık, sıhhat hayvanlarımız için geleceğimiz için ne olur ülkemiz için ağaçlarımız için çevremiz için el birliği yapalım bunu durduralım. Madencilerde düşünülsün. Çıkarılmasın demiyoruz ama köylünün düşünülmesini de istiyoruz. Bu ülkeyi bu devleti köyleri düşünelim. Ağaçlarımızı yok etmeyelim. 72 bin ağaç demek ne demek. 500 hektar yandı içimiz kan ağladı. Köylümüz koştu, herkes koştu ama bunu bir çırpıda kesecekler. Şu güzelliğe bakın yaşam bu, yaşam oksijen. Ülkemizi köyümüzü kurtaralım. Ben 76 yaşındayım. Bu zamana kadar analar, babalar, bizler, ormanlardan idare olduk geçindik. Bizden sonrakiler ne ile geçinecek? Bayanlarımız ormana fidan dikti kazandı. Erkeklerimiz tomruk kesti kazandı. Ama şimdiden sonra ne yapacaklar? Olsun maden olsun da fabrika burası olmasın madenini alsın götürsün. Çoluğumuz çocuğumuz gitti. Bizim bir tarafa gidecek halimizde yok. Tesis kurulmasını istemiyoruz. Madene karşı değiliz, fakat buraya siyanür gelmesiniz istemiyoruz. Benim evime 400 metre ben bu kadar gördüm. Benim torunlarım bu güzelliği göremeyecek. Madeni alsın ama oralara yapmasın. Arıtma yerlerini oralara kurmasın. Ben kalp hastasıyım, ben hava almak istiyorum. Buraya gelinceye kadar tıkandım ben istemiyorum. Eğer bu damıtılan su aşağı Karasuya erişirse, muhtemelen kış olunca sel gelince erişiyor. Bu bütün Bilecik’in sorunu o su Sakarya’ya erişiyor. Bunların tek çıkarma yöntemi en ucuz yöntemi siyanür ve tazyikli suyu basınca havuza direkman üste çıkıyor. Bunu bu şekilde ayrıştırıyorlar ve damıttıkları su bütün Bozüyük’ün bütün Bilecik’in suyudur. Yani biz insan olarak kendi neslimize ihanet etmemeliyiz. Bugün biz varız ama yarın çocuklarımız, torunlarımız olacak. Bu bütün Bozüyük’ü etkileyecek bir şey. Buradan toz kalkacak yukarıda Kocadağ bütün sularımız yeraltı sularımız bu Muratdere havzasından geliyor. Komple Bozüyük’ün bizim köylerimizin suları. Onun için biz gelin hep beraber olalım. Kendi neslimize ihanet etmeyelim” dediler.


Konuyla ilgili olarak açıklama yapan firma yetkilisi ise “Köylüler, muhtarlarımız ve teyzelerimiz çok güzel şeyler söylediler. Ben bunlara cevap vermek istiyorum. Şöyle ki 72 bin ağaç kesileceğinden bahsedildi. Biz düzenleme planında sahada bulunan ağacı verdik. Fakat kesilecek olan bu şekilde olmayacak. Bizim ÇED izin alanımız 211 hektar ve bu alanın içinde proje ünitelerimizin toplam alanı 136,5 hektar. Bu 136,5 hektarın içinde 5,5 hektar kadar tarım alanı mevcut ve yine yaklaşık 12-13 hektar civarında daha önce orman tarafından kesilmiş boş alanlar var. Yani yaklaşık 120 hektara geliyor. Bu bahsedilen rakamın çok çok altında öncelikle onu söyleyelim. Derler ki kapalı ocak yapsınlar. Kapalı ocakla işletilmesi mümkün değil. Artı cevherimiz çok yüzeyde. Bunun için kapalı ocaktan ziyade açık ocak uygundur. İl Halk Sağlığı, İl Afet, İl Çevre, İl Orman, Toprak Su Yönetimi bütün bu kurumlar bu projeyi tek tek incelediler ve olur verdiler. Siyanür olacak diyenler var, altın olacak diyenler var. Bakın şunu açıklıkla söylüyorum. Bu projede altın madenciliği yapılmayacak, siyanür kullanılmayacak. Yani bunlar insanları korkutmak için kasıtlı olarak söylenen cümlelerdir. Burada 0,1 civarında altın bulunmaktadır. Fakat işletilecek ekonomik bir değer değildir bu. Burada sadece bakır ve molibden işletilecektir. Zaten ÇED olarak da bizim devlete taahhüdümüz vardır. Her türlü kontrolümüz yapılacak, izlenilecektir. Sağlığımız, tarlalarımız kötü olacak diyenlerimiz var. Bakın biz yurt içi ve yurt dış birçok firmayla çalıştık. Hiç bir maliyetten kaçmadık. Hava kalitesiyle ilgili çalışmalarımız yapıldı. Su kaynaklarımız azalacak dendi bizim su kuyularımız, su kaynaklarımız mevcut. Muratdere’nin eksilen sularını bir firma tarafından kazandırılacağını biz taahhüt ettik. Bütün çalışmalarımız devlet garantisi altındadır. Sonuç itibariyle olay abartıldığı şekliyle olmayacak kimse mağdur edilmeyecektir” dedi.


Açıklamaların ardından işletmenin kurulacağı ormanlık alanda İl Genel meclis üyeleri, firma yetkilileri, köylüler, komşu köylerin muhtarları ve vatandaşlar tarafından incelemelerde bulunuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, Mahalli İdareler seçimleri için hazır 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine sayılı günler kala Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, seçim tedbirleri ve güvenlik çalışmaları ile alakalı toplandı. Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar başkanlığında İl Emniyet Müdür Yardımcıları ve ilgili Birim Amirlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, seçimlerde alınacak tedbirler detaylı şekilde ele alındı. Oy kullanılacak okullarda görev yapacak personelin belirlenmesi ve gerçekleştirilecek güvenlik uygulamaları hakkında bilgi sunumları yapıldı. Toplantının ardından açıklamada bulunan Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine hazır olduklarını vurguladı. İpar, "Ağrı’da huzurlu ve güvenli bir seçim ortamı sağlamak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Seçim boyunca tüm sandıklar ve oy kullanma yerleri 7/24 emniyet güçlerimiz tarafından korunacak" dedi. İpar, şunları kaydetti: "Seçimlerde herhangi bir provokasyona ve yasa dışı faaliyete izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımız oy kullanırken rahat ve huzurlu bir ortamda oy kullanabilecekler. Tüm hemşehrilerimizden de seçimlere demokratik olgunluk içinde katılmalarını ve herhangi bir olumsuzluğa mahal vermemelerini rica ediyoruz." Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerinin huzur ve güven içinde tamamlanması için tüm imkanlarını seferber etmeye devam edeceğini bildirdi.
İstanbul Bakan Tunç: "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu, adalete, hukuka sıkılan kurşundu" Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına düzenlenen iftar programında hakim ve savcılarla bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Çağlayan’da 2015 yılında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki makam odasında DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeği düzenlendi. İftar programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, bakan yardımcıları, HSK üyeleri ve İstanbul’da görev yapan 500 hakim ve savcı katıldı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz anısına tertip edilen iftar yemeğindeki konuşmasına Selim Kiraz’ı yad ederek başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bugün şehidimiz Mehmet Selim Kiraz’ın şehadete ulaşmasının 9. yıldönümü münasebetiyle İstanbul Adliyesi’ndeydik. Bir anma programı gerçekleştirdik, onu dualarla yad ettik. Terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Ona sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Adaletin tecellisi hususunda hem fiziksel kapasite hem yargı reformları gerçekleştirildiğini belirten Tunç, “Sizler kürsüde adaletin tecellisi için fedakarca çalışıyorsunuz. İstanbul’daki yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi, adaletin tecellisi ve sizlere destek olma noktasında gerek Adalet Bakanlığımız gerekse Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Fiziki mekanların teknoloji ile donatılması önemli. Ama kürsüde görev yapan insan unsuru, adaletin tecellisi noktasında sizlerin gayretleri her şeyden daha önemli. Kıymetli yargı mensuplarımız, ülkemiz 22 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi bakımında önemli mesafe kat etti. Fiziki mekanların, kapasitenin artırılması konusunda önemli mesafe aldık. Müstakil adliye sarayları bakımından bakıldığı zaman, 500 bin metrekare kapalı alandan bugün 6 milyon metrekare kapalı alana çıktık. Sadece fiziki kapasite yargı teşkilatımızın, güvenilir bir yargı sisteminin tesisi bakımından elbette yeterli değil. İyi ve ihtiyaca cevap veren bir mevzuatın olması gerekiyor. Dolayısıyla bu konuda da temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Hukuk fakültelerinde kontenjanın azaltılıp kalitenin yükseltilmesi, hukuk fakültesi mezunlarının hukuk mesleklerine giriş sınavlarını kazandıktan sonra hakim, savcılık sınavlarına katılabilmesi, avukatlık stajına başlayabilmesi 2024’ten itibaren uygulamaya geçecek. Hem savunmayı güçlendireceğine hem de hakim savcı sınavından önce bir ön elemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Mevzuatımızın iyileştirilmesi bakımında yargı reformu strateji belgemizi de seçimden sonra inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Hazırlıklarımızı tamamladık. Sizlerle beraber vatandaşımızın yargıya güvenini daha üst noktaya taşımanın gayreti içerisinde gece gündüz çalışacağız. Hedefimiz daha güvenilir bir adalet sistemini tesis etmek ve bu uğurda da sizlerin gayretlerine müteşekkiriz” şeklinde konuştu.
İzmir Karşıyaka, stadyum için taraftar mitingi düzenledi Yıllar önce yıkılan stadyumunu geri isteyen Karşıyaka taraftarı, bir ilke imza atarak taraftar mitingi düzenledi. Mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve artık biz stadyumumuzu geri istiyoruz” dedi. İzmir’in en köklü kulübü olan Karşıyaka, 31 Mart Yerel Seçimlerine az bir süre kala yönetim, sporcular, camia ve binlerce taraftar birleşip, senelerdir yapımını bekledikleri yeni stadyum için Türkiye’nin ilk taraftar mitingini gerçekleştirdi. 2015 yılında yeni stadyum projesi kapsamında yıkılan eski Karşıyaka İlçe Stadı’nın atıl kalan arazisinde düzenlenen mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “Öncelikle değerli vaktini ayırıp buraya gelen herkese çok teşekkür ediyorum. Taraftarımızın bu hafta başı yaktığı ateşe biz de yönetim olarak eşlik ettik. Sonucu da şu anda gördüğüm kadarıyla muhteşem oldu. Karşıyaka Spor Kulübü her şeyden önce bir eğitim öğretim kurumudur. Yıllarca birçok gence spor hayatıyla birlikte kötü alışkanlıklara bulaşmadan büyüme imkanı sağlamıştır. Birçok sporcu yetişmesini sağlamıştır. Burası da bizim okul binamızdır. 10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve biz artık geri istiyoruz. İzmir’in önde gelenleri bize destek olmalı ve Karşıyaka stadyumunu geri almalı. Sizlere de bunun için büyük bir iş düşüyor. Hep beraber bunu başaracağız” dedi. “Karşıyaka’nın stada ihtiyacı var” Söz hakkı verildiği için mutlu olduğunu ifade eden Karşıyaka Spor Kulübü Kaptanı Haydar Yılmaz, “Bu tarz konuşmalara çok alışık değilim. Karşıyaka’nın bu stada çok ihtiyacı var. Bu haklı bir isyan ve haklı bir direniştir. Karşıyaka stadını istiyor. Hep birlikte bunu başaracağız” dedi. “Yeter diyoruz” Karşıyaka Voleybol oyuncusu Selen Naz Kıran, “Kulübümüzün stadyumu yıkıldı maalesef yıllar geçmesine rağmen yerine bir türlü yeni tesis yapılmıyor. Artık bu duruma sessiz kalmak mümkün değil. Yıllardır umutla gelecek günleri bekliyoruz fakat artık sabrımız tükeniyor. Buradaki o eski heyecanı yıkıntılar ve umutsuzluklar almış durumda. Yıllarca emek verdiğimiz ter döktüğümüz ve ruhumuzu verdiğimiz bu alanı geri istiyoruz. Sadece bir spor tesisi değil aynı zamanda topluluk merkezi olacak stadyumumuz için yetkililerden bir adım bekliyoruz. Karşıyaka Spor Kulübü olarak artık yeter diyoruz” şeklinde konuştu. “Stadyumu hak ediyoruz” Karşıyaka’da doğup büyüdüğünü ve bu kulüpte yetiştiğini dile getiren Mert Celep: “Buradaki herkese verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum. Çok mutluyum. Tüm çocukluğum bu stadyumda geçti. Çoğu zaman idmanlarımızı burada yaptık. Ama maalesef bilmediğimiz sebeplerden dolayı birkaç sene önce bu stadyumu yıktılar. Artık bize yıllardır verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Ben Karşıyaka Spor Kulübü’nün ve taraftarının bu stadyumu sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Öte yandan düzenlenen taraftar mitingine CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, İYİ Parti Adayı Ümit Özlale, İYİ Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Yetkin Hafızoğlu AK Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı İsmail Çiftçioğlu katılım gösterdi.
Diyarbakır DTSO’da “Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamın Artırılması Projesi” düzenlenen etkinlikle başladı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Bilim Eğitim Vakfı bünyesinde yürütülen AB destekli "Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamının Arttırılması Projesi" açılışı düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi. Diyarbakır Gastro İnovasyon Merkezin’de düzenlenen DTSO Başkanı Mehmet Kaya, DTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Kamu Kuruluş Temsilcileri ve Sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan DTSO Başkanı Kaya, "Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentte işletmelerin büyümesi, yeni girişimlerin kurulması ve daha katma değerli üretim ve hizmet sunumu için insan kaynağının oldukça önemlidir. Bu nedenle kendi kurduğumuz merkezlerde gençlere ve kadınlara yönelik çalışmalara son yıllarda öncelik vermeye başladık” dedi. “Ekonomimiz için oldukça önemli bir avantaj olan gençlerimizin ve kadınlarımızın işgücüne katılımının düşük olması en temel sorunlarımızdan biri” diyen Kaya, “Gençlerimiz iş bulmakta zorlanıyor. İşletmelerimiz de son yıllarda artan bir şekilde çalışan bulmakta zorlanıyor. Bunun nedenlerine odaklanmak, çözümler üretmek ve projeler geliştirmek önceliğimiz oldu. Bu kapsamda da Diyarbakır Sanayi Mektebi başta olmak üzere merkezlerimiz bünyesinde eğitimler, farkındalık çalışmaları, etkinlikler düzenliyoruz. Şimdi de işletmeler tarafında eşleştirme, gençler ile bir araya getirmeye odaklanmaya başlayacağız” ifadelerinde bulundu. Genç nüfusun kalıcı işsiz olması, ev genci denilen, görünmeyen, iş aramayan gençlerin sayısında artışın kent için önemli toplumsal ve ekonomik sorunlar barındırdığına değinen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelecek dönemde en çok eğilmemiz ve üzerinde durmamız gereken hususun gençlerimizin iyi eğitim alması, eğitimlerden sonra desteklenmesi ve istihdama aktif ve sürdürülebilir bir şekilde katılması olmalı. Elbette bu sadece oda olarak bizim işimiz değil ve tek başımıza da yapabileceğimiz bir husus değil. Biz iki yıldır farklı işbirlikleri ile bu alanda çalışıyoruz ve hem gençlerin hem de işletmelerin karşılaştıkları sorunları kısıtları daha iyi görüyoruz. Şimdi tüm STK’larımızın ilgili kurumlarımızın ve yerel yönetimlerimizin bu soruna birlikte daha çok odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün aldığımız hibe desteği ile başlattığımız çalışmaları sizlerle paylaştık. Bunları yaparken de yerelde işbirlikleri sağladık. Ben proje süresince işbirliği sağladığımız İŞ-KUR Müdürlüğümüze, Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Yenişehir Halk Eğitim Müdürlüğüne, Karacadağ Kalkınma Ajansına, Gençlik ve Değişim Derneğine çok teşekkür ediyorum." Daha sonra konuşan DTSO Bilim Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Faruk Korkmaz, “Genç nüfusumuz ilimiz ekonomisi için en önemli avantajlardan biri. Ancak gençler sürdürülebilir bir şekilde istihdama katılamıyor ve iş aramaktan vazgeçiyor. Bu sorunun çok fazla nedeni var elbette. Önemli yapısal sorunlarımız da var. Ancak yerelde çözümler üretilmesi ve yerel dinamiklerin bu sorunu sahiplenmesi oldukça önemlidir. Diyarbakır Sanayi Mektebi’ni 2019 yılında açtık. Önceleri yaygın nitelikli eğitimler ile başladık. KOBİ’ler, çalışanlar, kadın girişimciler için 100’ün üzerinde eğitim düzenledik ve yaklaşık 5 bin kişiye ulaştık. 1,5 yıldır eğitimde, istihdamda ve mesleki eğitimde olmayan gençlere yönelik çalışma yapıyoruz. Moda tasarım, aşçı yardımcılığı, barista, yazılım dilleri gibi eğitimler düzenledik ve sonrasında da işletmeler ile nasıl eşleştirebileceğimize bakmaya başladık. Sanayi Mektebi’nde düzenlediğimiz eğitimleri, İŞ-KUR İl Müdürlüğü, Milli İl Eğitim Müdürlüğü, Karacadağ Kalkınma Ajansı, Yenişehir Halk Eğitim Merkezi, Gençlik Değişim Derneği ile yapıyoruz. Şu an Sanayi Mektebinde animasyon, web tasarım, kısa film ve grafik tasarım eğitimlerimiz var” şeklinde konuştu.