ASAYİŞ - 04 Ekim 2017 Çarşamba 17:46

Aydın’da trafik kazası, karşı yönden gelen olmaması faciayı önledi

A
A
A
Aydın’da trafik kazası, karşı yönden gelen olmaması faciayı önledi

Aydın-İzmir Karayolu’nda meydana gelen trafik kazasında facianın eşiğinden dönüldü.

Aydın-İzmir Karayolu’nda meydana gelen trafik kazasında facianın eşiğinden dönüldü. İddiaya göre önündeki aracı sollamak isteyen hafriyat tırını geçmek isteyen otomobil tekerleri sıkıştırınca tır karşı şeride geçti. Otomobil sürücüsünün yaralandığı kazada adeta facianın eşiğinden dönüldü.


Kaza saat 16:00 sıralarında İzmir-Aydın E-87 Karayolu İncirliova Erbeyli Mahallesi yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; Germencik istikametinden Aydın isitikametine seyir halinde olan Ali Rıza Pekçan idaresindeki 09 TN 111 plakalı otomobil iddiaya göre önündeki tırı sollamak istedi. Bu sırada başka bir aracı sollamakta olduğunu iddia eden 09 DJ 308 plakalı dorseyi çeken 09 ABR 53 plakalı tırın sürücüsü Fahri Tan, “Ben solama yapmaya başladığım sırada arkadan gelen araç beni sollamak istedi. Ve iyice yaklaşınca orta refüj ile tırın tekerleri arasında sıkıştı. Bu sırada sol taraftaki lastikler dönmeyin tır karşı şeride geçti” diyerek kazanın hatalı solama sonucu meydana geldiğini iddia etti.


Kaza sırasında yaralanan otomopbil sürücü Ali Rıza Pekçan hastaneye kaldırıldı. Kaza sırasında orta refüj tamamen parçalanıp yola taşların yayılması nedeniyle Aydın-İzmir istikameti trafiğe kapandı. Ekiplerin çalışması sonucu yol önce kontrollü olarak, çalışmaların tamamlanmasının ardından tamamen trafiğe açıldı. Kazada yolda çıkıp karşı şeride geçen tırın altında başka bir aracın kalmaması teselli kaynağı oldu.


Trafik ekipleri kaza ile ilgili soruşturma başlattı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.