GENEL - 06 Ekim 2017 Cuma 12:56

Kütahya’da Aşure Günü

A
A
A
Kütahya’da Aşure Günü

Hacı Bektaş-i Veli Kültür Derneği Kütahya Şubesi tarafından düzenlenen ‘Geleneksel Aşure Günü’ etkinliği, bu yıl ilk defa Kütahya Belediyesi iş birliğiyle düzenlendi.

Hacı Bektaş-i Veli Kültür Derneği Kütahya Şubesi tarafından düzenlenen ‘Geleneksel Aşure Günü’ etkinliği, bu yıl ilk defa Kütahya Belediyesi iş birliğiyle düzenlendi.


Alyans Düğün Salonundaki etkinliğe Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, AK Parti Kütahya İl Başkanı Ali Çetinbaş, İl Jandarma Komutanı Albay Tayfun Dündar, İl Emniyet Müdürü Hasan Çevik, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Vekili Murat Koyak, İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar, İl Milli Eğitim müdürü Sebahattin Dülger, Belediye Başkan Yardımcısı Ali İhsan Ertaş, Hacı Bektaş-i Veli Kültür Derneği Başkanı Niyazi Toğan ile yönetim kurulu üyeleri, STK temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı.


Katılımlarından dolayı tüm konuklara teşekkür eden Hacı Bektaş-i Veli Kültür Derneği Başkanı Niyazi Toğan, 2017 yılında Alevi-Sünni birlikte hayata geçirilen faaliyetler hakkında bilgiler verdi.



Müftü Hüseyin Hazırlar: Kerbela tarihte yaşanmış, unutulup gidecek bir hadise değildir



Kerbala’nın iyi okunması ve anlaşılması gereken bir hadise olduğunu belirten Kütahya İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar, “Hicri 1439 Muharrem ayını idrak ediyoruz. Muharrem ayı Peygamberimizin dilinde hürmete layık, değerli bir ay. Muharrem ayı aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen başta Hz. Hüseyin Efendimiz olmak üzere çoğu ehl-i beytten 70 kişinin Kerbela’da hunharca katledildiği, şehit edildiği bir aydır. Bu vesileyle başta şehitlerin serdarı Hz. Hüseyin Efendimize, o günden bugüne mukaddes değerler, hak ve hakikat uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimize Cenab-ı Hakk’tan rahmet diliyoruz. Kerbela tarihte yaşanmış, unutulup gidecek bir hadise değildir. Bir menkıbe olarak dinlenemez, sıradan bir kıssa gözüyle de bakılamaz. Bizler Kerbela hadisesinde yaşanan olaylar coğrafyamız, mezhebimiz, meşrebimiz, yurdumuz ne olursa olsun her müminin ortak acısı, ortak hüznüdür. Kerbela hadisesinin bizlere vermiş olduğu dersleri hep beraber okumalıyız. O derslerin ilki; kaç kişi olursan ol, gücün ne olursa olsun hakkın, hakikatin, doğruluğun, erdemin yanında yer almaya devam edeceğiz. Bir diğeri tefrikaya asla yol vermeyeceğiz. Gün ehl-i beyt sevdası etrafında toplanma günüdür. Gün, birlik ve beraberlik günüdür. Gün Hz. Hüseyin Efendimiz başta olmak üzere ehl-i beytin yoluna baş koyma günüdür” ifadelerini kullandı.



Başkan Kamil Saraçoğlu: Ayrımcılık ve ötekileştirmenin bizde yeri yok



Geleneksel Aşure Günü etkinliğini Hacı Bektaş-i Veli Kültür Derneği ile ortaklaşa düzenlemekten büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, Kerbela’nın bütün İslam aleminin ortak acısı olduğunu söyledi. Kütahya’daki birlikteliğin bütün topluma yansıtılması gerektiğini de belirten Başkan Saraçoğlu, “Bizleri ayrıştırma noktasında elinden gelen tüm gayreti gösteren kişilere, ülkelere fırsat vermememiz gerektiğini özellikle söylemek istiyorum. Bizi aynı teknede tutan ve bizi bir hamur gibi yoğuran değerlerin öne çıkması, onları önümüze koymamız daha anlamlı. Biz, burada tek Allah’a inanıyoruz, peygamberimiz tek, kıblemiz tek, kitabımız tek. Bu değerler bizim için çok önemli. Bizi birleştiren değerleri daha çok öne çıkarmamız gerekiyor. Acı olaylar yaşandı. Kerbela yalnızca belli bir kesimin değil, tüm İslam aleminin yüreğinde bir sızıdır. Hz. Hüseyin efendimizin ismi her yerde vardır. Hala ismini koymaya, yaşatmaya devam ederiz. Hz. Ali’yi, Hz. Hasan’ı ve ondan sonra gelen ehl-i beyti. Fakat onları katleden, onları yok etme konusunda hareket eden bir Yezid’in ismini hiç duydunuz mu, o ismi koyan oldu mu? Olmadı. Bu çok önemli. Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin hepimizin. Onlar bizim canımız, onlar bizim önderimiz. Onun için biz sizlerle beraber olmaktan ve bu etkinliği beraber yapmaktan memnuniyet duyduk. Ayrımcılık ve ötekileştirmenin bizde yeri yok. İnşallah bu birlikteliğimizi toplumun bütün kesimlerine yansıtırız” dedi.



Vali Ahmet Hamdi Nayir: Anadolu ebru sanatıdır



Vali Ahmet Hamdi Nayir konuşmasına, “Muharrem ayınızı ve Aşure Gününüzü kutluyor, tuttuğunuz oruçlarınızın kabul olmasını diliyorum” ifadeleriyle başladı. Birbirinden farklı kültürleri, değerleri barındıran Anadolu coğrafyasını ’ebru sanatı’ diye tavsif eden Vali Ahmet Hamdi Nayir, “Ülkelerin, milletlerin sahip olduğu güçleri, bu güçlerin de kaynakları vardır. Ama bu kaynaklar içerisinde bizim doğal, ekonomik kaynaklarımızdan çok daha önemli olan bir kültür kaynağımız, kültürel bir gücümüz var. Anadolu coğrafyasında bu kültürel zenginliği başka hiçbir coğrafyada bulamayacağımız şekilde doyasıya yaşıyoruz. Bu coğrafya, kimilerinin mozaik diye adlandırdığı farklı kültürleri bir araya getirmiş, onları kaynaştırmış. Ben mozaik demektense ebru demeyi tercih ediyorum. Mozaiğin parçaları birbirine değer ama birbirine karışmazlar. Ebru da öyle değildir bütün renkler birbirleriyle içli dışlı olmuştur. Mozaik bizim kültürümüz değil ama ebru bizim kültürümüz. Bu Anadolu coğrafyasındaki kültürümüzü oluşturan bütün ögeler aynı şekilde kıymetli ve değerli. Bin yıldır bizlere vatan olmuş bu coğrafyada, bu topraklarda elbette ki Hacı Bektaşi Veli’nin öğretilerinin bugüne kadar gelmemizde, birlik ve beraberliğimizde çok önemli bir yeri olmuş, bu etki bugün de hala aynı şekilde devam ediyor. Çocukluğumuzdan beri bize öğretilen şeylerden biri; bir gün kıymetliyse, bir ay kıymetliyse onda yaşananlarla beraber kıymetli olmuştur. Muharrem ayı deyince Hz. Adem’den Hz. Musa’ya, Hz. Yunus’a, Hz. Muhammed’e, ehl-i beyte kadar birçok önemli hadisenin geçtiği bir ay aklımıza geliyor. Aşure dediğimizde yine önemli olayların yaşandığı, bize ibretlik hadiselerin ders olarak öğretildiği günler aklımıza geliyor. Dolayısıyla bugünlerde yaşananları biz yeni nesiller olarak da tekrar hatırlayıp, gelecek nesillere aktarma borcumuz olduğunu biliyoruz. Derneğimiz burada bunu yapıyor. Bizim kültürümüzde önemli olan bu duyguları yeni nesillere aktarmak, günümüz insanına da yaşatmak için bir gayret sarf ediyor” diye konuştu.


Alevi Dedesi Cafer Erdoğdu ile İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar’ın duasının ardından konuklara aşure ikram edildi.


Kütahyalı Şair İsa Kahraman’ın şiir okuduğu programda, Kütahya Belediyesi Konservatuvarı da mersiye seslendirdi. (EFE)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Doç. Dr. Uğur, “Hormon sağlığı için özellikle sebze ve meyve ağırlıklı olacak şekilde beslenmeliyiz” Hormonların çok önemli olduğunu dile getiren Doç. Dr. Kader Uğur, “Hormonların hem yüksekliği hem de düşüklüğü vücudumuzda hastalıklara sebep olabilir. Hormon sağlığı için özellikle sebze ve meyve ağırlıklı olacak şekilde sağlıklı beslenmeliyiz” dedi. Fırat Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kader Uğur, 24 Nisan Hormon Günü çerçevesinde hormonların önemi hakkında bilgi verdi. Doç. Dr. Kader Uğur, “Hormonlar insan vücudunda büyüme, gelişme, üreme ve metebolik olayları sağlayan salgılardır. Hormonların olmaması durumunda yaşam devam edemez. Hormonların hem yüksekliği hem de düşüklüğü vücudumuzda hastalıklara sebep olabilir. Hormon sağlığı için özellikle sebze ve meyve ağırlıklı olacak şekilde sağlıklı beslenmeliyiz. Haftada en az 2 saat kadar düzenli yürüyüş, her gün düzenli olarak 7 saat uyumak, endokrin bozucular olan plastik kaplar yerine cam şişelerden su içilmesi ve paslanmaz çelik kapların kullanılması lazım. Ayrıca evin tozlardan arındırılarak düzenli bir şekilde temizlenip havalandırılması önem arz etmektedir. Bazı önemli hormon eksikliklerini engellemek için, özellikle kalsiyum içeriği yüksek süt, yoğurt, peynir ve yeşillik gibi gıdaların günlük hayatımızda tüketilmesi gerekiyor. İyot açısından zengin olan balık, süt, yumurta gibi gıdaların düzenli olarak tüketilme hormon sağlığı açısından önemlidir" diye konuştu.
Ankara Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, şehit çocuğu Gül’ün resim sergisini ziyaret etti Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş,” Çocuk Zirvesi’nde çocuklarla ilgili yürütülen güncel çalışmalar ele alınacak, gelişen teknolojiyle dijitalleşen uygulamalar arasında çocukluk kavramı değerlendirilecek” dedi. Göktaş, görevi başındayken geçirdiği trafik kazasında şehit olan polis Hüseyin Gül’ün oğlu 12 yaşındaki Talha Gül’ün hazırladığı yağlı boya resim sergisini ziyaret etti. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Ada Ankara fuaye alanındaki resim sergisini Talha ve annesi Tuğba Gül ile gezen Göktaş, 50’den fazla yağlı boya esere ilişkin Talha’dan bilgi aldı. Daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Göktaş, Talha’nın çok yetenekli olduğunu, bunu da düzenlediği sergiyle gösterdiğini söyledi. Sergide doğa resimlerinin yanı sıra özellikle Kudüs ile ilgili yaptığı resimleri çok beğendiğini vurgulayan Göktaş, "Sergide Talha’nın 50’den fazla eseri var. 2-3 yıldır çalışıyormuş. Kendisinin bu alanda fikir sahibi olması ve çalışmaları önünün ne kadar parlak olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı. Göktaş, Şehit ve gazilerin emanetlerinin çok kıymetli olduğunu, her zaman onların emanetleri olan kıymetli ailelerinin yanlarında olmaya gayret ettiklerini söyledi. Göktaş, bir gazetecinin en çok hangi resmi beğendiğini sorması üzerine Göktaş, "Aslında hepsini çok beğendim. 12 yaşındaki bir çocuktan daha fazlası olan eserler var. Ben ’Hayat Ağacı’ adını verdiği resmi çok beğendim. Hayat ağacı bizler için çok kıymetli. Aynı zamanda hikayesini anlatınca da etkilendik" yanıtını verdi. İlk defa düzenleniyor Bakan Göktaş, başka bir gazetecinin "Çocuk Zirvesi"ne ilişkin sorusu üzerine, "Bakanlığımız olarak ilk defa bir Çocuk Zirvesi yapıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının himayelerinde gerçekleştirilecek Zirve yarın başlayacak ve iki gün sürecek" diye konuştu. “Geleceğin Dünyasında Çocuk ve Çocukluk” temasıyla yapılacak zirvenin önemine işaret eden Göktaş, programa çok sayıda politikacı, akademisyen ve uzmanın da katılacağını bildirdi. Bunların yanı sıra çocuklar ve gençlerin de Çocuk Zirvesi’nde söz alacağını vurgulayan Göktaş, "Zirve kapsamında çeşitli paneller düzenleyeceğiz ancak bizler için en önemli unsur, Zirve’de çocukların söz sahibi olması. Değişen ve dönüşen bir dünyada yaşıyoruz. Dijitalleşmeyle hayatımızda da çok şey değişiyor. Bu konudan çocuklar da etkileniyor. Bunları da Zirve’de ele alacağız. Çocuk Zirvesi’nde çocuklarla ilgili yürütülen güncel çalışmalar ele alınacak, gelişen teknolojiyle dijitalleşen uygulamalar arasında çocukluk kavramı değerlendirilecek. Çocuk alanında etkili bilgi paylaşımının yapılması, çocukların güvenli bir geleceğe hazırlanması, toplumun bu konudaki farkındalığının artırılması da Zirvenin bir diğer amacı olacak. Ayrıca savaşlardan etkilenen çocuklar da Zirve’de ele alınacak konular arasında bulunuyor. Politikalarımıza yön vermek bakımından Çocuk Zirvesi’ni çok önemli buluyoruz. Zirve’nin sonuçlarını da raporlaştırıp kamuoyuyla paylaşacağız” şeklinde konuştu.