KÜLTÜR SANAT - 12 Ekim 2017 Perşembe 15:56

Dünyanın en önemli kitap fuarında ülkemizi temsil eden tek belediye

A
A
A
Dünyanın en önemli kitap fuarında ülkemizi temsil eden tek belediye

Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, dünyanın en büyük kitap fuarı olarak kabul edilen Uluslararası Almanya Frankfurt Kitap Fuarı’nda ülkemizi temsil eden tek yerel yönetim olmayı başardı.

Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, dünyanın en büyük kitap fuarı olarak kabul edilen Uluslararası Almanya Frankfurt Kitap Fuarı’nda ülkemizi temsil eden tek yerel yönetim olmayı başardı.


Dünyanın en büyük ve en önemli kitap fuarı olan Uluslararası Almanya Frankfurt Kitap Fuarı, yayıncılık sektörünü ve kitapseverleri bir araya getirdi. Bu yıl 69’uncusu düzenlenen fuara dünyanın en önemli 7 bin yayıncısı katılım gösterdi. Yaklaşık 300 bin kişinin ziyaret edeceği Frankfurt Kitap Fuarı, 15 Ekim Pazar gününe kadar ziyaretçilerini ağırlayacak. Ülkemizi temsilen fuara katılan tek yerel yönetim olma başarısını gösteren Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları da özel standıyla kitapseverleri ağırlamaya devam ediyor. Frankfurt Kitap Fuarı’na ikinci kez katıldıklarını söyleyen Zeytinburnu Belediye Başkan Yardımcısı Erdem Zekeriya İskenderoğlu, Frankfurt Kitap Fuarı’na katılarak yayınladıkları eserleri dünya yayıncılık sektöründe sergilemeyi amaçladıklarını söyledi.



7 bin katılımcı ve 300 bin ziyaretçinin olduğu fuarda Türkiye adına bir ilk


Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları’nın 65 eserden oluştuğunu ve her yıl bu eserlere 10’a yakın eserin ilave edildiğini belirten Başkan Yardımcısı İskenderoğlu, “Zeytinburnu Belediyesi olarak kültür yayıncılığı alanında Almanya Frankfurt Kitap Fuarı’nda bu yıl ikinci kez yer alıyoruz. Bu manada burada olmaktan çok mutluyuz ve onurluyuz. Hedefimiz Zeytinburnu’nun kültürel değerlerini ortaya çıkartmak, eserleştirmek ve dünyaya yaymaktır. Frankfurt Kitap Fuarı, dünyanın en önemli kitap fuarlarından bir tanesi olup yaklaşık 7 bin katılımcısı ve her yıl 300 bine yakın bir ziyaretçisi bulunmaktadır. Bu bakımdan Zeytinburnu Belediyesi’ni burada temsil etmek Türkiye’deki yerel yönetimler adına da bir ilk. Ülkemiz dünya yayıncılığı sırasında ilk 10’da yer alırken burada bulunmak bizim için çok önemli.”



“Dünyanın en seçkin kütüphanelerine kaynak eser oluşturuyoruz”


Kültürel değerleri ortaya çıkartıp dünyanın en seçkin kütüphanelerine kaynak eser olarak kazandırdıklarını söyleyen İskenderoğlu konuşmasını şöyle devam etti: “Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları olarak yayıncılık anlamında iddialı bir yayıncılık politikası izlemekteyiz. 2014 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından “Yılın En İyi Kamu Yayıncısı” seçildik. Kültür yayıncılığı bakımından 2003 yılından bugüne kadar toplam 65 eseri ise yayıncılık dünyasına kazandırdık. Eserlerimizden kısaca bahsedecek olursak; ’Surların Öte Yanı Zeytinburnu’ adlı eserimiz 2003 yılında yayıncılık hayatına başladığımız ilk eserdir. Bunun İngilizcesi de mevcuttur. Bunun dışında şehir ve şehircilik anlamında değerlendirebileceğimiz “Çırpıcı ve Veliefendi Çayırları” adlı kitabımız da şehir ve şehircilik önemli eserlerimizden bir tanesidir. Keza “Şehir, Sokak, Hafıza” ve “Hane’lerden Numaralı Ev’lere” adlı eserimiz de şehircilik bakımından önemli eserlerimiz arasında yer almaktadır.”


“Sözlü tarih çalışmalarımıza örnek verecek olursak; Balkan ve Rumeli Bölgeleri’nin en önemli sanatçılarından, "Yaşayan bir tarih ve kültür hazinesi" olarak nitelendirebileceğimiz aynı zamanda Zeytinburnulu olan Arif Şentürk’ün yaşam ve sanat hayatını ele alan bir eserimiz yer almaktadır. "Göç ve Sempozyum” adlı kitaplarımız ise literatürde kaynak eser olarak yer alabilecek olan eserlerimizden bazılardır. Keza son yayınlarımız arasında yer alan ’Zamanı Aşan Taşlar’ adlı kitabımız da önemli eserlerimizden bir tanesidir.”



“Karanlıkta kalan köşeleri aydınlatıyoruz”


Zeytinburnu Belediyesi’nin yayıncılıkta düstur aldığı en önemli konulardan bir tanesinin kültür hayatında “Karanlıkta kalan köşeleri aydınlatmak” olduğunu belirten İskenderoğlu, “Literatürde gerçekten bu boşluğu doldurabilecek eserler ortaya koymak için yoğun emek sarf ediyoruz. Bu anlamda da yaptığımız çalışmaların kaynak eser olmasını hedefliyoruz. Üzerinde titizlikle durduğumuz son eserimiz ise Z Dergisi. Z Dergisi de önemli kaynak eserlerimizden bir tanesidir. Dergicilik anlamında yerel yönetimler adına bir çığır açtığını düşünüyoruz. Z Dergisi 1 yılda 4 sayı çıkacak şekilde yayıncılık hayatına giriş yaptı ve her bir sayımız farklı bir konuya, temaya değinecek. Örneğin dergimizin ilk sayısında Bitki Ressamlığı’nı ele aldık. Bitki ressamlığında ne tür işlere imza atıldığını anlatan ve kaynak eser özelliği taşıyan bir dergi oldu. Aynı zamanda derginin beraberinde kültür sanat ekimiz de yer alıyor. Kültür sanat ekimizde ise yapmış olduğumuz 4 aylık faaliyetlerimiz ele alınıyor” diye konuştu.



Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Ömer Arısoy’dan özel ziyaret


Zeytinburnu Belediyesi’nin standını ziyaret eden Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Ömer Arısoy ise, “Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bizler de 69’uncu Uluslararası Almanya Frankfurt Kitap Fuarı’ndayız. Frankfurt Fuarı dünyanın önemli kitap fuarlarından bir tanesidir. Bu fuara öteden beri bakanlığımız büyük bir katılımla iştirak ediyor. Bu yılkine de ülkemizin yayıncılık sektöründeki tüm renkleriyle birlikte katıldık. Bu yıl ulusal standımıza 2 sergi de eşlik ediyor. Aynı zamanda müzik dinletileri ve mutfak kültürlerimizi sergileyen etkinlikler ve performanslar da olacak. Kültür yayıncılığında çığır açmış Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları’nı da bu önemli fuarda ülkemizi temsil eden tek yerel yönetim olduğu için tebrik ediyorum” dedi.



Yayıncılık dünyasına kazandırılmış 65 eser


Kimi zaman geçmişi bilinmeyen sokak adlarının günümüze geliş hikayesini anlatarak, kimi zaman meçhul bir Türk askerinin hikayesini bugüne taşıyarak yayıncılık dünyasına bugüne kadar 65 eser kazandıran Zeytinburnu Beleyesi Kültür Yayınları, 14 yıllık süreçte istikrarını; Zamanı Aşan Taşlar, Son Kale Çanakkale, Şehir Sokak Hafıza, Çırpıcı ve Veliefendi Çayırları, Bilgelikler Divanı, Hane’lerden Numaralı Ev’lere, Tıp Tarihi, Zamanı Aşan Taşlar ve son yayını olan Z Dergisi adlı eserleriyle sürdürmeye devam ediyor.



“Hane’lerden Numaralı Ev’lere”


Erol Ölçer tarafından hazırlanıp Temmuz 2015’te yayımlanan “Hane’lerden Numaralı Ev’lere” adlı eserde, 1927 Nüfus Tahriri dönemindeki 90 mıntıka, 6.800 küsur sokak ve caddede bulunan binaları, mahiyet, kat adedi ve yapı türü bakımından sıralandıran Kültür Yayınları, İstanbul’da gerçekleştirilen nümerotaj esnasında başında “Mektupçu Osman Bey” adıyla bilinen Osman Nuri Ergin’in bulunduğu, Şehremaneti Nümerotaj Heyeti’nin hazırladığı bina ve arazi istatistik cetvellerini geçmişten günümüze taşıyor.



“Kalır dudaklarda şarkımız bizim”


Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, kaynak eserlerinden biri olan Necip Fazıl Kitabı’nda ise Türk edebiyatının usta sanatçısı ve Büyük Doğu Dergisi’nin kurucusu olan Necip Fazıl Kısakürek’in doğumunun 110. yılı vesilesiyle 2014 tarihinde adına düzenlenen “Kalır Dudaklarda Şarkımız Bizim” adlı sempozyumdan derlenen tebliğleri kitap haline dönüştürdü. Prof. Dr. İsmail Kara, Asım Öz ve Aykut Ertuğrul’un editörlüğünde yaklaşık bir yıllık bir çalışmayla hazırlanan kitap, Necip Fazıl’ın hayatını, edebi, fikri ve siyasi yönlerini ele alıp tahlil eden metinlerden oluşuyor.



Kültür, sanat ve şehir dergisi: “Z”


Farklı formatı ve zengin içeriği ile dikkat çeken kültür, sanat ve şehir dergisi Z, “Bitki Ressamlığı” konulu ilk sayısı ile geçtiğimiz aylarda okuyucusuyla ilk kez buluştu. Farklı formatı ve 462 sayfalık zengin içeriği ile dikkat çeken kültür, sanat ve şehir dergisi Z, ilk sayısında “Bitki Ressamlığı”nı konu alıyor. Derginin yayın kurulu Aykut Ertuğrul, Erdem Zekeriya İskenderoğlu, İrfan Çalışan, Muhammed Nur Anbarlı, Murat Dinçer Çekin, Murat Gür, Süleyman Berk ve Süleyman Faruk Göncüoğlu’ndan oluşuyor. Gülnur Ekşi, Hülya Korkmaz, Işık Güner ve Mehmet Bilgin’in tema editörü olduğu Z Dergisi, bitki ressamlığı konusunda zengin bir başvuru kaynağı.


Zeytinburnu Belediyesi, Z dergisi ile eş zamanlı olarak kültür sanat gündeminin yeni bir dil ve bakışla yeniden üretildiği “Z Kültür Sanat” tabloid ekini de okurla buluşturdu. Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliklerin rutin haber anlayışından farklı bir dille ve nitelikli bir bakışla sanat alıcılarının ilgisine sunulduğu gazete, kültür sanatın konuşulduğu, tartışıldığı gündem belirleyen bir mecra olmayı da hedefliyor. İlk sayısı 3 bin adet basılan Z dergisinin tüm içeriğiwww.zdergisi.istanbuladresinden ve ZDergisi iOS - Android uygulamalarından ücretsiz olarak okurların erişimine sunuldu.


Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı’nda 15 Ekim Pazar gününe kadar okuyucularla buluşmaya devam edecek olan Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, 14 yıllık serüvene sahip eserlerini 5’inci salonda, C158 adlı stantta sergiliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’de yapay zeka lisesi kurulma yolunda ilk adım atıldı İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Teknopark İstanbul iş birliğiyle “Yapay Zeka Lisesi kurulum ve içerik geliştirme çalıştayı” gerçekleştirdi. Teknopark İstanbul’da Türkiye’nin geleceğine yön verecek önemli bir adım olan ilk “yapay zeka lisesinin oluşum sürecini şekillendireceği ifade edilen “Yapay Zekâ Lisesi Kurulum ve İçerik Geliştirme Çalıştayı” gerçekleştirildi. Programda konuşan İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin aydın, yapay zekâ, çağın en hızlı gelişen ve dönüşen alanlarından biri olarak, eğitim ve genç nesiller için kritik bir öneme sahip, bu bağlamda, Yapay Zekâ Lisesi kurma hedefimiz, genç beyinlerin bu alanda nitelikli bir eğitim almasını sağlayarak, Türkiye’nin küresel arenada rekabet gücünü artırmayı amaçladıklarını belirtti. Teknolojinin hızla ilerlediği bir çağda, yapay zeka bilgi ve becerisi, sadece bireylerin değil, aynı zamanda ulusların ve toplumların geleceğini şekillendirdiğini ifade eden Aydın, Yapay Zeka Lisesi, genç yeteneklere bu alanda eğitim sağlayarak, onları geleceğin liderleri, yenilikçileri ve girişimcileri olarak yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Çalıştayda yapay zeka eğitim ve öğretim konularında uzman isimler bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunacağı ve stratejik adımların belirleneceği bir ortam oluşturmayı hedeflediklerini ifade etti. Teknopark İstanbul’da düzenlenen programa, İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin Aydın, Teknopark İstanbul yönetim kurulu üyesi Mehmet Akif Özyurt, akademisyenler, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. “Yapay Zeka Lisesi ile geleceğin bilimsel ve teknolojik gelişmelerine gençlerimizi şimdiden hazırlıyoruz” İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin Aydın, “Günlük hayatımızın birçok alanında kullanılmaya başlanan yapay zekanın etki alanının her geçen gün arttığına şahit oluyoruz. Bilişimden medyaya, sanayi ve ticaretten eğitime kadar çeşitli alanlarda kullanılmaya başlanan yapay zekanın geleceğin en önemli alanlarından biri olduğunun farkındayız. Yapay Zeka Lisesi ile geleceğin bilimsel ve teknolojik gelişmelerine şimdiden hazırladığımız gençlerimiz için bu alanda nitelikli ve eğitim temelli adım atmayı sağlayarak ülkemizin küresel ölçekte diğer ülkelerle teknoloji ve bilimsel rekabette güçlü bir konuma gelmesi gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın, ilan ettiği Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Dönüşüm vizyonuyla, bakanlığımız eğitim, bilim ve teknolojiyi ulusal hedeflerimize entegre ederek Türkiye’nin eğitimdeki dönüşümüne öncülük etmektir. Bu iki yaklaşım; yani geleneksel değerlerle yenilikçi teknolojilerin benimsenmesi ülkemizin eğitimde kapsamlı bir dönüşüm yaşamasını sağlayacak stratejik bir birlikteliği temsil etmektedir.” dedi. (AZ-
Aydın Aydın inciri için zorlu mesai başladı Dünyanın en kaliteli incirinin yetiştiği ve fiyatı altınla yarışan Aydın’ın sarılop incirinin üretimi için çiftçilerin zorlu mesaisi başladı. Küresel iklim krizi nedeniyle toprağın tavının kaçmaması için adeta zamanla yarışan Aydınlı çiftçileri, aydın dağlarını ilmek ilmek işliyor. Traktör işlemediği için atlarla sürülen arazilerde eli kolu tutan herkes toprağı en iyi şekilde işlemek için çalışıyor. Türkiye’nin en verimli topraklarına sahip illerin başında gelen Aydın’ın incir üretimi yapılan sarp arazilerinde motorlu taşıtlar iş görmediği için halen toprak karasabanla işleniyor. Her türlü teknolojik imkana ve ekonomik güce sahip olmasına rağmen köylüler yamaç olan arazilerini sadece atlarla sürüp işleyebilirken, bir çift at ile çalışanlar aylık 75 bin TL ile 90 bin TL arasında kazanıyor. Çalışan herkese adeta mühendis maaşından fazla ücret ödenen Aydın dağlarında çalışan da çalıştıran da durumdan memnun iken çiftçilerin en büyük sorunu dolgun ücrete rağmen çalışacak kişi bulunmaması. Büyük Menderes Nehri’nin Kuzey ve Güney yamacında bulundan verimli Aydın dağlarında motorlu araçların iş görmemesi nedeniyle halen atlarla toprağı işlemek zorunda olduklarını belirten çiftçi Hayati Kuruş, bu işe hevesli olan kardeşi ile mesai yaptıklarını belirtti. Küresel iklim krizi nedeniyle son yıllarda mevsimlerin değişerek iklim şartlarının kıştan direk yaz mevsimine döndüğü için toprağı işleme süresinin azaldığını belirterek adeta zamanla yarıştıklarını söyledi. Boyundan büyük sabanla toprağı işliyor Son yıllarda incir ve zeytinyağı fiyatlarının adeta altınla yarışması nedeniyle tarım sektöründe çalışmanın daha cazip hale geldiğini belirten ve küçük yaşına rağmen mahareti ile görenleri şaşırtan 14 yaşındaki Tunahan Kuruş, boyundan büyük işi başarıyor. Çocukluğundan beri tarla bahçe işlerinin içinde olduğunu belirten Küçük Tunahan, babasının kendisine hediye ettiği atlarla boyundan büyük sabanı atlara koşup çift sürüyor. Aylık 75-90 Bin TL arasında para kazandığını ve halinden memnun olduğunu belirten Tunahan, görenlerin şaşırdığını söyledi. Kendisinin çift süreceğine inanmadığı için çalışırken izlemeye gelenlerin bile olduğunu belirten Tunahan Kuruş, çalışıp kazanmanın mutluluk verici olduğunu söyledi. Kardeşi ile birlikte dağlarda çift süren 24 yaşındaki Hayati Kuruş ise, mesleği babasından öğrendiğini çok meraklı ve istekli olduğu için kardeşine de öğrettiğini belirterek “Aydın dağlarında üretim yapmak arazi yapısı nedeniyle zor. Yamaç olduğu için traktörün işlemediği bu incir bahçelerini atlarla sürüyoruz. Kardeşim Tunahan, bu işe çok meraklı ve oldukça da becerikli. Israrla kendisine at alınmasını istedi. Bizler gibi O da atlarla çift sürüyor” diye konuştu. (İK-
Ankara RTÜK Başkanı Şahin: “Şiddet, gündüz kuşağı programları ile ilgili hassasiyettir” Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, gündüz kuşağında yer alan programları işaret ederek, “Kadına yönelik şiddet, toplumsal şiddet, gündüz kuşağı programları ile ilgili hassasiyettir. Kusura bakmasınlar bu programlar veya bu şekilde devam edenler, üzülerek söylemek istiyorum ki hiç sevmediğimiz müeyyide konuları gündeme gelecektir” dedi. RTÜK tarafından ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde “Etik İlkeler Rehberi Tanıtım Toplantısı” düzenlendi. Toplantıda, RTÜK tarafından onaylann ve radyo, televizyon, internet ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinde dikkat edilmesi gereken “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye İlişkin Etik İlkeler” de paylaşıldı. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, yaptığı konuşmada medyanın sorunları ve karşılaşılan güçlüklerle nasıl baş edilmesi gerektiği üzerinde çalışıldığını ifade etti. “Şiddet, gündüz kuşağı programları ile ilgili hassasiyettir” Kadına yönelik şiddete ilişkin gündüz kuşağında yer alan programların etik kurallara uyması gerektiğini belirten Şahin, “Kadına yönelik şiddet, gündüz kuşağı programları ile ilgili hassasiyettir. Bu hassasiyetlerimizin dile getirildiği, her fırsatta konuşulduğu artık aşikardır. Kusura bakmasınlar bu programlar veya bu şekilde devam edenler, üzülerek söylemek istiyorum ki hiç sevmediğimiz müeyyide konuları gündeme gelecektir” diye konuştu. RTÜK’ün karar kıldığı etik ilkeleri de paylaşan Şahin, şöyle konuştu: “Etik ilkelerimizden bahsetmemiz gerekirse; ‘mağduru değil, faili göster’, ‘şiddeti meşrulaştırma’, ‘saygın değil, suçlu o’, ‘cezayı yayınla adaleti göster’, ‘mücadeleyi destekle çocuklara örnek ol’, ‘güçlü kadını anlat, kadını güçlü anlat’ şeklinde etik ilkelerimiz bunlar. “Kadın istismarı medyamızın gündeminden çıkmalıdır” Medyada kadına yönelik şiddet ile mücadeleye ilişkin etik ilkelere uyulup uyulmayacağını takip edeceklerini aktaran Şahin, şu ifadelere yer verdi: “Bu kararların uygulanmasında üst kurul uzmanlarımız 7/24 mesai yapacaktır. Bu konuda kararlıyız. Kadına yönelik şiddet görüntüleri ve kadın istismarı medyamızın gündeminden çıkmalıdır. Medyamız bu sorunun çözümüne katkı sağlamalı diye düşünmekteyiz. Kadına yönelik şiddetle topyekün mücadele etmek şarttır. Yaptığınız ve yapacağımız katkılar için şimdiden siz değerli medya mensuplarına teşekkür ediyorum.” Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise yaptığı konuşmada, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önlenmesi noktasında çok ciddi ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye’de kadına yönelik şiddete karşı sürekli çalışmalar yürütüldüğünü belirten Bakan Ersoy, “Bunca ilerlemeye, katedilen mesafeye rağmen maalesef bugün halen bu sorunun devam ettiğini görüyoruz. Yargı alanında düzenlemeler yapıldı. Devlet olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleyi en temel politikalarımızdan biri haline getirdik. Bu çerçevede kurumlarımız tarafından birçok yasal düzenleme hayata geçirildi” ifadesini kullandı. Bürokrasi, yerel yönetimler, iş dünyası, spor kamuoyu, dernekler ve vakıfların kadına karşı şiddette önemli farkındalık oluşturacak kampanyalar düzenlediğine dikkati çeken Ersoy, “Meselenin psikolojik, sosyolojik, kültürel yanına dikkat çeken çalışmalar yapıldı. Ama hepimizi derinden yaralayan olumsuz haberlerin geldiğini görmeye üzülerek devam ediyoruz” dedi. Kadınların bireysel özgürlüklerinin yanı sıra siyasi ve sosyal alandaki etkilerinin artmış olmasına rağmen karşılaşılan tablonun ne kadar büyük bir sorunla karşı karşıya kalındığını gösterdiğini ifade eden Ersoy, “Sorun ne kadar büyük olursa olsun, bu sorunu çözmek ne kadar karmaşık gibi görünse de biz kadına yönelik şiddetin son bulması için elimizden gelen gayretin daha fazlasını yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu. "En büyük tehlike normalleştirmektir" Kadına şiddet sorununun altını çizen Ersoy, şunları kaydetti: “Kadına yönelik şiddeti asla normalleştirmeyeceğiz. Televizyon ekranlarında bu sorunla ilgili bir haberle karşılaştığımızda bunu sıradan bir olay olarak görmeyeceğiz. Unutulmamalıdır ki toplumsal yaşamı, insan onurunu, iyi bir yaşamı tehdit eden bir sorun karşısında en büyük tehlike onu normalleştirmektir. Bu soruna alışmaktır. İşte biz bu bakış açısını reddediyoruz. Kadına şiddeti asla normalleştirmeyeceğiz ve buna alışmayacağız. Bu açıdan belki de en büyük rol siz değerli medya yöneticilerimize düşmektedir.” Programa RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, RTÜK Üyesi Deniz Güçer, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürü Süreyya Erkan, Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Şube Müdürü Sibel Özdemir ile davetliler katıldı.
Antalya Muratpaşa’da DJ’lik kursuna yoğun ilgi Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, son yıllarda eğlence sektöründe giderek popülerleşen disc jockey (DJ) mesleğinin meraklılarına Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde ücretsiz bir kurs başlattı. Muratpaşa Belediyesi, hobi ya da bir iş kolu olarak DJ’likle ilgilenmek isteyenlere Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde ücretsiz kurs düzenlemeye başladı. DJ Daraske ismini kullanan Murat Aydın’ın eğitimini verdiği kursta, kursiyerlere başlangıç seviyesinde DJ’lik bilgileri verildi. Eğitmen Aydın, bundan 2 yıl önce Muratpaşa Belediyesi’nin katkılarıyla bir kez daha ücretsiz kurs açtıklarını söyledi. Aydın, sertifikalarını alan 35 öğrenciden 25’inin aktif olarak DJ’liğe devam ettiğini belirtti. Kursta; armoni, elektronik dans müziklerinin bölümleri gibi temel düzeyde bilmeleri gereken bilgileri verdiklerini aktaran Aydın, kursun devamında pratik üzerine yoğunlaşacaklarını ifade etti. İki arkadaşıyla Antalya Ritim Grubu’nda müzik yaptıklarını söyleyen Hatice Şahin Eşkiler arkadaşlarıyla hobi olarak eğitime katıldıklarını belirtti. Heykeltıraş Seyhan Erdem ise müzik öğrenmek için katıldığını belirttiği kurs için şunları söyledi: “Geçmiş yıllarda manuel müzik çalardık. Aradan 20 yıl geçti, her şey dijitalleşti. Hevesimizi tekrar devam ettirelim dedik. Teorik olarak hemen hemen her şeyi hallettik. Ses uyumu, notaların uyumu, armoni uyumu, yapacağımız işin genel tanımına hakim olduk. Bundan sonra pratiklere geçeceğiz. Onu bekliyoruz heyecanla.”