MAGAZİN - 12 Ekim 2017 Perşembe 17:06

Reha Muhtar ile Deniz Uğur’un velayet davasına açıklamalar damga vurdu

A
A
A
Reha Muhtar ile Deniz Uğur’un velayet davasına açıklamalar damga vurdu

Oyuncu Deniz Uğur’un eski eşi gazeteci Reha Muhtar’a ikiz çocuklarının velayeti almak için açtığı davanın bugün görülen duruşmasında, Uğur aylık 30 bin TL’lik iştirak nafakası talebinden vazgeçti.

Oyuncu Deniz Uğur’un eski eşi gazeteci Reha Muhtar’a ikiz çocuklarının velayeti almak için açtığı davanın bugün görülen duruşmasında, Uğur aylık 30 bin TL’lik iştirak nafakası talebinden vazgeçti. Reha Muhtar dava sonrası, “Çocuklarımı etkileyecek hiçbir şey söylemem. Onları annelerine karşı doldurmam” derken Deniz Uğur ise “Kızım bana diyor ki seni özledikçe bakıcıma sarılıyorum. Ben onun mutlu olmasını istiyorum” ifadesini kullandı.


Oyuncu Deniz Uğur, 7 yaşındaki ikiz çocuklarının velayeti alabilmek için Reha Muhtar’a İstanbul Aile Mahkemesi’nde dava açmıştı. Davanın bugünkü duruşmasına, davacı Deniz Uğur ile davalı Reha Muhtar ve avukatları katıldı. Gizli görülen duruşmada, Deniz Uğur’un tanıkları dinlenirken, salonda zaman zaman bağrışma seslerinin yükseldiği duyuldu. Duruşmada Deniz Uğur’un çocukları için istediği 30 bin TL’lik nafakayı Reha Muhtar ve avukatının maddi çıkar olarak nitelendirilmesi üzerine, Deniz Uğur’un istediği nafakadan vazgeçtiği öğrenildi. Deniz Uğur’un avukatının gizli görülen davada ’gizlilik kararı’nın kaldırılmasını istediği ancak mahkemenin gizliliğin devamı karar verdiği belirtildi. Duruşma gelecek celse Reha Muhtar’ın 3 tanığının dinlenmesi için ertelendi.


Reha Muhtar duruşmanın görüldüğü mahkemenin koridorunda kısaca soruları yanıtlayarak, “Bir doktora gidilmesi talebi vardı, o talebi reddetti mahkeme. Anneyle ilgili tek bir kelime konuşmayacağım bu mahkeme boyunca. Çocuklarıma bu kötülüğü yapmayacağım” dedi.


Duruşma sonrası Muhtar ve Uğur adliye dışında karşı karşıya geldi. Taraflar yan yana gelmekten kaçınırken, Reha Muhtar koşar adımlarla yaptığı açıklamada, “Hiçbir konuyu tartışmamayı, konuşmamayı, ego konusu yapmamayı öğrendim. Çocuklarımı etkileyecek hiçbir şey söylemem. Onları annelerine karşı doldurmam. Annelerinin aleyhine olabilecek hiçbir kelimeyi çocuklarıma etmem. Çocuklar 3,5 yıldır tenis oynuyorlar. Geçen sene nereye gidiyorlarsa 50 metre yanındaki yere gidiyorlar. Değişen bir şey yok” şeklinde konuştu.


Deniz Uğur: “Kızımın mutlu olmasını istiyorum”


Deniz Uğur ise avukatıyla birlikte adliye karşısındaki meydanda bir açıklama yaptı. Uğur’un konuşmaktan çekindiği gözlenirken avukatı Abidin Şahin “Dosya kapsamında bizim talebimiz doğrultusunda konulmuş gizlilik kararı vardır. Gizlilik kararının kaldırılmasını talep ettik. Mahkeme bu talebimizi yerinde bulmadı. Kararı reddetti. Gizlilik kararı devam ediyor. Çocukların velayeti anneden alınıp babaya verilmişti. Bu 2011’de İstanbul mahkemelerinde derdest bir dava varken Beykoz mahkemelerinde görülen bir dava ile anneden alınıp babaya verilmiştir. Biz bu velayetin yeniden anneye verilmesini talep ediyoruz. Bu dava kapsamında çocukların velayetinin anneye verildiği takdirde 15’er bin TL’den 30 bin TL iştirak nafakası talebimiz vardı. Bu talebimizden vazgeçtik. Yargılama sürüyor” diye konuştu. Deniz Uğur ise sorularını cevaplandırmazken, “Benim tek amacım, kızım bana diyor ki seni özledikçe bakıcıma sarılıyorum. Ben onun mutlu olmasını istiyorum” diyerek avukatıyla birlikte adliyeden uzaklaştı.


Olayın geçmişi


Gazeteci Reha Muhtar, ikizlerinin annesi Deniz Uğur 2010 yılında protokol imzalayarak ayrılmışlardı. Protokol gereği ikiz çocuklar Mina Deniz ve Poyraz Deniz’in velayetinin 18 yaşına kadar babaları Reha Muhtar’ da kalmasında anlaşılmıştı. Ayrıca protokolde anne Deniz Uğur’un çocuklarını istediği zaman Muhtar’ın yalısında görebileceği hatta yalıda iki gün kalabileceği maddesi de yer almıştı. Geçtiğimiz aylarda oyuncu Deniz Uğur bu protokole itiraz etmiş ve çocuklarının yanında kalmasını istemişti. Bunun üzerine İstanbul Aile Mahkemesi’nde dava açılmıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Açık alanda çalışan işçilere sıcak hava uyarısı Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde Acil Tıp Anabilim Dalında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Polat, sıcak çarpmasının güneşli hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşılaşılan potansiyel bir tehlike olduğunu belirterek açık alanda çalışan tarım işçileri başta olmak üzere vatandaşlara yapmaları gerekenleri anlattı. Hava sıcaklıklarının arttığı Hatay’da ve ülke genelinde bölge bölge termometreler 35 derecenin üzerine çıkmayı başladı. Hava sıcaklığının arttığı bu günlerde vatandaşları bekleyen tehlikeyse sıcak çarpması. Tarım kenti olan Hatay’da açık alanda çalışan vatandaşlarda sıcak çarpmasına sıklıkla maruz kalıyorlar. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Polat, sıcak çarpmasının güneşli hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlike olduğunu belirterek pamuklu, açık renkli ve vücudun hava alabileceği giysilerin tercih edilmesi söyledi. Dr. Polat, vatandaşlara sıcak havaya karşı yapmaları gerekenleri anlattı. “Sıcak çarpması, güneşli bir hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlikedir” Sıcaklık çarpmasının halk arasında güneş çarpması olarak bilindiğini söyleyen Dr. Polat, “Yaz aylarının gelmesiyle sıcaklıkların artışı, her zaman sıcak çarpması olarak kendisini gösterir. Sıcak çarpması, güneşli bir hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlikedir. Her zaman şuur kaybı veya şuur bozukluğuyla kendini göstermeyebilir. Biz 2 kademeli şekilde inceliyoruz. Özellikle açık alanlarda korunaksız ve önlemler alınmadan yapılan çalışmalarda fiziksel hareketin fazla olduğunda sıcak çarpması meydana gelir” dedi. “Açık alanda çalışmanın yoğun odluğu hasat zamanında daha sık karşımıza çıkar” Açık alanda çalışan tarım işçilerinde sıklıkla görülen sıcak çarpmasına karşı sıvı tüketiminin önemli olduğunu belirten Dr. Polat, “Açık alanda çalışmanın yoğun odluğu hasat zamanında daha sık karşımıza çıkar. Halk arasında önlemler hakkında bilinen birkaç yöntemde olsa da doğru değildir. Sıcak çarpmasına karşı önlem olarak sıvı alınımına dikkat etmek gerekiyor. Sıvı tüketiminde hastanın oral olarak sıvı verilirken şuur durumunun yerinde olması gerekir Vücut ısısını dengede tutmak için vücut terleme ve ışıma olarak yayılmasıdır. Terlemenin vücut sıcaklığında etkisi çoktur. Pamuklu, açık renkli ve vücudun hava alabilecek giysilerin tercih edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Hatay 180 bin ton pamuk üretilen Hatay’da 3 bin depremzede çiftçiye pamuk tohumu dağıtıldı Asrın felaketinin yaralarının sarıldığı Hatay’da 3 bin depremzede çiftçiye 21.3 milyon TL değerinde sertifikalı pamuk tohumu dağıtıldı. Asrın felaketinin yıkıma uğrattığı Hatay’da depremin yaraları sarılmaya devam ediyor. Depremzede çiftçilerin yeniden ayağa kalkması için başlatılan devlet destekleri devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 180 bin ton pamuk üretilen Hatay’ın Amik Ovası’nın bereketli topraklarında üretim yapan 3 bin çiftçiye “Hatay Depremin Yaralarını Pamuk ile Sarıyor” projesi çerçevesinde 21.3 milyon liralık sertifikalı pamuk tohumu dağıtıldı. Hatay Valisi Mustafa Masatlı’nın katılımıyla Kırıkhan ilçesinde gerçekleştirilen tohum desteğinin bölge çiftçisine bir nebze de nefes olması bekleniyor. Depremin yaralarını sarmak için yapılan desteklerin devam ettiğini belirten Vali Masatlı, "Türkiye’nin en önemli ve en verimli ovalarından biri olan Amik Ovası’nda başta pamuk tarımı olmak üzere sertifikalı tohum dağıtımlarını gerçekleştirdik. Burada da yaklaşık 21.3 milyon TL’lik tohumu bugün vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. 3 bin vatandaşımıza sertifikalı tohum dağıtımı yaptık. Asrın felaketiyle beraber tarım sektörümüz de ciddi hasar aldı ama bu süreçte 1.1 milyar TL’lik destek yapıldı. Bugünkü projemiz sertifikalı pamuk tohumunun dağıtımı da buradaki vatandaşlarımızın üretimine güç katacaktır. Buradaki üretim kabiliyetimizi ve üretim miktarımızı arttırmasına ve kaliteli ürün elde etmemize ciddi katkı sunacak" dedi. 3 bin üreticiye sertifikalı tohum dağıttıklarını söyleyen Hatay İl Tarım Müdürü Abdurrahman Türkmen ise, "Yıllardır temel kaynaklardan biri olan tarım sektörü önemini her gün arttırmaktadır. 180 bin ton pamuk üretimiyle ilimiz Türkiye pamuk üretimi konusunda 4’üncü sırada yer almaktadır. 6 Şubat asrın felaketi sonrasında pamuk üretiminin devamlılığının sağlanması amacıyla birçok proje hayata geçirilmiştir. ’Hatay Depremin Yaralarını Pamuk ile Sarıyor’ projesi ile Antakya, Kırıkhan, Kumlu, Reyhanlı, Hassa, Belen, Altınözü ilçelerindeki yaklaşık 3 bin üreticimize sertifikalı tohum dağıttık" diye konuştu.