KÜLTÜR SANAT - 13 Ekim 2017 Cuma 09:08

“Kervan 1915” sinema salonlarından çekildi

A
A
A
“Kervan 1915” sinema salonlarından çekildi

“Kervan 1915” filminin yönetmeni İsmail Güneş, filmin sinema salonlarından çekildiğini açıkladı.

“Kervan 1915” filminin yönetmeni İsmail Güneş, filmin sinema salonlarından çekildiğini açıkladı.


Geçtiğimiz hafta vizyona giren ve Ermeni tehciri konulu Kervan 1915 adlı filmin yönetmeni İsmail Güneş, dağıtım sorunları ve sinema salonlarının kötü niyetli tutumları nedeniyle filmi çekme kararı aldıklarını açıkladı. İsmail Güneş yaptığı yazılı açıklamada, “Bin bir zorluklarla 3 yılda 1500 kişilik ekiple çektiğimiz ve Ermeni tehcirini konu edinen "Kervan 1915"i dağıtım sorunları ve sinema salonlarının kötü niyetli tutumlarından ötürü salonlardan çekme kararı aldık. Görülüyor ki, bundan böyle, gişe açısından tekellerin ilgisini çekmeyen ulusal yapımlar seyirciyle buluşamayacaktır. Sinema seyircisi tarafından izlenilmek istendiği halde, önemli lokasyonlarda vizyona giremeyen filmimiz ağır darbe almıştır. Seyircilerimiz gerek sosyal medyadan gerekse kişisel ilişkilerle bizlere ulaşıp filmi kendilerine yakın merkezi lokasyonlarda bile bulamadıklarını iddia etmektedirler. Filmimizin sinema seyircisiyle buluşamadığı bir sistemde daha fazla yer almak istemiyor ve üzülerek "Kervan 1915"i vizyondan çekiyoruz. ” ifadelerini kullandı.



Yönetmen İsmail Güneş İHA’nın konuya ilişkin sorularını cevapladı.


“Aslında filmi istememişler”


Filmin 81 vilayetli bir ülkede sadece 51 sinema salonunda gösterime girdiğini ifade eden İsmail Güneş, “Film, Türkiye çapında sadece 51 salonda gösterime girdi. Anadolu’dan gelen fotoğraflarda, filmin sabah 10.30 seanslarında verildiğini gördük. Bu, bugüne kadar uygulanmış bir yöntem değil. Yeni çıkmış bir film sinemalarda günün başından sonuna kadar oynar. En azından 1 hafta oynar ve gerekli ilgiyi bulmazsa ‘karşılık bulmadı’ deyip gösterimden kaldırırlar. Türkiye’nin yüz yıl konuştuğu bir meseleye bir yönünden bakan bu filmi, en kötü sinemalarda, kimsenin ilgisini çekmeyecek saatlerde yayınlamaları, aslında filmi istemediklerini gösteriyor. Dolayısıyla, en kötü yerlere, en kötü saatlere koyalım ki filmin izlenimi düşük olsun istemişler” şeklinde konuştu.



“Türkiye’de sinema alanında büyük bir tekel var”


Görünmez bir elin bu filmin tüm aşamalarında kendilerine engeller çıkardığını belirten Güneş, “ Sorunlar filmi çekerken başladı. Biz film için oyuncu ararken, hiçbir oyuncu bizimle çalışmasın, filmin çekimleri sırasında filmi çekmeyelim ve yapım sonrası aşamada ise filim tamamlanmasın diye uğraştılar. Biz bütün bu engeller için çözümler bulduk. Fakat filmi bitirip dağıtım aşamasına geldiğimizde tekrar sorunlarla karşılaştık. Dağıtım aşaması tekelin elinde olduğu için, ben filmi ille de halka ulaştıracağım diyorsanız, maalesef o tekelin insafına kalmış durumdasınız. Onlar size hangi salonları veriyorlarsa o salonda filminizi gösterebiliyorsunuz. İşin bu kısmını tahmin etmemiştik. Türkiye’de sinema alanında büyük bir tekel var. Türkiye’de hangi filmin çekileceğine bu tekel karar veriyor. Mesela komedi filmlerini ticari gördüğü için, bu tarz filmlerin çekilmesini istiyor. Daha filmi çekmeden bir ön yargıya sahip. Biz, belki de bir takım lobilere hizmet ettiğini düşündüğümüz bu ön yargıyı aşamadık. Eğer lobi Türkiye’de bu filmin bitmemesini arzu ettiyse bunu başardılar diye düşünüyorum. Bütün yaşananlara dayanarak, insanlar bu tekelden haberdar olması amacıyla, bir farkındalık oluşturmak filmimizi vizyondan çektik” açıklamasında bulundu.



“Yaraları kaşımak yerine onlara merhem sürmek gerektiğine inanıyorum”


Acıları yarıştırmak yerine sevgiyi yarıştırmanın gerektiğine inandığını bu nedenle bu filmi çektiğini ifade eden Güneş, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha Başbakanken 1915 olaylarına ilişkin Ermenilere taziye mesajı yayınlamıştı. Bu mesajda Erdoğan iki milletin yaşadığı acılara değinmişti. Ben de buradan yola çıkarak bu filmi, yapmayı düşündüm. Çünkü yaraları kaşımanın yaraları iyileştirmediğini, yaraları kaşımak yerine onlara merhem sürmek gerektiğine inanıyorum. Sanat ta bunu gerçekleştirmenin en iyi yolu. Acıları yarıştırmak yerine sevgiyi yarıştırmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden sevgi üzerine bir film yaptım. Biz o insanlarla 100 yıllar boyunca aynı topraklarda yaşadık. Sonra bir takım güçler kendi amaçları için bizleri karıştırdılar. Bunun neticesi olarak Ermenilerin tehcir edilme durumu söz konusu oldu. Ben filmde bu tehcirin nasıl bir şey olduğu, ne niyetle yapıldığı ve yapılırken neler yaşandığını anlatmak istedim. İnsanların yolda başlarına neler gelebileceğini Katırcı Salim üzerinden anlattım ki, insanların gerçek bir hikayeyi seyredip, o hikaye yoluyla olan bitenden haberdar olmasını istedim. O dönemde Osmanlı her cephede bir çok devletle savaş halinde. Anadolu terk edilmiş ve savunmasız bir durumda. Ortada bir kaos ortamı var ve böyle bir dönemde gerçekleştirilen tehciri ve Katırcı Salim’in hikayesinde anlattım.” diye belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Tekin ve beraberindeki çocukları kabul etti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve beraberindeki çocukları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve beraberindeki çocukları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabine toplantısının yapıldığı salonda kabul etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından çocuklarla bir süre sohbet etti. Çocukların kendisiyle fotoğraf çektirme isteğini kırmayan Erdoğan, programın sonunda çocuklarla toplu fotoğraf çektirdi. Programa katılan çocuklara ise saat hediye edildi. “23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik ediyorum” Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajında, "Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışının 104’üncü yıl dönümünü ve gözümüzün nuru evlatlarımızın 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik ediyorum. Geleceğimizin teminatı yavrularımızın her gününün bayram neşesi içinde geçmesini temenni ediyorum. Büyük Millet Meclisimizin ilk Başkanı, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere ülkemizin bugünlere gelmesinde katkısı olan herkesi saygıyla anıyorum. İstiklalimiz ve istikbalimiz uğrunda gözlerini kırpmadan canlarını feda eden kahraman şehitlerimizin her birine Allah’tan rahmet niyaz ediyorum" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM 104’üncü açılış yıl dönümü idrak ettiklerini vurgulayarak, "Bundan tam 104 sene önce Ankara’da dualarla, tekbirlerle salavatlarla açılan Büyük Millet Meclisimiz, milletimizin ve devletimizin hürriyet mücadelesinin sembolü oldu. Bağımsızlığımıza giden yolda, ilk meclisimiz öncülük ve liderlik etti. 23 Nisan 1920’de meclisin açılmasıyla başlayan milli mücadele, 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin ilanı ile birlikte zafere ulaştı. Tarihimizdeki böylesine önemli bir günün, istikbalimizin teminatı olan siz çocuklara hediye edilmesi elbette tesadüf değildir. Bu devletimizin sadece çocuklara değil aynı zamanda kendi geleceğine verdiği önemin de bir göstergesidir. Biliyorsunuz, biz de ’Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuzu sizlere emanet ettik. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, her birinizin bu emaneti en güzel şekilde taşıyacağınıza yürekten inanıyorum. Sizlere her alanda güçlü, müreffeh ve itibarlı bir ülke bırakmak için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Siz evlatlarımızın da çalışkanlığınızla, başarılarınızla, heyecanınızla, ufkunuz ve umutlarınızla Türkiye’yi çok daha ileriye götüreceğinizden asla şüphe duymuyorum" şeklinde konuştu.