GENEL - 13 Ekim 2017 Cuma 11:46

Sınav sistemlerindeki belirsizlik öğrencilerde kaygıyı tırmandırıyor

A
A
A
Sınav sistemlerindeki belirsizlik öğrencilerde kaygıyı tırmandırıyor

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Yrd.

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Yrd. Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, TEOG’un kaldırılması ve üniversiteye giriş sınav sisteminin değiştirilmesi nedeni ile ortaya çıkan belirsizlik durumunun öğrencilerde kaygı oluşturabileceğini söyledi.


Son dönemlerde Türkiye’de çokça tartışılan TEOG ve üniversiteye giriş sınavlarında köklü deşiklik yaşandı. TEOG sınavının kaldırılması ile başlayan süreç, üniversiteye giriş sınavının ikili aşamadan tekli aşamaya indirilmesi ile devam etti. Halihazırda ortaya çıkan yeni sistemle ilgili kafalarında belirli bir yol haritası oluşturamayan öğrenciler ve aileleri de oluşacak yeni durumla ilgili kaygı beslemeye başladı. Öğrenci ve velilerin yaşadıkları sorunlarla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Dicle Üniversitesinde görevli Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Yrd. Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, son zamanlarda özellikle eğitim sisteminde çok radikal değişiklikler yapıldığını söyledi. TEOG’un kaldırılması ve üniversiteye giriş sınavının ikili sistemden tekli sisteme geçmesinin pratikte polikliniklere de yansımalarını gördüklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Nasıroğlu, çocukların hayatında sınavların hayati önem taşıdığı izleniminin oluşturulmaması gerektiğini dile getirdi. Nasıroğlu, “Örneğin bir çocuğun derslerinin 5 olması ile 4 olması arasında bizim o çocuğa olan sevgimiz ne kadar değişiyor? Pratikte şunu görüyorum ben, çocuklar şunu hissediyorlar. Biz, annemizin ve babamızın sevgisini kazanabilmemiz için ya da arkadaşlarımızın sevgisini kazanabilmemiz için ders notlarımızın iyi olması gerekiyor, başarılı olmamız gerekiyor aksi halde babam, annem çok üzülecekler, beni sevmeyecekler ya da arkadaşlarım bana yeterince değer, ilgi göstermeyecek diye düşünüyorlar. Bu sınav odaklı, başarı odaklı bir çocuk yetiştirme tarzı peki doğru mu? Şunu görüyoruz, bir çocuğun başarılı olması, ders notlarının çok iyi olması, iyi bir üniversite okuması, maddi imkanların iyi olması evet çocuk ya da yetişkinin ruh sağlığını olumlu yönde etkileyebilir ama tek başına yeterli değil. İyi, kendine güvenen, koşulsuz sevgiyi hisseden bir çocuk mu istiyoruz ya da koşullu bir sevgiyi hissedip sadece bu koşullu sevgiyi alabilmek için hayatının tamamında böyle bir sınava yönelik çalışmak zorunda bırakılan bir çocuk mu istiyoruz” dedi.



“Belirsizliğin olduğu durumlarda çocuklarda bir kaygı hali oluşuyor”


TEOG’un kaldırılması ve üniversiteye giriş sınavının değişmesinin ardından bir belirsizliğin doğduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Nasıroğlu, şöyle devam etti:


“Ergenlikte özellikle, yetişkinler için de aynı şey geçerli belirsizliğin olduğu durumlarda çocuklarda bir kaygı hali oluşuyor. Ailelere şunu söylüyorum; bu geçici bir süreç, bizlerin yapması gereken şey ders çalışması gerekiyorsa bunların rutinini bozmadan yapmamız. Yani bir sınav sistemi değiştiğinde matematik sorularının ötesinde başka bir matematik sorusu getirilmeyecek.”



“Çocukların birden fazla sınava girmesi, aynı stresi defalarca yaşayacağı anlamına geliyor”


İkili sistemle tekli sistem arasında çocuk ruh sağlığı açısından bazı tartışmaların yürütüldüğünü aktaran Yrd. Doç. Dr. Nasıroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Acaba ikili sistem mi çocukların ruh sağlığını daha koruyucuydu ya da tekli sistem mi? Aslında bu kişi bazlı değerlendirilebilir. Genel itibari ile konuşacak olursak çocukların birden fazla sınava girmiş olması aynı stresi defalarca yaşayacağı anlamına geliyor. Sınav sistemlerinden bağımsız olarak sınav sistemi bir de olsa, iki de, beş de olsa şunu anlamamız gerekiyor; bu sınav hayatın sonu değil. Evet çok klasik bir bilgi ama gerçekten böyle. Evet, çocuğumuzun önünde sen kazanamasan da biz seni seviyoruz diyoruz ama arkadan bu çocuğa sürekli bir şekilde çok ders çalışması gerektiğini, mutlaka doktor, öğretmen, mühendis olması gerektiği ile ilgili bazı aşılamalarda bulunuyoruz.”



“Aileler, sınav sistemi ne olursa olsun çocuklarının yanlarında olduklarını hissettirmeli”


Modern ülkelerde öğrencilere 18 yaşına kadar sınav yapılmadığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Nasıroğlu, şöyle dedi:


“Mesela Finlandiya örneğinden getirebiliriz bunu, 18 yaşına kadar herhangi bir sınav sistemi uygulanmıyor. Not üzerinden bir sistem yüklenmesini çok doğru bulmuyoruz. Eğitimciler de aynı şekilde düşünüyor, biz de aynı şekilde düşünüyoruz. Türkiye gibi üniversitelere büyük bir yığılmanın olduğu durumlarda merkezi sınav sisteminin yapılması kaçınılmaz oluyor. Finlandiya’da da yine aynı şekilde 18 yaşına kadar belki bir sınav yapılmıyor ama 18 yaşında yine merkezi bir sınav sistemini getiriyorlar. Burada önemli olan şey şu; o ana kadar çocuk kendini nasıl hissediyor. Sınav sistemlerinin kaldırılmasından ziyade şunun üzerinde yoğunlaşmak istiyorum, aileler sınav sistemi ne olursa olsun bir şekilde o sınavların çocuklarının mutluluk endeksi ile birebir her zaman ilişkili olmadığını ve koşulsuz çocuklarının yanlarında olduklarını hissettirmelerini istiyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Başkan Yıldız, ilk nikahını kıydı Mersin’in merkez ilçe Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, göreve başlamasının ardından ilk nikahını kıydı. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri sonrası 1 Nisan sabahı Başkan Yıldız’a sosyal medya hesabından mesaj göndererek nikahlarını kıymalarını isteyen Makbule Keskin ve Mehmet Bulut çifti, mutluluklarını ve heyecanlarını gizleyemedi. Başkan Yıldız’a teşekkür eden genç çift, “Bu mutlu günümüzde bizi yalnız bırakmadınız. Teşekkür ederiz” dedi. Başkan Yıldız ise nikah töreninde Makbule ve Mehmet çiftinin verdiği “evet” cevabı sonrası aile cüzdanını her ikisine de teslim ederek tebrik etti. Genç çifte, sağlık, huzur ve mutluluk dolu bir ömür dileyerek, ailelerini de tebrik eden Başkan Yıldız; “Mehmet ve Makbule kardeşim, 1 Nisan sabahı sosyal medya hesabından bize mesaj göndererek, selamlarını ilettiler ve ’Başkanım sen mutlu oldun, kazandın. Bu kenti yöneteceksin. Sen de bizi mutlu edersen çok seviniriz’ diyerek nikahlarını kıymam için davet ettiler. Seve seve nikahlarını kıyacağımı kendilerine ilettim. Ben de çok mutlu oldum. Umarım bu nikah kendilerine bir ömür boyu mutluluk getirir. Çocuklarıyla, torunlarıyla mutlu bir hayat sürerler” diye konuştu. Başkan Yıldız ayrıca nikahın ardından genç çifte nasihatlerde de bulundu. Yıldız, “Artık bir ailesiniz. Aile bütünlüğünü korumak için hayatın her anında, her dakikasında, her saniyesinde birlikte karar vereceksiniz. 20 yıldır evli bir belediye başkanı olarak söylüyorum. Evlilik, aile kurmak, çocuk sahibi olmak çok güzel. Sizi bir daha kutluyorum” ifadelerini kullandı.
Konya Arkadaşını vurup pişman olunca hastane önüne bırakıp kaçtı Konya’da araç içerisinde alkol aldıkları arkadaşı tarafından tabanca ile vurulduktan sonra hastaneye bırakılan kişi hayatını kaybetti. Gözaltına alınan şüpheli ise emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Olay, geçtiğimiz pazartesi günü meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Konya Şehir Hastanesine silahla vurulmuş halde 1 kişinin bırakıldığı ihbarı üzerine hastaneye Konya Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri sevk edildi. Burada yapılan incelemede silahla vurulan kişinin 36 yaşındaki Ümit Kılınç olduğu belirlendi. Kılınç, burada yapılan bütün müdahalelere rağmen salı günü sabah saatlerinde kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Polis ekipleri, olay sonrası yaptığı güvenlik kamerası ve Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) üzerinden yapılan araç kontrol ve plaka çalışması sonrası Ümit Kılınç’ı bırakıp kaçan sürücünün kullandığı aracın 34 TC 4142 plakalı otomobil olduğunu belirledi. Olayla ilgili çalışma başlatan polis, araç sürücüsünün 29 yaşındaki Osman Y., olduğunu belirledi. Şüpheli, merkez Meram ilçesi Karadiğin Mahallesi istikametine kaçarken yakalanarak gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheli ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. Osman Y., buradaki ilk ifadesinde, araçta birlikte alkol aldıklarını ardından tartışma çıktığını, çıkan tartışma sonrası Osman Y’nin aracından inen arkadaşı Ümit Kılınç’ı silahla vurduğunu ve pişman olup kurtarmak için hastaneye götürdüğünü söylediği öğrenildi. Osman Y., emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.