POLİTİKA - 13 Ekim 2017 Cuma 12:10

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan "İdlip" açıklaması

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan "İdlip" açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bir gece ansızın gelebiliriz’ dedik, bu gece TSK ÖSO ile birlikte İdlip ile ilgili şuanda operasyonu başlattı” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bir gece ansızın gelebiliriz’ dedik, bu gece TSK ÖSO ile birlikte İdlip ile ilgili şuanda operasyonu başlattı” dedi.


AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinın (TSK) Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte İdlip ile ilgili operasyonu başlattığını kaydederek, kimsenin Türkiye’ye “Niye böyle yapıyorsunuz” deme hakkı olmadığını söyledi. Son yıllarda Türkiye’de yaşanan olaylara ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her gün yeni bir saldırı, yeni bir taktik atak ile karşılaşıyoruz. Bu saldırıların bir kısmını bizim dikkatimizi ve enerjimizi bölgemizdeki kritik gelişmelerden uzaklaştırmaya yönelik olarak görüyorum. Türkiye’yi FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri ile köşeye sıkıştıramayanlar kendileri doğrudan sahaya girmeye başladılar. Bunun için tüm anlaşmalar ve taahhütler yok sayılarak AB’deki serbest dolaşım hakkımızı sürekli erteliyor ve bizleri oyalıyorlar. Bunun için göçmenlerin Avrupa’ya yönelmesini engellemek amacıyla kendilerinin önerdiği yardımlar fiilen yapılmıyor. Tüm teamüller ve diplomatik kurallar yok sayılarak Amerika’ya vize başvuruları askıya alınıyor. Ülkemizin bölgedeki insani dramların önüne geçmek konusunda gösterdiği gayretler ısrarla gözden uzak tutuluyor. DEAŞ’a karşı en ciddi ve etkili mücadele yürüten Türkiye’yi terör örgütleri ile yan yana göstermenin gayretleri aranıyor. En küçük hadiseler dahi bahane edilerek ekonomimizle ilgili olumsuz spekülasyonlar üretiliyor. Gezi olayları sırasında bir kesim çerden çöpten bahanelerle sokaklarda kaos çıkartmaya çalıştığında milletimiz geri plandaki oyunu gördü ve ona göre pozisyon aldı. 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminde hedefin şahsım veya ailem değil, bizim nezdimizde ülkemizin tüm kazanımları olduğunu gören milletimiz bize her zamankinden çok fazlasıyla sahip çıktı. 7 Haziran seçimleri sonrasında hiçbir parti tek başına iktidara gelemeyince kimlerin ellerini ovuşturmaya başladığını, kimlerin eski Türkiye hayaliyle yerinde duramadığını yine en iyi milletimiz gördü. Hemen arkasından 1 Kasım seçimleri ile bu aziz millet durumu düzeltti. Türkiye’yi 90’ların karanlık günlerine çevirmek isteyenlere fırsat vermedi. Baktılar böyle olmuyor bu defa PKK terör örgütünü devreye soktular. Çukur eylemleri dediğimiz, bazı ilçelerdeki kardeşlerimizin malına ve canına kastederek devletin egemenliğine saldırı sürecini bölgedeki vatandaşlarımızın feraseti ile başarısızlığa uğrattık. Aynı dönemde DEAŞ terör örgütünün sınırlarımıza dönük taciz ve ülkemiz içindeki canlı bomba saldırıları da artmaya başladı. Bu örgütün ipini elinde tutanların hedef olarak ülkemizi gösterdikleri anlaşılıyordu. Türkiye’nin milleti ve devleti ile gösterdiği güçlü duruş sebebiyle amaçlarına ulaşamayanlar 15 Temmuz gecesi darbe girişimi ile yeni bir hamle yaptılar. 1960’ta, 1971’de, 1980’de, 1997’de tamamen veya kısmen başarılı olan darbe teşebbüslerinin aksine bu defa bambaşka bir manzara ortaya çıktı. Milletimiz tarihinde ilk defa darbecilere fiilen mukavemet gösterdi. Hemen arkasından Suriye’deki Fırat Kalkanı Operasyonu’nu başlatarak bizi bu şekilde durduramayacaklarının mesajını darbenin arkasındaki güçlere verdik. Hem onların saldırıları hem bizim cevaplarımız bunlarla sınırlı kalmadı. Türkiye’ye siyasi, sosyal, diplomatik, askeri, ekonomik, tüm alanlarda diz çöktüremeyenler her gün yeni bir oyunla karşımıza çıkıyor. Biz ne diyoruz ‘namert kaçar, mert direnir.’ Biz artık sadece direnmekle, savunmakla kalmıyoruz, kendi oyun planımızı adım adım uyguluyoruz. Savunmamızı güçlendirirken taarruzu da ihmal etmiyoruz. Türkiye’yi batıdan ve mümkünse tüm dünyadan tecrit etmek için ellerinden geleni yapanlar beyhude uğraşıyorlar” diye konuştu.



“Bizim size ihtiyacımız yok”


AB konusunda masadan kalkan tarafın Türkiye olmayacağının altını çizen Erdoğan, “AB ülkemize serbest dolaşım hakkı vermedi de ne oldu, dünya başımıza mı yıkıldı. Resmi olarak 54 yıl, aslına bakarsan 59 yıldan bu yana almadılar. Bitirdiler mi bizi, hayır? Biz sabrediyoruz, ‘bu minderden biz değil siz kaçacaksınız’ diyoruz. Dürüstseniz yapın açıklamanızı. Açıklamayı yapın bitirelim işi. Bizim size ihtiyacımız yok, karşılıklı bir ihtiyaç formülü var. Geçtiğimiz hafta İran’da, ardından Ukrayna, Sırbistan’daydım. Salı günü Polonya’ya gidiyorum. Ziyaretlerimin hepsi verimli geçti. Sırbistan’da, özellikle Sancak’ta ülkemize ve şahsımıza gösterilen sevgiyi, muhabbeti kelimelerle anlatmak mümkün değil. Ogün bizimle beraber olan bir belediye başkanımız bir trafik kazasında dün rahmetli oldu, bugün defnedecekler, Allah rahmet eylesin. Eşi benzeri olmayan ev sahipliği için Sayın Vuçiç’e, Sırbistan halkına, Sancak ve Novi Pazar’daki tüm kardeşlerime şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Hani merhum Neşet Ertaş diyor ya, ‘dost elinden gel olmazsa varılmaz, rızasız bahçanın gürü derilmez, kalpten kalbe bir yol vardır görülmez, gönülden gönüle giden yol gizli gizli.‘ Bizim tüm dostlarımızla aramızda gönülden gönüle giden ve görülmeyen bağlar vardır. Sırbistan’da, Novi Pazar’da ise bu bağı tüm gücü ile gördük. Meydanda gördük, yollarda gördük. Ülkemizin ve milletimizin dostluğunu yıkma pahasına saçma sapan hamlelere girişenlerin eline geçen nedir? Bu şekilde bize zarar verdiklerini düşünüyorlarsa bizim gördüğümüzden daha fazlasını onlar görüyor. Türkiye yoluna devam ediyor, yoluna devam edecek. Yaşadığımız bu zor dönemde yanımızda olanları unutmayacağımız gibi sürekli ayağımıza çelme takanları da unutmayacağız. Ülkeler arasındaki ilişkilerin mutlak dostluk ve mutlak düşmanlık üzerine tanzim edilemeyeceğini elbette biliyoruz. Müttefik dediğimiz, pek çok platformda birlikte çalıştığımız kimi devletlerin ülkemize karşı sergiledikleri bu ikiyüzlü tutumdan biz çok rahatsızız. Yüz yüze geldiğimizde bize her türlü sözü verenlerin arkamızdan oynadıkları oyunların çirkinliği artık saklanamaz hale geldi. Bu mızrak bu çuvala sığmıyor artık. Bize demokrasi dersi, hukuk devleti dersi, hak ve özgürlükler dersi verenlerin işlerine gelmediğinde bu kavramlardan ne kadar kolay vazgeçebildiklerini görüyoruz” şeklinde konuştu.



“TSK ÖSO ile birlikte İdlip ile ilgili şuanda operasyonu başlattı”


Yıllarca Türkiye’yi terör örgütleri ile yeteri kadar güçlü şekilde mücadele etmemekle itham edenlerin şimdi terör örgütleri ile kol kola bölgeyi tanzime giriştiklerini belirten Erdoğan, “Dünyada kendilerine terörle mücadelede en büyük hedef olarak DEAŞ’ı gösterenler şuanda DEAŞ’a karşı PYD-YPG gibi terör örgütleri ile beraber mücadele ediyorlar. Şimdi soruyorum, 3 bin 300’ü aşkın tır ile kuzey Suriye’de bir terör örgütü oluşturmaya, bir terör devleti oluşturmaya çalışanların niyeti nedir? Bunlara bu denli silahı ücretsiz olarak verenlerin niyeti nedir? Biz paramızla silah alamazken onlara parasız olarak bu kadar silahı vermenin gayesi ne olabilir? Burada soru işaretleri oluşmuyor mu. Biz bunların ne anlama geldiğini biliyoruz. Biz Astana sürecini başlattık ve bu süreçte Türkiye, İran, Rusya bir karara vardık. ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ dedik, bu gece TSK ÖSO ile birlikte İdlip ile ilgili şuanda operasyonu başlattı. Oradaki mazlumların üzerine gelenlerin, o mazlumlara bunca silahla saldıranlar, rejim ne yazık ki, bütün bunlar karşısında bize tarihi bir sorumluluk yüklüyor. İdlip’te şuanda Halep’ten kovulanlar, Halep’te yaşam hakları sona erdirilenler, onlar şimdi büyük ölçüde İdlip’teler. İdlip bize sınır. Tedbirimizi almak zorundayız. Kimse bize ‘niye bunu böyle yapıyorsunuz’ diyemez. Suriye’ye 911 kilometre sınırı olan biziz, her an taciz ve tehdit altında olan biziz, kimse bize ‘niye bunu böyle yaptınız’ diyemez” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Bakan Yardımcısının basın açıklaması sırasında deprem oldu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde basın açıklaması yaparken deprem meydana geldi. İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Karaloğlu 4 ilçe 37 köyde 385 konut, 87 ahır, 11 cami ve 1 fırında hasar meydana geldiğini belirterek, “Sulusaray merkezli 5 deprem meydana geldi şu ana kadar, 41 de artçı oldu. Ben Tokat ve Yozgat’taki tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim beterinden korusun, muhafaza etsin. En büyük tesellimiz şu ana kadar herhangi bir yaralımız ve can kaybımız yok. Arkadaşlarımız, ekiplerimiz şu anda sahada köylerin tamamı tarandı. Tokat’ta 3 ilçe, Yozgat’ta 3 ilçede olmak üzere depremden etkilenen tüm köylerimiz şu anda taranmış durumda. Tokat’ta şu ana kadar 112 acil çağrı merkezimize 576, Yozgat’ta 250 deprem kaynaklı vatandaş ihbarı var. Ön incelemeler sonucunda Tokat ilimizde 3 ilçe, 30 köyde, 191 konutta ve 84 ahırda, 7 cami ve 1 fırında hasarlar var, bunlar yıkık değil hasarlı. Yozgat ilinde 1 ilçede 7 köyde 94 konutta, 4 cami ve 3 ahırda ön hasar tespitlerimiz var” dedi. “Hasarlı evlere girmeyin” Hasarlı evlere girilmemesi çağrısında bulunan Karaloğlu, "Evinde hasar olan, çatlağı olan hiçbir vatandaşımız evini kullanmasın. Biz onları alıp misafir etmeye hazırız. Yurtlar hazır hale getirildi. Vatandaşımıza çağrı yapıldı. Şu ana kadar 30 vatandaşımız yurtlarda kalmak için müracaatta bulundu. Sayın valimizin verdiği bilgiye göre şu anda bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarında bir hasarımız yok. Okullarımızda, kamu hizmet binalarında herhangi bir hasarımız yok, inşallah binalarımızda kamu hizmeti vermeye de devam edeceğiz. Kumanyalar hazırlandı şu anda dağıtılıyor. Yine Tokat’ta üç ilçemizde sıcak yemek çıkartmak üzere aş evlerimiz oluşturuluyor. İnşallah vatandaşımıza sıcak yemek imkanımızda sunulacak. Şu anda bölgede ulaşımda, alt yapıda, elektrik ve haberleşmede herhangi bir sorunumuz yok. Yollarımız açık, enerjisi olmayan ve haberleşme imkanı olmayan köyümüz yok. Tedbir olarak Tokat’ta bir gün eğitime ara verdik. Yozgat ilimizde ise Çekerek, Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde yine eğitime bir gün ara vermiş olduk” dedi. “750 Personel 150 araç bölgede” Karaloğlu, 150 araç ve 750 personelin bölgede görev aldığını ifade ederek, “Diyarbakır’dan Van’a kadar birçok ilimizden arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış durumda. Yerel ekipler de bölgeye ulaştı. Şu anda bölgede 750 personelimiz vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere bekliyor. 150 yardım aracı da bölgeye ulaşmış durumda” şeklinde konuştu. “Dezenformasyon uyarısı” Karaloğlu açıklamasında dezenformasyon uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Sosyal medyada maalesef yine dezenformasyonlar var. Vatandaşımıza çağrımız AFAD tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar etmemeleridir. Biz vatandaşlarımızı AFAD üzerinden çok hızlı bir şekilde bilgilendiriyoruz. Vatandaşımızın tereddüdü olmasın.” Öte yandan İçişleri Bakan Yardımcısı, açıklama yaptığı sırada deprem meydana geldi. Karaloğlu, "Şu anda artçı sarsıntıyı hep birlikte yaşadık. Rabbim hepimizi, ülkemizi korusun" dedi.
İstanbul Jose Mendilibar: "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık" Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, Fenerbahçe ile çok zor bir maç oynadıklarını belirterek, "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe ile karşılaşan Olympiakos, penaltı atışları sonunda galip gelerek yarı finale yükseldi. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, "Çok zor bir oyun oynadık. Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. 10. dakikada golü yemiştik fakat dayandık. İlk devrede dayanma gücümüzü iyi kullandık. Topu rakibe verip yorma yoluna gittik. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" ifadelerini kullandı. "Kendimi şanslı hissediyorum" Mendilibar, "Avrupa kupalarında yarı finale kalmasında takımın başında antrenör olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım daha ileriye taşıyabiliriz. Şu anda kalemizi koruyan Tzolakis, başta ikinci kalecimizdi. Sonra kaleyi devraldı. Topun auta gitmesine şans diyebilirsiniz ancak kalecinin kurtarışına şans diyemeyiz. Bir çalışma sonucu oluyor bunlar" diye konuştu. "Kariyerim boyunca penaltılara bakmadım" Penaltı atışlarını izlemediği ve sırtını dönmesiyle ilgili sorulan soruya İspanyol teknik adam şu yanıtı verdi: "Ben bütün kariyerim boyunca penaltılara bakmadım. Bunu totem olarak yaptığımı size açıklamak isterim."
İstanbul İsmail Kartal: “Turu geçmek adına her şeyi hak etmiştik” Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Olympiakos maçında oyuncuların 2. golü bulamamanın stresini yaşadığına dikkat çekerek, “Turu geçmek adına her şeyi çok hak etmiştik. Bugüne kadar penaltı kaçıran oyuncular, en az penaltı kaçıran oyunculardı” dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe, sahasında karşılaştığı Yunan temsilcisi Olympiakos’a penaltı atışları sonunda kaybederek turnuvaya veda etti. Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. İlk yarı iyi futbol oynadıklarını belirten Kartal, "Bugün oyuna çok iyi başladık. İlk devre muhteşem bir Fenerbahçe vardı. Muhteşem taraftar önünde golü de bulduk. İkinci yarı oyun dengelendi. Sonra tempoyu arttırdık sadece 2. golü bulamadık. Oyuncuların turu geçebilmek adına rahatlığı, o golü bulamamanın stresini yaşadık. Uzatmalarda mecburi değişiklikler yaptık. Uzatmalar iki takım adına dengeli geçti. Turu geçmek adına her şeyi çok hak etmiştik. Oyuncularımı tebrik ediyorum. Bugüne kadar penaltı kaçıran oyuncular, en az penaltı kaçıran oyunculardı. Sadece 2. golü bulamadığımız için turu geçemedik. Taraftarlarımıza karşı mahcup olduk. Her şeye rağmen önümüze bakıyoruz. Ligde devam edeceğiz" diye konuştu. “Bugün bazı oyuncular karşılık veremedi” Müsabakada yapılan değişiklikler ile ilgili Kartal, “Bazen oyuncuları değiştirirsin, hamlelere karşılık bulursunuz. Bazen de istediğiniz verimi alamazsınız. Bugün de bazıları karşılık verdi, bazıları veremedi. Bunlar futbolun içinde olan doğal şeyler” ifadelerini kullandı. "Mecburi değişiklikler oldu" Tadic’in vuruş stili ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kartal, “Tadic’in çok fazla şut atma değil de ayak içi plase vuruşları var. Onun kendine göre vuruş stili var. 86. dakikada Fred ile konuştuk uzun zaman sakatlık yaşadı. Uzatmaları da düşünerek yerine daha mücadeleci birini alarak tüm planlarımız buydu. Szymanski’ye kramp girdi, Becao’nun kasığında ağrı oldu. Mecburi değişiklikler oldu” şeklinde konuştu. “En güvendiğimiz isimler penaltıları kaçırdı” Penaltı atışlarını da değerlendiren Kartal, “Bonucci çok kariyerli oyuncu, Cengiz de aynı şekilde. Tadic penaltı atışlarında, kariyerinde kaçırdığı penaltı sayısı çok az. Beni şaşırtan bunlar oldu. En güvendiğimiz isimler penaltıları kaçıran isimler oldu. Bu kadar mücadele ettik. Bu mücadelenin karşılığında 2. golü atarak turu geçebilmek varken, penaltılarla elenmek üzücü oldu” diyerek sözlerini noktaladı.