Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, “Dünyanın en önemli topraklarında Türkler var. En değerli yer altı kaynakları, en stratejik noktalar hep Türklerin elinde. Bir olursak dünya tarihine yeniden yön verebiliriz” dedi.
Samsun Türk Ocağı’nın düzenlediği haftalık Baykara Meclisi Sohbetlerinin bu haftaki konuğu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu oldu. "Tarihte Türk İzi" başlığını taşıyan sohbette ilk çağdan günümüze Türklerin kurduğu devletler ve bu devletlerin ulaştığı bilim, sanat ve kültür seviyeleri anlatılarak, günümüz dünyası yorumlandı.
Türk dünyasının bir olduğu sürece dünyaya hükmettiği bu sebep ile Türk dünyasının bir olmasını engellemeye çalışıldığını vurgulayan Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, “Dünyayı yönlendiren 5 tane millet var. Anglo Saksonlar (İngilizler ve akraba milletler), Slavlar (Ruslar ve akraba milletler), Cermenler (Almanlar ve akraba milletler), Araplar ve Türkler. Bu 5 milletten Araplar devre dışı kaldılar. Dünyayı yönetecek güçleri yok artık. Anglo Saksonlar ise çatlamaya başladı. Cermenler Avrupa ile sınırlı kaldılar. Türkler ise bir olursa tekrar bu gücü elde edebilir. Şu an Slavlar önde gidiyor, Anglo Saksonlar gücü korumaya çalışıyor ama tüm dünyada nefret var. 3. sırada Türkler geliyor. Dünyanın en önemli topraklarında Türkler var. En değerli yer altı kaynakları, en stratejik noktalar hep Türklerin elinde. Bir olursak dünya tarihine yeniden yön verebiliriz” diye konuştu.
Türklerin bilim kültür ve sanatta gelişmiş bir millet olduğunu vurgulayan Tellioğlu şunları söyledi: “Günümüz dünyasında Türklerin özgüvenini kırarak, onları yönetme arzusunda olan devletler var. Bunda da başarılı oluyorlar. Türk milleti geçmişte sanatta, bilimde ve sporda çok büyük işler yapmıştır. Aziz Sancar bizim gururumuz, ama geçmişte çok sayıda Aziz Sancar çıkarttık. Aziz Sancarların sayısını arttırarak eski gücümüze kavuşabiliriz. Şu an gelişmiş ülkelerden teknoloji açısından geriyiz. Ama bizim teknolojide sıçrama yapabileceğimiz bir potansiyelimiz var. Tarihten gelen bu birikime dönebilirsek bilimde ilerleyebiliriz.”
